Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1321 E. 2023/592 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1321 Esas
KARAR NO: 2023/592
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 04/12/2018
NUMARASI: 2017/714 E. – 2018/468 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin paslanmayı önleyici çözücü ve yağ gidericiler için emsalsiz ve özel bir formül yaratan ve bu ürünü “…” ürünü olarak markalandırıldığını, ürünün halihazırda tüm dünya çapında üretiminin yapılarak dağıtıldığını, davalının … ibareli pas sökücü markası ile müvekkilinin tescilli ve tanınmış markalarını ve ticari takdim şeklini birebir taklit ederek iş mahsulleri ile iltibas yaratarak haksız rekabette ve markaya tecavüzde bulunduğunu ve www….com.tr adlı internet sitesinde satışının yapıldığını beyanla davalıya ait … ürünleri ile benzer tüm ürünlerine ve benzerlerine ait, şişe, etiket, kalıp, kutu, koli, ambalaj, katalog, broşür, basılı evrak, yazı velhasıl her türlü tanıtım vasıtasının davalıya ait işyerlerinden ve bulundukları her yerden toplatılmasına ve ilgili internet sitesinden bulunan ürünlere ait sayfaların çıkartılmasına, bu mümkün değil ise siteye erişimin engellenmesi hususunda ihtiyati tedbire, uğradıklarını iddia ettikleri zarar nedeniyle 50.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … ibareli ürünleri gerek piyasaya sürülen tüm mallardan gerekse de www…com.tr isimli siteden kaldırmakla birlikte, tecavüze sebebiyet verecek hiçbir eylemde bulunmadığını, dolayısıyla davacı tarafın marka hukukundan doğan haklarına herhangi bir zararın mevcut olmadığını beyanla davacının iddia edilen vakıaları inkar ile davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi “… HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesine gerek bulunmadığı, somut uyuşmazığın hakimin hukuki bilgisi ile çözümlenecek nitelikte bulunduğu anlaşılmıştır. … Davacı vekili müvekkilinin marka hakkının ihlal edildiğini ve davalı eyleminin haksız rekabet oluşturduğunu iddia etmiştir. Yine davacı müvekkilerinin tanınmışlığını kabul eden, Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 5 Eylül 2013 tarihli ve 2013/158 E. 2013/9 K. sayılı kararını da dava dilekçesi ekinde sunmuşlardır. … Kırıkkale 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/112 d.iş sayılı dosyasında bilirkişiler marifeti ile, ilgili ürün örnekleri ve internet sitesi üzerinde incelemenin yapıldığı, ibraz edilen raporun sonuç kısmında; “aleyhine tespit istenen ‘… İML. LTD ŞTİ” isimli şirkette üretildiği tespit edilen ‘Pas Önleyici’ malların üzerinde yer alan markasal unsurlar ile ABD menşeli ‘…’ nin … ve … sayılı markalarında yer alan markasal unsurların karıştırılma ihtimaline neden olacak derecede benzer olduğunu, tespit isteyen şirketin tescilli markalarının mal/hizmet sınıfında yer alan 2.sınıfa dahil ‘Metal Yüzeylerin kararmasını ve paslanmasını önlemeye mahsus müstahzarlar’. İle ‘Pası önlemeğe ve aşınmayı kontrol etmeğe mahsus kapmalar, koruycu kapmalar ve dekoratif kaplamalar.’ malları ile aliyhine tespit istenen firmanın ihtilaf konusu markasal unsurları üzerinde kullanıldığı ürünlerin (pas önleyici) aynı/aynı tür mallar olduğunu, raporda bildirdikleri nedenlerle, tespit isteyen şirkete ait … ,… sayılı markalar ile aleyhine tespit istenen firmanın kullanımının karıştırılma ihtimaline neden olabilecek derecede benzer olduğu kanaatine varıldığından, aleyhine tespit istenenin bu doğrultudaki fiillerinin KHK madde 9/1 (b) bendi ve KHK madde 61 (a) bendinin yaptığı yollama nedeniyle marka hakkına tecavüz teşkil eden kullanım olarak kabul edilmesi ihtimalinin olduğunu, aleyhine tespit istenenin ticari kullanım şeklinin ve aynı zamanda markasal kullanımının, 6102 sayılı TTK madde 54 ve 55 uyarınca haksız rekabet oluşturduğu,” yolunda görüş bildirdikleri anlaşılmıştır. … Rapor içeriği de dikkate alınarak mahkememizce 21.1.2017 tarihinde 6100 sayılı HMK.’nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesi gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN takdiren 