Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1338 E. 2022/1330 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1338 Esas
KARAR NO: 2022/1330
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2016/1212 E. – 2018/1357 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile kambiyo yolu icra takibi başlattığını, müvekkilinin takipten sonradan haberinin olduğunu, davalının yapmış olduğu takipte takip mesnedi olarak 22/08/2014 vadeli 36.000-TL’lik senedi gösterdiğini, davalının takibe konu yaptığı senedin incelenmesinde imzaların şirket kaşesi üzerinde bulunduğu açığı atılmadığının görüleceğini, dolayısıyla Yargıtay uygulaması neticesinde imza sahibinin şahsen bağlamayacağının aşikar olduğunu, ayrıca yine kaşe üzerindeki imzaların da şahsen müvekkili tarafından atılmış bir imza olmadığını, davalının kendi alacağını tahsil edebilmek için müvekkilinin hiçbir imzası olmadığı halde sanki müvekkili borçluymuş gibi hakkında kötüniyetli takip yaptığını, davalının kanuna karşı hile yoluyla başvurduğunu, bu sebeplerle takip dosyalarına ilişkin olarak müvekkilinin herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, davalının kötüniyetli takip yapması sebebiyle alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dosyaya sunulan imza incelemesine yönelik raporda, dava konusu senet üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı yönündeki tespite itibarla, davanın kabulüne,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece davanın kabul edilmiş olmasına rağmen, hüküm kısmında ”davalının davacıya borçlu olmadığının tespitine” denilerek hata yapıldığını, hükmedilen vekâlet ücretinin 4.320,00 TL olması gerekirken, 4.310,00 TL olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın bu yönlerden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan incelemelerin sadece benzerlik yönünden yapılmış olmasının hatalı olduğunu, ek rapor veya yeniden rapor aldırılması yönündeki taleplerinin kabul edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, Ayrıca alacaklı firmanın kusurlu olmasının fiilen mümkün olmadığını, alacaklı tarafın, Elektrik Kurumunun özelleştirilmesi neticesinde kurulmuş olan ve lisanslı bir şekilde perakende elektrik satışı yaparak kamu hizmeti sunan bir firma olduğunu, bu kapsamda borcunu senet ile yapılandırmak isteyen borçluların, kurum nezdinde ilgili birime gelerek senet imzaladığını ve borcunu yapılandırdığını, imza esnasında borçlunun “karalama veya uydurma” bir şekilde imza atıp atmadığını kurumun o aşamada tespit etmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK’nun 72.maddesi kapsamında, icra takibine konu edilen kambiyo senedi sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olup, senet üzerindeki imza, davacı yanca inkâr edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde; Kambiyo senedindeki imzanın davacı borçluya ait olduğu yönündeki ispat yükü, senedi elinde bulundurup icra takibine girişen ve senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden davalı alacaklıya düşmektedir. (HGK’nun 24.06.2020 tarih, 2017/19-829 Esas, 2020/471 Karar) Bu kapsamda Mahkemece, davacının davaya ve takibe konu senedin düzenleme tarihine yakın önceki ve sonraki tarihli samimi imzalarını içeren resmi kurumlarca da onaylatılmış belge asıllarının getirtilerek senet üzerinde imza incelemesi yaptırıldığı, imza incelemesine yönelik olarak dosyaya sunulan denetime elverişli bilirkişi raporunda, senet üzerinde davacıya atfen atılan imzanın davacı eli ürünü olup olmadığı yönünde görüş bildirildiği, ispat yükü üzerinde olan davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu haliyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, belirtilen sebeplerle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde; Her ne kadar Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olsa da, hüküm kısmında, ”… davalının davacıya borçlu olmadığının tespitine,” denilmek suretiyle infazda tereddüt yaratıldığı, kararın bu yönüyle hatalı olduğu görülmüştür. Diğer yandan, karar tarihindeki A.A.Ü.T’ne göre, davacı lehine 4.310,00 TL vekâlet ücreti hükmedilmesinde bir hata bulunmadığı, bu yönüyle istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile,3- İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2018 tarih, 2016/1212 E., 2018/1357 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda;4- DAVANIN KABULÜNE, 5- İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu 22/08/2014 vade tarihli 36.000,00 TL bedelli senet sebebi ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,6- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;6/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.459,16 TL nispi karar harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.429,96 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 117,80 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 680,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/c-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6/d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(1). maddesine göre 4.310,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;7/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,7/b- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.459,16 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 614,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 1844,36 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine,7/c-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 59,13 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 180,43 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,7/d-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,7/e-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/09/2022