Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1366 E. 2022/1561 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1366 Esas
KARAR NO: 2022/1561
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2019
NUMARASI: 2017/1037 E. – 2019/175 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin elinde bulunan aşağıda keşidecisi ve bilgileri bulunan çeklerin, muhatabı davalı bankaya ibraz edildiğini ve karşılıksız olduklarının anlaşıldığını, … – … Mah., Keşidecisi … Teks. San. Ve Tic.Ltd. Şti. olan, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … çek nolu çekler, muhatap bankaya 27/12/2016 tarihinde ibraz edildiğini, … – Kozyatağı Kurumsal Şubesine ait, Keşidecisi … İnş. san. ve Tic. A.Ş. olan, … çek nolu çek, muhatap bankaya 23/11/2016 tarihinde ibraz edildiğini, davalının, yasal süresinde ibraz edilen çeklerin karşılığı bulunmamasına rağmen, Çek Kanunu gereği ödemesi gereken sorumluluk bedellerini ödemediğini, müvekkilinin davalı bankaya Bakırköy … Noterliği 09/02/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile çeklerin sorumluluk bedellerinin ödenmesini istediklerini ancak davalı tarafça cevap verildiği gibi ödemede yapılmaması sebebiyle davalı banka aleyhine İst. Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas nolu dosyası ile başlattıkları icra takibine kısmi itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazının iptaline, takibin devamına, borçlunun takibe haksız ve kötü niyetli kısmi itirazı sebebi ile itiraz ettiği kısım olan 16.770,00 Türk Lirası üzerinden %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takibine konu edilen alacağın karşılıksız çeklerde bankaların ödemekle yükümlü oldukları yasal sorumluluk miktarlarına dayalı olduğunu, itiraz edilen takibe konu çeklerin, müvekkili bankanın Cennet mahallesi şb.nin TR … İban nolu hesabından keşideli 13 adet çek olduğunu, Bu çeklerin keşidecisi Dünya … San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu, çeklerle ilgili olarak, karşılıksız çek durumunda ödenmesi gereken yasal sorumluluk bedelinin ödenmesiyle ilgili müvekkili bankanın hiçbir sorumluluğunun olmadığını, öncelikle bu yönden açılan davanın reddini, ayrıca takibe konu edilen ve itiraz ettikleri bu 13 adet çeklerin seri noları birbirini takip ettiğini, 13 çekin 10 tanesinin keşide tarihi 26.12.2016 tarihinde olduğunu, davacı ile keşideci birlikte hareket ederek , hem kayyum onayı olmadan bu çekleri düzenlediklerini ve hemde aynı tarihte düzenledikleri çeklerin miktarlarını bölerek, bankanın yasal sorumluluk miktarlarından faydalanmaya çalışarak, açıkça Bankalarının kötüniyetli bir şekilde zarara uğratmaya çalıştıklarını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun, kötüniyetli davanın reddine, % 20 kötüniyet tazminatının davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “İtiraz iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava olup takip dayanağının davacının dava konusu yaptığı çeklerin Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/494 E sayılı iflas erteleme talepli davada verilen ihtiyati tedbir kararı gerekçe gösterilerek ödeme işlemi yapılmadığı ve çekin arkasına ” Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/494 E. sayılı dosyasından-keşideci firmaya atanan kayyımların onayının bulunmaması sebebiyle çek işlemsiz iade edilmesinden kaynaklanmakta olması sebebi ile kayıtlar üzerinde bankacı bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi tarafından denetime olanak verecek şekilde düzenlenen rapor da değerlendirilmek sureti ile 5941 Sayılı yasanın Madde l0.maddesi – Muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarın her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür” hükmünde olduğu, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/494 E sayılı dosyasından verilen İflas Erteleme tedbir kararı kapsamında karşılıksız kalan çek sorumluluk bedelinin ödenmemesine dair her hangi bir hüküm bulunmadığı, İflas erteleme tedbir kararı alınmış olsa bile karşılıksız kalan çeklere ait sorumluluk bedelinin ödenmesi gerektiğine dair Yargıtay içtihadının bulunduğu, davacının talebinin yerinde bulunması sebebiyle davanın kabulü ile davalı borçlu tarafından icra takibine yapılan kısmi itirazın iptali ile takibin 16.770,00TL üzerinden bu miktarı ile takibin devamına, sadece asıl alacak olan 16.770,00 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takip şartları ile birlikte aynen devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine, İcra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, Kötü niyet tazminatının şartları oluşmadığı sebebiyle reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacı şirket tarafından müvekkili banka aleyhine, İst. Anadolu …İcra Md.nün … E.sayılı dosyasıyla 14 adet çekin banka yasal sorumluluk tutarlarına dayalı olarak toplamda 18.060,00 TL alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığını, davacının icra takibine konu ettiği ve itiraz ettikleri 13 adet çekin keşidecisi olan… San.ve Tİc.Ltd.