Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1268 E. 2022/1061 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1268
KARAR NO: 2022/1061
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 23/10/2018
NUMARASI: 2017/19 E. – 2018/310 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkili tarafından “Plastik malzeme basılan kalıplarda kullanılan kalıp aparatı” başlıklı buluşun ortaya çıkarıldığını ve … sayı ile faydalı model belgesi alınarak müvekkili adına tescil edildiğini, aynı buluşun görsel açıdan da koruma altına alınması için TPMK nezdinde … sayı ile … Tic.A.Ş adına tasarım olarak tescil ettirildiğini, söz konusu buluşa konu malzemenin borular, boru ek parçaları gibi basılan kalıplarda conta yuvası gibi boşlukların daha kolay bir şekilde açılmasını ve kalıp gövdesi üzerinde daha fazla ürün gözü yerleştirilmesini sağlayan kalıp aparatı (kalıp maçası) ile ilgili olduğunu, davalılardan … A.Ş’nin Kalıphane Şefi … isimli kişinin müvekkili ile Haziran 2015 tarihinde iletişime geçtiğini ve davaya konu edilen ürünlerden sipariş etmek istediğini bildirdiğini, ayrıca karşı tarafın ürünleri görmek istediğini bildirerek çalışanlarını müvekkili fabrikasına gönderdiğini ve müvekkiline ait ürünleri ve kalıpları incelediklerini, ancak sonrasında davalı taraf ürün satın almaktan vazgeçtiğini bildirdiğini, müvekkili işyerine gelen davalı çalışanlarının Mühendis ve kalıpçı olduğunun öğrenildiğini, aradan bir süre geçtikten sonra davalının müvekkilinin izni olmaksızın, faydalı model ve tasarım tescilini ihlal eder nitelikte ürünler üreterek, iç ve dış piyasaya sunulduğunu öğrendiğini, karşı tarafın kötü niyetli bir şekilde fiyat teklifi isteyerek ve müvekkili işyerine gelerek ürünleri incelediğini ve sonrasında da taklit ettiğini, bu durumun tespiti açısından Bakırköy 2. FSHHM’nin 2016/150 D.İş sayılı dosyası ile davalı işyerinde tespit yapıldığını, ancak tespit dosyasında alınan raporda sadece müvekkiline ait 2012/00310 sayılı çoklu tasarımlardan 3 numaralı tasarım ile aynı özelliğin olduğu ürün tespit edildiği bildirilmiş ise de, bilirkişi raporuna taraflarınca itiraz edildiğini yapılan inceleme ve değerlendirmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu ve karşı yanların fiillerinin müvekkilinin tasarım ve faydalı model belgesinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ve müvekkilini maddi ve manevi zararlara uğrattığını iddia ederek, faydalı model ve tasarıma tecavüzün tespitine, men ve ref’ine, haksız rekabetin durdurulmasına, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 10.000,00 TL maddi tazminatın ve 30.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, hükmün ilanınına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar karşı davacılar vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri tarafından üretilen ürünlerin, davacının tasarım ve faydalı model belgesine tecavüz oluşturmadığını, dava konusu tasarımın SMK’nın 56/2. Maddesine aykırı olduğunu, davacının bu maddeye aykırı olarak tasarımı tescil ettirdiğini ve aynı zamanda tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olmadığını, haksız rekabetten söz edilebilmesi için müvekkili ürünleri ile davaya gerekçe olarak gösterilen ürünler arasında benzerlik bulunması gerektiğini, ancak ne davalının gerekçe olarak gösterdiği tasarım tescil belgesi, ne de faydalı model belgesi ile müvekkili ürünleri arasında benzerlik bulunmadığını iddia ederek, asıl davanın reddine, davacı-karşı davalı adına TPMK nezdinde … sayı ile tescilli endüstriyel tasarım tescil belgesi ile … sayı ile tescilli faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince,” Bilirkişi raporuna itibar edilerek; marka hakkına tecavüz ve hükümsüzlük koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Asıl davanın reddine yönelik kararın hatalı olduğunu, müvekkiline ait 2012/00310 no’lu tasarım ve … no’lu faydalı model ile davalı/karşı davacıya ait ürünlerin aynı özellikte olduğunu, bilgilenmiş genel kullanıcı üzerinde benzer olarak algılandıklarını, Davalı firmanın, ürünlerini kendi