Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1261 E. 2022/1610 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1261 Esas
KARAR NO: 2022/1610
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2018
NUMARASI: 2017/11 E. – 2018/1263 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 15.09.2015 tarihli “…” franchise sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmenin müvekkili tarafından haklı sebeplerle 27.12.2016 tarihinde, Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile feshedildiğini ve ihtarın 29.12.2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, ihtarnameyle davalı şirkete avans olarak verilen çeklerin iadesinin talep edildiğini, müvekkili şirkete tedarik edilecek gıda malzemelerinden mahsup edilmek üzere davalı şirkete … Bankası … çek nolu, 31.12.2016 vade tarihli 40.000,00 TL ve … Bankası … çek nolu 17.02.2017 vade tarihli 107.000,00TL bedelli çekleri verdiğini, davalı şirket yetkilisi tarafından çeklerin Halkbank/ Kadıköy şubesinde teminatta olduğunun belirtildiğini, vade tarihi en yakın olan 31.12.2016 tarih 40.000,00 TL bedelli çekin iadesi için ileri bir tarihli başka bir çekin …/ Kadıköy şubesine verilmesi halinde çekin iade edileceğinin beyan edildiğini, çekin yazılmaması için müvekkili şirketin, 31.12.2016 tarih 40.000,00 TL’lik çeki yerine 31.01.2017 tarih 140291 nolu 40.000,00 TL bedelli çekin davalı şirket adına bankaya teslim edildiğini, müvekkilinin davalıya bir borcunun bulunmadığını ve çeklerin iade olmadığını ileri sürerek, … çek nolu 31.01.2017 tarihli 40.000,00 TL ve … nolu 17.02.2017 tarihti 107.000,00 TL tutarlı çeklerden dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 15.09.2015 tarihli “… İşletme Lisansı (Franchise) sözleşmesinin akdedildiğini, franchise veren müvekkili şirketin sözleşme edimini yerine getirdiğini, sözleşmenin davacı tarafından ihtarnameyle haksız olarak feshedildiğini, davacı haklı fesih iddiasını müvekkili şirketin İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/850 Esas sayılı dosyası ile devam eden iflas erteleme sürecine dayandırdığını, halbuki bu süreçte de müvekkilinin sözleşmedeki yükümlülüğünü yerine getirdiğini, dava konusu çeklerin müvekkili şirkete verildiğini, söz konusu çekler sebebiyle cari hesaptan kaynaklı bir alacağın tespiti halinde dahi davacı şirketin, haksız fesihten doğan hak ve alacaklarıyla takas/ mahsup halinde davacının, müvekkili şirketten bir alacağın olmayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.Davalı cevap dilekçesi içeriğindeki karşı dava dilekçesinde özetle; Davacının geçerli bir neden olmaksızın sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, sözleşme süresinin 5 yıl olduğunu, aylık net ciro üzerinden % 4 + KDV lisans bedeli ödenmesini, sözleşmeye aykırı her eylem neticesinde 100.000-TL cezai şart ödemeyi taahhüt ettiğini, bu durumda davalının 15 aylık faaliyet verileri dikkate alınarak bakiye sözleşme süresi 45 ay üzerinden satış zararının 742.877,08 TL, cezai şart alacağının 100.000,00 TL olduğunu savunarak toplam 842.877,08 TL alacağından, davacının verdiği 100.000,00 TL ve cari hesap alacağı 41.902,35 TL takas ve mahsubu sonrası bakiye 700.974,73 TL alacağın, şimdilik 10,000,00 TL’lik kısmının 27.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davacı karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; Sözleşmenin haklı sebeple müvekkili tarafından feshedildiğini, kaldı ki sözleşmede kararlaştırılan % 4 + KDV’nin, %2 + KDV olarak uygulandığını, bunun fatura içeriğinden de anlaşılabileceğini, cari hesap alacağının 41.902,35 TL değil, dava konusu çekler haricinde 100.000,00 TL civarında olduğunu beyanla karşı davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi tarafından “… ASIL DAVA YÖNÜNDEN … Dava, taraflar arasında imzalanan Franchisse sözleşmesinin davacı tarafından Beyoğlu … Noterliğinin 27/12/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedilmesi sebebiyle davacı tarafından davalıya verilen 2 adet çekten borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının sözleşmeyi haklı olarak feshedip etmediği ve davacının sözleşme kapsamında davalıya verilen 2 adet çekten dolayı borçlu olup olmadığının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Davacı tarafından keşide edilen Beyoğlu … Noterliğinin 27/12/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde ” davalı tarafından 19.07.2016 