50.000,00 TL nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla kısmen KABULÜNE, karar verilmiştir.Mahkememizce verilen 21/11/2017 tarihli ihtiyati tedbir kararının Kırıkkale … İcra Dairesi … Talimat sayılı dosyası ile infaz edildiği davacı yanca sunulen deliler kapsamı ile anlaşılmıştır. … Davalı yan eylemlerin marka hakkını ihlal oluşturmadığını, siteden göresellerin kaldırıldığın ileri sürmüş isede; Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/112 D. İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığı, Beyoğlu … Noterliği vasıtası ile 2 Haziran 2015 tarih ve … Yevmiye No’lu, 27 Ekim 2015 tarih ve … Yevmiye No.lu ve 11 Ekim 2017 tarih ve … Yevmiye No.lu ihtarnamelerin davalıya gönderildiği,yine davalının davacı aleyhine Ankara 2. FSHHM’nde 2015/187E. ile açmış olduğu davanın reddedildiği,kararin kesinleştiği ancak buna rağmen davalının haksız kullaınımın devam ettiğinin davacı yanca ileri sürüldüğü, buna karşın davalı yanca bu savunmaların aksini ispat eden delil ileri sürülmediği anlaşılmıştır. … Yine davacı yanca sunulan delillerden … markası için ilk tescilin 2 Aralık 1958 yılına dayandığı, yurt dışında bir çok ülkede tescilli olduğu, TPMK tescil belgeleri incelendiğinde 04. Sınıfta “Yağlama yağları ve nüfus etmeyi kolaylaştırıcı yağlar” ve 02. Sınıfta “Pası önlemeğe ve aşınmayı kontrol etmeğe mahsus kaplamalar, koruyucu kaplamalar ve dekoratif kaplamalar”ı kapsadığı, davalınında aynı alanda aynı ticari takdim şekli ile ürünü pazarladığı, ticari alana çıkardığı doyasıyla marka hakkının ihlal edildiği ve davalı eyleminin haksız rekabet oluşturduğu anlaşılmıştır. … Ürünlerin görselleri renkli çıktıları dava dilekçesinde bildirilmiştir. Davalı … ibaresi ile satışa sunduğu pas sökücü ürünleri ile davacının tescilli markalarının ve ticari takdim şeklini birebir taklit ettiği, davacının faaliyet alanı ve iş mahsulleri ile iltibas yarattığı, bu surette haksız rekabette ve markaya tecavüzde bulunduğu hususu da alınan değişik iş tespit raporundan anlaşılmıştır. … Marka tescil belgesindeki davacıa ait renkle görseller ile davacı ürünün ticari takdim şekli ve davalının ürünü kıyaslandığında ise; davalının davacının tescilli markaları ile de korunan ticari takdim şeklinin unsurlarını birebir taklit ettiği,davacının … tescilli markalarını kullanış şeklinin, lacivert ve sarı renklerden oluşmakta olduğu, davalı şirket de bu renkleri … ibaresi ile mütecaviz ürünlerinde kullandığı, gerek renklerin kullanımı, gerek davacının kullanımında olduğu gibi lacivert taban üzerine sarı şeklinde takdim şeklinin belirlenmiş olması, davalı şirketin aynı renkleri, ürünlerin üzerindeki konumları dahil davacının ürünü ile birebir aynı olmak üzere, aynı emtia sınıfı ve ticari faaliyet alanında davacı markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bir ibare ile iltibas yaratacak şekilde kullandığı sabittir. Yine davalı şirketin, mütecaviz ürünleri üzerinde kullandığı … şeklindeki ibaresi davacının … markaları sadece iki harf dışında birebir aynıdır.Dolayısıyla davalının www…com.tr adresli web sitelerinde http://www…com.tr/…/ linkinde dava konusu ürünün reklam ve satışını yaptığı tespit edildiğinden , toplanan delillere göre davacı markalarını ve ticari takdim şeklini birebir aynı unsurlarla taklit ederek markaya tecavüze ve haksız rekabete sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. Davalı web sitesinde ihlal teşkil eden içerikleri kaldırdığını bu nedenle zarar verici eylem doğmadığını ileri sürmüş ise de kullanım dava açıldıktan sonra kaldırıldığından ancak davacı yanın taleplerinin tam tecavüzün tespiti hemde olası ihlallerin engellenmesine ve oluşmuş zararlar kapsamında manevi tazminat istemleri olduğundan bu hususlar da dikkate alınarak inceleme yapılarak hüküm tesis edilmiştir. … Markaların karıştırılması açısından gerek mülga 556 sayılı KHK.nın ve 6769 Sayılı SMK.nun aradığı ve doktrinde kabul edilen görsel, anlamsal, fonetik değerlendirmeler, markanın esas unsuru, yardımcı unsuru türünden tüm ilkelere “markanın