Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1281 E. 2022/1601 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1281
KARAR NO: 2022/1601
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 11/12/2018
NUMARASI: 2016/185 E. – 2018/485 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin daha önce Türkçe olarak yazdığı ” … VE …“ isimli iki kitabın Türkiye ile sınırlı kalmaksızın uluslar arası piyasada satış ve dağıtımı ile daha geniş kitleye ulaşması için kitapların gerek fiziksel basımı ve gerek e-kitap şeklinde İngilizce dile tercüme edilerek yayımı, basımı ve satışı hususunda 30 Mart 2015 tarihinde davalı … Danışmanlık … ile “… Sözleşmesi” başlıklı bir sözleşme akdettiğini, davalının müvekkiline tercüme edilen her iki kitabın sözleşmede belirtilen adette kendisine ulaştırmadığını, hiçbir örnek dahi göndermediğini, yazara kitaplarının satış takibini izlemesi için vermeyi taahhüt ettiği şifreyi temin etmediğini, kendisine hiçbir telif ödemesi yapılmadığını davalının sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle 16.12.2015 tarihinde … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı ile olan ilgili sözleşmeyi haklı sebeple fesih ettiğini, satılan kitaplar üzerinden telif ödemesinin kendisine yapılmasını, kitabının fiziki kopya ve dijital dokümanlarının kendisine iadesini , her türlü satış ve dağıtımının durdurulmasını talep ve ihtar ettiğini, davalıya 16.12.2015 tarihinde ulaşan fesih beyanına rağmen davalının hali hazırda uluslararası piyasada kitabın fiziki ve e-kitap olarak basım, satış ve dağıtımını yapmakta olduğunu, iş bu dava tarihine kadar hiçbir telif ödemesi yapmadığını, fesih beyanına rağmen halen müvekkilinin kitaplarının uluslar arası kitap dağıtım sitelerine davalı tarafından satışa sunulmuş olduğunu bu sebeplerle davaya konu 2 adet kitabın tanıtım, reklam dağıtım ve satışının önüne geçilmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin sözleşme için ödediği 1.300,00 Euro Tercüme bedeli, 1.500,00 TL tanıtım bedelinin feshin ulaşma tarihinden itibaren ticari faizi ile iadesini, sözleşme feshine rağmen dağıtım, basım ve satışını yaptığı kitap adetinin tespiti ile fazlaya ilişkin haklan saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 3.000,00 TL lik manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki 30.5.2015 tarihli sözleşmede davalı yazarın 5.000,00 TL tanıtım amaçlı ödeme yapması şartını yerine getirmemesi sebebiyle 20 adet kitap verilmesi şeklindeki müvekkilinin yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, davalının 4 kitabı için global piyasaya açılma işleminin müvekkili tarafından yerine getirilmesine rağmen global pazara açılma ücreti olan her bir kitap için 800 dolardan 3200 doların (12.800 -TL’ nin) davalı tarafından ödenmemesi sebebiyle bu alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kendisiyle 4 kitap için değil 2 kitap için anlaşma yaptığını, reklam bütçesi olan 5.000,00 TL’nin sadece 1.500,00 TL sinin kitap hakkında basın bülteni hazırlaması karşılığında davacıya ödendiğini, ancak kitap ile ilgili başkaca bir tanıtım ve proje yapılmadığı için ödeme yapılmadığını, davacıdan talep ettiği kitaptaki düzeltmeleri davacının yapmadığını, 20 şer adet kitabı tarafına teslim etmediğini, kitabın satış raporlarını tarafına ulaştırmadığını ve satılan kitaplardan telif hakkını kendisine ödemediğini bu sebeple birleşen davanın reddine karar verilmesini gerektiğini beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Asıl davada davacı tarafından yapılan feshin haklı sebebe dayandığının tespitine, davacıya ait “…” ve “…” isimli kitapların davalı tarafından basım, çoğaltma, yayma, satışa sunma, tanıtımının tedbiren önlenilmesine, taraflar arasında 30/03/2015 tarihinde imzalanan sözleşme hükümleri dikkate alınarak davalının davacıya 122.34 USD (364,67 TL)telif bedeli ödemesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat isteminin şartları oluşmadığından talebin reddine, Birleşen davanın reddine,” karar verilmiştir. Asıl Davalı- Birleşen Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin konvansiyonel yayıncılık olmadığını, geleneksel olarak konvansiyonel