Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1360 E. 2022/1559 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1360
KARAR NO: 2022/1559
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 23/10/2018
NUMARASI: 2017/76 E. – 2018/396 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)|Marka (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, Müvekkili adına tescilli … nolu tasarım tesciline tecavüzün, ilgili adreslerde faaliyette bulunan başkaca gerçek/tüzel kişi/kişiler olması halinde bu kişilerin ticaret unvanlarının, ilgili ürünlerin alım-satışının yapıldığı üçüncü kişileri gösterir evraklarının toplanması ve tespitine; tasarım tesciline tecavüz oluşturan ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara bulunduklar yerde el konulması ve saklanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacı adına TPE nezdinde tescilli … nolu tescilli tasarıma davalılarca gerçekleştirilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, men’i, davalıların eylemi nedeniyle şimdilik fiili zarara karşılık 1.000,00 TL, yoksun kalınan kazanca karşılık 10.000,00 TL, tasarımın itibarının zedelenmesi nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere toplam 12.000,00 TL’nin davalılardan müteselsilen tazmini, hükmün ilanı, aynı zamanda haksız rekabet teşkil eden eylemler sebebiyle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın da davalılardan tahsili kapsamında açıldığı anlaşılmıştır. Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Davacı vekili mahkememizin 2017/53 esas sayılı dava dosyasında yer alan dava dışı başka bir firmanın ticari defter ve belgelerinin incelenmesini talep etmiş ise de; ticari defter ve kayıtlar ticari sır niteliğinde olduğundan ve davacı yanca salt iddaya dayalı olarak 3.kişi konumundaki ticari bir işletmenin ticari sır kapsamındaki belge ve defterleri incelenerek huzurdaki davalıların işyerinde hiçbir ürün bulunmadığı gerçeği gözardı edilerek araştırma yapılması talebi MK 2. maddesine aykırı bulunmuş, talebin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilince bildirilen tüm adreslerde görev verilen bilirkişilerce baskı silindiri ve tasarıma konu ürün için inceleme yapılmış ancak davalı adreslerinde davacıya ait tasarıma tecavüz teşkil eden ürüne rastlanmadığı tespit edilmiştir. Dava dışı firmada yapılan tespitte ise huzurdaki davalılar ile bağı tespit edilemediği,davalıların ürünün üreticisi oldukları yönünde yerinde yapılan incelemede bir delil elde edilemediği, tespit yapılan … dava dışı şirket ile davalılar arasında organik bir bağ olduğu davacı yanca kanıtlanmadığından subut bulmayan davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -İstanbul 1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/53 E sayılı dosyası ile ikame edilen davada İstanbul 1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen “davalıların … Mah. … Cad. No:.., Fatih/İstanbul adresinde ki ürünler incelenerek … no.lu tasarıma, tecavüz bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılması ve rapor tanzim edilmesi” yönündeki görevlendirmesine istinaden alanında uzman bilirkişi Yard. Doç. Dr. … eşliğinde yapılan 05.04.2017 tarihli keşif neticesinde hazırlanan ve dosyaya sunulan 10.04.2017 tarihli raporun V.5. maddesinde “Davalı …, dava konusu olan suni deri kumaşları, “…” firmasından aldığını beyan etti” ve bilirkişi raporu ekinde yer alan ve Davalı … tarafından imza altına alınan 05.04.2017 tarihli Tutanakta da tam unvan, sicil no ve vergi no.sunu belirterek davalılardan …den ürünleri aldığını beyan ettiklerini, bu raporun, üçüncü kişinin beyanı ve sunulan fatura sebebi ile yeterli delil olduğundan öncelikle davalılar aleyhine tespit yapılmasını, akabinde üçüncü kişi de tespit edilen ve müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz teşkil eden ürünleri davalıların satıp satmadığının tespiti için, davalı şirketler ve dava dışı üçüncü tacir şahsın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi talep edildiğini, bu kayıtların incelenmesi halinde tecavüze konu ürünlerin davalı şirketler tarafından satılmış olduğunun ve bu yönü ile tecavüzün varlığının ispatlanabileceğini ancak Yerel Mahkemece üçüncü kişinin defter ve kayıtlarının gizli bilgi olduğu yönünde haksız gerekçe ve doğrudan davalıların ticari defter ve kayıtlarını ise gerekçesiz olarak incelemeksizin hüküm kurulduğunu, Davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından …’a satış yapıldığı ifade edilerek satışın gerçekleştiği hususunun ikrar edildiğini, Davalı … San. Ve Tic. A.