Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1246 E. 2022/1107 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1246
KARAR NO: 2022/1107
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2017
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 6361 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde İzmir … Noterliği’nde düzenlenen 20/03/2013 tarihli … yevmiye ve … sayılı sözleşmesi gereği mülkiyeti müvekkiline ait olan 1 adet 2012 model, … marka, … tescil plaka numaralı, … model, … şasi nolu, … motor nolu, paletli, ekskavatörün (Tüm Aksesuarlarıyla Birlikte) davalıya kiralandığını, davalının finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan 11/08/2016 tarihi itibariyle toplam 18.980,25 TL kira borcu, 915,60 TL gecikme faizi borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, müvekkili tarafından Beşiktaş … Noterliği’nin 12/08/2016 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderilerek borçların 60 gün içinde ödenmesi, ödenmediği taktirde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar olunduğunu, ihtarnamenin davalıya 17/08/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, verilen süre içinde borçların ödenmediğini, sözleşmenin feshedildiğini, finansal kiralama sözleşmesi gereği kiralanan malın müvekkiline iadesi için İstanbul 14. ATM’nin 2017/227 D.İş sayılı dosyasından ihtiyati tedbir kararı alındığını beyanla, finansal kiralama sözleşmesine göre mülkiyeti müvekkiline ait olan 1 adet 2012 model, …marka, … tescil plaka numaralı, … model, … şasi nolu, … motor nolu, paletli, ekskavatörün (Tüm Aksesuarlarıyla Birlikte) müvekkiline aynen teslimine, karar kesinleşinceye kadar tedbirin devamına, aynen teslimde fiili imkansızlık oluştuğu taktirde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile fiili imkansızlığın oluştuğu tarihten itibaren işleyecek akdi faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiş olup, 19/06/2017 havale tarihli dilekçesi ile davacı ile uzlaşma talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince; “Taraflar arasında tanzim olunan finansal kiralama sözleşmesi gereği davaya konu malın davalı kiracıya teslim edildiği, davalı-kiracının kira bedellerini ödemeyerek temerrüde düştüğü, keşide edilen ihtarnameye rağmen de kendisine verilen 60 günlük süre içerisinde borcunu ödemediği, davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğinden taraflar arasındaki sözleşmenin fesh olduğu, mal iadesi koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne” karar verilmiştir. Davalı asil istinaf dilekçesinde özetle; -Davacı kuruluş ile aralarında İzmir … noterliğince düzenlenen 20/03/2013 tarihli … yevmiye ve … sözleşme numarası düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi mevcut olduğunu, Davacının dava dayanağı yaptığı 11/08/2016 tarihi itibarıyla 18.980,25 TL ödemeye davayı bu davayı 27/02/2017 tarihinde açmış ise de, Davacı kuruluşa sözleşmenin imzalandığı 20/03/2013 tarihinden 12/05/2014 tarihine kadar sözleşmeye dayalı olarak 231,165 TL ödemenin bizzat yapıldığını, 20/03/2013- 12/05/2014 tarihleri arasında ödenmiş her hangi bir şekilde temerrüt söz konusu olmadığını, ödeme belgeleri dahilinde 20/03/2013-31/10/2017 tarihleri arasında toplamda 272,665,-TL belgeli olarak tarafınca ödeme yapıldığını, sonrasında uzlaşma halinde oldukları için cevap dilekçesi sunmadığını, borç yapılandırma anlaşmaları dahilinde davacı kuruluşa 20/03/2013-31/10/2017 tarihleri arasında toplamda 272,665 TL ödeme yapıldığını, işbu davaya ikame etmesine neden olan ve muacelliyet kazandığı iddia edilen ve Beşiktaş … noterliğinin 12/08/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesine konu edilen alacağın 20/03/2013-31/10/2017 tarihler arasında davacı kuruluşa ödendiğini ve muacceliyetin ortadan kalktığını, davacı tarafın