Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1334 E. 2022/1693 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1334
KARAR NO: 2022/1693
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2017/276 E. – 2018/158 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 08/07/2013 tarihinde yayıncı-yazar sözleşmesi akdedildiğini, davalının sözleşme ile müvekkiline ait “…” adlı kitabın basımını, dağıtımını ve tanıtımının yapılmasını taahhüt ettiğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca davalı tarafça verilecek bir şifre ile web ortamında satış takip sistemini de kullanabileceğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca davalıya 3.000-TL ödeme yaptığını, davalının sözleşmenin 8. maddesinde yer alan dergi yayıncılığı ile ilgili taahhütlere uymadığını, davalının sözleşmenin 14. maddesindeki “satış takip” özelliği bulundurma taahhüdünü yerine getirmediğini, davalının sözleşme ile üstlendiği dağıtım garantisini de gereği gibi yerine getirmediğini ve internet üzerinden gelen kitabı satın alma taleplerini gereği gibi karşılamadığını, davalının yazara kargo masrafları hariç talep ettiği miktarda kitabın bedelsiz gönderileceği hükmüne de uymadığını, bu konuda müvekkilini oyaladığını ayrıca müvekkiline teslim edilen kitapların ayıplı olduğunu, davalının basmayı taahhüt ettiği kitap miktarının 500 adet olduğunu ancak bu kitaplardan yalnızda 50 adedinin müvekkiline teslim edildiğini, kitapların gerçekten 500 adet basılıp basılmadığına ilişkin kendilerinde şüphelerin oluştuğunu, davalının müvekkilinin dava açmaması için işyeri amirini dahi aradığını, hatta işyeri amirlerinden müvekkilinin işten çıkartılmasının talep edildiğini iddia ile 3.000-TL maddi alacağın 06.11.2013 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte, 1.500-TL mahrum kalınan kitap satış geliri ile 7.500-TL manevi tazminatın ise dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 06.11.2017 tarihli kısmi ıslah dilekçesinde özetle, her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla dava dilekçesinde sehven 3.000-TL olarak bildirdikleri sözleşme bedelinin 2.000-TL olduğunu, dava dilekçesindeki sair tüm vakıaları ve tüm taleplerini tekrar ederek davayı bu yönde kısmen ıslah ettiklerini beyan etmiştir. Davalı, dava dilekçesine süresinde cevap vermeyerek 6100 Sayılı HMK m.128 kapsamında davacı tarafından iddia edilen vakıaları inkar etmiş sayılmıştır. İlk Derece Mahkemesince; “Davaya konu kitabın sözleşmenin 8. ve 9. Maddelerine göre dergi ve fuarlarda tanıtım ve dağıtımının yapıldığının , telif bedelinin ödendiğinin ispat yükü davalıdadır… Davalı taraf dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiş, delil sunmamış, ön inceleme duruşmasından sonra davalı vekilinin 01/12/2015 tarihli dilekçesi ile; ” davayı inkar etmiş sayılan müvekkilinin 2 haftalık kesin süre içerisinde delillerini bildirdiğini” beyan ederek , delil listesi sunduğu ve delil ibraz ettiği görülmüştür. … Davacı vekili 23/12/2015 tarihli dilekçesi ile delil ve beyan sunulmasına muvaffakatının bulunmadığını beyan etmiştir. … HMK 128. Maddede … HMK 141. Maddede … HMK 145. Maddede … hükümleri mevcuttur. … Davalı tarafça davaya cevap verilmediğinden ve hiç delil sunulmadığından, ayrıca davacı vekilinin de muvaffakatı bulunmadığından, ön inceleme aşamasından sonra davalı tarafça delil sunulması ve savunmanın genişletilerek sözleşme gereğince dergide ve fuarlara katılarak tanıtım yapıldığına ilişkin savunmaya, sunulan delillere itibar edilemeyeceği kanaatine varılmıştır. … Sözleşmenin 8. Maddesindeki dergilerde tanıtım, dergilerin dağıtımı,dağıtımın ispatı , yazarın yazısı ve reklamını yapmasına imkan tanınması yükümlülüklerinin yerine getirilmediği bu hususun da 8.7 maddesi gereğince yazara ödediği bedeli geri alma hakkını verdiği