Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1361 E. 2023/774 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1361
KARAR NO: 2023/774
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 21/02/2019
NUMARASI: 2017/730 E. – 2019/83 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/07/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının …, …, … tescil nolu markalarının bulunduğunu, müvekkilinin markalarına yönelik davalı yanca yapılan tecavüzün önlenmesine, davalıya ait … tescil nolu “…” ibareli markanın 43.sınıfta hükümsüzlüğüne, şimdilik 1.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın tahsiline www…com.tr ibareli alan adının erişime kapatılması ve hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunmuş, esas yönünden de; davalı markası ile davacı markaları arasında kelime, şekil ve işaret olarak farklılıklar bulunduğunu, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, faaliyet konularının da ayrı olması nedeniyle tüketicinin karıştırma tehlikesi bulunmadığını, davalının “Üniversiteye Hazırlık Kursu” olarak faaliyet gösterdiğini, … ibaresinin Beyoğlu ilçesinin eski adı olup, bu ibareye ekler alarak yüzlerce şirket tarafından kullanıldığını, Tüketicilerin ise … Hotelleri ile söz konusu işletmelerin aynı olmadığını zaten bilmekte olduklarından davacının tüm istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.İlk Derece Mahkemesince; ”…Davacı … ibaresi ile otelcilik alanında vakıf ile varlık kazandığından, herkesçe bilindiği üzere de … Oteli, 100 yıldan fazla bir süredir mevcudiyetini muhafaza etmekte olduğundan, otelin inşaatına … yılında başlandığı, … yılında tamamlandığı, pek çok devlet adamı ve sanatçıyı, yazarı ağırladığı, ilk asansörün ilk akar sıcak suyun verilmesi gibi bir çok tarihi anıyı da hatırlara getirdiği bilinmektedir. Dolayısıyla bilirkişilerinde isabetle belirlediği gibi sektörde tanınmışlığının bulunduğu ve otelcilik/ konaklama hizmetlerinde başlı başına ayırt edici ve bağımsız kimlik kazandığı hususları sabittir. Somut olayımızda, “…” ibaresini 43. sınıf için tescilli emtialarda gören tüketicinin aldanma ihtimali gözetilerek markanın 43. sınıf yönünden kısmi olarak hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekmiştir. …Bilirkişi heyetince davalı tarafından dosyaya sunulan ekran alıntıları üzerinden yapılan incelemede; web sayfalarının eğitim, öğretim/dersanecilik alanında verilen hizmetleri gösterir şekilde hazırlandığı, davacının hizmetleri tanıtır herhangi bir kullanımlarının anlaşıldığından erişim engellenmesi ve keza marka hakkını ihlal taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yine davalının dosyaya sunulu delillere göre marka kullanımlarının kendi marka tescillerine uygun olduğundan, 41. sınıfta davalının dersanecilik alanında faaliyet gösterdiği dolayısıyla somut olayda marka hakkını ihlal söz konusu olmadığından, davacı markasının ayırt edici gücüne zarar verildiği de ispat edilemediğinden tazminat istemlerinin de reddine karar verilmesi gerekmiştir…” şeklinde gerekçeyle; davalı adına … no ile tescilli … POZİTİF ŞEKİL ibareli markasının 43.sınıf için (gündüz bakımı, kreş hizmetleri, huzur evleri hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri, otel, motel, tatil köyü, pansiyon, benzeri hizmetleri, geçici barınma, çadır kiralanması hizmetleri, gençlik kamp hizmetleri, yer ayırtma hizmetleri) kısmi olarak HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere Türk Patent ve Marka Kurumuna Enstitüsüne gönderilmesine, Marka hakkına tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat ve erişim engellenmesi yönündeki istemlerin reddine, ilan isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin olarak, kararda herhangi bir gerekçeye yer verilmediğini, sadece reddine denilmesi ile yetinildiğini, Mahkeme kararının bu haliyle ciddi eksiklik arz ettiğini, müvekkili vakfın ve dolayısıyla … OTELİ’nin toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle “…” ibaresinin, davalı adına tescilli olduğu emtialar yönünden davalı lehine haksız bir yararın sağladığı ve müvekkiline ait markaların itibarına zarar verdiğini, bu nedenle, ‘…’ ve ‘…’ ibarelerinin tescil olduğu sınıfta başlı başına ayırt edici ve bağımsız kimlik kazandığını, Müvekkili vakfın ve dolayısıyla … OTELİ’nin toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle ‘…’ ibaresinin tescilli olduğu emtialar yönünden davalı adına tescili marka ile iltibas yarattığını, kamu oyu yönünde markalar arasında bağlantı olduğu izlenimi uyandıracağını ve bu izlenimin davalı lehine haksız bir yararın sağlayabileceğini, … ibaresinin müvekkili adına tek başına tescilli marka olduğunu, ayrıca tescilli diğer markaların da asli unsuru olduğunu, zira, ‘otel … beri hizmetinizde’ ve ‘…’ markalarında kullanılan ifadesinin yabancı dilde saray anlamına gelmekte olup, otel ve … ibarelerinin ayırt edici özelliği bulunmadığını, söz konusu markalarda tali unsur olduğunu, Davalı tarafın, müvekkili vakıf adına kayıtlı ve tescilli markanın aynısını, ayırt edilemeyecek şekilde benzerini kullanmasının tamamen kötü niyetli olduğunu, markalar arasındaki benzerlik, hizmet alıcısının, yani genel anlamda halkın almayı tasarladığı, bildiği veya duyduğu hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletenin aynı veya benzer hizmetini alma ihtimali ile her zaman karşı karşıya olduğunu, Davalı taraf adına tescilli ‘…” markasının da esas ve ayırt edici unsurunun ‘ …’ ibaresi olduğunu, … ibarelerinin tali unsur olduğunu, tüketicilerin algısı ve bakış açısı düşünüldüğünde, müvekkili adına tescilli marka ile açıkça iltibas yarattığını, Müvekkili vakfın, uzun yıllardan beri … Oteli ve … ibarelerini kullandığını, davalının kullanımının ise, müvekkilinin kullanımından sonraki bir tarih olup … otelinin Türkiye ve dünyada tanınmışlık düzeyinden faydalanma amacı bulunduğunu, Bu nedenle davalı taraf adına tescilli markanın, müvekkil adına tescilli markalara zarar verdiğine dair somut delil olmadığından bahisle, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili ve adına tescilli markalarına bu denli zarar gelmesine rağmen, verilen hükümsüzlük kararının ilanı için hükümsüzlüğün yeterli olmadığından bahisle, ilan yapılmasını reddine dair verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu, Ayrıca, haksız ve hukuka aykırı olarak reddedilen tüm tazminatlara ilişkin olarak müvekkili aleyhinde vekalet ücretine hükmedilmesinin aynı şekilde usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Öncelikle davaya konu müvekkili şirkete ait marka ile davacı … markaları arasında kelime, şekil ve işaret olarak farklılıklar bulunduğunu ve markalar arasında benzerlik, söz konusu olmadığını, Müvekkili şirket markası “…” olup, markadaki … ifadesinden dolayı davacıya ait “Otel … …den beri hizmetinizde, …, …” markaları ile karışıklık oluşması ihtimalinin söz konusu olmadığını, … ifadesinin söz konusu markaları tamamen birbirlerinden ayırdığını, ayrıca söz konusu markalar arasında yazı karakterleri, yazım şekli gibi farklılıklar bulunduğu gibi müvekkilinin markasının başında yer alan çizgili kare işaretin de markalar arasında ayırt edici özellik olarak dikkat çektiğini, anılan nedenlerle, davaya konu müvekkili şirket markası ile davacı … markaları arasında kelime, şekil ve işaret olarak farklılıklar bulunduğunu ve markalar arasında benzerlik olmadığını, Davacı … Vakfının dava dilekçesinde de belirttiği gibi, … Hotel’in sahibi olduğunu ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ruhsatlı “Üniversiteye Hazırlık Kursu” olan müvekkili şirket ile faaliyet konularının ayrı olduğunu, …’nın Beyoğlu’nun eski adı olup, bu ibarenin ekler alarak yüzlerce şirket tarafından kullanıldığını, tüketicinin … Hotelleri ile söz konusu işletmelerin aynı olmadığını zaten bildiğini beyan ederek, Açıklanan nedenlerle, Mahkemece hükümsüzlüğe yönelik olarak verilen kararın kaldırılması gerektiğini beyan etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; marka hükümsüzlüğü ile marka hakkına tecavüzün tespiti ve men’i ne yöneliktir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı markalarına davalı yanca yapılan tecavüzün önlenmesi, davalıya ait … tescil nolu “…” ibareli markanın 43.sınıfta hükümsüzlüğü, şimdilik 1.