Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1297 E. 2022/1121 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1297 Esas
KARAR NO: 2022/1121
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2018
NUMARASI: 2017/1020 E. – 2018/1249 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile dava dışı …San. ve Tic.Ltd.Şti. arasında iş ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin bu şirketten alacaklarına karşılık; muhatabı … Bankası Kadıköy Şubesi olan … Seri numaralı 16/10/2017 keşide tarihli 5.959.00 TL bedelli çeki aldığını, firma sahibi ve yetkilisi …’nın aracından 16/09/2017 tarihinde çekin içinde bulunduğu çantanın diğer evraklarla birlikte çalındığını,hırsızlık olayının Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’nın 2017/43604 Sor. sayılı dosyası ile araştırıldığını, çalınan çekler ile ilgili Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/824 E. sayılı dosyasında zayii sebebiyle iptal davası açıldığını,ödeme yasağı kararı alındığını, ancak çekin ciro yoluyla … A.Ş.’ne devredildiğini, … çekte ödeme yasağı olmasına rağmen ihtiyati haciz kararı alarak icra takibine geçtiğini, müvekkili firmadan sonra gelen cirantaların maddi hukuk anlamında hak sahibi olmadığını, davaya konu çekin zilyetliği irade dışı elden çıktığından, müvekkilinden sonra gelen cirantalar ve son hamil arasında hiçbir ticari ilişki olmadığını, hamil ve cirantaların kötü niyetli olduğunu belirterek, keşidecisi … İnş. Ltd. Şti, lehtarı ,davacı müvekkili … Tic Ltd Şti olan, … numaralı, 5.959,00 TL bedelli, muhatabı … Bankası Kadıköy Şubesi olan 16.10.2017 keşide tarihli çek’in davalı … firmasından alınarak kendilerine iade edilmesine,müvekkilinin bu çek sebebiyle borçlu olmadığının tespitine,yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Yargılamanın devamı sırasında, davaya konu çek bedelinin çek keşidecisi … İhr.San. ve Tic.Ltd.Şti. tarafından ödenmesi sebebiyle çekin aynen iadesi isteminin bedel istirdadına dönüştüğü bildirilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi için 20.10.2017 tarihinde İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi nin 2017/1130 D.İş dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını, ödeme emrinin borçlulara 25.10.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, dava dışı borçlu … San. Tic. Ltd. Şti nin 5 günlük ödeme süresi içinde, 24.10.2017 tarihinde icra dosyasına ödeme yaptığını, ayrıca davacı tarafın İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1130 D.İş dosyasında ihtiyati hacze yaptığı itirazın 18.12.2017 tarihli mürafaa duruşması ile verilen kararda reddedildiğini, müvekkilinin dava konusu senette meşru ve iyi niyetli hamil olduğunu,6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri kanunu madde 9/3’e göre kambiyo senedini ciro yoluyla müvekkili şirkete devri olduğundan kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defilerin müvekkili faktoring şirketine karşı ileri sürülemeyeceğini, davacı tarafın kendi imzasını ret etmediği sürece (imzaların bağımsızlığı ilkesi gereğince ) çekten dolayı borçlu olmadığına dair menfi tespit davası açamayacağını,davacı tarafın çekin rızası hilafına elden çıktığı ve bu sebeple icra takibi yapılamayacağına ilişkin olsa da bu durum alacaklının alacağını temin etmesine engel bir durum olmadığını belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10’u oranında para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…Davacı çekin lehdarı ve yasal hamili olduğunu, çekin rızası hilafına elinden çıktığını, böylece kendisini yönünden ciro silsilesinin bozulduğunu ispat ettiğinden kendisinden sonra gelen cirantalar ve hamil yönünden borçlu olmadığının tespiti istemi kabul edilmiştir.İmzaların istiklali ilkesi gereğince davacı lehdardan sonra gelen cirantalar yönünden ciro silsilesi bozulmadığından çek geçerli olacaktır. Davalı … Factoring A.Ş şirketi çek bedelini dava dışı keşideci … İhr.San. ve Tic.Ltd.Şti nden icra takip dosyasında tahsil etmiştir. Davalı … Factoring A.