Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1252 E. 2022/1609 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1252
KARAR NO: 2022/1609
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 20/11/2018
NUMARASI: 2018/40 E. – 2018/344 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 41 nolu marka sınıfında tescilli iki adet markası olduğunu, bunların … ve … tescil numaralı markalar olduğunu, davalı tarafın ise “…” unvanlı teşebbüsünde müvekkili ile aynı hizmet sınfında faaliyet göstermekte olan spor salonunu işlettiğini, davalı tarafın bir adet tescilli bir adet ise tescil başvurusu yapılmış ancak henüz tescili gerçekleşmemiş markası bulunduğunu, tescilli markanın ise … tescil numaralı … markası olduğunu, müvekkili şirket ile davalının tescilli markalarının aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler içerip içermediğinin karşılaştırılmasının gerekmekte olduğunu, davalının aynı müvekkili gibi sosyal medyada hizmeti 7 gün 24 saat olarak verildiği özellikle belirtilmekte ve yönlendirilme ile müşteri pörtföyünü oluşturmaya çalışmakta olduğunu, müvekkili şirketinin markalarına ait olan logoların dahi aynısının kullanıldığını, bu sebeplerden dolayı mevcut durumun korunması ve müvekkilinin marka hakkına tecavüz fiillerinin devamının engellenmesi amacıyla … tescil numarası ile davalı adına tescilli … ibareli markanın TPMK nezdinde tutulan sicil kaydına dava sonuçlanıncaya kadar 3. kişilere devri de önleyecek şekilde teminatsız olarak tedbir konulmasını, … tescil numaralı davalı adına tescilli … ibareli markanın 41. sınıftan hükümsüzlüğüne karar verilmek sureti ile sicilden terkinini, davanın kabulüne karar verilmesi halinde, mahkeme ilamının Türkiye’de tirajı en yüksek 3 gazetede yayın ve ilanını, masrafların davalı tarafından karşılanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketi ile müvekkili şirketin unvanları arasında iltibas yarattığı iddiasının davacı şirket tarafından ileri sürüldüğünü, her iki tarafın unvanlarında benzer sayılan tek noktanın unvanlarındaki … ibaresi olduğunu, … ibaresi günlük hayatın birçok alanında birçok kişi tarafından kullanılan ve kullanım alanı aynı anlama gelen bir ibare olduğunu, bu ibarenin sadece bir unvanı tescil edildiği gerekçesiyle başka bir faaliyet çerçevesinde unvan olarak kullanılmasının olağan olduğunu, unvanda kullanılan … ibaresinin kullanılma sebebi faaliyet gösterdiği spor salonunun günün bütün saatlerinde faaliyet gösteriyor olduğunun vurgusunun yapılması için olduğunu, bu sebeplerden dolayı davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, tensip zaptı ile savunma alınmaksızın teminatsız şekilde marka üzerine tedbir konulmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının davasında haksız çıkması durumunda da müvekkili için manevi zararlar ortaya çıkacağını beyanla tedbir için teminat alınması zorunluluğu olduğu gibi haksız dava sebebi ile ileride doğacak maddi ve manevi zararların da karşılanması amacıyla davacının davası için teminat yatırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi tarafından ” … Somut olayda davacı adına TPMK’da daha önce tescilli … markasının 41. Sınıfta tescilli oluğu ve tescil tarihi de 02/01/2013 olduğu görülmüş, davalı adına tescilli olan markanın ise 05/12/2016 tarihli olduğu ve marka ibaresinin … olduğu ve davacı ile aynı 41. Sınıfta bulunduğu, aynı mal ve hizmet sektöründe faaliyet gösterdikleri anlaşılmıştır. Davalı adına tescilli markanın davacı markasındaki ibareler arasında tek fark davacı markasından fazla olarak … ibarelerinin olmasıdır. Bununla