bir bütün olarak tüketicide bıraktığı genel intibaı” değerlendirmesine katkı yapan unsurlardır. Şöyle ki; tüketiciler bir markayı duyduklarında veya okuduklarında iltibas tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarında standart düşünce yapısının bir gereği olarak algılarını birleştirmekte ve bu birleşim sonucu oluşan bütüne göre bir karar vermektedirler. Eğer oluşan bu bütün içerisinde tüketicinin akima iki markanın birbiri ile ilişkili olduğu yönünde az da olsa bir ihtimal beliriyorsa ve markaya güvenle mal ve hizmetlerin karıştırılma ihtimali doğuyorsa, markalar arası iltibasın veya en azından iltibas tehlikesinin kabulü zorunludur. Elbet bu değerlendirme yapılırken markaların tescilli oldukları sınıflar da ( sınıflar yol gösterici olup, mal ve hizmetlerin ayniyeti, benzerliği ve birbiri ile ilgili olup olmadığı) göz önünde bulundurulmalıdır. … Markalar ve unvanlar arasında benzerliğin alıcıları satın almayı düşündükleri mal ve hizmet yerine, bir başka mal ve hizmet almak durumunda bırakması kadar, alıcıların iki farklı mal veya hizmet karşısında olduklarını bilmelerine rağmen bu markalann aynı kişiye ait olduğunu sanmaları ya da bu mallan üreten işletmeler arasındaki idari – ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılmalan da iltibas tehlikeleri içinde ele alınmalıdır. (Arkan; s98-99). … Halkın, karşılaştınlan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi halinde benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olacaktır. Markalar arasında karıştırma ihtimalinin tespitinde kural olarak orta seviyedeki tüketiciler dikkate alınacak olup; malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıldık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması benzerlik ve İltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. … Bu noktada tespiti gereken diğer bir husus halk tarafından karıştırılma ihtimalinden ne anlaşılacağıdır. Doktrinde, halk tarafından karıştırılma ihtimalinin iki koşulun bir araya gelmesi halinde vücut bulacağı kabul edilmiş ve bu iki koşuldan ilkinin tescili istenen markanın daha önce tescilli bulunan markanın aynısı veya benzeri olması, İkincisinin ise her iki markanın aynı mal ve hizmetlerde kullanılmasının olacağı belirtilmiştir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, ortalama tüketici olarak tabir edilen alıcının söz konusu iki marka arasında bir bağlantı kurması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali İçin yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir. … Davalı eylemi bir bütün olarak incelendiğinde; değişik iş dosyasında yapılan tespitten de anlaşılacağı üzere 6769 Sayılı SMK mm 6/1 maddesi uyannca “markanın tescil haklarına giren aynı mal ve hizmetlerle İlgili olan, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve hizmetleri kapsayan ve bu suretle tüketici nezdinde tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere davacı markasına iltibas teşkil edecek şekilde gözde ve kulakta tüketicileri yanıltmasına” neden olacak ve bu durum 6769 Sayılı SMKnun 7/2 (a) ve (b) maddeleri uyannca marka hakkına tecavüz teşkil ve haksız rekabet teşkil edecektir. … 6769 Sayılı SMK nun 29/1. Maddesinde marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemler sayılmıştır. Buna göre; … ” şeklindeki eylemler marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilmiştir. … Davalı tarafın eylemi, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olarak kabul edildiğinden ve davalı taraf bu eyleminde kusurlu olduğundan 6102 sayılı TTK’ nın 56. maddesi ile 556 sayılı KHK’ nın 9, 61 ve 62/1-b ve 6769 sayılı SMK’nun 29, 149.maddeleri gereğince manevi tazminat talebi kısmen yerinde görülerek, fiilin işlenme tarzı, hükmedilecek tazminatın marka sahibinin manevi tatmin duygusunu giderecek düzeyle olması kriteri, hak ve nesafet ölçüleri gözetilmiş ve ihlalin boyutu ile gerçekleşme biçimi, kapsadığı coğrafi alan ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal konumları da dikkate alınarak manevi tazminat talebinin 5.000 TL lık kısmının kabulüne,fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmün ilanında davacının hukuki menfaati bulunduğundan Mahkeme Kararının Kesinleşmesinden sonra, masrafı Davalıdan alınarak karar özetinin Türkiye çapında yayın yapan ve kararın kesinleşeceği tarih itibariyle tirajı yüksek bir gazeteden birinde bir kez İLANINA, mahkememizce verilen tedbirin devamına …” gerekçesi ile davacının tescilli markasına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, 5.