Ş nin yaptığı factoring işlemlerinin 6361 sayılı yasanın 9/2 ve 9/3 maddesine uygun olduğu bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.Davalının iyi niyet savunması ancak davacı Lehdar dan sonra gelen cirantalar yönünden dinlenecektir. Çekin bedelinin davacı lehdardan önce gelen keşideciden tahsil edilmesi halinde davacının iyiniyet savunması dinlenmeyecektir.Kaldı ki davacı tarafça çekin hırsızlanması sebebiyle Bakırköy 4 ATM nin 2017/824 E sayılı dosyasında çek iptali davası açmış, mahkemece zayii sebebiyle ödeme yasağı ihtiyati tedbiri verilmiş, tedbir çekin arkasına bankaca yazılmıştır. Bu sebeple davacı lehdar yönünden keşidecinin ödemesi ile istirdada dönen istemin de kabulüne karar vermek gerekmiştir.” şeklinde gerekçeyle davanın kabulüne, menfi tespit isteminin kabulü ile çek bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararda “taleple bağlılık ilkesi” dışına çıkılarak, davacı yanca borçlu olmadığının tespiti yanında 5.959,00 TL bedelli çekin iadesi talep edilmişse de, Yerel Mahkemece ”çek bedelinin iadesine” şeklinde talep dışı hüküm tesis edildiğini, Dosya borcunu ödeyen kişinin davacı değil, çekin keşidecisi olduğunu, bu sebeple davacının istirdat taleplerinin de reddedilmesi gerekirken aksine hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davanın, çalındığı ileri sürülen çekin konu edildiği istirdat davası olduğunu, bu tür davalarda, davacının öncelikle yetkili hamil olduğunu, sonra da bu çeklerin rızası dışında elinden çıktığını ve yeni hamilin kötü niyetli olduğunu ispat etmesi gerektiğini, ancak ispat koşulunun gerçekleşmediğini, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların bu sebeple dinlenemeyeceğini, Davacı tarafın dava konusu çekte imzaya itirazı olmadığını, davacı tarafın kendi imzasını reddetmediği sürece (imzaların bağımsızlığı ilkesi gereğince) çekten dolayı borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacının elinden, hırsızlık olayı neticesinde rızası hilafında çıktığı iddia olunan çekin davalıdan istirdatı ile menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı çekte lehdar olup, davalı … ise, ciro silsilesiyle çeki elinde bulunduran son hamildir. Çek sebebiyle icra takibi yapıldığı, çek bedelinin dava dışı keşideci tarafından ödendiği hususlarında taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.Davalı vekilinin sair istinaf sebepleri yerinde görülmese de; somut olayda davacı, dava konusu çekin hırsızlık olayı neticesinde rızası hilafında çıktığını ve davalı hamil ile bir ticari ilişkisinin olmadığını iddia ettiğine göre, ispat yükü davacı üzerinde olup, TTK’nun 790. ve 792. maddesi hükümlerine göre, davalı son hamilin, çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötü niyetli olduğunun ispatı gerekmektedir. Ancak mevcut delillere göre, davalı … şirketinin çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusurlu olduğunun kanıtlanamadığı, davalı … şirketinin iyiniyetli hamil sayılması gerektiği, dava konusu çeki ciro yoluyla iktisabının 6361 sayılı Yasa’nın 9/2. maddesine uygun olmadığına yönelik bir iddianın da bulunmadığı, bu sebeplerle, Mahkemece, çekin çalındığı ve ciro silsilesinin koptuğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre, icra takibi sebebiyle davacı tarafından yapılmış bir ödemenin bulunmadığı, çek bedelinin dava dışı keşideci tarafından ödendiği sabittir. Hal böyle olunca davalı … aleyhine açılan davanın İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen istirdat davası olarak kabulüne imkan yoktur. Bu sebeple Mahkemece, çek bedelinin istirdadına yönelik karar verilmesinin de hatalı olduğu kanaatine varılmıştır. Diğer yandan davalı-alacaklı her ne kadar tazminat talebinde bulunmuşsa da, Mahkemece verilmiş bir ihtiyati tedbir kararının bulunmadığı, İİK’nun 72/4. maddesinde belirtilen koşulun somut olayda sağlanamadığı anlaşılmakla bu yöndeki talebin reddine karar verilmiştir. Açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın reddi yönünde yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 2- İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2018 tarih, 2017/1020 E., 2018/1249 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3-Davalı hakkında açılan istirdat davasının REDDİNE, 4- Fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin yatırılan 101,77 TL’den mahsubu ile fazla alınan 21,07 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 5/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5/c-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5/ç-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(1). maddesine göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 6- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 6/b-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 24,38 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 145,68 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 6/c-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6/ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022