Ş. ‘de ürünleri diğer davalı … adlı şirketten aldığını ve … tarafından üretimin gerçekleştiğini beyan ettiğini, üç firma arasındaki ticari alım-satım ilişkisinin davalılar ve üçüncü kişinin ikrarı ile sabit olduğunu, davalıların ticari defter ve kayıtları üzerinde hem dava dışı firma hem de başkaca firmalar ile arasındaki fatura, ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ve özellikle … olmak üzere bu kişilere müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz teşkil eden “…” “…” kodlu ve tasarımlı ürünleri satıp satmadığının tespitinin talep edildiğini, ancak Mahkemece taleplerinin dikkate alınmadığını, üçüncü kişi de tespit edilen ve müvekkilin tasarım hakkına tecavüz teşkil eden ürünleri davalıların satıp satmadığının tespiti için davalıların ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılmaksızın ve bu yöndeki taleplerinin hiç değerlendirilmeksizin kurulan hükmün kaldırılması gerektiğini, -Yerel Mahkemenin üçüncü kişinin defter ve kayıtlarının incelenmemesine ilişkin gerekçesi haksız olup HMK m.221 uyarınca inceleme yapılması gerektiğini, Davalı … San. Ve Tic. Ltd Şti. tarafından dava konusu olan suni deri kumaşların tasarım hakkına tecavüz oluşturacak şekilde üretimininin gerçekleştirildiğinin söz konusu …’ın beyanları ve … tarafından sunulan delil başlangıcı niteliğinde sayılan fatura ile de ispatlandığını, -Dört ayrı zarar talepleri üzerinden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hak sahibinin zararının SMK m.151/f.1 ‘de belirtildiği üzere fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı da kapsadığını, söz konusu bu zarar kalemlerinin ikisi de maddi zararlar olduğunu, tek vekalete hükmedilmesi gerekirken iki ayrı vekalete hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, taraflarınca ”fiili zarar”a karşılık 1.000,00 TL, ”yoksun kalınan kazanç” a karşılık 10.000,00 TL maddi zararın tahsilinin davalılardan müteselsilen tazmininin talep edildiğini, maddi zarar kalemi altında düzenlenen fiili zarar ve yoksun kalınan kazanç talepleri üzerinden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hem SMK hem de Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Ücret Tarifesi’ne aykırı olduğunu, doktrinde savunulan bir görüşe göre ise de itibar tazminatının maddi tazminatın içerisinde yer alması gerektiğini, itibar tazminatı için de ayrı bir vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, tüm nedenlerle kararın istinaf incelmesi neticesinde ortadan kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi, maddi tazminat talepli davada ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 6769 Sayılı SMK. Uyarınca inceleme yapıldığı, davacı taraf her ne kadar dava dışı firmanın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi gerektiği iddiasında ise de, delilleri incelendiğinde davacının İstanbul 1. FSHM 2017/53 esas sayılı dosya içerisindeki rapor beyanını delil olarak öne sürdüğü, dava dışı firmanın ticari defter ve kayıtlarına açık bir şekilde dayanılmadığı, HMK. 357/1-son cümlede belirtildiği üzere ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez ve yeni delillere dayanılamaz hükmü uyarınca davacının dava dışı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmediğine yönelik istinaf sebebi HMK. 357/1-son cümle gereği değerlendirilmemesinin yerinde olduğu, davacı vekili, AAÜT’ne göre Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde vekalet ücretine ayrı ayrı hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf istemi yapmış olup, kararın vekalet ücretine ilişkin kısmı miktar itibarı ile kesin olduğundan davacı vekilinin bu istinaf isteminin de usulden reddine karar vermek gerekmiş ve Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/10/2018 tarih ve 2017/76 E., 2018/396 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/11/2022