Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1370 E. 2022/1421 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1370
KARAR NO: 2022/1421
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2019
NUMARASI: 2017/901 E. – 2019/174 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili bankaya üye işyeri başvurusunda bulunduğunu, bu başvurunun kabul edilmesi sonucunda 22.09.2014 tarihinde taraflar arasında “Üye İşyeri Sözleşmesi” akdedildiğini, bu sözleşme sonrası davalı ile müvekkili bankanın üye iş yeri olarak faaliyet gösterdiğini, davalı tarafın sözleşmeye aykırı işlem ve davranışları sebebiyle bahsi geçen sözleşme müvekkilince tek taraflı olarak feshedildiğini, Kadıköy … Noterliği’nin 04.05.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bu fesihi bildirildiğini, davalının sözleşmeye aykırı olarak gerçekleştirip tahsilini gerçekleştirmiş olduğu işlemlere ait toplam 4.008,38 TL borcun 24 saat içinde ödenmesi, aksi taktirde yasal yollara müracaat edilerek temerrüt faizi, vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile birlikte talep edileceği ihtar edildiğini, söz konusu ihtarname davalı tarafa 06/05/2016 tarihinde tebliğ edilmesine karşın herhangi bir ödeme yapılmadığını, bir itirazda bankaya ulaşmadığını, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine borcun tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, takipte ödeme emrinin tebliği üzerine davalı tarafça 18.05.2017 tarihinde borcun bulunmadığından bahisle borca ve talep edilebilecek yıllık faiz oranının %9 olduğundan bahisle faize itiraz edilerek takibin durduğunu, takibe konu borcun varlı ile uygulanan faizin sözleşmeye uygunluğu karşısında söz konusu itirazın gerçeği yansıtmadığını, hukuka aykırı olduğunu, yalnızca takibi durdurarak tahsili engellemek yahut geciktirmek amaçlı olduğu açık olduğunu beyan ederek, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptaline, alacağın % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Alacaklı tarafın açtığı davanın haksız ve tümden reddedilmesinin gerektiğini, müvekkilinin davacı bankada hesap açtığını, kullandığını, davacı bankanın pos cihazını kullandığını, bir kısım tahsilatlarını pos cihazı ile gerçekleştirdiğini, firmasını kapattıktan sonra davacı bankaya pos cihazını iade ettiğini, müvekkilinin davacı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığını, davacı taraf müvekkiline Kadıköy … Noterliği’nin 30.04.2016 tarih, … yevmiye nolu ihtarını gönderdiğini, davacı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, bu icra takibine itiraz edildiğini, davacı taraf yaptığı icra takibinde müvekkilinin kendisine “06.05.2016 Kadıköy … Noterliği’nin 04.05.2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ve üye iş yeri sözleşmesi” sebebiyle borçlu olduğunu iddia ettiğini, müvekkilinin davacı tarafa borçlu olmaması sebebiyle icra takibine itiraz edildiğini, müvekkilinin davacı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığını, davacı taraf müvekkilinden bir alacağının olduğunu iddia ediyor ise önce bu alacak iddiasında haklı olduğunu belgeleriyle kanıtlamasının gerektiğini, soyut ifadelerle, yetersiz belge ve alacak sebebine dayanılarak açılmış icra takibi ile işbu davanın reddedilmesinin gerektiğini, borcu kabul etmediklerini, alacaklı tarafın ibraz ettiği belgelerin yetersiz olduğunu, talep edilen alacağın ihtilaflı ve belirsiz bir alacak olmaması sebebiyle davacı tarafın % 20 kötü niyet tazminatı talebini kabul etmediklerini beyan ederek, davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesine, dava masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…Davacı banka ile davalı arasında imzalanan üye işyeri sözleşmesi, ve ticari hizmet sözleşmesi çerçevesinde davacı banka tarafından sağlanan … nolu hesap üzerinden davalıya teslim edilen pos terminal cihazı üzerinden kredi kartları üzerinden kart hamillerinden sağlanan tahsilatlar karşılığında kart hamillerine gereken kurs ve eğitim hizmetinin verilmediği itirazında bulunan kart hamillerine, kartı çıkaran bankalar tarafından davacı bankaya kart hamillerinin itirazlarını bildirdiği, akabinde de taraflar arasında imzalanan sözleşmeler, kredi kartları ve banka kartları kanunu, uluslararası chargeback prosedürü, bankacılık Uygulama ve teamülleri çerçevesinde, davacı bankanın, davalıdan 21.06.2015 tarihinde 2.400.00 TL ve 21.08.2015 tarihinde gerçekleştirilen 1.180.50 TL’lik kartlı işlemlere konu tüm belgelerin incelenmek üzere talep edildiği, davalı üye işyerinin söz konusu kart hamillerinden kurs hizmet ücreti olarak tahsil ettiği bedeller karşılığında kurs ve eğitim hizmeti verdiğine ilişkin her hangi bir somut belgenin davacı bankaya ibraz etmemesi karşısında, Kurs ve Eğitim hizmeti verilmeden tahsil edilen bedellerden sorumlu olduğu, davacı banka tarafından kart hamillerinin itirazlarının yerinde bulunması üzerine ödenen bedellerin de davacıya iadesinin gerektiği, bu hususta alınan raporun gerekçeli ve denetlenebilir olması sebebiyle hükme esas alındığı, davacı vekilinin temerrüt faiz oranına, davalı vekilinin kurs hizmetinin somut belgeyle ispatlanamayacağı yönündeki itirazlarına değer verilmediği, zira kurslarda öğrencilerden imza alındığı, sınav vs yapıldığı, bu