kanaatine varılarak yazar tarafından ödenen 2000 TL sözleşme bedelinin ihtarnamenin tebliği ve verilen 7 günlük sürenin dolması ile temerrüt tarihi olan 25/04/2015 tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir. … Davalının sözleşme ile üstlendiği fuarlara katıldığını ispatlayamadığı, mücbir sebep ileri sürmediği, katıldığı fuarlarda davacının kitabına da yer verdiğini ispatlayamadığı, fuar yükümlülüğünü de yerine getirmediği, sözleşmenin 14. Maddesindeki şifre verme taahhüdünü yerine getirmediği, kanaatine varılmıştır. … 22/06/2017 tarihli ek Bilirkişi raporu ile, davaya konu kitabın baskısının %25 hatalı olduğu, davalı vekilinin 01/12/2015 tarihli dilekçesinde kitabın 117 adedinin dağıtımının yapıldığı, 37 adedinin iade edildiğine dair beyanı gözönüne alınarak ve kitabın satış fiyatı 12,00TL olmakla satılan 80 adet kitabın telif bedelinin 355,20 TL olduğu tespit edilmekle, davalı tarafça satılan 80 adet kitabın telif bedeli 355,20 TL ‘nın temerrüt tarihi olan 25/04/2015 tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir. … Davalının yazarı olduğu kitapların toplam 500 adet basım ve yayınının, tanıtımının üstlenilmesine rağmen, düşük kalitede basılarak, yeterli tanıtım yapılmaması sebebiyle toplam 80 adet satılarak, satışlarının düşük kalması kendisine sözleşmede üstlenilen bilgi verme, satışları takip etme yükümlülüğünün, yerine getirilmemesi sebebiyle manevi yönden elem ve ızdırap duyacağı kanaatine varılarak , elem ve ızdırabın hafifletilmesi yönünden manevi tazminat talebinin 3.000 TL ‘lık kısmının kabulüne , fazlaya ilişkin talebin reddine …” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne- kısmen reddine, ıslah dilekçesi gözönüne alınarak 2.000-TL’nin 25.04.2014 tarihinden itibaren; 355,20-TL telif bedelinin ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine; 3.000-TL manevi tazminat talebinin kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının sözleşme bedeli olan 3.000-TL tutarı müvekkiline ödediğini, yani kendi ifa yükümünü yerine getirdiğini ispat edemediğini, davacı tarafından 2.000-TL ödeme makbuzunun sunulduğunu, bakiye 1.000-TL’ye ilişkin bulamadıklarını neticeten ıslah ile dava konusunu azaltarak 2.000-TL talep etmelerinin ıslah konusu edilemeyeceğini çünkü hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, ilk derece Mahkemesinin kararının hakkaniyete aykırı olduğunu çünkü sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde 500 adet kitabın kendilerince basıldığı sabit olmakla birlikte kitapların basımından davacının elde ettiği kazancın ve davacının elindeki kitapların iadesinin sağlanmaması karşısında 2.000-TL bedelden indirime gidilmemesinin hakkaniyete uymayacağını, müvekkilinin kapak tasarımı, mizanpaj, editörlük hizmeti verdiğini, adil tenzilatın gerektiğini, müvekkilinin dergi ve fuarlar vasıtasıyla kitabın tanıtımı yaptığını ancak mahkemece somut delillere rağmen savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında değerlendirme yapılarak beyanlarına itibar edilmemesi sebebiyle kararın kaldırılmasını gerektiğini, inkar kapsamında sunulan delillere muvafakat aranmaksızın itibar edilmesi gerektiğini, manevi tazminata ilişkin yazarın beklentisinin altında satış sebebiyle yaşadığı manevi elemin kendileriyle ve sözleşmeyle ilişkilendirilemeyeceğini çünkü ülke şartları gereği okuma alışkanlıklarının yansımasının, tercihlere göre beklenen ilginin gösterilmemesinin olağan olduğunu, hatta davacının fuarlara katılmamasının, dergide yazı yazmamasının, 50 adet kitabı teslim aldığında ayıplı basım ihbarında bulunmamasının, hatta sosyal medya ve internette kitap sebebiyle duyduğu memnuniyetin dile getirilmesinin müvekkili lehine değerlendirilmesi gereken durumlar olduğunu, fahiş manevi tazminata hükmedildiğini, davacı lehine hatalı ve