Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/133 E. 2020/424 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/133
KARAR NO: 2020/424
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2016
NUMARASI: 2014/1397 E., 2016/627 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında 24/03/2014 tarihinde 6 maddeden oluşan ve davalıya ait malların Irak ülkesinde satılması konusunu düzenleyen bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında 29/03/2014 tarihinde davacı yanın ilk siparişini verip davalıdan 59.133,57-USD bedelli malı satın aldığını, bu malın davalı tarafından süresinde davacıya teslim edildiğini, davacının ilgili malın bedelini 10/06/2014 ve 08/07/2014 tarihli çeklerle ödediğini, davacının davalıdan aldığı malları bayilik sözleşmesi gereğince Irak ülkesine ihraç ederek sattığını, 28/05/2014 tarihinde ikinci parti mal için 94.178,50-USD bedelli indirimsiz mal siparişinin e-mail yolu ile davalıya ilelildiğini, aynı gün davalı tarafından verilen cevapta bayilik sözleşmesi gereği gerekli indirim uygulanarak mal siparişini onaylayan e-maili davacıya gönderdiğini, davacı yanın söz konusu malı teslim almak için 05/06/2014 tarihinde nakliye için anlaştığı …, … plakalı tırı (çekici/treyler kombinasyonu) davalının adresine gönderdiğini, ancak malın tıra yüklenilmediğini, bunun üzerine davacı yan tarafından 06/06/2014 tarihli ihtarname ile davalıdan malın teslim edilmesinin istendiğini ve aynı zamanda aksi halde sözleşmede belirtilen cezai şart hükmüne aykırı hareket edileceğinin belirtildiğini, bunun üzerine davalının davacıya malı teslim ettiğini, malın bedelinin 11/09/2014 tarihli çek ile ödendiğini ve ikinci parti malın da bu sürece bağlı olarak Irak ülkesine ihraç edildiğini, davacı tarafından 13/08/2014 tarihinde 3. parti mal için 174.056,20-USD bedelli indirimsiz mal siparişinin mail yoluyla davalıdan talep edildiğini, ancak onunla irtibat kurulamadığını ve akabinde davalının mal vermeyeceklerini davacıya bildirildiğini, bunun üzerine davacı yanın davalıya 25/08/2014 tarihinde ihtarname keşide ederek malın teslim edilmesini talep ettiğini, ancak davalının 01/09/2014 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini bildirdiğini, sözleşmenin süresinin 3 yıl olduğunu, bu sebeple davacının sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen 200.000,00-USD cezai şart bedelini davalıdan talep hakkı doğduğunu belirterek, 200.000,00-USD cezai şartın ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının iddia ve taleplerini kabul etmediklerini, davalının markası olan … ürünlerinin 2009 yılında davacının kardeşi … tarafından İran ülkesinde satışına başlandığını, daha sonra Arap şirketi üzerinden 2013 yılı sonuna kadar İran bölgesinde satışın yapıldığını, ancak dava dışı üçüncü bir şirket ile anlaşılması üzerine iş ilişkisinin sona erdiğini, davacının, davalı mallarını Irak ülkesinde satış yapmak istediğini ve bunun üzerine davacı tarafından hazırlanan sözleşmenin ön sayfasının paraf atılmak suretiyle ikinci sayfası da kaşe ve imza atılmak suretiyle imzalandığını, ancak davacının işbu davada ön sayfa olarak paraf olmayan sayfa koyduğunu, halbuki paraflı ön sayfada cezai şart bedelinin 20.000,00-USD olarak kararlaştırıldığını, bu nedenle sözleşmenin geçerli olup olmadığı, deneme süresi içerisinde sözleşmenin feshedilmesi durumunda cezai şartın ödenip ödenmeyeceği, haklı nedenle bir fesih halinde cezai şart ödenip ödenmeyeceği, mücbir sebep bulunması halinde cezai şartın talep edilip edilemeyeceği, üretici firmanın bilgisi dışında satış, reklam ve tanıtım çalışmaları nedeniyle haklı fesih olup olmayacağı konularında hukuki uyuşmazlık bulunduğunu, sözleşmenin deneme süresi içerisinde feshedildiğini ve cezai şart talep edilemeyeceğini, sözleşmenin cezai şart hükmünün şartları gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; Sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği, davacı yanın akdin haksız feshine dayanarak değil akde aykırılık sebebiyle sözleşmenin feshedildiği iddiasına dayanarak cezai şart talebinde bulunduğu, akdin daha önce davalı tarafından feshedilmiş olması nedeniyle akde aykırılık nedeni ile cezai şart isteminde bulunulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; Mahkemece hatalı değerlendirme yapıldığı, davalının sözleşmeye daha önce herhangi bir itirazda bulunmadığı, davalının ilk iki siparişi davacıya teslim ettiği, 3. mal siparişini teslim etmekten kaçındığı, bunun üzerine davalıya ihtarname gönderildiği, davalının sözleşmeyi haksız feshinden sonra da davacının davalıya ihtarname göndererek cezai şartı gündeme getirdiği, sözleşmenin 3.3. maddesinde yer verilen deneme süresinin, müvekkilinin satacağı malın taahhüdü ile ilgili bir süre olduğu, yani bu 6 aylık sürede müvekkilinin mal taahhüt etme zorunluluğunun olmadığının hükme bağlanış olduğu, 6 aydan sonra ise müvekkilinin yıllık en az 600.000,00-USD miktarında mal almak gibi bir taahhüdü bulunduğu, bu deneme süresinin, bilirkişi raporunda iddia edildiği gibi karşılıklı her iki taraf için öngörülen hukuki süreç olmadığı, ayrıca sözleşmenin 3.3. maddesinin, sözleşmeye bağlı olmak istemeyen taraflardan birinin bu deneme süresi dahilinde sözleşmeyi feshetme hakkını haizdir şeklinde yorumlanamayacağı, sözleşmenin süresinin 3 yıl olduğu ve herhangi bir deneme süresi içermediği, bilirkişi raporunda müvekkilinin davalıdan aldığı ürünleri sözleşmeye uygun olarak Irak ülkesine ihraç ettiğinin tespit edildiği, İran ülkesine yapılan tek kalem ihracın ise taraflar arasındaki ticari ilişkinin kurulmasından önceki bir döneme ait olduğu, müvekkilinin, davalı ile dava konusu sözlemeyi imzaladığı tarihten sonra hiçbir şekilde İran ülkesine mal ihraç etmediği, verilen kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, sözleşmeye aykırılık sebebiyle cezai şart talebine ilişkin bulunmaktadır. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, davacı tarafından sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şart talebinde bulunulmasına, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından Kartal … Noterliği’nin 01/09/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedilmiş olmasına, davacı tarafından sözleşmenin haksız feshi nedeniyle cezai şart talebinde bulunulmamasına, sözleşme davalı tarafından feshedilmiş olduğundan ortada bir sözleşme bulunmaması sebebiyle sözleşmeye aykırılık sebebiyle cezai şart talep edilebilmesinin mümkün bulunmamasına göre, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/10/2016 tarih ve 2014/1397 E., 2016/627 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 62,80 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 8,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davacı tarafından mükerrer yatırılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının ise talep halinde davacı tarafa iadesine, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/12/2020