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, mahkemece verilen 21.11.2017 tarihli ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşene kadar devamına, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline karar vermiştir.İlk Derece Mahkemesi 08.02.2019 tarihinde “… Davacı vekili 23/01/2019 havale tarihli dilekçesi ile, Mahkeme kararının hüküm kısmının 5 nolu bendinde ” Kabul edilen markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde karar verilmiş ise de, kabulü yönünde “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde yazılması gerekirken maddi hata yapılarak “davacıdan alınarak davalıya verilmesine” yazıldığını bu hatanın tavzihen düzeltilmesini talep etmiş olmakla, … Dosya ele alındı incelendi; … Mahkememizin 04/12/2018 tarih ve 2017/714 Esas, 2018/468 Karar sayılı kararının hüküm kısmının 5 nolu bendinde ” Kabul edilen markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 Tl vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde karar verilmiş isede, kabulü yönünde “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde yazılması gerekirken maddi hata yapılarak “davacıdan alınarak davalıya verilmesine” yazıldığı anlaşıldığından, 5 nolu bendin “Kabul edilen markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde tavzihen düzeltilmesine, …Düzeltilmiş kararın taraflara tebliğine …” dair tavzih talebinin kabulüne karar vermiştir. İlk Derece Mahkemesi 26.03.2019 tarihinde “… Mahkememizin 2017/714 Eas 2018/468 Karar sayı 04/12/2018 tarihli ilamının hüküm kısmında marka tecavüzü ve haksız rekabete ilişkin taleperin kabul gördüğüne ancak bu eylemlerin sonuçlarının ortadan kaldırılması yönünde hüküm kurulmadığını belirterek kararın tavzihini talep etmiş olmakla dosya ve eki belgeler incelendi. … Mahkeme ilamı içeriği açık olduğundan önlenmesi ile ilgili hükümde önleme ibaresi yer aldığından ve daha önce tedbir kararı verilip infazda edildiğinden tavzih talebinin reddine, …” tavzih talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin gerekçeli kararının bir numaralı hüküm fıkrasında; “Davacının tescilli markasına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, 5.000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde hüküm kurulduğunu, görüldüğü üzere, her ne kadar marka tecavüzü ve haksız rekabete ilişkin talepleri kabul görmüş ise de bu eylemlerin sonuçlarının ortadan kaldırılması yönünde hiçbir hüküm tesis edilmediğini, hüküm gerekçesinde; “davalının davacının tescilli markaları ile de korunan ticari takdim şeklinin unsurlarını birebir taklit ettiği, davacının … tescilli markalarını kullanış şeklinin, lacivert ve sarı renklerden oluşmakta olduğu, davalı şirket de bu renkleri … ibaresi ile mütecaviz ürünlerinde kullandığı, gerek renklerin kullanımı gerek davacının kullanımında olduğu gibi lacivert taban üzerine sarı şeklinde takdim şeklinin belirlenmiş olması, davalı şirketin aynı renkleri, ürünlerin üzerindeki konumları dahil davacının ürünü ile birebir aynı olmak üzere, aynı emtia sınıfı ve ticari faaliyet alanında davacı markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bir ibare ile iltibas yaratacak şekilde kullandığı sabittir. Yine davalı şirketin, mütecaviz ürünleri üzerinde kullandığı … şeklindeki ibaresi davacının … markaları ile sadece iki harf dışında birebir aynıdır. Dolayısıyla davalının www…com.tr adresli web sitelerinde http://www…com.tr/…../…/ linkinde dava konusu ürünün reklam ve satışını yaptığı tespit edildiğinden, toplanan delillere göre davacı markalarını ve ticari takdim şeklini birebir