Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1362 E. 2022/843 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1362
KARAR NO: 2022/843
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/12/2018
NUMARASI: 2016/961 E. 2018/1231 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın, icra takibine konu … nolu 8.500 TL bedelli 28.02.2015 keşide tarihli çekinde içerisinde bulunduğu çekleri kaybolduğundan bahisle iptali için Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/130 Esas sayılı davayı açtığını, yargılama devam ederken 20.04.2015 tarihinde çekler bulunduğundan bahisle feragat ettiğinden, davanın feragat sebebiyle reddine ve çekler üzerindeki ödeme yasağının kaldırılmasına karar verildiğini, alacaklının söz konusu çeki 18.06.2015 tarihinde … Başakşehir Şubesi’ne ibrazında, yasal ibraz süresi geçtiğinden işleme alınamadığının arkasına şerh düşüldüğünü, davalının bu sefer çeke istinaden davaya konu icra dosyasında müvekkili ve diğer cirantalar ile keşideci hakkında ilamsız takip başlattığını, ödeme emrinin müvekkiline 10.09.2015 tarihinde usulsüz tebliğ edildiğinden, yasal itiraz haklarını kullanmadığından takibin kesinleşerek adına kayıtlı menkul ve gayrimenkullerine haciz şerhi işlendiğini, davalının icra takibinde her ne kadar çek iptali kararına istinaden takip başlattığını belirtmişse de böyle bir karar olmadığını, takibe konu çekin, keşidecisinin …. Ltd. Şti. olup, … A.Ş. emrine düzenlendiğini, bu firma tarafından müvekkiline ciro yolu ile geçtiğini ve müvekkilininde … Ltd. Şti.ne ciro ettiğini, bu firmadan da son olarak davalı … Ltd. Şti.ne geçtiğini, müvekkilin söz konusu çekin keşidecisi veya lehdarı olmadığını, lehdar tarafından cirolanarak müvekkiline geçtiğini, süresinde ibraz edilmediğinden çekin kambiyo vasfını kaybettiğini, bu nedenlerle ciranta olan müvekkilinin müşterek müteselsil mesul olamayacağını, müvekkilinin davalı ile ticari ilişkisinin veya temel borç ilişkisinin de olmadığını beyan ederek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır. İlk Derece Mahkemesince; “Bilirkişi raporunda; Davacı … davalının 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, 28.02.2015 tarihli … numaralı 8.500,00 TL tutarlı çekin … A.Ş. tarafından … Ltd. Şti.’ye 22.11.2014 tarihinde teslim edildiği, çek silsilesinin ise sırasıyla … AŞ (dava dışı) … Ltd. Şti. (davacı) … Ltd. Şti. (Dava dışı) … A.Ş. (Dava dışı) … Ltd. Şti. (davalı) olduğu, davacının ticari defterlerine göre dava dışı … Tic. A.Ş. ile arasında, borç/alacak ilişkisinin mevcut olduğu, davacının dava dışı … A.Ş.’den 14/11/2014 tarihinde çeki cari hesabına istinaden aldığı, davacının ticari defterlerine göre; dava dışı … Paz. Ltd. Şti. ile arasında borç/alacak ilişkisinin mevcut olduğu, davacının dava dışı … A.Ş. 19/11/2014 tarihinde dava konusu çekin verildiği, davalının ticari defterlerine göre dava dışı … A.Ş. ile arasında borç/alacak ilişkisinin mevcut olduğu, davalının cari hesabına istinaden 22.11.2014 tarihinde dava konusu çekin … A.Ş. tarafından davalı …’a verildiği, davacının davaya konu çeki … A.Ş. den 14.11.2014 tarihinde aldığı, 19.11.2014 tarihinde … Oto A.Ş.’ye verdiği, daha sonrasında davalının bu çeki 22/11/2014 tarihinden … A.Ş.den aldığı, dava konusu çekin usulüne uygun ciro silsilesi ile cari hesap alacağına istinaden davalıya geçmiş olduğu ve karşılıksız çıkan çek nedeniyle davalının, davacının da aralarında bulunduğu cirantalara ve çek keşidecine karşı takibe geçtiğinin bildirildiği, Tüm dosya kapsamı göz önüne alındığında; TTK 818 yollamasıyla TTK 732 ye göre zamanaşımı süresinin poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren 1 yıl olup, ispat yükünün sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene ait olduğu, iş bu çek ibraz süresi geçtiğinden işleme alınmadığı, TTK 732/3 de poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir istem ileri