işbu davada gerçekleri yansıtmadığını, İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/546-547 D.iş- E karar sayılı ihtiyati tedbir kararını ve bu kararın infazı için ikame olunan İstanbul … İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasından ihtiyati tedbir kararı 02/05/2014 tarihinde infaz edilerek eskavatörün davacı kuruluşa teslim edildiğini bu infaz işleminden sonrada davacı kuruluş ile yaptıkları ek sözleşmeler dahilinde eskavatörü tekrar tarafına iade ettiklerini ancak davacı tarafın bunu hiçbir şekilde davaya yansıtmadığını, kötü niyetli olduğunu, -Dava öncesi alınan ihtiyati tedbir kararların tesis edilip infaz edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararlarının, borçlunun alacaklısından mal kaçırma kastının olduğu hallerde verilmesi gerektiğini, İstanbul 20 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/546-547 D.iş kararı ve işbu dava dayanağı olan İstanbul 14 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/227 D.iş ihtiyati tedbir kararının verilmesinin hukuken yapılan bir hata olduğunu, ihtiyati tedbir kararıyla davacının dava konusu ettiği eskavatörü teslim aldığı halde “ malın iadesi ” davası açmasının tamamen maddi bir hata olduğunu, -Davacı ile aralarındaki sözleşme gereği kiralama şeklinde satın aldığı eskavatürden dolayı davacı tarafın tüm alacağını ” taşınmaz ipoteği ” ile garantiye aldığını; yine dava öncesinde ana sözleşmeye borç yapılandırılmasına ilişkin ek sözleşmeler ile 20/03/2013-31/10/2017 tarihleri arasında belgeli yaptığı toplamda 272,655 TL ödemenin dava konusu edilen alacaktan dolayı oluşan temerrüdü ortadan kaldırdığı gözetilmeden davanın kabulüne ilişkin karar verilmesinin yasal olmadığını, davanın kabulüne ilişkin kararın ortadan kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalının, müvekkili şirket ile akdedilen söz konusu finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan, 11.08.2016 tarihi itibari ile toplam 18.980,25 TL kira borcu, 915,60 TL gecikme faizi olduğunu, borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü ve müvekkili şirket tarafından Beşiktaş … Noterliği’nin 12.08.2016 Tarih ve …Yevmiye Nolu İhtarnamesi gönderilerek, borçların 60 gün içinde ödenmesi ve ödenmediği takdirde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin, 17.08.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, verilen kanuni süre içinde ihtarnamede belirtilen borç ödenmediğinden sözleşmenin feshedildiğini, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/227 D.İş sayılı ve 20.02.2017 tarihli kararıyla tedbir kararının kabul edildiğini, söz konusu kararın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile uygulanmak üzere icra müdürlüğüne kaydettirildiğini, Davalının her ne kadar 20.03.2013-31.10.2017 tarihleri arasında 272.665,00 TL ödeme yaptığını iddia etmişse de ödemeleri gösterir herhangi bir belge sunmadığını, 18.02.2019 tarihi itibariyle masraf ve vekalet ücreti hariç olmak üzere 121.526,00 TL borcu bulunduğunu, istinaf edilen kararın alacağa ilişkin olmayıp malın iadesine ilişkin olduğunu, davalının belirttiği İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/546 D.iş dosyasının bu dosya ile ilgisi bulunmadığını, davalının daha önce de ödeme planına riayet etmediğini, borçlarını ödememesi sebebiyle müvekkili şirket tarafından Beşiktaş … Noterliği’nin 10.09.2013 Tarih ve … Yevmiye Nolu İhtarnamesi gönderilerek, borçların 60 gün içinde ödenmesi ve ödenmediği takdirde sözleşmenin feshedileceği ihtar edildiğini, ihtar süresinde borcunu ödemeyen borçlunun sözleşmesinin feshedildiğini, İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/546 D.