Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1345 E. 2022/1452 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1345
KARAR NO: 2022/1452
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 24/01/2019
NUMARASI: 2017/285 E. – 2019/34 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına TPMK nezdinde … tescil nolu “…” ibareli, … tescil nolu “…” ibareli ve … tescil nolu “…” ibareli marka tescillerinin bulunduğunu, … ibareli markanın tekstil sektöründe bilinen bir marka olduğunu, Google arama motoruna girildiğinde davalı tarafından müvekkilinin markasının yönlendirici işaret olarak kullanıldığını, davalı tarafından müvekkiline ait … ibareli markanın adwords olarak kullanıldığını, davalı yana ait sitenin ilk sırada çıkarken müvekkiline ait sitenin ikinci sırada çıktığını, aramanın cep telefonları ile yapılması durumunda en üstte koyu harflerle “… da” şeklinde davalının reklamının çıktığını, tüketici tarafından müvekkiline ait markanın internette yapılan aramada davalıya ait internet sitesine yönlendirme yapılmasının davalı tarafın müvekkili markası üzerinde haksız kazanç sağlama amacında olduğunun açıkça görüldüğünü, davalının sadece internetten satış yaptığını, davalının ticaretinin sadece ve sadece internet kullanıcılarına yönelik olduğunu, müvekkilinin yıllardır emek ve para harcayarak, ayırt edicilik kattığı ve TPMK nezdinde tescilli “…” markasına iltibas oluşturacak şekilde müvekkilinin markasının bilinirliğinden faydalanmasının müvekkiline büyük zarar verdiğini ve sahip olduğu şahıs şirketinin ticari itibarını zedelediğini belirterek, öncelikle davalıya ait www….com isimli internet sitesinde müvekkilinin … markasından doğan haklarının ihlal edilip edilmediğinin tespitini talep ettiklerini, dava sonuçlanıncaya kadar marka ihlali ve haksız rekabet teşkil eden fiillerin durdurulmasına, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ve her türlü markasal kullanımın yasaklanması ve engellenmesine, ürünlere ilişkin üretildikleri, satıldıkları, piyasaya sunuldukları ve ticari amaçlarla bulunduruldukları yerlerde toplanması ve el konulmasına, davalıya ait www…com alan adlı internet sitesinde … markasına ilişkin ibarelerin kaldırılmasına, mümkün olmadığı takdirde erişimin engellenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulmasına, önlenmesine ve tecavüzün giderilmesine, davalının her türlü markasal kullanımının yasaklanmasına ve engellenmesine, markaya ilişkin ürünlerin üretildikleri, satıldıkları, piyasaya sunuldukları ve ticari amaçla bulunduruldukları yerlerde toplanması, bu ürünlere el konulması, karşı tarafa ait işyerinde markanın kullanıldığı tabela ve diğer bütün tanıtım vasıtalarının kaldırılmasına, imha edilmesine, müvekkilinin yoksun kaldığı kazancın hesaplanarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı taraf TPMK nezdinde adına kayıtlı olan … tescil nolu “…” ibareli, … tescil nolu “…” ibareli ve … tescil nolu ” …” ibareli markalarının google ‘da yönlendirici işaret olarak – adwords olarak kullanıldığı, yapılan aramada davalının reklamının çıktığı, davalının bu şekilde kullanımlarının adına kayıtlı tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinden bahisle tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulmasına, önlenmesi ve tecavüzün giderilmesi ile maddi ve manevi tazminat istemiyle iş bu davayı açmış ise de yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda “davalının web sitesinde sadece “…” kelimesinin yönlendirici kod (keyword) olarak tanımlanmış olduğu ve Google adwords reklamında davalının üst sırada yer