fahiş vekalet ücretine hükmedildiğini beyanla kararın kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla istinaf ve davalının istinafına cevap dilekçesinde özetle; Maddi tazminat yönünden kararın talep edilen ve hükmedilen miktar açısından kesin olduğunu, istinaf edilemeyeceğini, usulden ret kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin ifa yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalının sözleşmeyi sunmaktan imtina ettiğini, Mahkeme tarafından da sözleşmenin aslının …’den celp edilmediğini, sözleşme taslağında yer alan 3.000-TL’nin başta dava konusu edilip sonrasında maddi hatanın ıslah ile düzeltildiğini, ıslah ile dava değerinin azaltılabileceğini, zaten kısmen kabul- kısmen redde göre yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini, sözleşme bedelinin taraflarınca davalıya ödendiği hususunun hiç bir zaman ihtilaflı olmadığını, m.8 gereği sözleşmeye aykırılık halinde tarafların aldıklarını iade ile yükümlü olduklarından cezai şart niteliğindeki bedelden indirime gidilemeyeceğini, davalının yükümlülüğüne uymadığı gibi davadan sonra geçmiş tarihli dergiler bastırarak sanki yükümlülüklerine uyulduğu izlenimi vermeye çalıştığını, internet sitesinin sayfalarını değiştirdiğini, kitapçılara dağıtım yapmadığını, fatura vb. resmi kayıt sunamadığını, sonradan bastığı kitapları göndermesinin kendilerince kabul edilmediğinin e-posta ile davalıya bildirildiğini, kitap baskısının kusurlu ve ayıplı olduğunu, gönderilen kitapların süresinden sonra ve yetersiz sayıda olmasından dolayı yeterli dağıtımın yapılamadığını, iş yerinde rahatsız edildiğini, manevi yönden rahatsız edildiğini, davalının son celsede davayı vekil ile takip etmemesine rağmen vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla davalının istinaf talebinin reddine, kendi istinaf taleplerinin kabulü ile kararın davalı lehine verilen vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Taraflar arasında 08.07.2013 tarihinde akdedilen yayın anlaşmasına aykırı davranılması sebebiyle sözleşmenin feshedilmesine karşın, sözleşme karşılığı davalıya verilen 2.000-TL ücretin iadesi ve sözleşmeye aykırılık sebebiyle uğranılan 1.500,00 TL maddi ve 7.500,00 TL manevi zararların tazmini istemine ilişkindir. Davacının, davalının sözleşme gereğince basması gereken kitap sayısı 500 olmasına rağmen, bu miktarda kitap basımı gerçekleştirilmediğini iddia ettiği, davalının ise bu iddianın aksinin ispatına ilişkin olarak dava konusu kitaba ilişkin 500 adet bandrolün sunulduğu ancak 500 adet bandrolün alınmış olmasının alınan bandrol sayısınca kitap basıldığı anlamına gelmediği, davalının 370 adet kitabın depoda olduğunu beyan ettiği ancak bunun incelenemediği, davalının ayrıca sözleşme hükmüne göre … dergilerinin büyük kitabevlerine dağıtımını sağlamayı taahhüt ettiği, dosya kapsamı incelendiğinde davalı tarafça bu hususa yönelik … firmasından alınmış imzalı bir belge fotokopisinin sunulduğu ancak dosyaya sunulu bu belgenin davalı tarafça çıkarılan dergilerin büyük kitabevlerine dağıtıldığını göstermediği, davalının “kullanıcı adı ve şifre” nin davacıya gönderildiğine ilişkin üzerindeki ispat yükünü yerine getiremediği ancak sözleşmenin 14.maddesinin ihlali ile davacının ne tür bir zarara uğradığına ilişkin gerçekleştirilmiş bir ispat faaliyetinin de bulunmadığı, bu itibarla sözleşmenin 14.maddesinin ihlal edildiği ancak bu ihlal sebebiyle hesaplanabilecek bir tazminat kaleminin dosyanın mevcut durumu itibariyle mümkün bulunmadığı, davalının 08.07.2013 tarihli sözleşmenin 7.maddesi uyarınca kitapların dağıtımına ilişkin taahhütlerini de yerine getirdiğine dair hiçbir bilgi ve belgenin varlığına rastlanmadığı, bu sebeple kitap satışından elde edilemediği gerekçesiyle talep edilen tazminatın yerinde olabileceği, davalının 