Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1316 E. 2022/1449 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1316
KARAR NO : 2022/1449
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2018
NUMARASI: 2016/1161 E. – 2018/617 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkilleri aleyhine … bank Edirne Şubesine ait … keşide tarihli, 40.000,00 TL bedelli çeke istinaden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibi ile icra takibi başlattığını, müvekkillerinin bu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığını, zira müvekkillerinden …’un diğer davacı şirketin yetkilisi ve diş hekimi olduğunu, dava dışı …’nın diğer bazı dava dışı şahıslar ile birlikte bu çeki müvekkilinden hile, tehdit, taciz gibi yollarla aldığını, bu sebeple çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Çekin sebepten mücerret olduğunu, davacının iddialarının çelişkili ve inandırıcı olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Çek üzerindeki ciro silsilesi tam olup, davalının yetkili hamil olduğu anlaşılmaktadır. Anılan yasa maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 . maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde belirtilmektedir. Bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme sebebini kanıtlama yükümlülüğü yoktur. Davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Çekin rıza dışı elden çıkması halinde, davalının iyi niyetli olmadığını ispat yükü, TMK 3. maddesindeki iyi niyet karinesi gereği çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Somut olayda davacı taraf yargılama boyunca çekin rızası dışında elinden çıktığını kanıtlama gayretinde olmuş ise de davalının kanunda tanımlandığı haliyle iyi niyetli olmadığını veya ağır kusurlu olduğunu kanıtlama çabası göstermemiştir. Dinlenen tanıklar da davalıyı tanımadıklarını beyan etmişlerdir. Davalının dava konusu çeki davacıya yönelik iddia edilen haksız eylemlerden sonra iktisap etmiş olması ve cirantası ile ticari ilişkisi bulunmadığını ve davalının çeki iktisapta ağır kusurlu olduğunu göstermemektedir. Bu sebeplerle ve davalının yürütülen ceza davasında sanık olmadığı da gözetilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir. (Emsal içtihatlar: 11. HD; 23.12.2014, 2014/10768 E ve 2014/20288 K; 29.11.2011, 2010/6075 E ve 2011/16057 K)” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Dava dışı şahıslar tarafından hile, tehdit ve taciz yoluyla 30.08.2016 tarihinde müvekkiline zorla keşide ettirilen Şekerbank Edirne Şubesine ait 40.000,00 TL bedelli çeke istinaden davalı tarafından müvekkil aleyhine … İcra Müdürlüğünde … esas sayılı takip ile icra takip başlatıldığını, eşinin sağlık durumu bozulan müvekkilinin ve çek sahibi şirketin maddi açıdan zor duruma girdiğini, müvekkilin, eşinin sağlık problemleri sebebiyle sahibi olduğu … Hiz. Ve Ltd. Şirketi’nin ekonomik olarak sıkıntıya girdiğini, bu durumu fırsat bilen … adlı dava dışı şahsın aynı zamanda diş hekimi olan müvekkilinden yakını …’in diş tedavisi için yardım istediğini ve bu bahane ile müvekkili ile samimiyet kurduğunu, müvekkilinin zor durumlardan geçtiğini ona yardım edebileceğini söylediğini, Müvekkilinin güvenini kazanan şahsın, şirketinin kötü durumdan kurtarılabilmesi için şirketi güçlendirebilmek adına şirket çeklerinin kullanılması gerektiğine inandırdığını ve müvekkilinden … Ltd. Şti. adına Eylül 2015 tarihinde … Marketi adına 10 adet boş çek imzalayıp …’ya teslim ettiğini, şahsın bu çekleri kullanıp ödemelerini yapsa da tanıkların da doğruladığı üzere müvekkilinden sonrasında silah zoruyla imzalı boş çekler aldığını, … adlı şahsın tehditleri üzerine Edirne Cumhuriyet Başsavcılığında 2016/4767 sayılı soruşturma başlatıldığını, Mahkemenin soruşturma sonucunu beklemediğini, -Ciranta … ile çekleri zorla alan …’in akrabalık durumunun araştırılmadığını, ciranta … ile çeki tehdit yolu ile ele geçiren …’in akrabalık ilişkilerinin araştırılmasının talep edildiğini, ancak mahkemenin bu hususu araştırmayıp olayda 3. Şahıs durumunda olan davalı hakkında ceza davası açılıp açılmadığı yönünde