yayıncılıkta yayınevinin bir yazarın kitabını, yazarın tanınırlığı veya yayının içeriğinden dolayı yayınladığını, bu durumda yayınevinin eserin tüm baskısından, tanıtımına kadar tüm süreçleri üslendiğini, Ancak yazar tanınmamışsa kitap konusu da ilgi çekici değilse yazarın konvansiyonel yayıncılık yöntemi ile kitaplarını yayınlayamayacağını, bu durumda seçebileceği birkaç alternatif yol olduğunu, bunlardan birinin; para ile baskı dağıtım yapan bir yerle anlaşma yaparak kitabının piyasaya sürülmesi olduğunu, müvekkilinin … ile bu yöntem üzerinden anlaştığını, Nitekim davacının kitaplarının halen Türkiye’de … Yayınları tarafından yayınlandığını, … Yayınlarının web sayfası kontrol edildiğinde, sayfada kitapların modern yönteme göre parayla satıldığının açık ve net bir şekilde belirtildiğini, kısaca davacının, kendisinin ve kitaplarının tanınır olmaması sebebiyle bunların basımı için para verdiğini, Davacının kendisi veya kitaplarının tanınmış, ilgi çekici nitelikte olmadığını, bu sebeple davacının, … Yayınları ile Türkiye’deki anlaşmasının bir örneğini müvekkili ile imzaladığını, Müvekkilinin tanınmamış ve konusu ilgi çekmeyen kitapları ücret karşılığı piyasaya sürdüğünü, Müvekkilinin bu modern yayıncılık kapsamında kitapların para ile basılması ücreti yerine farklı bir anlaşma yaptığını, buna göre davacının, basım ücretine karşılık gelmek üzere 5.000,00 TL değerinde marketing bütçesi ayıracağını, zira davacının, kitaplarının çok değerli olduğunu, marketing yapılması durumunda eserlerinin geniş kitleler tarafından satın alınacağını ve böylelikle para kazanılabileceğini söyleyerek müvekkilini ikna ettiğini, müvekkilinin de bunun üzerine, davacıya baskı parası yerine marketing bütçesi ayırmasını ve böylelikle eserlerin yanında müvekkilinin hizmetlerinin de tanınacağını düşünerek sözleşmeyi imzaladığını, Akabinde müvekkilinin, davacının iki kitabını da basılı ve elektronik olarak global pazara sunduğunu, davacının kitapları piyasaya çıktığında kendi sosyal medyasında paylaşarak kendi Network ağında, kendi ve kitaplarının reklamını yaptığını, paylaşımların dosyada mübrez olduğunu, Taraflar arasında herhangi bir problem yokken davacının, müvekkilinin taşınmış olduğu adrese ihtarname gönderdiğini, müvekkilinin iş ve cep telefonu davacıda olmasına rağmen eski adresine ihtarname göndererek müvekkilinden çıkar sağlamaya çalıştığını, davacının bu eylemi ile pazarlama parasını ödememeyi amaçladığını, akabinde huzurdaki davayı ikame ettiğini, davacının yapması gereken ödemeleri yapmayarak müvekkilini zarara uğrattığı gibi, eserlerin global pazara girmesine yönelik masrafların da müvekkili üzerinde kaldığını, Huzurdaki dava dosyasında alınan bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporunun ise taraflar arasındaki yayıncılık yöntemini yanlış yorumlanarak hazırlandığını, mahkemece de işbu eksik ve hatalı bilirkişi raporlarının hükme esas alındığını beyan ederek, Mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl dava yönünden davanın tamamen reddine, birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Asıl davada uyuşmazlık; taraflar arasında yapılan 30.05.2015 tarihli sözleşmenin davacı tarafından haklı sebeple feshedilip feshedilmediği, fesih haklı ise davacının telif ücreti talebinin yerinde olup olmadığı, birleşen davada ise; sözleşmenin karşı tarafı olan …’nün iddia ettiği gibi yazar …’in 4 kitabının global pazara açılması karşılığında talep ettiği alacak talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 1/3 maddesi hükmüne göre; davalı kitabın ABD’de basılmasını sağlayacak, kitabın ABD, Kanada, İngiltere, Avustralya, Güney Afrika, Hindistan ve Japonya’ya satışı ve teminini sağlayacaktır. Davalı kitapların …com ve …com gibi dünyanın önde gelen onlarca Online kitap satış sitesinde satılmasını sağlayacaktır. Sözleşmenin VIII Maddesi hükmüne göre ise; davaya konu kitapların tercümesi için davacı davalıya 1.300 Euro ödeyecektir. Yine davacı davalıya eserin tanıtımı için 5.000,00 TL. ödeyecektir. Taraflar arasındaki sözleşmenin “XIII Sözleşmenin Sona Ermesi” başlıklı hükmüne göre; yazar yüklenicinin yükümlülüklerini zamanında yerine getirmemesi