tarihinde Anadolu 3. Asliye ticaret mahkemesinin 2016/850 E. Sayılı dosyasında iflas erteleme kararı alınmış olması ve iflas erteleme kararının basında ve sosyal medyada geniş yer bulmasıyla, davalı markasının mevcut müşteri çevresinin günden güne kaybolduğunu, davacı şirketin cirolarının 2016 yılında %20 civarında azaldığını ve davacı şirketin zarar etmeye başladığını, davalı tarafından defalarca davacı şirkete ciddi anlamda zarara uğratmaya yönelik işlemler yapıldığını ancak her defasında iade faturası düzenlenerek bu durumun düzeltildiğini, davacının bir yılı aşkın süredir davalının beklediği faydayı ve karlılığı sağlayamaması, günümüz koşullarında yaşanan ekonomik kriz ve piyasadaki daralma sebebiyle, bundan sonraki süreçte itibarını yitirmiş davalı markası altında kar etmenin mümkün olmaması, davalının iflas erteleme kararının basında ve sosyal medyada yer alması sebebiyle davalının mevcut müşteri çevresini kaybetmesi, davacının yüksek kira bedeli ile personel giderini karşılayamayacak duruma gelmesi, davalının basiretli davranma yükümlülüğüne aykırı davranması sebebiyle 15.09.2015 tarihinde … lisans hakkı sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini” bildirmiştir. Taraflar arasında imzalanan Franchisse sözleşmesinin sona erme ve fesih başlık 11. Maddesi ” aşağıda sayılan olaylardan herhangi birinin vukuu halinde, taraflardan her biri diğer tarafa 10(on) gün önceden yazılı ihbarda bulunarak bu sözleşmeyi derhal ve tazminatsız olarak fesih etme hakkına sahip olacaktır. … a. diğer tarafın iflasının talep edilmesi, aktiflerinin borçlarını karşılamaya yetmeyecek hale gelmesi vb. Şekillerinde acze düşmesi, tasfiye sürecine girmesi veya fesih olması ya da ticareti terk etmesi, …” hükmünü içermektedir. Davacı taraflar arasında imzalana franchisse sözleşmesinin fesih sebebi olarak davalının iflas erteleme sürecinde olmasını gerekçe olarak göstermektedir ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 11. maddesi değerlendirildiğinde davalının salt iflas erteleme talep etmesi fesih sebebi olarak düzenlenmediği gibi, ispat yükü kendisinde olan davacı, davalının aktiflerinin pasiflerini karşılamaya yetmediğine dair delil sunmadığı gibi ihtarnamede düzenlenen hatalı faturalandırma, davacının gelirlerinde %20 azalma olması sebepleri de taraflar arasında düzenlenen sözleşmede fesih sebebi olarak düzenlenmemiştir. … KARŞI DAVA YÖNÜNDEN … Taraflar arasında görülmekte olan karşı davanın 23/01/2018 tarihli duruşmasına davalı/karşı davacının duruşmaya katılmaması ve davacı/karşı davalının kendileri aleyhine açılan karşı davayı takip etmeyeceklerinin beyan etmesi üzerine karşı davanın işlemden kaldırıldığı, yasal üç aylık süre içerisinde de taraflarca yenilenme talebinde bulunulmadığı anlaşılmakla, …” gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından franchise sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, davalı şirketin borca batık olması ve aktiflerinin pasiflerini karşılamaya yetmeyecek duruma gelmesi sebebiyle ihtarname ve dava tarihinden önceki tarih olan 19.07.2016 tarihinde İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/850 E. Sayılı dosyasından iflas erteleme kararı aldığını, iflas erteleme kararı alarak piyasadaki marka değerini yitirdiğini ve müşteri çevresinin kaybolduğunu, davalı şirket ile 15.09.2015 tarihinde “…” lisans hakkı için imzalanmış olan “FRANCHISE SÖZLEŞMESİ”nin müvekkili şirket tarafından 27.12.2016 tarihinde Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinde belirtilen haklı sebeplerden dolayı tek taraflı feshedildiğini, ilgili ihtarnamenin davalı şirkete 29.12.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, ilgili ihtarname ile müvekkili şirkete tedarik edilecek gıda malzemelerinden mahsup edilmek üzere davalı şirkete avans olarak verilen dava konusu çeklerinde iadesinin talep edildiğini, sözleşmenin 11.3. maddesinin ‘Sona Erme ve Fesih Başlıklı Kısmında” belirlendiği gibi müvekkili şirketin, davalı şirketin iflas erteleme istemesi, sözleşmede belirlendiği şekliyle “aktiflerinin borçlarını karşılamaya yetmeyecek hale gelmesi sebebiyle” sözleşmeden doğan haklı sebeple fesih hakkını kullandığını, mahkemenin davanın reddi gerekçesinde taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki değerlendirmesini yaparken açıkça yanılgıya düştüğünü, davalının aktiflerinin pasiflerini karşılamaya yetmediğine