İş sayılı ve 13.12.2013 tarihli kararıyla ihtiyati tedbir kararı alındığını, söz konusu kararın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile uygulanmak üzere icra müdürlüğüne kaydettirilerek infazı sağlandığını, kararın infazı ile finansal kiralama sözleşmesine konu ekipmanın taraflarınca teslim alındığını, bu kez davalı ile finansal kiralama sözleşmesinden ayrı olarak şifahi protokol yapıldığını yeni ödeme planı çerçevesinde ekipmanın davalıya iade edildiğini ancak davalının ödeme planına ve şifahi protokole uymaması neticesinde huzurdaki davaya sebebiyet veren İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/227 D.İş sayılı ve 20.02.2017 tarihli ihtiyati tedbir kararı alındığını ve sonrasında bu davanın ikame edildiğini istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı taraf, davalının aralarındaki finansal kiralama sözleşmesi uyarınca finansal kiralama konusu eskavatüre ilişkin kiralarının ödeme tarihlerinde ödenmediği için gönderilen 60 gün süreli ihtara rağmen verilen sürede ödenmediğinden bahisle finansal kiralama konusu malların iadesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar aleyhine davalı istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Toplanan delillere göre; taraflar arasında finansal kiralama sözleşmesinin imzalanarak sözleşmeye konu malın davalıya teslim edildiği, ancak sözleşmeden kaynaklanan bedelin ödenmediği, ödenmesine yönelik olarak hesabın kat edilerek davalı borçluya ihtarname keşide edildiği, ihtarnamede davalı borçluya 60 günlük süre verildiği, ancak buna rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığı görülmektedir. Davalı her ne kadar borcun ödendiğini beyan etmiş ise de, dosyaya ödeme belgelerinin sunulmadığı, yapılan ödemenin ispat edilmesi gerektiği, davalının yaptığı ödemeyi ispat edemediği anlaşılmıştır. Bu sebeple davalının bu konudaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Davalı vekilinin istinaf isteminin değerledirilmesi için malın dava devam ederken teslimi olgusunun “rızai teslim” mi yoksa “ihtiyati tedbirin infazı yolu ile” teslim mi olduğu hususu aydınlatılması gerekmektedir. Teslim olgusu tarafların kabulündedir. Somut olay incelendiğinde davalı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/546-547 D.iş- E karar sayılı ihtiyati tedbir kararını ve bu kararın infazı için ikame olunan İstanbul … İcra Müdürlüğünün 2013/29121 E sayılı dosyasından ihtiyati tedbir kararı 02/05/2014 tarihinde infaz edilerek eskavatörün davacı kuruluşa teslim edildiğini beyan etmiş olup yapılan incelemede yapılandırma yapıldığının her iki tarafın kabulünde olduğu, yapılandırma sonrası İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/227 D.İş sayılı ve 20.02.2017 tarihli kararı ile yeniden ihtiyati tedbir kararı verildiği ve tedbiren malların teslim alındığı her iki tarafın kabulündedir. 6100 Sayılı HMK’nın 397/2. maddesine göre ihtiyati tedbirin etkisi aksi belirtilmediği takdirde nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder. Nihai kararın kesinleşmesiyle tedbir ortadan kalkar. Davalı her ne kadar tedbiren malların iadesinin sağlandığını savunmuş ise de, mahkemece, dava ihtiyati tedbir kararının uygulanması sonucu konusuz kalmış olup malın iadesi talebinin kabul edilmemesi halinde konusuz kalma kararının kesinleşmesi ile davalı dava konusu malın kendisine teslimini isteyebileceğinden davacının malın iadesi talebinin kabulüne karar verilmelidir. Açıklanan bu yönler gözetilerek mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalı tarafça ödeme yapıldığına ve haksız feshe ilişkin bir savunma getirilmediği anlaşılmakla, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2017 tarih ve 2017/189 E., 2017/725 K. sayılı kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.464,80 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.366,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.098,60 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022