sürülemez hükmünün yer aldığı, dolayısıyla davacının talebinin haklı olduğuna kanaat edinildiği, davacının … Çerkezköy Şubesi’ne ait … çek nolu 28/02/2015 keşide tarihli 8.500,00 TL bedelli çekten dolayı başlatılan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasından kaynaklı davacının davalıya borçlu olmadığının tespit edildiği, haksız takip başlatılmış olması nedeniyle İİK 72/5 gereği davacı lehine %20 kötü niyet tazminatı 1.766,23 TL’na hükmedilmesine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Dosya kapsamı ile gerekçelerin birbirini tutmadığını, dava konusu edilen çekin iptali için açılan davanın red gerekçesi ve dosya kapsamına hiç bakılmadığını, çek iptali için açılan davada, çekin yetkili hamili olan müvekkiline kadar yasal ciro yolu ile geldiği ve taşınma aşamasında kaybedildiği düşüncesi ile hareket edilerek iptal davası açıldığı ve çekin bulunduğunun mahkemeye iletilmesi üzerine konusuz kalan dosyanın usulen red kararı ile sona erdirildiği aşikarken, yerel mahkemenin, kararı, müvekkilinin yetkili hamil olmadığı gerekçesi ile reddedilmiş gibi algılayarak anılan kararına da gerekçe oluşturduğu anlaşıldığından, bu hususun bozma sebebi olduğunu, 2-Dosyada toplanan delillerin doğru şekilde irdelenmediğini, gerekçeler ile dosya kapsamının birbirini teyit etmediğini, a)Dava konusu çekin, yetkili hamilinin müvekkili olduğu, b)Davacının da ciro silsilesi ile işbu çeki imzaladığı, c)Davacının kendi ticari hayatında mal alış verişi yaparak ve fatura karşılığı aldığı mala karşılık vermiş olduğu çekin, dava konusu çek olduğu, ciro silsilesi ile yetkili hamil olarak müvekkiline kadar resmi şekilde geldiği, d)Müvekkili davalının, fatura karşılığı sattığı malın karşılığında çeki aldığı, e)Doğrudan olmasa da ticari ilişkinin fatura ve çek nedeniyle ciro silsilesi ile oluştuğu, f)Davacının faturalı mal alışı nedeniyle işbu çeki ciro silsilesi ile 3. şahsa verdiği ve bu silsile çerçevesinde son olarak çekin müvekkiline teslim edildiği, yetkili hamilin müvekkili olduğu, g)Çekin ve sağlam ciro silsilesinin ticari hayatın gereği olduğu, davacının işbu çekin ödenmemiş olması nedeniyle cari hesabında borçlu olması gerektiği, h)Çekin ve ciro silsilesinin dosyaya alınan bilirkişi raporuyla teyit edildiği ve müvekkiline kadar gelen fatura alış verişinin doğru ve yerinde olduğu, I)Bilirkişi raporunun ticari ilişkileri teyit ederken, yerel mahkemenin bu resmi tespiti gözardı ettiği ve gerekçesine de bu şekilde yazdığını, bunun kabul edilebilir bir değerlendirme olamayacağını, J)Dava konusu çekin işyerinin taşınma aşamasında kaybolması nedeniyle Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/130 esas sayılı dosyasıyla çek iptali davası açıldığı, yargılama aşamasında çekin bulunması ve bu beyanında ilgili dosyaya sunulması çerçevesinde dosyanın konusuz kalması nedeniyle reddedilmesi gerçeği gözardı edilerek davacıyı borçlu olduğu bir ticari ilişkiden tamamen sorumsuz hale getiren ve borçtan kurtaracak şekilde aleyhe karar verildiğinin, gözönüne alınarak mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Karar aleyhine davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 1-İlk Derece Mahkemesinin kararında Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/130 Esas sayılı çek iptali davasının, davalının yasal hamil olmadığı gerekçesi ile reddedildiği, bu nedenle de menfi tespit davasının reddedildiğine ilişkin bir tespit ve gerekçe bulunmadığı gibi, mahkemenin gerekçeye aldığı ve benimsediği bilirkişi raporu özetinde; davacının davaya konu çeki … A.Ş. den 14.11.2014 tarihinde aldığı, 19.11.2014 tarihinde … A.Ş.’ye verdiği, daha sonrasında davalının bu çeki 22/11/2014 tarihinden … A.