halinde sözleşmeyi sona erdirme hakkını haizdir. Asıl davada davacı sözleşmeyi fesih gerekçesi olarak; sözleşmede yer aldığı halde kendisine 20 adet kitabın verilmemiş olması, yazara kitapların satış takibini izlemesi için vermeyi taahhüt ettiği şifreyi vermemesi, telif ödemesinin yapılmaması olarak belirtilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 1/8. maddesi hükmüne göre, yüklenici yazara 4 adet ücretsiz kitap gönderecektir. Görüldüğü üzere sözleşmede davacıya verilmesi gereken kitap adedi 4 iken davacı taraf bunun 20 adet olduğunu belirtmiş davalı ise birleşen davada bu sayının 20 olduğunu kabul etmiştir. Dosyada davalının 20 adet kitabı davacıya teslim ettiğine dair herhangi bir delil ibraz edememiş olması karşılığında bu fesih gerekçesinin haklı olduğu görülmüştür. Sözleşmenin 1/8 hükmünde, davalının her ay sonunda basılı ve e-kitap olarak yapılan satış raporunu yazara ileteceği hükmü yer almaktadır. Davalı taraf birleşen dava dilekçesinde böyle bir yükümlülüğün olduğunu kabul etmemiştir. Davalının yazara kitapların satış takibini izlemesi için vermeyi taahhüt ettiği şifreyi verdiğine dair herhangi bir delil ibraz edememiş olması karşılığında da bu fesih gerekçesinin de haklı olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 1/5 hükmüne göre, satılan kitaplardan elde edilen kardan yazar % 25, elektronik kitap satışlarından da % 50 telif alacaktır. Yine sözleşmede el yazısı ile yazılan hükme göre ise, satılan her 100 kitap bedeli yazarın banka hesabına otomatik olarak yatırılır. Dosyada yer alan belgeler ile taraf beyanlarından davaya konu kitapların davalı tarafından tercümesinin yaptırılarak yurt dışında çeşitli sitelerde satışının yapıldığı açık olmasına rağmen davacıya kitap satışlarından davalı tarafından ödenmiş telif bedeline ilişkin delil bulunmadığından davacının bu fesih gerekçesinin de haklı olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme gereği bir kısım edimlerin yerine getirilmiş olması ve davacının sözleşmede kararlaştırılan edimlere ilişkin talepte bulunmuş olması dikkate alındığında, ancak müspet zarar talep edebileceği, menfi zarar talebinde bulunmayacağı, bu sebeple 1.300 Euro Tercüme bedeli, 1.500,00 TL tanıtım bedeli talebinin yerinde olmadığı, Denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilen satış oranlarına göre, satış tutarı 472,51 dolar olarak tespit edildiğinden ve sözleşmenin 1/5 maddesi gereğince fiziki kitap satışı olan 455,67 doların % 25’i dan 113,92 dolar ile e-kitap satışı olarak 16.64 doların % 50’si olan 8.42 dolan olmak üzere toplam 122,34 USD’nın telif bedeli olarak davacı yanca talep edilebileceğinden Mahkemece verilen kararda bu yönüyle bir hata bulunmadığı anlaşılmıştır. Birleşen davada, davalının dört kitabı için global piyasaya açılma işleminin davacı tarafından yerine getirilmesine rağmen global pazara açılma ücreti olan her bir kitap için 300 dolardan 3200 doların davalı tarafından ödenmemesi sebebiyle bu alacağın davalıdan tahsili talep edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede dört kitap değil davaya konu iki kitaptan bahsedildiği, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre “ eserin uluslararası piyasaya basılı kitap ve e-kitap olarak girmesi için ücret 800 USD olup bu ücret yazardan alınmaz” hükmü dikkate alındığında birleşen dava davacısının davalıdan global pazara açılma ücretini talep edemeyeceği gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından asıl davalı- birleşen davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/12/2018 tarih ve 2016/185 E., 2018/485 K. sayılı kararına karşı asıl davalı- birleşen davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken asıl dava yönünden 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın asıl davalı ve birleşen davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken karşı dava yönünden 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın asıl davalı ve birleşen davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- Asıl davalı ve birleşen davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 7- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2022