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın tahsili, www…..com.tr ibareli alan adının erişime kapatılması ve hükmün ilanı gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece davalı markasının hükümsüzlüğüne, marka hakkına tecavüzün tespiti ve men’ine yönelik taleplerin gerekçeli bir şekilde reddine karar verilmiş olması nedeniyle, bu kabule göre, ayrıca maddi ve manevi tazminat taleplerinin de reddine karar verilmesi gerekeceğinden, tazminat taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğine yönelik davacı istinaf nedeninin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı kullanımında olan “…” ibaresi otelcilik sektöründe kullanılmakta olup, … ibaresinin marka olarak … no ile davacı adına 43. sınıf için ilk kez 02.04.2002 tarihinde tescil edildiği, emtia/hizmet sınıfının ise “Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, huzurevini hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri,: Otel, motel, tatil köyü, pansiyon, v.b. hizmetleri (geçici barınma), çadır kiralanması hizmetleri, gençlik kamp hizmetleri, yer ayırtma hizmetleri” olduğu görülmektedir. “…” ibaresini Beyoğlu ilçesinde, Tünel/Taksim arasında uzanan … Caddesi ve ona açılan sokakların belirlediği alanı kapsayan semte verilen bir isim olduğu, ancak coğrafi kaynak belirtmediği, dosyaya sunulan delillere ve bilirkişi tespitlerine göre, davacının ise “…” ibaresi ile otelcilik alanında faaliyet gösterdiği ve … Otelinin, 100 yıldan fazla bir süredir mevcudiyetini muhafaza ettiği, otelin inşaatına … yılında başlandığı, … yılında tamamlandığı, pek çok devlet adamı ve sanatçıyı, yazarı ağırladığı, ilk asansörün ilk akar sıcak suyun verilmesi gibi bir çok tarihi anıyı da hatırlara getirdiği, dolayısıyla sektörde tanınmışlığının bulunduğu ve otelcilik/ konaklama hizmetlerinde başlı başına ayırt edici ve bağımsız kimlik kazandığı hususlarının sabit olduğu görülmektedir. Bu kapsamda her ne kadar davalı yanca, tarafların farklı sektörde faaliyet gösterdiği ileri sürülmüş ise de; “…” ibaresinin ortak 43. sınıf için tescilli emtialarda ortalama tüketici nezdinde iltibas tehlikesi doğuracağı, davacının 43. emtia sınıfında markanın hükümsüzlüğü talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Ancak bilirkişi heyetince davalı tarafından dosyaya sunulan ekran alıntıları üzerinden yapılan incelemede; web sayfalarının eğitim, öğretim/dersanecilik alanında verilen hizmetleri gösterir şekilde hazırlandığı, davacının hizmetleri tanıtır herhangi bir kullanımlarının olmadığı, dosyaya sunulan delillere göre davalının marka kullanımlarının kendi marka tescillerine uygun olduğu, davalının 41. sınıfta dersanecilik sektöründe faaliyet gösterdiği, dolayısıyla somut olayda marka hakkını ihlalin söz konusu olmayacağı, aksine yorumun “…” ibaresinin davacı tekeline verilmesi sonucunu doğuracağı, diğer yandan mevcut delillere göre, davalı markasının ve kullanımlarının davacı markasının ayırt edici gücüne zarar verdiğinin ispatlanamadığı, bu nedenle marka hakkına tecavüz söz konusu olmadığı gibi, tazminat ve sair istemlerinin de reddine karar verilmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle tarafların istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, Mahkemece verilen kararın isabetli olduğu anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı ve davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/02/2019 tarih ve 2017/730 E., 2019/83 K. sayılı kararına karşı davacı ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,6- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 06/07/2023