Ş.den aldığını, dava konusu çekin usulüne uygun ciro silsilesi ile cari hesap alacağına istinaden davalıya geçmiş olduğu ve karşılıksız çıkan çek nedeniyle davalının, davacının da aralarında bulunduğu cirantalara ve çek keşidecine karşı takibe geçtiğinin bildirildiği, belirtildiğinden, davacı … davalının ciro yolu ile çekin yasal hamili olduğu tespitini yapıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Mahkemece; çekin yasal ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmediğinden bahisle kambiyo vasfını kaybettiği ve taraflar arasında temelde hukuki ilişki bulunmadığı için, kambiyo hukukundan doğan hakların cirantaya karşı ileri sürülmeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Takip konusu … Çerkezköy Şubesi’ne ait … çek nolu 28.02.2015 keşide tarihli 8.500,00 TL tutarlı çekin dava dışı keşideci … Tic. Ltd. Şti tarafından … AŞ lehine keşide edildiği, çekteki ciro silsilesinin sırasıyla … AŞ (dava dışı)… Ltd. Şti. (davacı) … Ltd. Şti. (Dava dışı) … A.Ş. (Dava dışı) … Ltd. Şti. (davalı) olduğu tespit edilmiştir. Tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde; Davacının ticari defterlerine göre; dava dışı … Tic. A.Ş. ile arasında, borç/alacak ilişkisinin mevcut olduğu, çeki 14/11/2014 tarihinde cari hesabına istinaden aldığı, dava dışı … Paz. Ltd. Şti. ile arasında borç/alacak ilişkisinin mevcut olduğu, davacının dava konusu çeki dava dışı … A.Ş.’ne 19/11/2014 tarihinde verdiği, Davalının ticari defterlerine göre; dava dışı … A.Ş. ile arasında borç/alacak ilişkisinin mevcut olduğu, dava konusu çekin … A.Ş. tarafından cari hesabına istinaden 22.11.2014 tarihinde davalı …’a verildiği, dava konusu çekin usulüne uygun ciro silsilesi ile cari hesap alacağına istinaden davalıya geçmiş olduğu tespit edilmiştir. TTK 796. maddesi uyarınca bir çek düzenlendiği yerde ödenecekse on gün, düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse 1 ay içinde ibraz edilmesi gerekir. TTK 818. maddesinin göndermesi ile çekler hakkında uygulanan 732/1. maddesinde; “…veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükler düşmüş olsa bile, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar ve 732/3. maddesindeki poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir istem ileri sürülemez” düzenlemesi mevcuttur. Dava ve takip konusu … Çerkezköy Şubesi’ne ait … numaralı çek 28/02/2015 keşide tarihli olup, davalı tarafça yasal ibraz süresi geçtikten sonra 18/06/2015 tarihinde … Başakşehir Şubesi’ne ibraz edilmiştir. Davacı … San. Tic. Ltd. Şti, dava konusu çekte ciranta durumunda olup, davalı … Ltd. Şti. dava dışı … Ltd. Şti.’nin çeki ciro ettiği dava dışı … A.Ş.’den çeki ciro yoluyla devralan hamildir. Çek süresinde bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmiş olduğundan, hamil ancak keşideciye karşı 6102 sayılı TTK’nın 818. maddesi yollamasıyla 732. maddesine göre sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebinde bulunabilecek, yada aralarında temel ilişki bulunana karşı bu çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanarak alacak talebinde bulunabilecektir. Dava konusu olayda; davacı keşideci olmadığı gibi, taraflar arasında başka iki ciranta olduğundan temel ilişkinin bulunduğu iddia ve ispat edilmediğinden, davalı çekin kambiyo vasfından doğan, cirantaya karşı başvurma hakkını yitirmiştir. Mahkemece de çekte ciranta olan davacının menfi tespit talebinin bu nedenle kabulüne karar verildiğinden, davacı … davalının iktisabında ciro silsilesinin düzgünlüğü, davalının kendinden önceki hamilden temelindeki ticari ilişkiye dayanarak çek iktisap etmesi sonuca etkili olmadığından, mahkemece bu hususların nazara alınmamasında yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığından istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2018 tarih ve 2016/961 E. 2018/1231 K. Sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 580,63 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 145,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 435,47 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/05/2022