birlikte, dava konusu marka tescili ve kullanımı ile de birebir aynı, benzer, ilgili ve aynı sektöre hitap eden hizmeti de kapsamaktadır. Davacının tescil ve kullanımı Nice sınıflandırmasına göre 41. Sınıfta spor kültür ve eğlence hizmetleri olup, dava konusu tescil de birebir aynı hizmeti kapsamaktadır. Sonuç olarak, her iki markanın da aynı hizmet türündeki sınıflar yönünden benzer olduğu gibi, davacı markasındaki … ibaresi markanın asli unsuru olup davalı tarafın … ibaresi asli unsur olup, … ibaresi tamamlayıcı ve tanımlayıcı olup, … ibaresi davacı markasından üretilmiş marka imajı yarattığından ortalama tüketici nezdinde markaların birbiri ile bağlantılı aynı işletmeden gelen marka algısı yarattığından sonuç olarak tüketicinin hem mallar, hem de malların kaynağı konusunda yanılgıya düşmesi, söz konusu markayı taşıyan hizmetlerden davacıya ait olduğu düşüncesi ile yararlanması gibi davalının davacı ile ile idari veya ticari bir bağlantısı olduğu fikrine kapılması tehlikesi de söz konusudur. Toplanan delillerden davacı tarafın önceye dayalı üstün hak sahibi olduğu da sunulan deliller ve görsel kayıtlardan anlaşılmış o olduğu şirketin markasına benzer davalı adına TPMK da tescilli bulunan … tescil nolu “…” ibareli markanın 41. Sınıftan hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerektiği … ” gerekçesi ile davanın kabulüne, markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, kararın ilanına karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle ön inceleme duruşmasının akabinde ki duruşmada da davacı vekilinin dahi bilirkişi talebinde bulunmasına rağmen delillerin incelenmeden karar verildiğini, oysaki marka hakkının hükümsüzlüğü konusunda mahkeme hakiminin re’sen uzman olmadığını, dava ya cevap dilekçesinde iddia ettikleri hususlar konusunda uzman bir heyet tarafından incelenmesi gerekirken bu talebin reddi ile karar duruşması yapmaksızın dosyanın karara çıkarılmasının usulen hatalı olduğunu, bunun yanında yine cevap dilekçesinde beyan ettikleri müvekkili şirket 41 nolu marka sınıfında, … Tescil No’ lu 05.12.2016 Tescil Tarihli … markası bulunduğunu, müvekkil şirketin … yaklaşık 20.000 üye sayısıyla … Cad. … Sokak … Küçükçekmece/ İstanbul adresinde 5 yıldır spor hizmetleri alanında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davacı şirketin de uzun zamandan beri olan bu kullanımı bildiğini, hatta müvekkili işyerine davacı tarafın alacaklıları tarafından haciz uygulaması dahi yapılmak istenildiğini, davacı tarafın markayı kullanmadığını, zaten aktif bir şirket de olmadığını, ekonomik sebeplerden dolayı borca batmış bir şirket olduğunu, ilk derece Mahkemesi kararında müvekkili şirketin tescil edilmiş markası ile davacının markasının iltibas yarattığının kabul edildiğini, oysaki bu iddianın maddi deliller ile ispat edilemediğini, davacı vekilinin de bizzat karar duruşmasında bilirkişi incelemesi talep ettiğini, şöyle ki müvekkili şirketin unvanının •… Tescil No’ lu, 05.12.2016 Tescil Tarihli … markası, sınıfı 41’dir. Davacı şirketin unvanlarının ise •… Tescil No’ lu, 02.01.2013 Tescil Tarihi … markası ile •… Tescil No’lu 17.09.2015 Tescil Tarihli … markası olduğunu, davacı ile müvekkili şirketin unvanları arasında davacı şirket tarafından iltibas yarattığının ileri sürüldüğünü, her iki tarafın unvanlarında benzer sayılan tek noktanın unvanlarındaki … ibaresi olduğunu, burada dikkat edilmesi gereken durumun … ibaresi günlük hayatın birçok alanında birçok kişi tarafından kullanılan ve kullanım alanı aynı anlama gelen bir ibare olduğunu ve bu ibarenin sadece bir unvana tescil