Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/131 E. 2020/298 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/131 Esas
KARAR NO : 2020/298 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/07/2017
NUMARASI : 2016/10 E. – 2017/683 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin, davalıyla satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmenin 5. maddesi ile, tarafların davalıya ait 104 m2 arsanın müvekkili şirkete satılması konusunda anlaştıklarını, ayrıca bu maddede 104 m2 arsanın satışı için ayrı bir anlaşma yapılacağının açıkça belirtildiğini, müvekkili şirket ve davalının 104 m2 arsanın 176.000,00 TL bedelle satılması konusunda anlaştıklarını, müvekkili şirketin arsa bedelinin 76.000,00 TL’sini elden nakit olarak davalıya ödediğini, kalan bedelin 6 ay içerisinde davalıya ödenmesi konusunda anlaştıklarını, davalının müvekkili şirketten 100.000,00 TL tutarlı alacağına karşılık teminat senedi talep ettiğini, müvekkili şirketin de bakiye borcun teminatı olarak 15/06/2013 tarihli 100.000,00 TL tutarlı senedi davalıya teminat senedi olarak teslim ettiğini, davalının kötü niyetli şekilde 6 ay dolmadan ve taraflar arasındaki anlaşmaya uymayarak senedi İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında icra takibine konu ettiğini, icra takibinin başlatıldığı tarihe dek davalıya toplam 79.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalıya senedin icraya konduğu tarihte vadesi gelen herhangi bir borcun bulunmadığını, davalının kötü niyetli şekilde teminat senedi olan 15/06/2013 tarihli 100.000,00 TL tutarlı senedi icraya koyduğundan bahisle icra takibine konan senet nedeniyle müvekkilinin davalıya 100.000,00 TL borçlu olmadığnın tespitine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında icra tehdidi altında takibe konu borcun ödendiğinden bahisle davanın istirdat davasına dönüştüğünü belirterek, davalı tarafa ödenmiş olan 115.980.32 TL nin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın müvekkiline 100.000,00 TL borçlu olduğunu, bu nedenle borçlu hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı borçlu tarafından müvekkiline yapılan bir ödemenin bulunmadığını, icra takibine karşı davacı tarafından itiraz edilerek İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/538 E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğini belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece; icra takibinden önce yapılan ödemelerin davalı tarafından kabul edilmediği, davacının bu ödemelerin davalı adına yapıldığını ispat edemediği, davalı yerine davalının oğluna yapılan ödemeler, geçerli bir ödeme olmadığından, ancak dava dışı üçüncü kişi aleyhine açılabilecek bir sebepsiz zenginleşme davasının konusu olabileceği, davalının oğluna yapılan ödeme dışında takip dosyasına yapılan ödemelerin ise esasen takip dosyası kapak hesabına göre yapılan ödemeler olup davalıdan istirdadı mümkün bir alacak niteliğinde bulunmadığı gerekçesiyle “1-Davanın REDDİNE, 2-Koşulları oluşmadığından davalı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,” karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; Mahkeme kararının gerekçeli olmadığı, takibe konu senedin teminat senedi olduğu, tarafların vade olarak belirlediği 6 aylık süre dolmadan takibe konulduğu, bu anlamda muaccel bir alacak bulunmadığı, davalının hesapları üzerinde bir savcılık soruşturması nedeniyle haciz tehdidi bulunduğundan yapılan ödemelerin davalının talimatı üzerine davalının oğlunun hesabına yapıldığı, takip başlatılmadan önce davalının oğluna 79.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalı tarafın, oğlunun hesabına para gönderilmesinin nedenini açıklayamadığı, davacı ile davalı arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığı, verilen kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, İİK 72. maddesi gereğince istirdat talebine ilişkin bulunmaktadır. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, taraflar arasında düzenlenen “Satış Vaadi ve Kat Karşılığı Sözleşmesi”nde takibe konu senet ile ilgili bir hüküm bulunmamasına, borcun 6 ay süreyle ertelendiğine ilişkin dosyaya bir delil sunulmamasına, senedin vade tarihinin 15/06/2013 olup, alacaklı tarafından vade tarihi geçtikten sonra 19/08/2013 tarihinde icra takibi başlatılmış olmasına, davacı tarafından davalının oğlu olan …hesabına; 18/06/2013 günü 54.000,00 TL, 21/06/2013 tarihinde 15.000,00 TL ve 22/07/2013 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere toplam 79.000 TL ödeme yapıldığı sabit ise de, yapılan bu ödemelerin davalı tarafça kabul edilmemesi, ispat yükü davacı tarafta olmasına rağmen bu ödemelerin davalının isteği üzerine davalının oğlu adına yapıldığının davacı tarafından ispat edilememesine, HMK 200 ve 201. maddeleri gereğine senet miktarı da dikkate alındığında iddiaların senetle ispat zorunluluğunun bulunması ve senede karşı tanıkla ispat yasağının bulunmasına, davacı tarafın yemin deliline dayanmayacağını belirtmiş olmasına, bu anlamda davalının oğlu olsa bile 3. kişi konumundaki kişilere yapılan ödemenin borcu sona erdiren bir ödeme niteliğinde bulunmamasına, icra dosyasına yapılan ödemelerin esasen borca karşılık ödemeler olmasına, Mahkeme kararının HMK 297. maddesi anlamında gerekçeli olmasına göre; Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde bur isabetsizlik bulunmamakta olup, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/07/2017 tarih ve 2016/10 E., 2017/683 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.13/11/2020