Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/124 E. 2020/349 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/124
KARAR NO: 2020/349
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2017
NUMARASI: 2015/153 E. 2017/548 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki neticesinde davalı şirketten fatura ve cari hesap alacağı doğduğunu, söz konusu alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine, davalı borçlu tarafından yetkiye, borca ve tüm ferilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, yetkili Gebze … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyanın gönderildiğini, davalı borçlunun yetkili yerde açılan icra takibi ile tekrardan takibe konu borçtan haberdar olmuş olmasına ve yapılan tüm görüşmelere rağmen borcuna ilişkin bir ödemede bulunmadığını, borçlunun gönderilen ödeme emrine 01.10.2015 tarihinde tekrardan itirazda bulunduğunu, davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi vermemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Taraf şirketlerin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporları; davacının, davalıdan 6.278,86 TL alacaklı olduğu, davalının ise davacıya 6.278,80 TL borç bakiyesi olduğu belirtilmiştir. Tüm bu nedenler ile davacı taraf başlatmış olduğu icra takibindeki 6.408,42 TL alacaktan 6.278,80 TL bedelli kısmı HMK’ nın 222. Maddesi uyarınca kesin delil ile ispatlamış olduğu, kalan bedelin ispatlanamamış olduğu, davalı tarafın bu durumun aksini kesin deliller ile ispatlayamamış olduğu, kabul edilen bedel yönünden davalı taraf itirazında haksız , kötüniyetli bulunduğundan ve alacakta likit olduğundan (davalı tarafça belirlenebilir) kabul edilen alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın görevsiz Mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin “Gebze Sulh Hukuk Mahkemeleri” olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın (takibe konu faturaların) mal kiralama ilişkisinden kaynaklandığını, tüm itirazlara rağmen Yerel Mahkeme’nin, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi ve kesilen faturaların dayanağı temel ilişkiyi merak etmediğini, davacı tarafça bu konuda herhangi bir sözleşme ve sair dayanak belge sunulmamış olduğunu ve bilirkişinin bu hususta herhangi bir tespitte bulunmamıs olduğunu göz ardı ederek, görev yönünden herhangi bir inceleme yapmaksızın davanın kabulüne karar verildiğini, bu yönüyle kararın bozulması gerektiğini, -cari hesap alacağının hangi ticari ilişkiden kaynaklandığı, taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir cari hesap sözleşmesi olup olmadığı konularında herhangi bir açıklama yapılmayan bilirkişi raporunun eksik olup hüküm tesisi için yeterli olmadığını, cari hesap hareketlerine ilişkin faturalar (ve sair dayanak belgelerin) dosya içerisinde bulunmadığını, salt faturanın düzenlenmesi ve tebliği ile ticari defterlere işlenmiş olmasının alacağın varlığını kanıtlamayacağını, usulüne uygun olmayan ticari defterlerin defter sahipleri lehine delil teşkil etmeyeceği gibi ticari defterler usulüne uygun olsa dahi defter kayıtlarının dayanak belgeleriyle doğrulanması gerektiğini, itirazlar dikkate alınmadan karar verildiğini, -davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmediğini, tüm bu nedenlerle kararın kaldırılmasına, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. Dava, ticari ilişki kapsamında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine yöneliktir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 1)Dava tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkindir.Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olan hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. TTK’nın 5/1 maddesi uyarınca, ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinde görülür. TTK’nın 5/3. maddesi “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmünü haizdir. Somut olayda; davalı tarafça dava konusunun kira ilişkisi olduğu beyan edilmiş ise de, davacı tarafça sunulan ve davalı defterlerinde de kayıtlı olan faturalarda ped atık ünitesi hizmet bedeli ve hijyenik rulo olarak açıklama yer aldığı, davalı faturaların dosya içerisinde olmadığını beyan etmiş ise de, faturaların UYAP’ta beyan formuna ek olarak bulunduğu ve faturaların aksini ispat eder kira ilişkisini doğrular hiçbir belgenin dosya içerisinde bulunmadığı, fatura konusu, kapsamı ve şartları göz önüne alındığında hijyen hizmetine ilişkin olduğu, taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, dava; hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan, sözleşme taraflarının tacir olması halinde TTK m. 4 uyarınca davanın ticari dava olarak aynı kanunun 5.maddesi gereğince Ticaret Mahkemesinde bakılması gerekecektir. İlk derece mahkemesince bilirkişi raporuna göre, tarafların TTK hükümlerine uygun olarak tutulan ve sahibi lehine delil niteliği taşıyan ticari defter ve kayıtlarının birbirini doğruladığı, davaya konu faturaların ve ödemelerin karşılıklı defterlerde kayıtlı olduğu, dosya kapsamıyla sabit olması nedeniyle, faturaların tebliği ve teslimi hususunda ayrıca bir araştırma yapılmasının gerekmediği, zira davalının takibe dayanak yapılan faturaları kabul ederek kendi ticari defterlerine kaydettiği, anlaşıldığından davalının bu konuda ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde değildir. 2)Davalı davada bir vekil ile temsil edilmiş olup, reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü gerekmiştir. Avukatlık asgari ücret tarifesine göre vekalet ücreti reddedilen miktarı geçemeyeceğinden davalı lehine 129,56 TL vekalet ücreti takdir edilmiştir. Davalının, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda; davacının davasının kısmen kabulüne ilişkin kurulan hükmün miktarı yönünden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, ancak İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine, yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanması, reddedilen kısım yönünden lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi yönünden istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiş ve İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1-b-2 maddesi de dikkate alınarak, red ve kabul oranına göre kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine A.A.Ü.T gereğince vekalet ücreti takdiri, 6100 Sayılı HMK.’nun 355 maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan harçlar ile ilgili yeniden hüküm kurulmasına oy birliği ile karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı tarafın alacak yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun 1nolu bentte yazılan sebeplerle REDDİNE, 2 nolu bentte yazılan sebeplerle KABULÜNE, 2- Davalı tarafın vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun kabulü yönünden, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2017 tarih ve 2015/153 Esas 2017/548 Karar sayılı ilamına “Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan reddolunan miktara ve A.A.Ü.T.uyarınca takdir olunan 129,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ilişkin hüküm fıkrasının EKLENMESİNE, 3- Davalı tarafın istinaf sebebiyle yatırmış olduğu istinaf karar-ilam harcının talep halinde davalı tarafa iadesine, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davalı tarafın istinaf sebebiyle yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının davalı tarafa iadesine, 6- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe çıkarılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26/11/2020