şekilde bir takım belgelerle kurs hizmetinin verildiğinin ispatlanabileceği, bilirkişi raporunda ihtarname noter masrafı ve % 5 BSMV hesaplanmış olsa da davacı tarafın icra takibinde belirtilen kalemlere yönelik talebi olmadığından bilirkişi raporunda hesaplanan yalnızca asıl alacak ve işlemiş faize yönelik kısımların dikkate alındığı, davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptaline, takibin 3.885,99 TL asıl alacak, 816,06 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.702,05 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 30,24 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, bakiye talebin reddine, alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 4.702,05 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili Banka ile davalı arasında imzalanan 22.09.2014 tarihli Üye İş Yeri Sözleşmesinin Temerrüt ve Alacak Belgeleri, Satış Belgesi Tutarlarının Üye İş Yerinden Tahsil edilememesi, Temerrüt Faizine ilişkin hükümlerinden; “..borç bakiyesini oluşturan işlem tarihinden itibaren, borç tutarına ilaveten Banka alacağının tamamen ödeneceği tarihe kadar geçecek günler için Bankanın mevzuat gereğince tespit ettiği kredi faiz oranlarından işlem tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %50 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi ile bunun fon ve gider vergisini ayrıca bir ihtar ve merasime hacet kalmaksızın ödeyeceğini kabul…” hükmü uyarınca bilirkişi tarafından dosyaya sunulan raporda tespit edilen temerrüt faizi oranı ve bu oran doğrultusunda yapılan hesaplamanın eksik olduğunu, bu sebeple Sözleşmedeki hüküm doğrultusunda temerrüt faizinin hesaplanması hususunda bilirkişiden ek rapor alınarak ortadaki mübayenetin giderilmesi gerekirken bilirkişi raporunun hükme esas alınması ve davanın kısmen reddine karar verilmesinin haksız olduğunu beyanla Mahkemece verilen davanın kısmen reddine ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı tarafa bir borcu olmadığını, söz konusu dava dışı kişilerin müvekkiline ait İngilizce kursuna kaydolduğunu ve bunun karşılığında da kredi kartıyla ödeme yaptıklarını, sonrasında ise kurstan ayrılmak için çeşitli gerekçelerle bankadan para iadesi talep ettiklerini, bankanın haksız olarak paraları iade ettiğini, banka tarafından müvekkilinden herhangi bir belge talebinin olmadığını, Müvekkilinin işyerinin İngilizce kurs verdiğini, ödenen miktarlar karşılığında kurs hizmetlerinin verildiğini, ayrıca alacak likit olmadığından % 20 oranında davacı lehine hükmedilen tazminatın haksız olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı ile davacı banka arasında 22.09.2014 tarihinde “Üye İş yeri Sözleşmesi” imzalanarak … isimli dil kursu veren iş yerine “POS” cihazı bağlandığı, dava dışı kişilerin, kurs hizmeti alamadıkları ve kredi kartından yapmış oldukları ödemelerin iadesinin gerektiği yönündeki itirazları üzerine, davacı banka tarafından gerekli ödemelerin yapıldığı ve bu ödemelerin davalı sorumluluğunda bulunduğu gerekçesiyle davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, icra takibine vaki itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, bilirkişi raporuna itibarla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar yukarıda belirtilen sebeplerle taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu incelendiğinde; Davacı vekili her ne kadar Mahkemece reddedilen kısım için istinaf yoluna başvurmuş ise de; karar tarihi itibariyle istinaf kesinlik sınırının 4.400,00 TL olduğu, istinaf edilen miktarın ise, kesinlik sınırı içerisinde kaldığı, bu sebeple davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 341/2 ve 346/1 maddeleri kapsamında, 352/1/b. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin istinaf başvurusu incelendiğinde; Davalı üye işyerinin, söz konusu kart hamillerinden kurs hizmet ücreti olarak tahsil ettiği bedeller karşılığında kurs ve eğitim hizmeti verdiğine dair dosyaya yansıyan yeterli bilgi, belge ve delilin olmadığı, bankaca dava dışı kişilere ödenen miktar konusunda gerek bilirkişi raporunda yapılan tespitlerde hata olmaması, gerekse bu hususta bir çekişme bulunmaması dikkate alındığında, Mahkemece raporda tespit edilen alacağa hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, diğer yandan kartlı işlemlere konu miktarların likit olması ve takibe itirazın haksız olması sebebiyle davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 341/2 ve 346/1 maddeleri kapsamında, 352/1/b. maddesi gereğince usulden reddine, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun ise 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/02/2019 tarih ve 2017/901 E., 2019/174 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 341/4. maddesi delaletiyle 6100 Sayılı HMK’nun 352/1/b. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 321,20 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 80,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 240,90 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 5-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,6- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,7- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,8- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/10/2022