Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1260 E. 2022/1095 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1260
KARAR NO: 2022/1095
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI: 2017/489 E. – 2018/381 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait “…” isimli eserin çoğaltılması, yayılması ve dağıtılması amacıyla merkezi İstanbul Kadıköy’de bulunan davalı yayınevi ile Yazar-Yayıncı başlıklı 08.09.2016 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre telif hakkının yazarda kalacağı, online mağazalarda ve gerçek kitabevlerinde kitabın dağıtımının gerçekleşeceği, kapsamlı tanıtım yapılacağı, gelen siparişlerin karşılanacağı, ücretin basılacak adede göre belirleneceği yönünde anlaşıldığını, sözleşme hükümlerince davalı yayınevinin ifa etmekle yükümlü olduğu editöryel incelemenin yapılmadığını ve editöryel incelemenin tamamının müvekkili tarafından yapılmak zorunda kalındığını, sunulan mail çıktılarında da görüleceği üzere müvekkilinin editöryel çalışmadan dizgi çalışmasına kadar her şeyi kendisinin yaptığını, buna rağmen çok net bir şekilde ifade edilen hataların sabit kaldığını, düzeltilmediğini, kitabın imla hataları, yazım yanlışları ve dizgi hataları ile birlikte olduğu gibi yayımlandığını, kitabın 1000 adet basılması, hatasız yayımlanması ve reklamının yapılması için yayınevine 5.500,00 TL ödeme yapıldığını, ancak kitabın 1000 adet basılmadığı gibi hatalı yayımlandığını, vaad edilen yerlere dağıtılmadığını, kapağında dahi imla hatası yapıldığını, kitabın vaktinde kitapevlerine ulaştırılmadığını, online satışının yapılmadığını, sözleşme ücretine dahil olan kartvizitlerin basılmadığını, okurların kitaba ulaşamadığını, müvekkili yazarın ilk kitabı olması sebebiyle bu durumdan olumsuz etkilendiğini, maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, bu sebeplerle sözleşme kapsamında ödediği bedelinin davacıya iadesine, uğradığı zararlara istinaden şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesince 2016/1378 Esas ve 2017/37 Karar sayılı kararla görevsizlik kararı verilerek, dosya mahkemeye gönderilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı ile müvekkili arasında imzalanan yayın sözleşmesi gereğince 1000 adet kitabın basımının taahhüt edildiğini, sözleşmenin 11.maddesinde editöryel çalışma ve satış koşullarının, 12. maddesinde ise baskı öncesi hazırlık çalışmalarının düzenlendiğini, müvekkilinin de sözleşme koşullarına harfiyen uyduğunu, 12. madde kapsamında yazarın onayından sonra, yazarın gözünden kaçan hatalar ve yanlışlıklar için yayıncının sorumlu tutulamayacağını, davacıya ait eserin mümkün olduğunca teknik hatalardan arındırıldığını, yayımlanmadan önce de davacıdan onay alındığını, davacı ile yapılan e-mail yazışmalarında da görüleceği üzere hatalı olan ne varsa düzeltilebileceğinin davacıya bildirildiğini, ancak davacının hatanın nerede olduğunu bildirmekten kaçındığını, iddialarının soyut olduğunu, sözleşmenin 13. maddesi ile müvekkilinin yüklendiği dağıtım ve satışa ilişkin tüm edimlerini yerine getirdiğini, davacının manevi zarar iddiasının da hukuki olmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Toplanan deliller, taraflar arasında imzalanan 08/09/2016 tarihli Yazar-Yayıncı Sözleşmesi, Kültür ve Turizm Bakanlığının cevabi yazısı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu eserin yayıncı davalı tarafından 1000 adet bandrol alınmak suretiyle sözleşmeye uygun olarak basıldığı, basımının ve dağıtımının yapılmasından önce davacı yazara son halinin web formatında sözleşme hükümlerine göre onay için gönderildiği, bazı küçük değişiklik taleplerinde bulunduğu ve eserin bundan sonra basıldığı, bazı küçük imla hatalarının kitabın satışına etkili olmayacağı, bunların bir kısmının da baskı dizim hatasından kaynaklandığı, davalı yayıncının sözleşmenin 13. maddesi uyarınca davacı yazara ait eserin satışı için … Yayınlarının web sitesinde belirtilen dağıtımcılara ve kitapevlerine gönderildiği, ancak kitapların bir kısmının satılmaması sebebiyle iade edildiği, sözleşmede yayıncının web sitesindeki tüm dağıtımcılara gönderme yükümlülüğünün bulunmadığı, buna göre davalı yayıncının sözleşme hükümleri ile üstlendiği tüm yükümlülükleri yerine getirdiği anlaşılmakla, davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Yerel Mahkemece …, …, …, … Ve …’a müzekkere yazıldığını ve müzekkere cevaplarıyla davalı yayınevinin sözleşmeye aykırılığı tespit edildiğini ancak Yerel Mahkeme’nin yanlış hüküm kurduğunu, … Kitapevi, … Kitapevi, …’tan müvekkillerine ait kitabın satışının hiç yapılmadığı şeklinde cevap alındığını, yazılan müzekkerelerden sadece … A.