Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/130 E. 2020/328 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/130
KARAR NO: 2020/328
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2017
NUMARASI: 2016/265 E., 2017/500 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı bankadan … ve … nolu kredileri kullandığını, müvekkili şirketin işbu krediye ilişkin ödemelerini düzenli olarak yaptığını ve Kredi borçlarını vadeden önce ödemek sureti ile kapattığını, borcunun tamamını ödeyerek kapatan müvekkilinin … iban nolu banka hesabına 06/11/2014 tarihinde 7814230 nolu Kredi Erken Kapama maliyeti adı altında 20.074,38-TL BSMV- adı altında ise 1.003,72-TL borç olarak yansıtılmak sureti ile toplam 21.078,10-TL, yine aynı hesaptan 7817109 nolu kredi erken kapama maliyeti adı altında 466,94-TL Komisyon ve 23,35-TL BSMV toplam 490,29-TL olmak üzere işbu bedellerin bankaca resen hesabından herhangi bir bildirim yapılmadan çekildiğini, ayrıca yine TL destek Tic.Öd.Pl.Ouv.Tem.Dö Kredi hesap no … hesabından Nakit kredi kullandıranı açıklaması ile haksız olarak 550,00 TL tahsil edildiğini, müvekkilinin davalı bankadan haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen bedellerin iadesini talep etmiş olmasına rağmen davalı tarafça ödemeler gerçekleştirilmediğinden ve çekilen tutarlar hesaba iade edilmediğinden bu kez davalı hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi yapılmış ve ödeme emri usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı banka tarafından alınan bedellerin ödenmediğini ve haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasına itirazının iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına, davalının itirazı haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı yanın, tahsil edilen tutarın haksız olduğunu iddia etmekteyse de bu iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıdan tahsil edilen tutarın fazla olup olmadığının tespiti, daha doğru ifadeyle tarafların sözleşmedeki edimleri arasında dengesizlik yaratıp yaratmadığının tespiti için öncelikle bankanın davacı ile yapmış olduğu sözleşmeyle elde edeceği faiz gelirinin bulunması, sonrasında bankanın erken ödeme yapıldığı tarihte kredi kalan bakiyesi ve vadesi kadar kredi kullandırdığında elde edeceği faiz tutarının tespit edilmesi ve iki tutarın arasındaki fark tespit edildikten sonra bu fark ile alınan erken kapama ücreti arasında ciddi ve makul olmayan bir dengesizlik olup olmadığının tespiti ile mümkün olabileceğini, müvekkili banka kredilerin erken kapatılması nedeniyle müvekkili banka tarafından 36 ay vadeli ve 55 ay vadeli yeni bir kredi kullandırılması halinde elde edilecek faiz geliri düşüldüğünde- alması gereken toplam faiz tutarı 900.000,00 -TL’lik kredisi için 27.000,29 -TL iken yaklaşık olarak 20.000,74 ( Bsmv Hariç) alındığını, aynı şekilde davacının 400.000,00 TL’lik kredisi 805,00 TL iken davacıdan 466,00 -TL (Bsmv Hariç) alındığını, kredinin erken kapatılabilmesi ancak bankanın onaylaması halinde söz konusu olabileceğinden Bankanın zararına karşılık (Sözleşme gereği elde edebileceği faiz gelirinden mahrum kaldığı tutarlar) erken ödeme nedeni ile tahsil edilen tutarın o günkü koşullardaki mevcut faiz oranı olan yıllık % 10,68 oranından kredi verildiği düşünüldüğünde (Aynı gün hemen aynı şartlarla kredi verilmesi mümkün olmamakla birlikte) elde edebileceği faiz geliri düşüldükten sonra kalan tutar kadar ücret isteyebileceğinin açık olduğunu, tüm bu somut olgular karşısında davanın hukuka aykırı olduğu sabit olup, müvekkili banka tarafından alman erken kapama maliyeti; hem taraflar arasındaki kredi sözleşmesine hem de genel bankacılık uygulamalarına uygun olduğunu, davacı ile müvekkili banka arasında dava konusu kredinin kullandırımı aşamasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ayrıca davacı ile müvekkili banka arasında davacının kullanmış olduğu kredilerin geri ödemelerini düzenleyen ödeme planları imza altına alındığını, ayrıca davacı ile müvekkili Banka arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nin 6. maddesi, dava konusu krediye ilişkin komisyon, vergi ve masraflara ilişkin hükümleri içermekte olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesi’nin Komisyon, Vergi, ve Masraflar başlıklı 6. maddesi hükümleri gereğince davacı kullanacağı krediler kapsamında masraf ve komisyon ve ayrıca ekspertiz giderlerini ödemeyi kabul ettiğini, kredi sözleşmesinin imza edilmesinin ardından her bir krediye özel olarak düzenlenen ödeme planlarında açılış komisyonu miktarı açıkça belirtildiğini ve davacı