almasının sebebinin “…” kelimesinin olduğu, Türk Dil Kurumu kayıtlarına istinaden “…” kelimesinin Fransızca kökenli “giyim ve süs eşyası satılan dükkan” anlamına gelen bir cins isim olduğuna, davalının Google arama motorunda üst sıralarda görünebilmek için kendisine ait www…com isimli internet sitesinde “yönlendirici kod” olarak kullandığı “…” kelimesi ile davacıya ait TPMK nezdinde tescilli “…” ibareli markasını ihlal etmediği ve bu kullanımı sebebiyle TTK kapsamında da haksız rekabete sebebiyet vermediği” yönlendirmenin dava dışı google un reklam uygulamalarından kaynaklı olduğu anlaşılmakla (davacının tazminat hesabı yönünden inceleme yapılması talebi usul ekonomisi ve dosya kapsamı dikkate alındığında esasa etkili olmayacağı dikkate alınarak reddolunmuştur.) davacının sübut bulmayan davasının reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davanın konusunun, Google arama motoruna “… …” ibaresi yazılarak arama yapılması ve davalı tarafından www…com isimli internet sitesinde Müvekkile ait “…” ve “ …” ibareli markaları kullanıp kullanmadığının tespiti, Müvekkiline ait markalara 556 Sayılı KHK’nın 61/1. maddesi ve TTK’nın 54. Vd. maddeleri uyarınca tecavüz teşkil ettiğinin tespiti, tecavüz ve haksız rekabetin durdurulması, önlenmesi, giderilmesi, davalının markayı kullanmak suretiyle elde ettiği kazanca göre müvekkilin yoksun kaldığı kazanca ilişkin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL manevi tazminat istemi olduğunu, ancak davanın reddedildiğini, 11.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda davalı yanın “…” ibaresini internet sitesinde kullandığının bilirkişilerce tespit edildiğini, ilk 04.04.2016 tarihli rapora itiraz edildiğini, 11.04.2016 tarihli raporda da bilirkişi raporun sonuç kısmında “… …” anahtar sözcüğü yazıldığında www…com sitesinin Google Adwords reklamı olarak görüntülendiğinin tespit edildiğini, sonrasında, yeniden yapılan 28.07.2017 ve 02.02.2018 tarihli bilirkişi raporlarında tamamen hatalı tespitler yapıldığını, Yerel mahkemece de 28.07.2017 tarihli rapor nazara alınarak hüküm tesis edildiğini ancak işbu rapora itiraz edildiğini, itiraz neticesinde aynı heyetten alınan 02.02.2018 tarihli raporda da geçmişe yönelik olarak internet sitesinde tespit yapılamayacağının ve tazminat için bazı evrakların eksik olması sebebiyle hesaplamanın yapılamadığının belirtildiğini, delil tespitinin de bu sebeple yapılmış olduğunu, davalının haberi olmadan “… …” ibaresi ile yapılan aramada davalı yanın sitede müvekkiline ait markayı kullandığının tespit edildiğini, davalının, huzurdaki davadan haberi olduktan/davalıya tebligat işlemi yapıldıktan sonra yapılan tespit işleminde davalının … … ibaresini kaldıracağının aşikar olup, 02.02.2018 tarihli raporun sonuç kısmında yer alan “inceleme tarihinde teknik olarak tecavüze rastlanmadığı” şeklinde tespitin davadan haberdar olan davalının doğal bir davranışının sonucu olduğunun kabulü gerektiğini, -Hükme esas teşkil eden 28.07.2017 tarihli rapor tamamen hatalı şekilde düzenlendiğini ve raporda, önceki raporlar nazara alınarak “…” ibaresi ile arama yapıldığında davalıya ait siteye ulaşılamadığını ancak “… …” ibaresi ile davalıya ait siteye ulaşıldığını ve bu sebeple davalının “…” ibaresini yönlendirici kod olarak kullandığına dair yapılan tespitin hatalı olduğunu, herkes tarafından kullanılan “…” ibaresinin yönlendirici kod olamayacağının açık olduğunu, sadece … ibaresi ile de bilirkişilerce arama/inceleme yapılmadığını, bilirkişiler 28.07.2017 tarihli raporda, sadece … kelimesi ile davalının web sitesine (www…com) yönlendirici kod oluşturulduğunu iddia ettiğini ancak bu değerlendirmenin son derece hatalı olduğunu, Bilirkişilerin, kök raporda … ibaresi ile arama yapıldığında davalıya ait siteye ulaşılamadığını, ancak ek raporda … … ibaresi ile davalıya ait siteye ulaşıldığını ve bu sebeple davalının “…” ibaresini yönlendirici kod olarak kullandığını iddia ettiklerini, bu tespitten davalının sadece … ibaresini değil, “… …” ibaresini yönlendirici kod olarak kullandığının değerlendirilmesi gerekirken, sadece … ibaresinin yönlendirici kod olarak kullanıldığının tespitinin son derece hatalı olduğunu, davalı yanın internet sitesinde “…” ibaresinin yer aldığını, bilirkişilerce ve mahkemece de davalının internet sitesinde … ibaresinin yer almasının marka hakkına tecavüz olup olmadığı hususunun değerlendirilmediğini -Davalının müvekkiline ait “…” markasını kullandığına dair 28.02.2018 tarihli dilekçe ekinde de sunulan 2016 yılına ilişkin görseller olduğunu Google adwords (reklam kelimeleri girme) ile site sahipleri tarafından kullanıcıların hangi kelimeleri yazdığında kendisine ait sitenin çıkacağını ve hangi reklam metninin yer alacağını ayarladığını, davalı yanın da reklam metnine müvekkiline ait marka ile reklam verdiğini, Google’ın verdiği hizmet uyarınca Google arama motorunda arama yapıldığında sitenin arama sonucunda nasıl görüleceğini site sahibinin belirlediğini, davalı yanın hem başlık 2’ye hem de açıklama kısmına “…” ibaresini içerir şekilde reklam verdiğinin kabulü gerektiğini, kararın kaldırılmasına ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; -04.04.2016 tarihli bilirkişi incelemesinde “http://www…com markalar bölümü incelendiğinde … markasının markalar kısmında yer almadığı, http://www…com sitesinin arka planında (kodlarında) … markasının olup olmadığı incelendiğinde, sitenin Keywords-Anahtar kelimeleri ile Description-Tanımlama Cümleleri incelendiğinde … kelimesinin geçmediğinin görüldüğü, “…” şeklinde yapılan aramada http://www…com sitesine link veren sayfaların çıktığı ancak arama sonucunun … markasıyla alakalı olmadığının görüldüğü,“…com” şeklinde yapılan aramada http://www…com sitesinde “adam” sözcüğü geçen sayfaların çıktığı ancak … markasına ait bir sonucun bulunmadığının görüldüğü “nün belirtildiğini, sonrasında Mahkemece alınan raporda da müvekkiline ait www…com adresli internet sitesindeki html kodları üzerinden arama motorunda etkili keywords listesinin incelendiği, inceleme tarihinde davalının html kodlarındaki (keywords) anahtar kelimeler içinde dava konusu “…” veya “… …” ibarelerinin yer almadığının tespit edildiği ve 11.04.2016 tarihli Ek Bilirkişi Raporuna temel teşkil eden inceleme tarihinde müvekkil Şirketin web sitesinde sadece “…” kelimesinin yönlendirici kod (keywords) olarak tanımlanmış olduğu ve Google adwords reklamında müvekkili şirketin üst sırada yer almasının sebebinin “…” kelimesi olduğunun belirtildiğini, müvekkili şirkete haber verilmeden yapılan inceleme ile dava aşamasında yapılan incelemenin birbirini teyit ettiğini, davacı tarafın itiraz dilekçesine eklediği görseller incelendiğinde de Google arama motoruna “… …” kelimeleri yazılıp arama yaptırıldığında bu arama ile sadece “…” ibaresinin eşleştiğini ve bu sebeple sadece “…” ibaresinin koyu harf ile gösterildiğini ve arama sırasında aramaya dahil ibarelerden sadece verilen reklam ile çakışan ibarenin koyu renk ile gösterildiğini, davacı tarafın dilekçesindeki görseller incelendiğinde de sadece “…” ibaresinin koyu punto ile belirtildiği görüldüğünden müvekkil şirkete yapıldığını, bu