Ş.’den 19 adet kitap satın alındığını ve sadece 2 kitabın stokta kaldığının belirtildiğini, Davalı yayınevinin sunduğu en iyi paket olan “…” paketi seçen yazarın kitabının sadece …’a gönderilerek satışının yapılmasının başkaca sözleşmede belirtilen hiçbir yayınevine kitabın gönderilmemesinin davalı yayınevinin sözleşmeye aykırılığını kanıtlar nitelikte olduğunu, Yerel mahkemenin yanlış hüküm kurarak sözleşmeye aykırılığın ispat edilmesine rağmen davanın reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, -Bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, sözleşme hükümlerine göre davalı yayınevinin ifa etmekle yükümlü olduğu editöryel incelemeyi müvekkilinin defaten talep etmesine rağmen söz konusu inceleme yayınevince yapılmadığını, editöryel incelemenin tamamının müvekkili tarafından yapılmak zorunda kalındığını, sözleşme hükümlerine göre bunun yazarın yapmakla yükümlü olduğu işlerden olmadığını, kitabın kapağında yayımlanan yazıda imla hataları olduğunu, ilk kitabının kapağında noktalama ve yazım yanlışı olmasının eleştiri oklarının hedefi olmasını, kitabın satışını, kitabevlerinin kitaba bakışını, okurların yazara bakışını ve her şeyden önemlisi yazarın itibarını etkileyeceğini, -Davalı yayınevinin müvekkilinin en iyi seçenek olan ”…” paketini seçmesine rağmen sözleşmede belirtildiği gibi reklam, tanıtım yapmadığını ve kararlaştırıldığı gibi 1000 adet kitap basmadığını, sözleşmede ve sözleşmenin ekinde kitaptan 1000 adet basılacağı yönünde anlaştıklarını, bilirkişi raporunda 1000 adet basıldığının delili olarak 1000 adet olarak talep edilen bandroller; basılmış, ilerde basılacak ve şuan fiilen basılmamış olan veya stokta bulunan kitaplar için talep edildiğini, Davalı yayınevinin 1000 adet bandrol talep etmesinin dava konusu kitabın fiilen 1000 adet basıldığı anlamına gelmediğini, Yerel mahkemenin gerekli incelemeyi yaparak 1000 adet kitabın akıbetini araştırmadan hüküm kurduğunu, -Dava konusu sözleşmenin “Dağıtım ve Satış” başlıklı 13. Maddesi satılamayan veya kitapevleri tarafından iade edilen kitaplarla ilgili olarak; …Satış amaçlı …’dan istenilen kitap adedinin tüketilmemesi durumunda ödemeyle birlikte satılmayan kitaplar …’a iade edilir…” şeklinde olup, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere “…Kitabın 61 adedinin gönderildiği, 21 adedinin iade edildiği, 40 adedinin satıldığı….” yayınevinin 1000 adet kitaptan satılmayan, kitabevlerince iadesi yapılan kitaplarla ilgili olarak müvekkillerine herhangi bir gönderimde veya bildirimde bulunmadığını, sözleşme maddesi uyarınca basılan kitapların müvekkili …’ye iadesi yapılmadığını, çünkü yayınevinin 1000 adet kitap basmayarak sözleşme edimini yerine getirmediğini, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, yazar sözleşmelerine aykırılık gerekçesi ile sözleşme bedelinin iadesi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı ve davalı arasında “…” kitaba ilişkin yayıncı/yazar sözleşmesi imzalandığı görülmektedir. Sözleşme taraflara karşılıklı edimler yükleyen bir sözleşme olup, davacının maddi ve manevi tazminat isteyip isteyemeyeceği temel sorundur. Davacının sözleşmenin feshi ve buna bağlı olarak taleplerinin yerinde olup olmadığının tespiti için, davalının sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı hususu önemlidir. Bilirkişi raporu incelendiğinde kitabın da süresinde yayınlanmış olduğu, davalının kitapla ilgili olarak dağıtım görevini yerine getirdiği, kitapların basımdan önce davacı onayına gönderildiği, sözleşme konusunda geçen sayı olan 1000 adet üzerinden bandrol talep edildiğinin bildirildiği görülmüştür. Dosya kapsamı ile yapılan incelemede, davacı kitabın sadece …’a gönderildiğini iddia etmiş ise de, kitabın satılması için …, …, …, …, … kitabevlerine de gönderildiği, sözleşmenin 13. maddesinde, tüm kitabevlerine gönderilir denmediği, sadece “…” ibaresinin bulunduğu, buna göre, tüm kitabevlerine gönderme yükümlülüğünün sözleşme kapsamında davalıya yüklenmediği, editöryel hizmetin ifasında ise, tarafların karşılıklı yükümlülük altında olduğu, davacı tarafın davalı tarafa eksik bulduğu hususlarla ilgili bir ihtarat göndermediği, sonrasında mutabık kalarak kitabın basıldığı bu sebeple davacının sonradan mutabık kaldığı eksikliğe dayanamayacağı ayrıca bilirkişi raporunda kitabın satışını etkiler bir hatanın bulunmadığının bildirildiği, davalının 1000 adet bandrol talep etmesinin dava konusu kitabın fiilen 1000 adet basıldığı anlamına gelmediği ancak kitap basılıp tükendikçe, bandrol sayısınca tekrar basılabileceğinden bu konunun da sözleşmeye aykırılık olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, satılmayan kitapların iadesine ilişkin talebin dava konusu olmadığı, sözleşmeye aykırılık hali olarak değerlendirilemeyeceği, mahkemece yapılmış değerlendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış olmakla istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 25/12/2018 tarih ve 2017/489 E., 2018/381 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022