Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1275 E. 2022/1094 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1275
KARAR NO: 2022/1094
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI: 2017/487 E. – 2018/321 K.
DAVANIN KONUSU: Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Kapatılan İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/51 Esas sayılı dosyasına sunduğu ve tefrik olarak Mahkemenin iş bu esas sayılı dosyasına kaydedilen karşı dava dilekçesinde özetle; Davacıya ait (iş bu dava yönünden davalı) … numaralı “…” isimli faydalı model belgesinin yeni olmadığını, faydalı model belgesinde bahsi geçen istemlerin 1983 yılından beri İngiltere’de faaliyet gösteren … firmasının üretim portföyünde mevcut olduğunu, bu hususun www… web sitesinin incelenmesi neticesinde sabit olacağını, bu sebeplerle davalıya ait … numaralı faydalı modelin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili Kapatılan İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/51 Esas sayılı dosyasına sunduğu ve tefrik olarak Mahkemenin iş bu esas sayılı dosyasına kaydedilen karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; Davalının (iş bu dava yönünden davacı) müvekkilinin faydalı model belgesinin yeni olmadığına kanıt olarak gösterdiği … firmasının web sitesi içeriği incelendiğinde, bu sitede mevcut seperatörün farklı çalışma prensibine sahip klapeli olarak tabir edilen çok eski bir model olduğunu, müvekkilinin çöp ve çamaşır atma şutlarında seperatör sisteminin 2007 yılından önceki yıllarda dünyada olmadığını, müvekkilinin faydalı modelinin ilk defa müvekkili tarafından icat edildiğini ve kullanıldığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Toplanan deliller, birbirini teyit eden iki bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davalı adına tescilli TR … numaralı faydalı modelin istemlerinin tamamını kapsayan bir faydalı model tescil kaydı veya tanıtımı, kullanımı tespit edilemediği, bu sebeple yenilik özelliğinin mevcut olduğu anlaşılmakla, ispatlanamayan davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Dava dosyasında alınan 07/08/2017 ve 20/11/2017 tarihli her iki bilirkişi raporunun da usul ve yasaya aykırı olduğunu, alınan bilirkişi raporlarını esas alan Yerel Mahkeme kararının da usul ve yasaya açık olarak aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın tüm talepler açısından kabulüne karar verilmesi gerektiğini, … ve … TİC.LTD.ŞTİ. firmasının TR … numaralı “Otomatik temizleme modüllü speratörlü çöp baca sistemi” isimli faydalı modelde belgesine konu sistemin yeni olmadığını, bu faydalı modelde yer alan bütün komponentlerin dünya genelinde üretim yapan çöp şutu imalatçılarının üretim gamında bulunduğunu, 07.09.2017 tarihli Bilirkişi raporuna itiraz dilekçe içerisinde ve ekinde yer alan liste ve firmaların internet sayfaları çıktılarında bu durumun görüldüğünü, dilekçe ekinde belgelerin noter onaylı yeminli çevirisinin de sunulduğunu, ancak ikinci raporda bu belgelere itibar edilmediğini, her iki raporun da eksik ve hatalı olduğunu, -Davalı tarafça kullanılan tüm kullanılan malzeme sistem dizaynının dosyada yer alan delillerden görüldüğü üzere tüm dünyada aynı şekilde kullanıldığını, Türkiye’de de muhtelif firmaların aynı sistemi kullanmakta olduğunu, … firmasının haksız şekilde kendi ürün gamı gibi sistemi sahiplendiğini, bilirkişi raporunda davalı faydalı modelinin yeni sayılmasını mümkün kılmayacak detaylara değinilerek hatalı şekilde faydalı model belgesinin yeni olduğunun ileri sürüldüğünü ancak bu durumda davalının bütün olarak üretim üzerinde haksız olarak tekel hakkı elde edeceğini, bu sebeple tüm istemler tek tek incelenerek dilekçe ekinde sunulan teknik durum/çizimler ilgili şirketlerin internet siteleri de göze alınarak yerel mahkeme kararının kaldırılarak davalı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekili, davalıya ait patentin istemlerinin açık ve öz olmadığını, patentlenebilirlik kriterlerini taşımadığını, yenilik ve buluş basamağı kriterlerini taşımadığını beyanla hükümsüzlüğünü talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bir buluşun patentlenebilmesi için yeni olması, sanayiye uygulanabilir olması, buluşun ilgili teknik alandaki uzman kişi için “aşikar olmaması” koşulunun da mevcudiyeti gerekmektedir. Buluşsal adım koşulunun gerçekleşmesi için “buluşun ilgili olduğu teknik alandaki bir uzman tarafından tekniğin bilinen durumundan aşikar bir şekilde çıkarılamayan bir faaliyet sonucu gerçekleşmiş olması” gereklidir. Patentlerin yenilik incelemesi ile buluşsal adım incelemesi farklılıklar içermektedir. Yenilik incelemesi “fotoğrafik” ve “nicel” bir değerlendirmeyi içerirken, buluşsal adım incelemesi, sadece övgüye değer buluşlara patent verilmesi bakımından “niteliksel” bir değerlendirmedir. (Uğur Çolak, “Patent Hukukunda Buluşsal Adım İncelemesi”-Fikri Mülkiyet Hukuku Yıllığı-2011 Patentlenebilirlik kriterlerinin bulunmadığına dair davacı iddiasının incelenebilmesi için öncelikli olarak istemlerin bağımsız ve bağımlı olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Sunulan yenilik giderici deliller karşısında, davalı patentinin yeni olup olmadığı belirlenirken bağımsız istemin yeni olduğuna kanaat getirilmesi halinde, bu isteme bağlı yazılmış bağımlı istemlerin de yeni olarak kabul edilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf sunulan belgelerin incelenmediğini iddia etmiş ise de alınan ikinci raporda belgelerin incelendiği sadece yenilik kriteri açısından bu belgelerin 24/08/2007 tarihi öncesi tespitinin yapılması gerektiğini ve bu tespitin yapılamadığını belirtmiş olup, dosya belgeleri incelendiğinde 24/08/2007 tarihi öncesine ait olup olmadığı belirlenmesinin mümkün olmadığı, bilirkişi raporlarının teknik olarak yeterli olduğu, buluşsal adım incelemesinin, buluşun bütünü üzerinde yapıldığı, bağımsız isteme konu unsurlarda yenilik kriterinin bulunduğunun tespit edildiği, Mahkemece dosya kapsamına uygun oluşturulan, iki ayrı heyetten rapor alınmış olup, her iki rapor birbirini doğruladığı, verilen raporların dosya kapsamına uygun ve mahkeme denetimine açık olduğu, davacı tarafça aksini gösterir, başka Türk Mahkemelerince alınmış rapor yada özel mütalaa ibraz edilmediği, Hukukumuzdaki tasarruf ilkesi uyarınca mahkemeler davaları en az masrafla ve en kısa sürede sonuçlandırmakla yükümlü olduğundan, aksi kanıtlanmayan ve birbirini teyit eden iki ayrı heyet raporu karşısında mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırılık olmadığı, sunulan belge incelemelerin yapıldığı ve hangi gerekçe ile değerlendirilemeyeceğinin açıkça belirtildiği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Sonuç olarak, bu doğrultuda ilk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen sebeplerle dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesİ’nin 13/11/2018 tarih ve 2017/487 E., 2018/321 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022