ürünlerinden farklı göstermek amacı ile ürünler üzerinde, ürünlere hiç bir işlevsel özellik katmayan şekilsel değişiklikler yaptığını, bu değişikliklerin uyum içinde olması için de mecburen diğer parçalar üzerinde oynamak zorunda kaldığını beyan ederek, asıl davanın reddine yönelik kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar karşı davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin dava konusu uyuşmazlığa uygulanacak mevzuat türü ve hükümleri konusunda temel değerlendirme hatalarına düştüğünü, Faydalı Model Belgesinden doğan haklara tecavüzün tespiti, tazminat ve sair taleplerinin Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleri uyarınca incelenmesi gerektiğini, karşı davadaki … numaralı Endüstriyel Tasarım Tescil Belgesinin hükümsüzlüğü talebinin de Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine göre incelenmesi gerektiğini, karşı davadaki 2012 00941 no.lu Faydalı Model Belgesinin hükümsüzlüğü talebinin ise 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında KHK hükümlerine göre incelenmesi gerektiğini, oysa Mahkemece tasarımın hükümsüzlüğü talebinin 554 sayılı KHK hükümleri uyarınca incelendiğini, tasarımın hükümsüzlüğü talebinin SMK’nun 56.maddesi kapsamında incelenmesi gerektiğini, bu bağlamda tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, Hükümsüzlüğü talep edilen faydalı model belgesinin başvuru tarihi olan 25.01.2012 tarihi itibariyle tekniğin bilinen durumuna dahil istemler içerdiğini, bu sebeple de yeni olmadığını, kök ve ek raporda aksi yönde yapılan değerlendirmelerin yerinde olmadığını beyan ederek karşı davanın reddine yönelik Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Asıl dava, davacı karşı davalı adına tescilli tasarım ve faydalı model belgelerinden doğan hakka vaki tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i ile, 10.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın karşı taraftan tahsili istemli olup, karşı dava ise; davacı karşı davalı adına TPMK nezdinde … sayı ile tescilli endüstriyel tasarım tescil belgesi ile 2012/00941 sayı ile tescilli faydalı model belgesinin, yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olmamasından bahisle hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir. Dava tarihinde yürürlükte olan 6769 sayılı SMK hükümlerinin somut olaya uygulanması gerektiği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Toplanan deliller, iddia ve savunmalar ile denetime elverişli bilirkişi raporuna göre; asıl dava yönünden yapılan incelemede, davacı karşı davalı tarafa ait 19/01/2012 başvuru tarihli 2012/00310-1-2 ve 3 numaralı tasarımlar ile davalı karşı davacı tarafa ait tasarım arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunduğu, bu sebeple farklı olarak algılandıkları, davalı karşı davacıya ait değişik iş dosyasına konu kalıp maçalarının, davacı karşı davalıya ait … sayılı “Plastik malzeme basılan kalıplarda kullanılan kalıp aparatı (kalıp maçası)” buluş başlıklı faydalı model belgesinin koruma kapsamında kalmadığı, karşı dava yönünden yaplan incelemede ise, davacı karşı davalıya ait … Y numaralı faydalı model belgesinin istemlerinin (1-5) başvuru tarihi itibariyle yeni olmadığının ispatlanamadığı, hükümsüzlüğü talep edilen davacı karşı davalı tarafa ait 19/01/2012 başvuru tarihli … numaralı tasarım tesciline konu parçaların, boru, boru bağlantı parçaları için kullanılan bir maçanın parçaları olup, bu parçaların normal kullanım sırasında görülmesinin teknik olarak mümkün olmadığı tespitlerinde bir hata bulunmadığı, davacı karşı davalı adına kayıtlı tasarım ve faydalı modele tecavüz şartları ile hükümsüzlük koşullarının somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla, asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/10/2018 tarih ve 2017/19 E., 2018/310 K.sayılı kararına karşı taraf vekillerince yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcı davacı karşı davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davalılar karşı davacılar tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 23/06/2022