taraf ödeme planlarında açılış komisyonu alınacağına dair hükümleri görerek ve bu hükümler bilgisi dahilinde olarak kredi kullanmayı kabul ettiğini, davacının sözleşmesel ilişki çerçevesinde kabul etmiş olduğu Açılış Komisyonlarının tahsil edilmesinde bu sebeptendir ki herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, davacının sözleşmesel yükümlülükleri kapsamında ödemiş olduğu/hesabından tahsil edilmiş olunan kredi açılış komisyonlarının iadesini istemesi, davacının sözleşme ile kabul ettiği hükümlere aykırı bir iddia ileri sürmesi anlamına geldiğini, TTK. hükümlerine göre kurulan ve tacir olan Bankanın, verdiği hizmetler karşılığında Türk Ticaret Kanunu’nun 20. Maddesi ile Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kar ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğin 4. Maddesindeki yasal düzenlemeler uyarınca faiz dışında hizmet geliri/komisyon elde edebileceği düzenlendiğini, her iki tarafı da tacir olan sözleşmelere ilişkin olarak müvekkili Banka’nın TTK. Hükümleri tahtında dosya masrafı alması bakımından herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, davacının ödemiş olduğu dosya masrafının yasal dayanağı Türk Ticaret Kanunu’nun 20. Maddesi ile Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kar ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğin 4. Maddesindeki yasal düzenlemeler olduğunu, TTK. hükümleri uyarınca kurulan Bankalar ve Bankacılık Hizmetleri bakımından kredi, bir ürün satışı olduğunu, ürün satışı ile ilgili olarak da alınacak hizmet gelirleri belirlenmekte verilen hizmetler karşılığında da ticari hayatın olağan işleyişi içerisinde, bu gelirler alındığını, haksız, ahde vefa ilkelerine emsal içtihat ve kararlara aykırı, gerçeğe uymayan ve hukuken korunmayan taleplere dayalı davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, temin edilen 12/04/2017 tarihli bilirkişi raporu da gözönünde bulundurularak, davalı bankanın tahsil etmiş olduğu erken kapama ücreti, komisyon ve diğer tutarların diğer banka uygulamalarına göre makul olduğu, tüm dosya kapsamına göre davacının istenebilir bir alacağının olmadığı ve davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerin genel işlem koşulu şeklinde oldukları, banka tarafından kredi kullandırılırken davacıya gerekli ve yeterli bilgi verilmediği, davacının aydınlatılması yükümlülüğünün yerine getirilmediği, banka uygulamasının hatalı olduğu, kredi sözleşmesindeki genel işlem şartı niteliğindeki hükümlerin geçersiz olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, taraflı ve denetime elverişli olmadığı, verilen kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan borcun doğması sırasında tahsil edilen kredi tahsis ücreti ile erken kapatılması nedeniyle erken kapama komisyonunun fahiş olarak alındığı iddiasına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin bulunmaktadır. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, hükme esas alınan 12/04/2017 tarihli bilirkişi raporunun olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine, bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, söz konusu rapor ile, TCMB’nın ilgili düzenlemeleri ile kredilerden tahsil edilecek faiz ve ücretlerin, bankalarca serbest olarak belirlenebileceği ve TC. Merkez bankasına bildirilmesi esası getirildiği, bu düzenleme gereğince davalı bankanın TCMB’na yapmış olduğu bildirimler ve sözleşme hükümleri dikkate alınması gerektiği düşüncesinden hareketle, davacı banka tarafından sözleşme, TCMB düzenlemeleri ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda 21.078.10 TL erken ödeme ücreti ve 550.00 TL kredi tahsis ücreti tahsil edildiği, davalı bankanın tahsil etmiş olduğu bu tutarların diğer banka uygulamalarına göre makul olduğunun tespit edilmesine, 5 ayrı bankaya yazılan müzekkerelere verilen cevaplar değerlendirildiğinde de davalı banka tarafından erken ödeme nedeniyle uygulanan 2,52 oranındaki faiz oranının makul olduğunun anlaşılmasına(bilirkişi tarafından diğer bankalar tarafından erken ödeme nedeniyle uygulanan faiz oranı ortalaması 4,57 olarak tesit edilmiştir), taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmelerinde davalı bankanın erken kapama, tahsis ücreti, komisyon ve masraf adı altında bir takım bir takım alacak ve kesinti yapma hakkı bulunduğunun kararlaştırılmasına, tacir olan davacının bu hükümleri kabul ederek kredi sözleşmelerini imzalamış olmasına göre, Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2017 tarih ve 2016/265 E., 2017/500 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 26/11/2020