araştırma yaptığını, önemli olanın zorla çeki gasp eden … ile …’in akrabalığı olduğunu, -Dinlenen tanıkların olayı tüm açıklığı ile anlattığını çekin tehdit yolu ile zorla alındığını beyan ettiklerini, bunun da mahkemece göz önüne alınmadığını, davacı tanıkları … ile …’nin çekin ne şekilde alındığını, müvekkiline yapılan zorlamaları anlattıklarını, ancak mahkemece bu konunun üstünde durulmadığını, çeklerin müvekkilinin rızası dışında elinden çıktığını, borca konu olan çeklerin soruşturma konusu olan sebepler ile davalının eline müvekkilinin iradesi dışında hile ve tehdit yoluyla geçtiğini, kararın bu yönden de ortadan kaldırılarak yeniden hüküm verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkla ilgisi sebebiyle değinilmesi gereken 6102 Sayılı TTK’nın 792. Maddesi; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü haiz olup anılan kanunî hüküm bağlamında iyi niyetli hamilin hak sahibi olmayan kimselerden elde ettiği kazanımlar korunmaktadır. Bu kapsamda bir kimsenin muntazam bir ciro zinciriyle çeki iktisabı, kendisine ancak şekli anlamda meşru hamil sıfatını kazandıracak olup maddi hukuk anlamında hak sahipliğinin mevcudiyeti için devralanın çeki iktisabında kötü niyetinin yahut ağır kusurunun bulunmaması gerekmektedir. Aksi takdirde 6102 Sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılacak istirdat davası sonucu çeki iadeye mecbur kalır (Kendigelen, A.: Çek Hukuku, İstanbul 2019, s. 237-238). 6102 Sayılı TTK’nın 792. maddesinde belirtilen kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, 6102 Sayılı TTK’nın 792. maddesindeki “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa…” ibaresi, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak çeki çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin senedi ciro ile devretmesi hâlinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan, başka bir deyişle kötü niyetli ve ağır kusurlu bulunmayan yeni hamil korunur. Bu tür davalarda, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkarak yeni hamil tarafından kötü niyet veya ağır kusur ile iktisap edildiği iddiasını ispat külfeti davacıya ait olup anılan olgular tanık dâhil her türlü delile kanıtlanabilir. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafından tehdit ile elinden çıkan çekin ciro edilip teslim edilmesi sonucunda davalının çeke en son hamil olduğu anlaşılmaktadır. Çekteki ciro zincirinde herhangi bir kopukluk bulunmaması sebebiyle davalı, kanuna uygun olarak muntazam bir ciro zinciri ile 6102 Sayılı TTK’nın 790. maddesi (6762 Sayılı TTK m. 702) anlamında çekin yetkili hamilidir. TTK’nın 792. maddesi içeriği itibariyle önceki hamilin elinden herhangi bir şekilde çıkan çeki iktisap eden yeni hamilin, TMK’nın 3. maddesi anlamında iyi niyetli olduğunu kabul etmiştir. Burada ispat yükü üzerinde olan davacının, kötü niyete veya ağır kusura dair iddialarını her türlü delille ispat etmesi mümkündür. Bunun yanında kötü niyeti yahut ağır kusuru ispatlanması gereken kimse çeki hamil olarak elinde bulunduran ve işbu davada taraf olan davalıdır. Bu sebeple davalının çeki ciro yoluyla devraldığı ve davanın tarafı olmayan dava dışı … ve …’in dava konusu çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğuna dair iddialar işbu davada incelenmez. Eş söyleyişle eldeki davada sadece davanın tarafları açısından 6102 Sayılı TTK’nın 792. maddesi (6762 Sayılı TTK m. 704) çerçevesinde bir değerlendirme yapılması gerekir. Bu itibarla, dava konusu çeke hamil olarak görünen davalının çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat yükü davacı tarafa ait olup, dava konusu çekin dava dışı kişilerce tehdit ile alınması, davalının çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispata yeterli değildir. Açıklanan hususlar gereğince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/06/2018 tarih ve 2016/1161 E., 2018/617 K. sayılı kararına karşı davacılar vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacılardan müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacılar tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/10/2022