edildiği gerekçesiyle başka bir faaliyet çerçevesinde unvan olarak kullanılmasının olağan olduğunu, müvekkili şirket tarafından unvanda kullanılan … ibaresinin kullanılma sebebi faaliyet gösterdiği spor salonunun günün bütün saatlerinde faaliyet gösteriyor olduğunun vurgusu yapılmasının amaçlandığını, fakat unvanın vurgu kısmında da bulunmadığını, davanın her iki tarafının unvanlarında … den başka herhangi bir benzer ifade olmadığını ve … ibaresinin de genel ve enternasyonel bir ifade olduğu için unvanlar arasında benzerlik ve yahut çağrışım yaptığı iddiasının kesinlikle kabul edilemez olduğunu, müvekkili şirketin unvanının vurgu kısmında kullanılmayan bu ibarenin sadece dünyanın her yerinde zaman olarak faaliyetinin devamlılığını belirtmek amaçlı kullanıldığını, müvekkili şirketin unvanı …’ dür ve vurgu kısmı … te değil; …’da olduğunu, Tüketici nezdinde … bir marka değil, hizmetin niteliğini haftada 7 gün 24 saat açık olmayı ifade ettiğini, kaldı ki bu kadar genel nitelikte olan … ibaresinin bir şirket tarafından tescil edilmiş olması durumunda başka bir şirket unvanının içinde kullanılmayacak olmasının hakkaniyete uygun düşmeyeceğini, mutlak ve nispi ret sebeplerinin kanunda açıkça düzenlemiş olup davacı tarafından SMK’ nın 5. Maddesinin ç bendi kapsamında değerlendirilmesinin mesnetsiz olduğunu, SMK 5. Madde ç bendini de belirtildiği gibi ‘ Aynı veya aynı türdeki mal ve hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretlerin’ bulunması durumunda hükümsüzlük kararı verilebileceğini, fakat burada bu madde kapsamında değerlendirilmesinin mümkün sayılamayacağını, müvekkil şirketin ticaret unvanının … davacı şirketin unvanının ise … olduğunu, burada iddia edilen benzerliğin … rakamından meydana gelen bir benzerlik olarak sayılmasının oldukça mesnetsiz sayılabilecek bir iddia olduğunu, müvekkili şirketin unvanının başında … bulunmakta asıl olan vurgu kısmında bulunan kelimelerin bunlar olduğunu, bu iki unvana bakıldığı zaman aralarında karıştırmaya neden olmayacak kadar fark bulunduğunu, unvanın tamamı niteliğinde olmayan sadece rakamlardan oluşan kaldı ki bunun da müvekkil şirketin günün her saatinde faaliyette olduğunu göstermek için eklenmiş bir unsur niteliğinde davacı vekilinin dilekçede yer verdiği Yargıtay kararında olay ile burada iddia edilen olay arasında bir benzerlikte bulunmadığını, Yargıtay kararında kelimelerle alakalı bir çağrışım olduğundan markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğuna hükmedildiğini, kendi olaylarına bakıldığında müvekkil şirketin faaliyet süresini belirtmek için unvanına eklediği ‘…’ ifadesi markanın ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu göstermiş olması niteliğinde sayılması mümkün olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalının tescilli markaları aynı sınıf olan 41 Nolu marka sınıfında tescil edildiğini, iş bu markalar ile de aynı sektörde (spor salonu işletmeciliği) faaliyet gösterdiğini, davalının da bu hususu dosyada mübrez dilekçelerinde ikrar ettiğini, ek olarak davalı istinaf dilekçesinde sırf markanın benzerliği sebebiyle müvekkili şirket alacaklılarının kendi işyerine hacze geldiğini beyan ettiğini, bu durumun dahi markaların çok benzemesi sebebiyle karıştırıldığını ispatladığını, bir başka anlatımla, davalının istinaf dilekçesinde aslında markaların çok benzediği için karıştırıldığını açıkça ikrar, kabul ettiğini, istinaf dilekçesinde ileri sürülen bir diğer iddianın da müvekkil şirketin faal olmadığı, batık olduğu ve faaliyette bulunmadığı, bu husus doğru olmadığını, eğer şirket tasfiyeye girmiş