söz dizininin aranması sonucu müvekkili şirketin isminin Adwords reklamı olarak çıkmasının sebebinin, müvekkili şirketin Adwords kampanyasında dinamik arama reklamlarının aktif olması, aramada anahtar kelime olarak “…” ibaresinin kullanılması ve Google algoritmasının bu kelimeyi anahtar kabul ederek müvekkili şirketin reklamını göstermiş olması olduğunu, gerek dava tarihi itibariyle gerekse de 13.12.2016 tarihi itibariyle “… …” ibaresinin marka olarak tescil edilmediğini, bu ibarenin tescil başvurusunun 26.09.2016 tarihinde yani dava açıldıktan sonra yapıldığını, dolayısıyla “… …” ibaresinin dava tarihi itibariyle 556 Sayılı KHK kapsamında korunmasının söz konusu olmadığını, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalının, davacının tescilli markalarını kullanarak, müşterileri kendi internet sitesine yönelttiğini beyanla, markaya tecavüzün tespiti, meni refi ile, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davalının internet sitesiyle ilgili yalnızca Google Arama Ağı kategorisinde reklam vermiş olduğu, davacının markaları yazıldığında davalının internet sitesinin arama motoru sorgulama sonucunda çıkmadığı, davacının tescilli markalarının birebir kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Marka tescil kayıtlarından; davacı adına … tescil nolu “…” ibareli, … tescil nolu “…” ibareli ve … tescil nolu ” …” ibareli marka tescillerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça davacının markalarının anahtar sözcük olarak kullanılmadığı, davacı markalarına tecavüz teşkil etmediği ileri sürülmüştür. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, Google arama motorunda, “… …” ibareleri ile arandığında, davalının internet sitesinin üstlerde çıkması gerekçe gösterilerek, davacının markalarının bazılarının davalı tarafça keyword (adwords) olarak kullanılarak davalı tarafından Google’dan reklam alındığını beyan ettiği, sonrasında mahkemece alınan bilirkişi raporunda, Google Arama motoru kullanılarak “…” kelimelerinin aratıldığı ve güncel sorgulama sonucunda, davalının internet sitesinin arama motoru sorgulama sonuçlarında çıkmadığının tespit edildiği, arşiv kayıtlarında davacı markalarının kullanılmadığının, “… …” ibaresinin kullanıldığının tespit edildiği ve sadece “…” kelimesi üzerinde de arama yapılamayacağının bildirildiği görülmüştür. Uyuşmazlık internet arama motorunda davacının markaları arandığında, davalının web sitesinin gözükmesi karşısında, davalının bu sözcükleri anahtar sözcük olarak satın alıp almadığının tespitinden kaynaklanmıştır. Google arama motorunda, arama yapıldığında davacı internet sitesinin çıkması tek başına, davacı markalarının anahtar kelime yada yönlendirici kod olarak kullanıldığını göstermez. Ürünlerin tanıtımında “…”, “…” ibarelerine, Google reklam sözcüğü olarak reklam verilmesi halinde de üst sıralarda yer alması mümkündür. Davalının internet sitesinde tesettür giyim ürünleri ve aksesuarları satıldığı, “… …” ibarelerine reklam verilmesinin markaya tecavüz teşkil etmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da kayıtların incelendiği ve davalının davacı markalarını anahtar kelime yada yönlendirici kod olarak, davacı markalarının kullanılmadığının, “… …” ibaresinin kullanıldığının tespit edildiği, bu durumun da “…” ibaresinden kaynaklı olduğu, “…” ibaresinin tek başına kullanılmadığı, bu durumda davacı markalarına tecavüz fiilinin oluşmadığı, mahkemece davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24/01/2019 tarih ve 2017/285 E., 2019/34 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 20/10/2022