aynı unsurlarla taklit ederek markaya tecavüz ve haksız rekabete sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.” denildiğini, o halde, marka tecavüzü ve haksız rekabet fiileri sabit olan davalının, söz konusu fiillerinin durdurulması, men-i ve nihayetinde sonuçlarının ortadan kaldırılması gerektiğini, bu minvalde dava dilekçelerinin netice-i talep bölümü ile aşağıdaki hususların talep olunduğunu, Davalı tarafın ve ¸ görünümlü … ürünlerine ait, şişe, etiket, kalıp, kutu, koli, ambalaj, katalog, broşür, basılı evrak, yazı velhasıl her türlü ürün ambalaj ve tanıtım vasıtasının, davalıya ait işyer(ler)inden ve ticari amaçla bulundukları her yerden, ( özellikle TTK md. 56/(4) bendi hükmü uyarınca üçüncü kişilerin elinde olsalar dahi) toplanmasını, imha edilmesini, davalıya ait www…com.tr ve http://www…com.tr/…/ web sitesinin ve sair Internet sitelerinin içeriğinden¸ görünümlü … ibareli ürün görselleri ve bunun diğer renklerdeki versiyonları dahil müvekkili markasına ve fikri sınai haklarına tecavüz teşkil eden davalının tüm kullanımlarının çıkarılmasını, çıkarılması mümkün olmadığı takdirde söz konusu web sitelerine erişimin engellenmesini talep ettiklerini, 6769 Sayılı SMK m.149 hükmüne istinaden marka tecavüzü ve haksız rekabet neticesinde ortaya çıkan mevcut durumun ortadan kaldırılmasını temin eden taleplerinin sonuçsuz kaldığını, kaldı ki mahkeme tarafından 21 Kasım 2017 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararının da tüm bu talepleri doğrultusunda verildiğini beyanla kararın kaldırılmasını, davanın tam kabulü ile taleplerinin karşılanmayan kısımlarının hükme bağlanmasını, davamızın marka tecavüzü ve haksız rekabetin sonuçlarının da ortadan kaldırılması yönünde karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir: Dava; davacının markasına davalının tecavüzü ve haksız rekabeti bulunduğu, öncelikle ve davalıya tebligat yapılmaksızın marka haklarının acilen ve etkinlikle korunması gerektiği, oluşan zararın telafisinin ileride mümkün olmadığının kuvvetle muhtemel olduğu iddiası ile; davalı tarafından üretilip satışa sunulan, … marka ve ürünü ile ambalaj tasarımı ve etiket dahil tüm ticari takdim şekli ile ayırtedilemeyecek kadar benzer ve iltibas yaratan ¸ görünümlü … ibareli ürünlerin ve benzerlerinin etiket ve boş ambalaj dahil her tür ambalaj ve şiselerinin üretim, satış, pazarlama, dağıtım ve ticari maksatla elde bulundurmasının önlenmesi; www…com.tr ve http://www…com.tr/…/ adreslerindeki ve internetteki ve diğer mecralardaki tüm tanıtım ve kullanımlarının durdurulması, mütecaviz görüntülerin web siteleri içeriğinden çıkartılması, bu mümkün olmadığı taktirde web sitelerine erişimin tedbiren önlenmesi; davalı tarafa ait ve mezkur görünümlü ürünler dahil olmak üzere … markalı ve davacının … ürünleri ile benzer tüm ürünlere ve benzerlerine ait, şişe, etiket, kalıp, kutu, koli, ambalaj, katalog, broşür, basılı evrak, yazı velhasıl her türlü tanıtım vasıtasının, davalıya ait işyer(ler)inden ve bulundukları her yerden toplanarak yeddi emine teslimi, toplanarak yeddi emine teslimini mümkün kılacak şekilde gerek görülürse teminat mukabilinde (karara ürün resmi de eklenmek sureti ile) ihtiyati tedbir kararı verilmesi; delillerin toplanması ve yapılacak yargılama neticesinde davalının davacının tanınmış olduğunu iddia ettiği … markalı ürünleri, ticari takdim şekli ve tescilli ve tanınmış markaları ile iltibas yaratacak … markasının ve ürünün tanınmışlığından faydalanacak şekilde dava konusu ve mezkur görünümlü … ürünlerini üretmek, şişelemek, depolamak, satışa arz etmek, satmak, reklam ve tanıtımını yapmak suretiyle vaki fiillerinin haksız olduğunun ayrı ayrı hükmen tespiti; davalının davacının tanınmış olduğunu iddia ettiği … markalı ürünleri ticari takdim şekli ve tescilli ve tanınmış markaları ile iltibaslar yaratacak ve … markasının ve ürününün tanınmışlığından faydalanacak şekilde dava konusu ve mezkur görünümlü … ürünlerini üretmek, şişelemek, depolamak, satışa arz etmek, satmak, reklam ve tanıtımını yapmak