olsaydı zaten ticaret sicil kayıtlarından anlaşılacağını, kaldı ki bir şirketin ekonomik durumunun marka sahibinin kanundan doğan hakların kullanmasına engel olmadığını, bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı yönünde ise hakim somut olayda hukuki değerlendirme ve tespiti kendisi yapabileceğinden, bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek bulunmadığını, dosyada tüm delillerin toplandığını ve tarafların beyanlarının değerlendirildiğini, tarafların bire bir olarak aynı sınıfta tescilli markaları ile aynı sektörde faaliyet gösteriyor oluşlarının markalar arasındaki iltibas (karıştırılma) ihtimalini ortaya koyduğunu, kaldı ki davalı tarafın da kendi beyanlarıyla zaten bu durumu açıkça kabul ettiğini, davalının “…” ibaresine vurgu yaptığını ve bu ibare ile bir saat figürünü logolaştırarak kullandığını, müvekkili şirketin Türkiye’nin ilk 7 gün 24 saat spor salonu hizmeti veren kuruluşu olduğu için, markalarında “…” ve “…” ibarelerini hakim unsur olarak kullanıldığını, bunun amacının ; müvekkil şirket markasının bu şekilde tanınırlık kazanarak müşteri portföyünü bu bağlamda oluşturduğunu, davalının tescilli markasında ise yine hakim unsur olarak “…” ve “…” ibareleri kullanıldığını, bu durumun markanın isminden, logosundan ve çeşitli sosyal medya hesapları aracılığı ile yaptığı tanıtımlardan anlaşıldığını, her türlü sosyal medya hesabında Facebook, Instagram, Twitter vb. ile resmi İnternet Sitesinde spor salonu hizmetinin tıpkı müvekkil şirketinki gibi 7 gün 24 saat olarak verildiği özellikle vurgulamakta ve yönlendirmeyle müşteri portföyü oluşturulmaya çalışıldığını, davalının markasındaki hakim unsur “…” ise davalı neden hakim unsuru … olan müvekkilin markalarına ait görselleri ve logoları kullanıldığını, dava dilekçesinde detaylı olarak izah edildiği üzere davalının müvekkilinin markalarına verdiğinin zararın aşikar olup, bu hususun SMKnın 5-ç maddesi kapsamında değerlendirilmesi son derece yerinde olduğunu, davalının sahibi olduğu markada izah edildiği üzere hem müvekkilinin markalarındaki hakim unsurlar (…) hem haksız rekabete sebebiyet verecek şekilde müvekkili şirkete ait marka logoları kullanıldığını, bu haksız kullanım sebebi ile ortalama halk yönünden karıştırılma ihtimali bulunduğunu, kararın isabetli olduğunu beyanla davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; 6769 Sayılı SMK’nın 5./ç, 6./1, ve 25.maddelerinden kaynaklanan; 41 numaralı spor hizmetleri sınıfında, davacı adına tescilli olan markaların ( “…” ve “…”) ve davalı adına tescilli olan markanın (“…”) hakim unsurunun … ve … olduğu, halk nezdinde karıştırılma ihtimalinin var olduğu, iltibasın bulunduğu, davalının davacı logosu ile örtüşen şekilde logoyu sosyal medya ve internet sitesine kullanılmasının davacı markasının kullanıldığı izlenimi verdiği iddiası ile davalının … tescil numaralı “…” markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Davacı adına 02.01.2013 tarihinde … tescil numaralı “…” markası ile davacı adına 17.09.2015 tarihinde … tescil numaralı “…” markasının 41. spor hizmetleri alanında davacı adına tescilli olduğu belirlenmiştir. Yine Davalının 05.12.2016 tarihinde … tescil numaralı “…” markasını 41. spor hizmetleri alanında tescil ettirdiği de sabittir. Öncelikle; Dava tarihi 01.02.2018 olup, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlük tarihinden sonra olması sebebiyle, somut olayda; uyuşmazlığın çözümünde SMK hükümleri uygulanacaktır. Bununla birlikte 6769 Sayılı SMK düzenlemelerine benzer düzenlemelerin 556 Sayılı KHK’da yer aldığı görülmektedir. İlk