Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1354 E. 2022/1759 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1354 Esas
KARAR NO: 2022/1759
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2019
NUMARASI: 2017/1010 E. – 2019/126 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit- İstirdat (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı asilin dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak olarak 1 adet 43.500,00 TL bedelli çekin gösterildiğini, çekin ciro silsilesinde imzasının olduğunun iddia edildiğini, çekin sahte olduğunu, konuyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, davalı tarafça yapılan haciz neticesinde haciz mahallinde ve haciz tehdidi altında alacaklı vekiline 9.500,00 TL ödendiğini beyanla davalıya takibe konu çek sebebiyle 46.926,97 TL ve fer’ileri ile borçlu olmadığının tespitine, icra tehdidi altında ödenen 9.500,00 TL’nin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davaya konu çeki ciro yolu ile alan son yetkili yasal hamil olduğunu, haklı olarak çekin keşidecisi, lehtarı ve tüm cirantaları aleyhine icra takibine giriştiğini, davacıya ödeme emrinin tebliğ edildiğini ve süresinde imzanın inkarına veya kambiyo vasfına yönelik bir dava ikame edilmediğini, borçlu ile telefonla görüşüldüğünü keza ayrıca işyerine hacze gidildiğini, borçlunun çeki ve borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduğunu, müvekkilinin geçerli bir kambiyo ilişkisine dayanarak yasal işlemlerini sürdürdüğünü, kambiyo evrakının yasal hamili olduğunu, davacı imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bu iddiasını yasal süresinde icra mahkemesinde ileri sürebileceğini, kambiyo takibine karşı yasal süresinde ileri sürülebilecek bu neviden iddiaların sonradan menfi tespit davasında ileri sürülebilme olanağı olmadığını, kambiyo ve icra hukuku yönünden müvekkilinin alacaklı olduğunu, her ne kadar dava dilekçesinde savcılık şikayetinden bahsedilmiş olsa da taraflarına tebliğ olmadığını, tüm aşamalarda imzasını inkar etmeyen davacının sonradan sahtecilik iddiasında bulunmasının kötü niyetli olduğunu, hak düşürücü sürede dava açılmadığını, husumetlerinin bulunmadığını beyanla davanın reddine ve davacının %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesi savunulmuştur. İlk Derece Mahkemesi tarafından “… davacı taraf … bank Gebze Şubesi’ne ait … Çek No’lu 30.11.2016 tarihli 43.500,00 TL bedelli çekten ve bu çekin dayanak yapıldığı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasından ötürü borçlu olmadığını ve imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmekte olup davaya konu keşidecisinin Yağlıdere İnşaat olup lehdarının dosya davacısı olan …-… olduğu, cirantaların ise sırasıyla …, …, … ve … olduğu, ciro silsilesinde kopukluk olmayıp yetkili hamilin dosya davalısı olan … olduğu, her ne kadar imza incelemesi sonucunda çekteki lehdar imzasının davacıya ait olmadığı tespit edilmiş ise de TTK hükümleri uyarınca yetkili hamilin kötüniyet veya ağır kusuru ispatlanmadıkça davacının çekten dolayı sorumluluğunun devam edeceği, davalının kötüniyetli davranarak çeki devraldığı ispatlanmış olmadığından, ciro silsilesininde düzgün olduğu …” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı asil istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesini ve yargılama safhalarındaki beyanlarını tekrarla İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibe konu çekte yer alan kaşe ve imzanın sahte olduğunu iddia ile ciranta olarak sorumlu olmadığını, buna ilişkin bilirkişi marifetiyle tespit yapıldığını ve haklılığının ortaya konulduğunu, sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 27.12.2019 tarihli ek beyan dilekçesinde özetle; Kambiyo senedinde imza bulunmuyorsa kambiyo senedinden dolayı sorumluluğun da olmadığını, mahkemenin gerekçeli kararında borç kaynağına değinilmediğini, temel ilişki bakımımdan niçin borçlu olduğunu ya da olmadığını belirtmediğini, emsal mahiyette Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2017/3325 E.