dair ev kuvvetli ve somut delil olan fesih ihtarnamesinde, dava dilekçesinde ve delil listelerinde sunulan ve celp olunan İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/850 Esas sayılı iflas erteleme dosyasını davalının aktiflerinin pasiflerini karşılamaya yetmediğine ilişkin delil olarak kabul etmediğini, davlının borca batık olduğunu, yargılamanın hiç bir aşamasına katılmadığını, ticari defterlerini ibraz etmediğini, bilirkişi incelemesine göre müvekkilinin davalıdan 287.312,58 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, kararın taraflar arasındaki sözleşmeye, yasaya, hukuka, hakkaniyete ve ticari hayatın olağan akışına açıkça aykırı olduğunu, mahkemenin borca batık olduğu için iflas erteleme talebinde bulunan ve müvekkili şirketi de iflasa sürükleyen davalı şirket lehine verdiği karar ile huzurdaki davasını dahi takip etmeyen davalı şirketin markasının adı altında müvekkili şirketin de faaliyetine devam etmeye çalışması halinde, müvekkili şirketin de borca batıp davalı şirket gibi iflas edeceğini ise hiçbir şekilde göz önünde bulundurmadığını, müvekkili şirketin basiretli davranarak ticari ilişki içerisinde olduğu davalı şirketin durumunu önceden görmüş ve borca batık olduğu için iflas erteleme talebinde bulunarak süre kazanmaya çalışan, Franchise sözleşmenin asli unsuru olan marka değerini yitirmiş olan davalı şirket ile arasındaki sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini, sunulan uzman görüşünün hiç değerlendirilmediğini, müvekkili şirkete Franchise veren davalı şirketin birçok icra takibine maruz kalması, bunun üzerine davalı şirketin taraflarınca sözleşmenin haklı sebeple feshedildiği tarihte ve huzurdaki davanın açıldığı tarihte “aktiflerinin borçlarını karşılamaya yetmeyecek hale gelmesi” sebebiyle İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinden iflas erteleme talebinde bulunarak iflas erteleme kararı alması, bu hususun basın ve medya kuruluşlarına yansıması ve haberlere konu olması, taraflar arasındaki franchise sözleşmesinin temel unsurlarını ihlal ettiğini somut olarak ortaya koymaya yeterli olduğunu, iflas erteleme talebi üzerine hizmetlerin aksamasının, marka değerinin düşmesinin ticari hayatın olağan akışı gereği olduğunu, mahkeme tarafından sözleşmenin 11. Maddesinin yanlış yorumlandığını, hükümden yaklaşık 1,5 yıl önce istifa eden vekil lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini beyanla müvekkili şirket tarafından davalı şirketin talebi üzerine avans olarak verilen; … Bankası Beşiktaş Şubesi nezdinde ki … IBAN ve … ÇEK numaralı 31.01.2017 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli; … Bankası Beşiktaş Şubesi nezdinde ki … IBAN ve … ÇEK numaralı 17.02.2017 vade tarihli 107.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı müvekkil şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yerel mahkeme kararında davalı lehine hükmedilen 14.510,00 TL vekalet ücretine yönelik hükmünün de kaldırılmasını, asıl davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir: Asıl dava; Taraflar arasında imzalanan 15.09.2015 tarihinde … lisans hakkı franchise sözleşmesinin, davacı tarafından davalının iflas erteleme sürecinde olması sebebiyle sözleşmenin 11.3.a maddesi uyarınca haklı sebeple 27.12.2016 tarihli ihtarname ile feshedildiği iddiası ile, davalıya avans olarak verilen … Bankası Beşiktaş Şubesi … IBAN ve … ÇEK numaralı 31.01.2017 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli çek (31.12.2016 tarih 40.000,00 TL’lik çek yerine verilen) ile … Bankası Beşiktaş Şubesi … IBAN ve … ÇEK numaralı 17.02.2017 vade tarihli 107.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Karşı dava; Taraflar arasında imzalanan 15.09.2015 tarihinde … lisans hakkı franchise sözleşmesinin, karşı davalı tarafından haklı sebeple feshedilmediği, haksız olarak feshedildiği, sözleşme süresinin 5 yıl olduğu, aylık net ciro üzerinden % 4 + KDV lisans bedeli ödenmesi gerektiği, karşı davalının sözleşmeye aykırı her eylem neticesinde 100.000,00 TL cezai şart ödemeyi taahhüt ettiği, bu durumda karşı davalının 15 aylık faaliyet verileri dikkate alınarak bakiye sözleşme süresi olan 45 ay üzerinden satış zararının 742.877,08 TL, cezai şart alacağının 100.000,00 TL olduğu iddiası ile, toplam 842.877,08 TL alacağın, karşı davalının verdiği 100.000,00 TL ve cari hesap alacağı 41.902,35 TL’den takas mahsubu sonrasında bakiye 700.974,73 TL alacağın kısmi alacak davası olarak 10,000 TL’lik kısmının 27.