Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1357 E. 2022/1336 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1357 Esas
KARAR NO: 2022/1336
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2017/666 E. – 2018/1326 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe konu … Bankasına ait … nolu 15.11.2016 keşide tarihli 27.500,00 TL bedelli çekteki imzanın davacıya ait olmadığını beyan ederek, davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kendisinin dava konusu çeki takibe koyan iyiniyetli son hamil olduğunu, çekteki imzanın davacıya ait olmadığını bilecek durumda olmadığını beyan ederek davanın reddine, davacının tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Ciro silsilesindeki imzalarda kopukluk olmadığı, davalının usulüne uygun olarak çeki teslim aldığı ve çeki ciro yoluyla devralırken bile bile davacının zararına hareket ettiğini gösterecek somut delil bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin çekte lehdar görünse de, taraflar ile herhangi bir ilişkisi olmadığını, çekteki imzanın davacıya olmadığını, hangi gerekçeyle davanın reddedildiğinin anlaşılamadığını, kararın gerekçesiz olduğunu, imzanın sahteliği üzerinde durulmadan davanın reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, icra takibine konu edilen çek sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olup, davacı çekteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiş, Mahkemece dosya üzerinden yaptırılan imza incelemesine yönelik bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya sunulan raporda; söz konusu ciro imzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı kanaatine varılmış, raporun bilimsel ve teknik yönden denetime elverişli olduğu, incelemenin Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına uygun olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar Mahkemece; ciro silsilesindeki imzalarda kopukluk olmadığı, davalının usulüne uygun olarak çeki teslim aldığı ve çeki ciro yoluyla devralırken bile bile davacının zararına hareket ettiğini gösterecek somut delil bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş ise de, kural olarak, imzası inkar edilmeyen senetlere karşı açılan menfi tespit davasında ispat yükünün davacı borçluda olduğu, ancak senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin, senet elinde olup, takibe başlayan ve imzasının borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu (Yargıtay HGK’nın 2006/12-259 Esas, 2006/31 Karar sayılı kararı), somut olayda çekteki imzanın davacıya ait olduğunu ispat yükü davalı alacaklıda olup, mevcut delil durumu ve yukarıda içeriği açıklanan bilirkişi raporuna göre, ispat yükünün davalı tarafından yerine getirilmediği, diğer yandan imzada sahteciliğin mutlak def’ilerden olduğu ve çeki iyiniyetli iktisap etmiş olsa dahi son hamile karşı da ileri sürülebileceği gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, davalı son hamilin kötüniyeti ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kabulüne ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile,2- İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2018 tarih, 2017/666 E., 2018/1326 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda;3- DAVANIN KABULÜNE,4- İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu çek sebebiyle davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,5- Kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 6- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.878,52 TL nispi karar harcından peşin alınan 469,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.408,88 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 469,64 peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 153,06 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 1459,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/c-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6/d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(1). maddesine göre 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 7/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 7/b-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 31,54 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 152,84 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7/c-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7/d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/09/2022