- 2018/6735 K.; 2015/2760 E.- 2015/17027 K. Sayılı kararların bulunduğunu beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; 2004 Sayılı İİK’nın 72. maddesinden kaynaklanan, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibe konu çekte imza- kaşe- ciro sahteliği iddiası ile davacının davalıya takibe konu çek sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibe konu çek incelendiğinde; muhatap bankanın … bank Gebze Şubesi, keşide yerinin İstanbul, keşide tarihinin 30.11.2016, keşidecisinin Yağlıdere İnşaat …, lehtarının …, bedelinin 43.500,00 TL, ilk cirantasının lehtar …, ikinci cirantasının …, üçüncü cirantasının .., dördüncü cirantasının İlhami İzci, beşinci cirantasının … İnş. Taah. San. Ltd. Şti., altıncı cirantası- son hamilinin … olduğu ve 30.11.2016 tarihinde ibraz edildiği, çekin karşılıksız çıktığı tespit edilmiştir. İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip dosyası incelendiğinde; borcun sebebinin mezkur çek olarak gösterildiği, davalı altıncı ciranta son hamil … tarafından, … – … İnş. Taah. San. Ltd. Şti.- …- …- … ve … aleyhine 02.01.2017 tarihinde takibe başlandığı, 42.210,00 TL asıl alacağın+4.221 TL çek tazminatının (keşideci sorumlu olmak üzere)+ 126,63 TL komisyonun +369,34 TL işlemiş faizin+ TBK m.100 kapsamında faiz ve fer’ilerinin tahsilinin talep edildiği tespit edilmiştir. Davacının çekin ciro silsilesindeki imzasının sahteliğini ileri sürmesi karşısında, davacının kıyasa elverişli imza örnekleri- mahkeme huzurunda sunulu davacı ıslak imza örnekleri ile takibe konu çek aslı grafoloji uzmanı adli tıp bilirkişisi tarafından teknik olarak incelenmiş, inceleme konusu çekin arka yüzündeki davacı … adına atfen atılmış ciro imzası ile adı geçen şahsa ait mevcut mukayese imzaları arasında benzerlik bulunmadığı, inceleme konusu imzanın “l” mukayeselerin “^” benzeri figür ile başladığı ve başlangıçta farklılık arz ettiği, diakritik bulunmakla birlikte inceleme konusu imza ile mukayese imzalar arasında sayı, tersim tarzı, lokasyon, ebat farklılığı bulunduğu, ara gramalarda farklılık bulunduğu (İnceleme konusu imzada çok sayıda “u” benzeri ara grama varken mukayese imzalarda ondülasyon ve lup yapısında ara gramalar yapıldığı), gerek inceleme konusu imzada gerekse mukayeselerde var olan ve el kaldırmak sureti ile yapılan oblik kalem hattının ebat, doğrultu, uzunluk, kavis ve lokasyon açısından farklılığının bulunduğu, bitiş farklılığının bulunduğu (inceleme konusu imzada “^” benzeri bitiş yapılırken mukayeselerde sağ dış yana kavisli çekiş hattı ile bitiş yapıldığı), grafolojik tanı unsurlarından işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığı, söz konusu ciro imzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nin eli ürünü olmadığı teknik olarak değerlendirilmiş olup raporun iddia- savunma- toplanan bilgi, belge ve deliller kapsamında düzenlendiği, tarafların beyanlarının rapor içeriğinde karşılandığı, belirli ve eksiksiz olduğu, denetlenebilir mahiyette hüküm kurmaya elverişli olduğuna kanaat getirilmiştir. TTK m.792 elden çıkan çek hakkında “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü mevcuttur. TTK m.818/1-d atfı ile çekte ciro hakkında TTKm. 683 ilâ 685. maddeler uygulanır. Usule uygun ciro ile çekten doğan bütün haklar ciro edilen kişiye geçer. Çekin ilk cirosunu yapabilecek kişi aynı zamanda çekin ilk hamili sayılan lehtardır (Teoman, Kitap,1,s 138). Kambiyo senetleri sebepten soyut olup, çeki elinde bulunduran hamilin ayrıca çeki ticari ilişki kapsamında elinde bulundurduğunu ispat etmesi