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafından istinafa konu yapılan uyuşmazlık, asıl dava sonucu verilen karar olup; davalının iflas erteleme süreci sebebi ile taraflar arasındaki sözleşmenin 11.3.a maddesinin yorumu neticesinde verilen asıl davanın reddi kararının hukuka uygunluğu ve davalının vekilinin istifa etmesine rağmen davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin hukuka uygunluğu noktasındadır. Taraflar arasında gerek sözleşme öncesi ve gerekse sözleşme akdedilmesi sırasında davalı şirketin içinde bulunduğu mali sıkıntı ve hacizlerden varsa iflasın ertelenmesi durumundan davacının haberinin olmadığının iddia edilmesi halinde davalı tarafından aksi ispatlanamadığı taktirde davacının sözleşmeyi fesih etmekte haklı olduğundan bahsedilebilir. Ancak sözleşmenin, iflas erteleme davası derdest değilken daha öncesinde düzenlendiği, henüz iflas/ iflas erteleme kararı yokken, buna ilişkin kararın verilip verilmeyeceği bilinmezden evvel imzalandığı sabit olmakla; davacının veya davalının, davalının iflasına veya iflasın ertelenmesine karar verilebileceğini bildiğinden veya bilmesi gerektiğinden bahsedilemez. Yine sözleşme hükümleri devam ederken davalının iflas erteleme davasının bu davaya etkisinin bulunmadığı, sözleşmenin feshi açısından haklı neden sayılamayacağı ve davalı tarafın iflas erteleme davasının bekletici mesele yapılmasının da mümkün olmadığı gibi 2004 Sayılı İİK’nın 179/b. maddesi gereğince de beklenmesi gerekmemektedir. Diğer yandan davacı tarafından sözleşmenin haklı sebeple feshedildiğine dair sözleşme hükmünden bahsedilmekle birlikte, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 11.3.a maddesinin “… Aşağıda sayılan olaylardan herhangi birinin vukuu halinde, tarafların her biri diğer tarafa 10 (on) gün önceden yazılı ihbarda bulunarak bu sözleşmeyi derhal ve tazminatsız olarak fesih etme hakkına sahip olacaktır. a. Diğer tarafın iflasının talep edilmesi, aktiflerinin borçlarını karşılamaya yetmeyecek hale gelmesi vb. şekillerde acze düşmesi, tasfiye sürecine girmesi veya fesih olması ya da ticareti terk etmesi,” hükmünü haiz olduğu belirlenmiştir. Bu durumda ilk derece Mahkemesi tarafından sözleşmenin 11.3.a maddesi şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin bilgi, belge ve deliller kapsamında değerlendirme yapabilmesi için davalı şirketin ticari kayıt ve defterlerinin incelenmesi neticesinde oluşacak kanaate göre karar verilmesi gerekmektedir. Eldeki davada, sadece davacı tarafın ticari kayıt ve defterlerinin incelendiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği tespit edilmiştir. Davalı tarafın iflas erteleme sürecinde olması ve ticari defter ve kayıtlarının ilgili iflas erteleme davasının görüldüğü asliye ticaret mahkemesi nezdinde incelemeye tabi tutulduğu göz ardı edilmiştir. Yine 6100 Sayılı HMK’nın 222. maddesi uyarınca yasal ihtaratların sonuçlarının ihtar edilmediği sadece ibrazdan kaçınmış sayılacağının taraflara ihtar edildiği belirlenmiştir. Saptanan ve hukuksal duruma göre, dayanılan belgelere, delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, ispat kuralları çerçevesinde taleple bağlı kalınarak yargılama ve değerlendirme yapılması gerekmekle, ilk derece Mahkemesi tarafından uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde delillerin toplanmadığı ve değerlendirilmediği belirlenerek, tarafların ispata yönelik tüm delilleri toplanıp yargılama yapılarak oluşacak tam kanaat gereği sonuca varılıp karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmiş olması yerinde bulunmamıştır. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, davalı tarafın ticari kayıt ve defterleri incelendikten sonra (yasal ihtaratları tam olarak içeren) oluşacak kanaate göre karar verilmesi gerektiğinden, kararın kaldırılması gerektiği anlaşıldığından davacı karşı davalı istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılarak, dosyanın yeniden görülmesi için kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı karşı davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/12/2018 tarih, 2017/11 E. 2018/1263 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı karşı davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı karşı davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2022