Şti. hakkında, 23.5.2016 tarihinde iflas erteleme davası açıldığını, borçlu firmaya 24.5.2016 tarihli tensip zaptı ile denetim kayyımı atandığını ve firma hakkında 1.6.2016 tarihinde iflas erteleme tedbir kararı verildiğini, kayyım heyetinin şirket malvarlığını ve alacaklıları koruma , alacaklılar arasında eşitsizlik yaratacak uygulama yapılmamasını denetleme görevi olduğuna ve şirket yönetim kurulunun karar ve işlemlerinin geçerliliği kayyım onayına bağlı tutulduğuna göre , bu maddeye açıkça yazılmamış olsa dahi, iflas erteleme sürecindeki firmanın keşide edeceği çeklerin de kayyım onayına tabi tutulması gerektiğiniz ancak itiraz ettikleri 13 adet çekde kayyım onayı olmadığını, bu çeklerin kayyım bilgisi dışında keşide edilmiş çekler olduğunu, o sebeple de bu çeklerin bankaya ibraz edildiklerinde “… B.köy 5.Asl.Tic.Mh.sinin 2016/494 Esas nolu dosyasından keşideci firmaya atanan kayyımların onayının bulunmaması sebebiyle çek işlemsiz iade edilmiştir ” şerhiyle muhatap bankasınca çeklerin iade edildiğini, çeklerin karşılıksız çek işlemine tabi tutulmadığını, çek arkasına böyle bir şerh yazılmadığını, bu çekleri karşılıksız çek olarak kabul etmenin mümkün olmadığını bu sebeple yasal sorumluluk miktarlarının ödemesi zorunluluğu olmadığını, bilirkişi raporunda kayyım görevlerinin çok dar bir şekilde yorumlandığını, tedbir kararında çeklerle ilgili açık bir düzenleme olmadığını kabul ettiklerini, Yargıtay kararlarının da dikkate alınmadığını, -Mahkemenin davacı ile çek keşidecisi … Tek. San.ve Tic.Ltd.Şti.nin, banka yasal sorumluluk miktarından faydalanabilmek için birlikte hareket ettiklerini gözardı ettiğini, 13 adet çekin 10 tanesinin keşide tarihi 26.12.2016 tarihi olduğunu, bu çeklerin seri noları birbirini takip ettiğini, bu durumda çeklerin aynı anda düzenlendikleri halde, tek çek yerine çek miktarlarının bölünerek, haksız ve kötüniyetli bir şekilde banka yasal sorumluluk miktarlarından faydalanılmaya çalışıldığını, aynı anda 10 tane çekin aynı tarihe ayrı ayrı keşide edilmesinin tamamen hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, -Davacının ibraz ettiği 30.4.2016, 15.5.2016 ve 31.5.2016 tarihli tahsilat makbuzlarının resmi bir geçerliliği olmayan her zaman düzenlenebilecek belgeler olduğunu, tahsilat makbuzlarındaki … kaşesi üzerindeki imzalar ile bu firmanın banka nezdindeki imzaların hiçbir şekilde benzemediğini, her zaman düzenlenmesi mümkün bu tahsilat belgelerinin davacı kayıtları ve … kayıtlarıyla karşıt incelemeye tabi tutulmasının talep edilmiş olmasına rağmen, bu yönden de bilirkişi incelemesi yapılmayarak eksik inceleme ile karar verildiğini, istinaf yoluyla bu kararın ortadan kaldırılarak, davacı taleplerinin küllen reddine ve davacının % 20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde ve katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkilinin, dava dışı… San. Ve Tic.Ltd. Şti. firmasına akaryakıt satışından kaynaklanan alacağı bulunduğunu, dava dışı … firmasının davaya konu çekleri ödeme niyeti ile iflas erteleme kararı almadan önce müvekkiline verdiğini, çeklerin tesliminde de tahsilat makbuzu düzenlendiğini, mahkemenin verdiği iflas kararında 01/06/2016 tarihli ihtiyati tedbir kararı kaldırıldığını, aksi yönde Yargıtay kararı bulunduğunu, davalının Tedbir kararının devam ettiği iddiasının yerinde olmadığını, -Alacaklarının likit olduğu ve davalının haksız itirazları göz ardı edilerek icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatlarının reddedildiğini, icra inkar ve kötüniyet tazminatı şartları oluştuğundan tazminata hükmedilmesi gerekirken reddi sebebiyle kabul kararı verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı istinaf istemi yönünden yapılan incelemede; Dava, davalı bankanın takip konusu çeklerin sorumluluk bedellerini ödemediği gerekçesiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davalı banka savunmasında; çekin keşidecisinin iflas erteleme davasının devam etmekte olduğunu, bu davada alınan ara kararlar ve tedbirler gereği ödeme yapılmasının mümkün olmadığını ileri sürmüştür. Çekler incelendiğinde, çeklerin karşılıksız olduğu, davalı bankanın karşı itirazının olmadığı görülmüştür. Keşideci şirket … San.ve Tic.Ltd.