aranmayacaktır. Aksine, eldeki davada olduğu gibi çekin rızası dışı elden çıktığını ya da çekten hiç haberdar olmadığını veya hiç eline geçmediğini ve hamilin TTK’nın 790.ve 792. maddeleri kapsamında çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olduğunu ispat yükü davacı üzerindedir. Yine menfi tespit isteminde davacı, paranın neden davalıya verilmesi lazım gelmediğini ispatla yükümlüdür. Uyuşmazlığa konu çekin emre yazılı olarak düzenlenmiş ve ilk cironun da davacı lehtar tarafından yapılmamış olması karşısında dava konu çekin ciro silsilesinde kopukluk bulunduğunun kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmelidir. YHGK’nın 2017/19-2738 Esas- 2021/1513 Karar- 30.11.2021 tarihli kararında vurgulandığı üzere; ciro zincirindeki kopukluktan önceki lehtara ve keşideciye son yetkili hamil görünenin başvurma hakkı bulunmamakla ve kopukluk sonrası cirantaların kopukluktan önceki lehtara ve keşideciye rücu hakkı bulunmamakla birlikte; imzaların istiklali ilkesi gereğince kopukluk sonrası son yetkili hamil görünenin kendinden önceki cirantalara başvuru hakkı TTK m.677 gereği olup çekler üzerindeki ilk ciranta imzasının sahte olmasının arada bulunan diğer ciro imzalarının geçerliliğini etkilemeyeceği de malumdur. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davacının hiç imza atmadığı/ imzasının taklit edildiği/ imzasının sahte olduğu bir çek cirosundan borçlanma iradesi yok hükmünde olduğundan davalıya karşı sorumlu tutulmasından bahsedilemeyeceği gibi bu hususu herkese karşı ileri sürmesi de muhakkaktır. Neticeten davacının menfi tespit ve istirdat isteminde haklılığına kanaat getirilmekle menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği ancak takibin haksızlığı ile birlikte davalının dosya kapsamında kötü niyetli olduğuna dair bilgi, belge veya delil bulunmamakla ve aksine de kanaat getirilmemekle şartları oluşmadığından davacı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığı belirlenmekle, davacı tarafın istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereği kabulü ile kararın kaldırılmasına, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edildiği ve yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadığına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı tarafın istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2019 tarih, 2017/1010 E., 2019/126 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3- Davacının davalı aleyhine açtığı davanın KABULÜNE, 3/a- Davacının davalıya İstanbul 2. İcra Dairesi’nin 2017/1 Esas sayılı takibe konu çek (muhatap banka …bank Gebze Şubesi, keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 30.11.2016, bedeli 43.500,00 TL, keşidecisi … Olmuş, lehtarı … …- ilk cirantası lehtar … Salonu … olarak görünen, ikinci cirantası …, üçüncü cirantası …, dördüncü cirantası İlhami İzci, beşinci cirantası … San. Ltd. Şti., altıncı cirantası- son hamili … Turizm …) ve takip sebebiyle BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, 3/b- Davacı tarafından davalıya icra dosyası kapsamında ödenen 9.500,00 TL’nin davalıdan istirdadı ile davacıya verilmesine, 3/c- Davacının tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.205,58 TL nispi karar harcından peşin alınan 801,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.404,18 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 801,40TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 166,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 1.803,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1). maddesine göre 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,5/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 61,14 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 182,44 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/12/2022