08.07.2013 tarihli sözleşmenin 9.maddesi uyarınca fuar organizasyonlarına katılma konusundaki taahhütlerini yerine getirmediğinin hususunun davacı tarafından ileri sürüldüğü, davalı tarafça da ikrar edildiği üzere 03- 12 Ocak 2014 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen kitap fuarına davalı yayıncının katılmadığı, her ne kadar davalının işçilerinin işten ayrılması sebebiyle bu fuara katılmadığını savunmuşsa da bu durumun mücbir sebep olarak değerlendirilemeyeceği, netice itibariyle davalının fuara katılmamasının 08/07/2013 tarihli sözleşmenin 9.maddesinin ihlali anlamına geldiği ancak dosya kapsamından davacının, davalının söz konusu fuara katılmaması sebebiyle ne tür bir zarara uğradığına ilişkin bir tespit yapılamadığını sektör konusunda teknik uzman bilirkişi heyet raporu ile belirlenmiştir. Kitabın baskısının %25 hatalı olduğu, mali inceleme neticesinde; 80 adet için hesaplama yapıldığında davacının, davalıdan talep edebileceği tutarın 355,20 TL olarak hesaplandığı, davacının 06.11.2013 tarihi itibariyle faiz talep ettiği ancak davalının 80 kitabı hangi an itibariyle sattığının net olarak tespit edilemediği, 355,20 TL’ye davalının 80 kitabı sattığını ikrar ettiği 01.12.2015 tarihi itibariyle faiz işletilebileceği ek bilirkişi heyet raporu ile belirlenmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. maddesine göre, “İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir:…(2) Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir…” hükmünü haiz olmakla, kararın verildiği tarih olan 08.05.2018 tarihi itibarı ile güncel istinaf kesinlik sınırı 3.560,00 TL olduğundan maddi tazminat yönünden talep değeri dikkate alındığında kararın kesin olduğu, bu sebeple istinafa maddi tazminat talebi yönünden başvurulamayacağı tespit edilmekle, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. ve 346/1. maddeleri gereğince davalının maddi tazminata ilişkin istinaf dilekçesi ile davacının maddi tazminata ilişkin davalı lehine verilen vekalet ücretlerine ilişkin istinaf dilekçesinin reddine ayrı ayrı karar vermek gerekmiştir. Manevi tazminat yönünden yapılan istinaf incelemesinde; taraflar arasında 08/07/2013 tarihinde “Yayıncı-Yazar” sözleşmesinin imzalandığı, davacı tarafından 16/08/2013 tarihinde sözleşme bedeli olarak 2.000,00 TL’nin davalı tarafa ödendiği çekişmesizdir. Davalı süresinde dava dilekçesine cevap vermeyerek dava dilekçesinde iddia olunan vakıaları inkar etmiş sayılmıştır ancak inkar kapsamında kalan şekilde delillerinin sunulmasında ve delillerinin değerlendirilmesinde muvafakatin aranmayacağı da yerleşik Yargıtay içtihatları ile muhakkaktır. Davacının iddiası, davalının inkarı, toplanan ve sunulan bilgi, belge ve deliller kapsamında; taraflar arasında imzalanan 08/07/2013 tarihli sözleşmenin 2. maddesinin 1 yıl süreli olduğu, 7. maddesinde dağıtım ve satışın davalı yayınevi tarafından ücretsiz yapılacağı, 8. maddesinde … ve … isimli dergilerin düzenli olarak her ay yada iki ayda bir yayınlandığını ve dağıtılıp satışa sunulduğunu davalı yayınevinin ispatla yükümlü olduğu, dergi sayısı, yayınlanma adedi, sayfa sayısı ve içerisinde hangi yazarların olduğunun açıkça beyan zorunluluğunun bulunduğu, üniversitelere yada okullara dağıtılmışsa hangi okullara kaç adet dağıtıldığının, dergileri büyük kitabevlerine dağıtmak zorunda olduğunun, yazara dergilerden en az birinde yazma ve kitabının reklamını yapma imkanı tanıyacağının taahhüt edildiği, 8.7 maddesinde dergi için belirtilen yükümlülüklere uyulmaması durumunda Yazar’a sözleşmeden aldığı tüm miktarı ödemekle yükümlü olduğunun düzenlendiği, sözleşmenin 9. maddesinin fuar organizasyonu başlığı altında davalının İstanbul, Ankara, İzmir ve Kocaeli Kitap Fuarlarına katılmakla ve Fuarlar konusunda davacı yazarı bilgilendirmekle yükümlü