Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1348 E. 2022/1315 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1348
KARAR NO : 2022/1315
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI: 2017/279 E. – 2018/288 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu 09/06/2015 vade tarihli, keşidecisi … Tic.AŞ.olan, … AŞ.Bomonti Şube Müdürlüğünün … çek sayılı çekin asıl keşide tarihinin 25/02/2015 olmasına rağmen tahrifat yapılarak tarihin 09/06/2015 haline getirildiğini, çek keşidecisi adına kesilen faturadanda anlaşılacağı üzere çekin bizzat keşidecisi olan … Tic.AŞ.nden inşaat temek kuyu işlemlerinin iş bedeli olarak alındığını, bu firmanın işi yaptırmaktan vazgeçtiğinden bizzat adına kesilen çekin geri iade edildiğini, bu firmanın çeki bizzat illiyet bağı olan ticari ilişkisinin bulunmadığı davalı … isimli şahsa hileli olarak ciro ettirerek çekin 25/02/2015 olan tarihini tahrifat yaparak 09/06/2015 haline getirdiğini, icra takibi başlattığını, bilirkişi incelemesi yapıldığında çekin tahrifata yapıldığının ve çekin kambiyo niteliğinin yitirdiğinin anlaşılacağını beyan ederek, çekten ötürü menfi tespit suretiyle borçlu olmadıklarının tespitine, başlatılan icra takibinin iptaline, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekte tahrifatın olmadığını, keşide tarihinin bizzat keşideci şirket olan … Tic.AŞ.nin imza yetkilisi tarafından paraf edildiğini, müvekkilinin keşide tarihi olan 09/06/2015 tarihinde çeki bankaya ibraz ettiğinde davacının dava dilekçesinde itiraz ettiği hususlara ilişkin bir şerhin muhatap banka tarafından düşülmediğini, davacının kendi cirosunu sebep silmediğini, müvekkilinin TTK.702 maddesi gereği dava konusu çekin yasal ve yetkili hamili olduğunu beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Davacı taraf davaya konu etmiş olduğu çek üzerinde tarih değiştirilmek suretiyle çekin canlandırıldığını ve aleyhine takip başlatıldığını ileri sürerek davaya konu edilen çek sebebiyle davalıya borçlu olmadığını tespitini talep ettiği anlaşılmıştır. Davaya konu edilen çekin yapılan incelemesinde keşide tarihiyle ilgili bölümün paraf edildiği ve bu parafın keşideci imzasıyla uyuştuğu, bu kapsamda çekteki tahrifat iddiasının yerinde olmadığı değerlendirilerek sabit görülmeyen davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin, müvekkili ve dava dışı … San. ve Tic. A.Ş. arasındaki “inşaat temel kuyu işlemleri” işinin bedeli olarak alındığını, akabinde çek keşidecisi … San. ve Tic. A.Ş.’nin işi yaptırmaktan vazgeçip, sözleşmeden döndüğünü, sözleşmeden dönmenin gereği olarak müvekkilinin, çeki keşideci firma … San. Ve Tic. A.Ş.’ye iade ettiğini, böylece mevzubahis sözleşmeden doğan borçların sona erdiğini, Müvekkilinin çeki, keşidecisine iade ettikten sonra, çekin keşide tarihinin çeki elinde bulunduran kişi/kişilerce 25.02.2015’den 09.06.2015 tarihine değiştirilip paraflandığını, sonrasında davalının, çeki ciro ettiğini ve 11.06.2015 tarihinde bankaya ibraz ettiğini, davalının, 07.01.2016 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nde … Esas sayılı dosyayla müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattığını, Müvekkili ile davalı arasında bir sözleşme ilişkisi veya ticari ilişki olmadığını, davalının iyiniyetli olmadığını, dava konusu çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, buna ilişkin bilirkişi incelemesi talebinde bulunduklarını ancak Mahkemece dikkate alınmadığını, tahrifat yönünden eksik inceleme ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, Çekte sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından yapılan suç duyurusu neticesinde soruşturmanın halen devam ettiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, icra takibine konu edilmiş çek sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Davacı, dava ve takip konusu çek üzerindeki keşide tarihinin değiştirilmek suretiyle çekte tahrifat yapıldığını, çeki elinde bulunduran davalının iyiniyetli olmadığını, davalıyla bir ticari ilişkisinin olmadığını iddia etmiş, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, bu karar yukarıda belirtilen sebeplerle davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Dava konusu çek incelendiğinde; keşidecisinin dava dışı … San. ve Tic. AŞ. olduğu, davacının çekte lehdar olduğu, çekin keşide tarihinin 09.06.2015 olacak şekilde düzeltilerek keşideci imzası ile paraflandığı, imzanın aidiyeti yönünde bir çekişme ve iddianın bulunmadığı, çek arkasında davacının birinci ciranta olarak yer aldığı, çeki icra takibine koyan davalının ise, çeki elinde bulunduran hamil olduğu, şeklen ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığı gibi davacının cirosunun iptaline ilişkin bir kayda da rastlanmadığı, bu haliyle çekin geçerlilik unsurlarını taşıdığı, çekin bedelsiz kaldığı yönünde ileri sürülen def’i şahsi bir def’i olduğundan, bu def’inin çeki elinde bulunduran iyiniyetli son hamile karşı ileri sürülemeyeceği, davacının iddialarını ispata yarar dosyaya yansıyan yeterli, kesin bir maddi delilin bulunmadığı, açıklanan sebeplere Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2018 tarih ve 2017/279 E., 2018/288 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/09/2022