Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1293 E. 2022/1621 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1293
KARAR NO: 2022/1621
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 15/01/2019
NUMARASI: 2017/294 E. – 2019/3 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ülkemizde mühendislik üzerine bilgisiyar yazılımı üreten sayılı firmalardan biri olduğunu, müvekkilinin lisans hakkı kendisine ait olan “…” isimli bilgisayar yazılımının FSEK mevzuatı uyarınca eser sahibi olduğunu, müvekkilinin söz konusu ibareyi TPMK nezdinde marka olarak da tescil ettirdiğini, müvekkilinin sahip olduğu programların kullanılması ve sair şekilde çoğaltılması, değiştirilmesi ve işlenmesi hususunda hiçbir konuda ülkemizde veya dışarıda hiçbir kişi veya kuruluşa izin ya da yetki vermediğini, müvekkiline gelen ihbarlar ve şikayetler neticesinde Bakırköy 2. FSHHM’nin 2015/164 Değişik İş sayılı dosyasında davalı şirketin … İnşaat şantiyesinde yapılan keşif neticesinde tanzim edilen bilirkişi raporu ile, mali hakları müvekkiline ait olan … yazılım ile …, …, …, …, ., …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … modüllerinin davalı işyerine ait …- … isimli bilgisayarlarda kurulu ve aktif olarak çalışır durumda olduğu ve … ile çizilmiş dosya örneklerinin bulunduğu hususunun tespit edildiğini, davalıların bu yolla haksız kazanç elde ettiklerini ve FSEK mevzuatına aykırı haraket etmek suretiyle müvekkilinin mali haklarına tecavüz ettiklerini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 16.000-TL maddi telif tazminatının haksız eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 08/06/2018 tarihli ıslah talebi ile, 16.000-TL olan maddi telif tazminat talebini 50.286,50-TL arttırarak, neticeten 66.286,50-TL maddi telif tazminatı talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin adresinde yapılan incelemede, bir adet taşınabilir bilgisayar bulunduğunu ve bu bilgisayarda davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği “…” yazılımının olduğunun ve bilgisayarın kullanıcısının … olduğunun tespit edildiğini, müvekkili tarafından kullanılan bütün programların lisanslı olduğu ve müvekkilinin bu duruma özellikle hassasiyet gösterdiğini, tespit edilen bilgisayarın müvekkili çalışanı …’un şahsi bilgisayarı olduğunu, bu hususun bilirkişi tarafından da tespit edildiğini, müvekkilince söz konusu programın kullanılmaması yönünde çalışanın uyarıldığını, tespit yapılan bilgisayarın müvekkili şirkete ait olmadığını ve bu sebeple bigisayarda bulunan lisanssız programların kullanılmasında müvekkilinin sorumlu olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince; “FSEK’in 2/1. Maddesi, herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımlarının ilim ve edebiyat eseri sayılabileceği, FSEK’in 68. Maddesinde ise, izin alınmamış eser sahibinin sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya emsal veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebileceği belirtilmiştir. Dosya kapsamı ve delillere göre, dava konusu bilgisayar programının FSEK 2/1 maddesi anlamında eser sayılan yazılımlardan olduğu, davalı şirket çalışanı dava dışı …u’nun çalıştığı dönemde işyerindeki bilgisayarında tespit edildiği, davalı gerçek kişilerin davalı şirketin yetkilileri olup, haksız fiilden müteselsilen sorumlu oldukları, davalı vekili her ne kadar çalışan …’nun bilgisayarının şahsi bilgisayarı olduğunu belirtmiş ise de, bu kişinin Harita Teknisyeni olup, bu iş sebebiyle davalı şirkette çalışıp şirket işlerinde dava konusu programı kullandığı, getirtilen Bakırköy 27. İş mahkemesi’nin 2015/560 Esas sayılı dosyası içerisindeki bir kısım tanık beyanlarına dahi şirket yetkililerinin bilgisi dahilinde bu programı yükleyip kullandığı, ayrıca TBK 66. Maddesi uyarınca davalı şirketin çalışanının eyleminden sorumlu olduğu, bilirkişi raporu ile tespit edilen lisans bedelinin üç katının 66.286,50 TL olup, davacı talebinin de bu yönde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne” karar verilmiştir. Davalılar vekilleri istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından TBK’nın 66. maddesi uyarınca müvekkili şirketin çalışanının eyleminden sorumlu olduğunun belirtildiği, ancak müvekkilinin dosyaya sunulan tutanaklarda da görüleceği üzere dava dışı çalışanı …’un şirket yetkilileri tarafından şirkete kişisel eşya getirmemesi hususunda açıkça uyarıldığını, buna rağmen tespit günü adeta şirketi zarara sokmak ister gibi şirket işlerini yürüttüğü ve kullanımında olan bir masaüstü bilgisayarı varken hiç gereği yokken yine şahsi bilgisayarını getirdiğini, müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, bilindiği üzere TBK m.66’da adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlü olduğunu, çalışanı seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken zararın doğmasını engellemek için gereken özeni gösterdiğini, sorumlu olmadığını ispat ettiğini beyanla istinaf başvurularının kabulünü, kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın sorumluluktan kurtulmak adına şirkete ait programın kurulu olduğu bilgisayarın şirkete ait olmadığını, … adlı şahsın şahsi bilgisayarı olduğunu savunduğunu ancak FSEK’in 52. maddesi gereği yazılı bir sözleşme yapılması ya da lisans alınması gereken programların lisansız şekilde davalıların bilgisayarına yüklenmiş olmasının davalıların sorumluluğu için yeterli olduğunu, üstelik bilgisayarın şahsi bir bilgisayar olmasıyla ilgili herhangi bir faturanın taraflarına sunulmadığını, davalı tarafın bu beyanının basit soyut bir iddiadan öteye gidemediğini, ayrıca yasanın çoğaltma hakkının ihlalinde aradığı “asıla ihtiyaç olmaksızın onun tekrar edilmesi eserden aslı gibi aynı yoldan yararlanma ve kullanma olanağı sağlayan ikinci bir eser nüshasının elde edilmesi gerektiğini”, davalı tarafa ait bilgisayarda da müvekkili şirkete ait eser niteliğindeki yazılımların yüklü ve çalışır durumda olduğunun tespit edilmiş olduğunu, davalıların savunmuş olduğunun aksine yazılımların kullanılıp kullanılmadığının ve diğer sair savunmaların somut dava için bir önemi bulunmadığını, bu olanağın var olmasının yeterli olacağını, nitekim 11.12.2015 tarihli bilirkişi raporu ve PC görüntüleri ile müvekkili şirket yazılımlarının davalı bilgisayarında yüklü ve çalışır durumda olduğunun tespit edilmiş olduğunu, … programlarının inşaat, elektrik, harita, kadastro, emlak, arazi, kamulaştırma, toplulaştırma vb. gibi alanlarda uzman programlar olduğunu yani kişisel kullanım için uygun yazılımlar olmadığını, bu sebeple davalı yanın savunmalarının hiçbir inandırıcılığının bulunmadığını, müvekkili şirkete ait yazılımların davalının faaliyet alanı ile ilgili olduğundan davalının ticari kazanç sağladığının da açık olduğunu, bir an için aksi düşünülse de davalıların FSEK’in 66. maddesi gereği sorumluluğunun değişmeyeceğini, inşaat firmasında çalışan bir personelin olduğu iddia edilen bilgisayarda bulunan bu programın çalışanın kişisel kullanımı için yüklü bulunduğu beyanının hayatın olağan akışına aykırı olduğunun açık olduğunu, ayrıca işyeri çalışanının şahsi kullanım için kendi bilgisayarını getirmesinin son derece gerçeklikten uzakta olduğunu, asla kabul manasına gelmemekle birlikte söz konusu bilgisayarın …’a ait olsa dahi iş yeri faaliyetinde kullanılan bir bilgisayarın olması sebebi ile davalının sorumluluğunun bulunduğunu, dava dışı … adlı şahsın davalı şirket yanında 2015 yılında çalışmaya başladığını, programın yüklenme tarihinin de 2008 yılı olmasından dolayı şirketin sorumlu tutulamayacağının belirtildiğini ancak müvekkil şirketin programının davalıların bilgisayarında izinsiz ve lisanssız olarak kullanıldığını işten çıksa bile …’un davalı şirkette çalıştığı dönemde tespit edildiğini, FSEK 66. maddenin 2. ve 3. fıkrasına göre “Tecavüz, hizmetlerinin ifa ettikleri sırada işletmenin temsilcisi veya müstahdemleri tarafından yapılmışsa işletme sahibi hakkında da dava açılır. Tecavüz edenin veya ikinci fıkrada yazılı kimselerin kusuru şart değildir.” denildiğini, dolayısıyla davalı tarafın şirketin sorumlu tutulamayacağının beyanının mesnetsiz