suretiyle haksız rekabetlerinin men’i; davalının fiillerinin davacının markasına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ve tecavüzün tespitine binaen tecavüzün önlenmesi (men’i) ve sonuçlarının ortadan kaldırılması (ref’i); davalının davacının aleyhine haksız rekabetlerinin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını teminen 6769 sayılı SMK’nın 149. maddesi hükmüne istinaden davalı tarafından, dava konusu ve mezkur görünümlü … ürünlerini aynen veya cüz’i değişikliklerle dahi olsa imalat, satış, depolama ve pazarlama dahil her tür ticari kullanımının önlenmesi; davalı tarafın mezkur görünümlü … ürünlerine ait, şişe, etiket, kalıp, kutu, koli, ambalaj, katalog, broşür, basılı evrak, yazı velhasıl her türlü ürün ambalaj ve tanıtım vasıtasının davalıya ait işyer(ler)inden ve ticari amaçla bulundukları her yerden (özellikle TTK m.56/(4) bendi hükmü uyarınca üçüncü kişilerin elinde olsalar dahi) toplanması, imha edilmesi; davalıya ait www…com.tr ve http://www…com.tr/ud/…/…/37/ web sitesinin ve sair internet sitelerinin içeriğinden mezkur görünümlü … ibareli ürün görselleri ve bunun diğer renklerdeki versiyonları dahil davacı markasına ve fikri sınai haklarına tecavüz teşkil eden davalının tüm kullanımlarının çıkarılması, çıkarılması mümkün olmadığı takdirde söz konusu web sitelerine erişimin engellenmesi; davalının davacının markalarına vaki tecavüzleri ve haksız rekabetleri nedeni ile 50,000-TL manevi tazminatın davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili; mahkeme kararının TTK’nın 59. maddesi ve 6769 sayılı SMK’nın 149/1-g maddesi hükümlerine ayrı ayrı istinaden kesinleşmesinden sonra masrafı davalıdan alınmak koşulu ile “Başlangıç” ve “Gerekçe” bölümlerinin mahkemece tayin edilecek bir özetinin, hüküm fıkralarının tamamının tirajı en yüksek gazetenin tüm Türkiye’de yayınlanan nüshalarında ilanı istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; 6100 Sayılı HMK m.26 gereği taleple bağlılık ilkesi gereği davacı talebinin tamamının olumlu veya olumsuz olarak hükümle karşılanıp karşılanmadığı noktasındadır. İlk derece Mahkemesi, davacının tescilli markasına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine durdurulmasına, önlenmesine, 5.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, mahkemece verilen 21.11.2017 tarihli ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşene kadar devamına, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline karar vermiş; akabinde davacı tavzih ile marka tecavüzü ve haksız rekabete ilişkin taleplerin kabul gördüğünü ancak bu eylemlerin sonuçlarının ortadan kaldırılması yönünde hüküm kurulmadığını beyan etmiş ise de ilk derece Mahkemesinin ilamın içeriğinin açık olduğu, önleme ile ilgili hükümde önleme ibaresinin yer aldığı, daha önce tedbir kararı verilip infaz edildiği gerekçesi ile tavzih talebini reddetmiş ve bunun üzerine davacı iş bu talebi yönünden karar verilmediğini iddia ile istinaf başvurusunda bulunmuş ve marka tecavüzü ve haksız rekabetin sonuçlarının da ortadan kaldırılması yönünde hüküm tesis edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, eylem sonuçlarının ortadan kaldırılması yönünde davacı talebi yönünden hükümde olumlu veya olumsuz olarak değerlendirme yapılmadığı, davalı eylemleri mahkemece sabit görülmekte ise de bunun sonuçlarının ortadan kaldırılması yönünde açıkça hüküm tesis edilmediği, talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olduğu belirlenmekle davacı istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK m.353/1-a-6 uyarınca kabulüne, esasın incelenmeden kararın kaldırılmasına, davanın belirtilen hususlar yönünden değerlendirme yapılmak üzere yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, duruşma yapılmaksızın kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 2-İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 04/12/2018 tarih, 2017/714 E. 2018/468 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5-Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 31/05/2023