Şti. hakkında, 23.5.2016 tarihinde iflas erteleme davası açıldığı, borçlu firmaya 24.5.2016 tarihli tensip zaptı ile denetim kayyımı atandığı ve firma hakkında 1.6.2016 tarihinde iflas erteleme tedbir kararı verildiği, davacı şirket tarafından keşide edilen çeklerin alacaklılarına ödenmemesi yönünde ara karar tesis edildiği, verilen tedbirin iflas erteleme talep eden şirketin malvarlığını korumaya yönelik olduğu, bu durumun bankanın 5941 Sayılı kanunun 3. maddesinden kaynaklanan sorumluluk bedellerine ilişkin yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı, bankanın garanti yükümlülüğünün devam ettiği, dolayısıyla davacının çek sorumluluk bedellerini talep etmekte haklı olduğu kanaatine varılmakla İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/12627 esas, 2016/2333 karar sayılı kararı) Bankaya ödeme yükümlülüğü yasa ile verilmiş olup, taraflar arasındaki sözleşmede açık bir düzenleme bulunmaması halinde, bankanın keşideciye rücu imkanı dahi bulunmamaktadır. Bankanın bir nevi garanti borcu olan bu miktar açısından kayyım onayı bulunmadığından bahisle ödeme yapılmaması Çek Kanununun amir hükmüne açıkça aykırıdır. Çek Kanunu uyarınca bankanın çek garanti bedelinden sorumluluğu için şirket yetkilisinin çek keşide etme yetkisinin kaldırılması gerekir. Çek keşide yetkisi kaldırılmadığı sürece davalı bankanın yasadan kaynaklanan yükümlülüğü devam ettiğinden davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Ayrıca davalı banka, tahsilat makbuzlarının imzasının, banka kayıtlarındaki imza ile benzemediği ve bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini iddia etmiş ise de, makbuzların dava konusu olmadığı, çeklerdeki imzanın ise Banka tarafından sahteliğinin ileri sürülmediği, tahsilat makbuzundaki imzanın sahte olmasının Bankayı çek sorumluluk bedeli ödenmemesinden men edemeyeceği bu sebeple bu konudaki istinaf isteminin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Çeklerin aynı anda düzenlenmesinin de kötüniyetin tek başına ispatı olmadığı anlaşılmıştır. Davacı istinaf istemi yönünden yapılan incelemede; Davacı tarafça ilamsız icra takibi yapılmış olup, davacı tarafça davalının kötü niyetli olduğuna dair dosyaya delil sunulmadığı gibi, davalı bankanın yapılan takipte haksız olması ve gerekçeleri bulunması kötü niyetli olduğu anlamına gelmeyecektir. Bu sebeple ilk derece mahkemesince kötü niyet tazminatının reddine ilişkin kararı da usul ve yasaya uygundur. Ancak alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatı karar verilmesi gerekirken reddi usul ve yasaya aykırı olup, davacının bu yöndeki istinaf isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. Sonuç olarak, yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, (2) numaralı bentte yazılı sebeplerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ancak belirtilen husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden icra inkar tazminatı verilmesi yönünde yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE,3- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2019 tarih, 2017/1037 E., 2019/175 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 4- Davacının davalı aleyhine açtığı işbu davanın KABULÜ ile, 4/a- Davalı borçlu tarafından icra takibine yapılan kısmi itirazı miktarı ile takibin devamına, sadece asıl alacak olan 16.770,00 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takip şartları ile birlikte aynen devamına, 4/b- Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20’si olan 3.354,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.145,55 TL nispi karar harcından peşin alınan 286,39 TL’nin mahsubu ile bakiye 859,16 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 5/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 286,39 peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 106,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 1.128,39 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,5/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1). maddesine göre 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;6/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.145,55 TL nispi karar harcından peşin alınan 286,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 859,15 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/b- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,6/c- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 65,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 186,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 10/11/2022