olduğunun açık olduğunu, ayrıca davalı tarafın …’un davacı taraf ile birlikte hareket ettiği savunmasının soyut olduğunu, gerçeğe aykırı olan bu savunmanın davalı tarafın sorumluluktan kurtulmak adına her yola başvurduğunu ve bundan haksız kazanç sağlamayı denediğini göstermekte olduğunu, yargılama şamalarındaki beyanları tekrarla davalının savunmalarının ve istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir: Dava; davacı adına TPMK nezdinde tescilli “…” bilgisayar yazılımının (… yazılım ile …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … modüllerin) davalılarca hukuka aykırı kullanımı (çoğaltma) sebebiyle FSEK m.68 uyarınca 66.286,50-TL maddi telif tazminatının ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili istemine ilişkindir. FSEK m.2/1 “İlim ve edebiyat eserleri: İlim ve edebiyat eserleri şunlardır: 1. Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları,..” hükmünü; FSEK m.22 “Mali haklar- Çoğaltma hakkı: Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. Eserlerin aslından ikinci bir kopyasının çıkarılması ya da eserin işaret, ses ve görüntü nakil ve tekrarına yarayan, bilinen ya da ileride geliştirilecek olan her türlü araca kayıt edilmesi, her türlü ses ve müzik kayıtları ile mimarlık eserlerine ait plan, proje ve krokilerin uygulanması da çoğaltma sayılır. Aynı kural, kabartma ve delikli kalıplar hakkında da geçerlidir. Çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsar.” hükmünü; FSEK m.68 “Mali haklara tecavüz halinde: Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya hertürlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir. …” hükmünü; TBK m.66 “Özen sorumluluğu- Adam çalıştıranın sorumluluğu- Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz. Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir.” hükmünü haizdir.Dava konusu uyuşmazlıktaki … isımli yazılım programının FSEK m.2/1 kapsamında hususiyet taşıyan eser niteliğinde olduğu sabittir. Davacının TPMK nezdinde tescilli yazılımı olan eser üzerinde mali hak sahibi sıfatı bulunmaktadır. Davalı şirketin dava dışı harita teknisyeni çalışanının davalı şirket nezdinde çalıştığı dönemde şahsi bilgisayarında kurulduğu savunulan programın iş yerinde yapılan keşif neticesinde tespit edildiği, yazılımın içeriği itibarı ile inşaat, elektrik, harita, kadastro, emlak, arazi, kamulaştırma, toplulaştırma vb. gibi alanlarda uzman programlardan olduğu, kişisel kullanım için uygun yazılımlardan olmadığı, davalı tarafın yapı inşaat şirketi olması karşısında ve çalışanın harita teknisyeni olarak davalı nezdinde çalışması durumu dikkate alındığında bunun hayatın olağan akışı gereği davalı tarafından kullanımının muhakkak olduğu, yine davalı şirket ile dava dışı mezkur çalışan arasında görülen iş davasında dinlenen tanıkların bu hususu teyit ettiği, davalının TBK m.66 gereği adam çalıştıran olarak özen sorumluluğunun bulunduğu, sorumluluktan kurtulmasının yaptığı savunmalarla mümkün bulunmadığı, yazılımın lisans belgelerinin davalı tarafça ibraz edilmemesi karşısında FSEK m.22 gereğince çoğaltma hakkının ihlali olduğu, taraflar arasında lisans anlaşmasının bulunmadığı, FSEK’in 68.maddesi uyarınca varsayımsal bedel veya telif tazminatı talebi, farazi sözleşme ilişkisine dayandırıldığından 2015 yılına ilişkin (KDV hariç) birim rayiç bedellerine göre … yazılımı ile …, …, …(…) yazılımlarının toplam rayiç bedelinin 22.095,50-TL +%18 KDV olduğunun teknik olarak hesaplandığı, yasa gereği 3 misli tazminat uygulanması ile ıslah talebi gibi isabetli olarak karar verildiği belirlenmiş aksi yöndeki davalılar istinafı yerinde bulunmamıştır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/01/2019 tarih ve 2017/294 E. 2019/3 K. Sayılı kararına karşı davalılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.132,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 1.134,40 TL’den mahsubu ile fazla alınan 2,40 TL harcın talebi halinde davalı tarafa iadesine, 3- Davalılar tarafından istinaf aşamasında sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2022