derece Mahkemesi tarafından, hukuki yorum kapsamında hakim tarafından davalının markası ile davacı markalarının benzer olduğu gerekçesi ile hükümsüzlük ve ilan kararı verilmiştir. Karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Karıştırma ihtimali incelemesi, esas itibariyle markaların bir bütün halinde bıraktıkları genel izlenime göre ve markaların asli ve ayırt edici unsurları esas alınarak yapılmalıdır. Bu inceleme sırasında önce sınıfsal benzerlik olup olmadığı araştırılmalı, daha sonra ortalama tüketici kitlesi de dikkate alınarak, markalar arasında görsel, işitsel veya kavramsal bir benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama tüketicinin markayı taşıyan mal veya hizmetin kaynağı konusunda yanılgıya düşüp düşmeyeceği, işletmeler arasında organik, işletmesel bir bağlantı olduğunu düşünüp düşünmeyeceği, sonraki markayı, önceki markanın bir serisi gibi algılayıp, algılamayacağı hususlarının tartışılması gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki; iltibas değerlendirmesinin hukuki bir konu olması sebebiyle bilirkişi değerlendirmesine ihtiyaç bulunmadığı, bu konunun hâkim tarafından değerlendirilmesi gerektiği yönündeki 08.06.2016 tarih, 2014/11-696 Esas, 2016/778 Karar sayılı YHGK kararı dikkate alınarak değerlendirmenin hakim tarafından yapılabileceği kanaatine varılmış olması karşısında aksi yöndeki davalı istinafı yerinde bulunmamıştır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde; davacıya ait 02.01.2013 tarihli … tescil numaralı “…” markası ile 17.09.2015 tarihli … tescil numaralı “…” markasının, davalıya ait 05.12.2016 tarihli … tescil numaralı “…” markasının, 41. spor hizmetleri alanında faaliyet gösterdiği de dikkate alınarak davacının markalarının bir araya getirilerek oluşturulup oluşturulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalıya ait dava konusu markanın benzer olup olmadığının tespiti ve ortalama tüketici nezdinde karıştırılma tehlikesi; markaları oluşturan harf, kelime, şekil gibi asli ve yardımcı unsurların bütünsel olarak değerlendirilmesinden geçmektedir. Zira markalar, bütünü itibariyle bıraktıkları izlenim ve tümüne hâkim olan görünüşleri itibariyle benzerlerinden ayırt edici nitelikle olmalıdır. Bu sebeple markalar kıyaslanırken, markaların içerisinde yer alan unsurlardan yalnızca bir veya birkaçı üzerinden benzerlik değerlendirmesi yapmak yerine markaların genel görünümü, yani bütünsel benzerliği dikkate alınmalıdır. Davacı ve davalıya ait markaları, genel görünümleri itibari ile kıyaslanırken, bu markaların ilk (yüzeysel) bakışta ayırt edici olup olmadıkları önem arz etmektedir. Benzerliğin tespitinde, markalar arasındaki farklılıklardan çok ortak özelliklere ağırlık verilmesi gerekmektedir. Zira önemli olan markalar arasında benzeyen kısımların iltibas yaratmasının ihtimal dahilinde olup olmadığının tespit edilmesidir. İltibasın gerçekleşme ihtimali dahi ihlalin varlığı için yeterli olmaktadır. Kıyaslanan tarafların markalarında … kısımlarının aynı olduğu, aynı sınıfta hizmet verdikleri, bu hususların bütünsel olarak davacının markaları ile benzerliğe yol açtığı, davalının hiçbir zorunlu sebep yokken ve sınırsız seçenek özgürlüğü varken değinilen benzer tercihleri yapmasının dürüstlük kuralına aykırı davranış olarak kabul edilmesi gerektiği, açıklanan sebeplerle somut olayda iltibas tehlikesinin bulunduğu, hükümsüzlük koşullarının gerçekleştiği anlaşılmıştır. Sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 20/11/2018 tarih ve 2018/40 E., 2018/344 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2022