olduğunun düzenlendiği, sözleşmenin 16. maddesinde kitabın tüm gelirinin yazara ait olduğu ve yayınlandıktan 6 ay ve ikinci 6 ay sonra kitapların KDV’siz fiyatı üzerinden % 60 oranında iskonto yapılarak hesaplanacağı, ikinci baskı için yazardan ücret alınmayacağı ve yayınlanan kitaplar için yazara %20 telif hakkı ödeneceğinin taahhüt edildiği tespit edilmiştir. Davacının yazarı olduğu kitapların toplam 500 adet basım ve yayınının, tanıtımının davalı tarafından üstlenilmesine rağmen düşük kalitede basıldığı, yeterli tanıtım yapılmadığı, bu sebeple kitabın toplam 80 adet satıldığı, satışların düşük kalmasının davalının kendisine sözleşmede üstlenilen bilgi verme, satışları takip etme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi sebebiyle olduğu sabit görülmekle bu durumun davacıya manevi yönden elem ve ızdırap vereceği muhakkak olmakla Mahkemece taktir edilen manevi tazminat isabetli görülmüş, aksine dair davalının istinaf sebebi yerinde bulunmamıştır.Yargılama giderlerinden sayılan ve 6100 Sayılı HMK’nın 323. maddesi, 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 169. maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 1. inci maddelerinde düzenlenen, ancak müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı sıkıya bağlı bulunan avukatlık ücretinin, davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir. Davacının dava ettiği manevi tazminat talep değeri 7.500-TL olup Mahkemece 3.000-TL’ye hükmedilmiştir. Neticesinde Mahkemece davacı ve davalı yararına ayrı ayrı 3.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. AAÜT uyarınca manevi tazminat talebi yönünden davadaki diğer taleplerden ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir, kabul edilen miktarı aşar mahiyette davacı lehine vekalet ücretine hükmedilemez, ret edilen kısım açısından da davalı lehine hükmedilecek vekalet ücreti kabul açısından davacıya verilen vekalet ücretinin aşamaz. Davalının yargılama safhalarında kendini vekil ile temsil ettirdiği, 22.02.2018 tarihli celsede kendisinin davayı bizzat takip edeceğini bildirdiği tespit edilmekle, 6100 Sayılı HMK’nın 323/1-g,ğ, 326, 330, ve 332. maddeleri gereğince vekalet ücreti taraf lehine verildiğinden ve davalı kendini yargılama safhalarında vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine vekalet ücreti taktirinde bir isabetsizlik bulunmamış, yine davacı lehine haklılığı oranında verilen vekalet ücreti de isabetli bulunmuştur. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, kararın verildiği tarihte maddi tazminat değerinin istinaf kesinlik sınırının altında kaldığı dikkate alınarak davalının maddi tazminata ilişkin istinaf dilekçesi ile davacının maddi tazminata ilişkin davalı lehine verilen vekalet ücretine ilişkin istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK m.341/2, 346/1. maddeleri gereğince ayrı ayrı reddine, manevi tazminata ilişkin tarafların istinaf sebepleri yerinde görülmemiş olmakla ve yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesinin manevi tazminata ilişkin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1/a- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 08/05/2018 tarih ve 2017/276 E. 2018/158 K. Sayılı kararına karşı manevi tazminat talebi yönünden davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 1/b- Davacı vekili ve davalı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf dilekçelerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. ve 346. maddeleri gereğince ayrı ayrı REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 204,93 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 91,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 113,53 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,7- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/12/2022