Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1238 E. 2022/167 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1238 Esas
KARAR NO: 2022/167
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 06/12/2018
NUMARASI: 2015/223 E. – 2018/477 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Ltd. Şti ve … A.Ş. ile sözü edilen yayın kuruluşuna ait (… kanalında) yayınlanmak üzere “…” isimli bir dizi film yapımı hususunda anlaştıklarını, kamuoyunun sevdiği, popülaritesi yüksek icracı sanatçılarla, işinde uzman senarist, yönetmen ve benzeri kişilerle piyasadaki en iyi teknik ekiple sözleşmeler yapan davacının etkileyici bir başlangıç yapabilmek, izleyiciyi diziye bağlayabilmek amacıyla hiçbir masraftan kaçınmadığını, yönetmen koltuğunda …’in oturduğu dizinin senaryosunu; önce … ve tayfası daha sonra ise; … ve …’nun yazdığını, …, …, …, …, …, … başrollerini paylaştıklarını, … kanalında yayınlanmak üzere on üç bölümlük TV dizisinin yapımını sipariş edildiğini ve aralarında 11.12.2013 tarihli bir sözleşme imzaladıklarını,. 90 dakikalık 13 bölüm halinde hazırlanacak dizide sözleşmede bölüm başı 550,000 TL + KDV olarak belirlenip, dış satış gelirlerinin taraflar arasında % 50- % 50 paylaşılacağı düzenlemesi getirildiğini,. Sözleşmenin 23, maddesi uyarınca dizinin herhangi bir bölümü AB/C1/20+ kategorisinde 3,5 raiting altında çıkarsa, kanal; yapımcıya bildirimde bulunarak, herhangi bir tazminat ya da cezai şart ödemeden sözleşmeyi feshedebileceğini.ancak 23,2 maddesinde fesih olduğu takdirde izlenecek şartlar düzenlenip, dizinin 4. Bölümü yayınlanmadan önce bitirilmeyeceği ve dizi bitirilirse, tamamlanmış iki bölümün ve çekimine başlanmış bir bölümün, yani toplam olarak 7 bölümün bedellerinin ödenmesi gerektiğinin belirlendiğini, davacının dizinin yapımına sözleşme uyarınca hemen başladığını, ilk üç bölümü kanala teslim ettiğini,davalının 17-25 Aralık 2013 olaylarına rağmen, 19 Aralık 2013 tarihinde ilk bölümü yayına sokarken davacının dizinin ilk 4 bölümünün çekimini tamamladığını, îlk bölüm yayınlandığında tüm ülkede 17-25 Aralık olaylarına yoğunlaştığından yeterli tanıtımın yapamamasından dolayı dizinin ilk bölümü kanalın istediği izlenme oranına ulaşamadığını, davacının bir süre ara verilen dizide, kanalın talimatıyla mevcut senaryo ekibi … ve Tayfasını azledip, … ve …’ndan oluşan yeni bir senaryo ekibiyle 2. ve 3, Bölümlerin senaryosunu tekrar yazdırmak zorunda kaldığını, yayınlanmayan 2. ve 3. Bölümler yeniden çekim ve revizyonlarla 4. ve 5. Bölümler haline getirilecek, çekilen 4. bölüm de ilave çekim ve revizyonlarla 6.bölüm haline getirileceğini, ancak yeni çekilen 2. Bölüm, ilk bölümün yayınlanmasından 3 ay sonra, bu kez de ülkenin 30,03.2014 seçimlerine yoğunlaştığı bir dönemde, 16.03.2014 tarihinde, 3. Bölüm ise 23.03.2014 tarihinde yayınlanmış fakat kanalın İstediği izlenme oranlarına yine ulaşılamayınca kanalın diziyi bir mini diziye dönüştürülerek 6 bölümde bitirilmesi talimatını verdiğini,bölüm olarak hazırlanan eski 4. bölümün, tekrar revizyon edilerek final haline getirilmesinin istendiğini, Kanalın talimatlarına göre yeniden çekimlerle bitirilen 4, 5, 6 Bölümlerin kanala teslim edildiğini,ancak davalı 3, Bölümden sonra fiilen dizinin yayınına son verdiğini, “…” isimli dizinin çekilip hazırlanan altı bölümü kanala teslim edilmiş, 3 bölüm yayınlandıktan sonra diğer 3 bölüm yayınlanmadığını, noter kanalıyla ihtar gönderildiğini, … tarafından 15,04.2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarname ile faturaya itiraz edilerek faturanın iade edilmek istendiğini, itiraz süresi kaçırıldığından fatura içeriğinin davalı tarafından kabul edilmiş olduğunu, 1 947 000,00 TL yanı sıra, 25 000,00 TL manevi tazminatın şimdilik kaydıyla HMK madde 107. kapsamında yoksun kalınan kar bedeli 28.000,00 TL ile mahkemeden toplam 2.000.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, ticari itibarın zedelenmiş olduğu da dikkate alınarak hükmün, masrafları davalıya ait olmak Türkiye’de yayınlanan tirajı en yüksek 3 (üç) gazetede ilanına, karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında yargılamanın uzamaması için 28.000,00 TL yoksun kalınan kar talebinden feragat etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …’nin yönetimine 17.05.2013 tarihinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu(TMSF) tarafından el konulduğunu, akabinde … ile … arasında 06.06.2013 tarihinde hisse satışıyla ilgili sözleşmenin Fon Kurulunca onaylanmasıyla … A.Ş/ye devrolduğunu, Davalı TV kanalı 11.12,2013 tarihli sözleşmenin 23.3 maddesi uyarınca, dizinin AB/CI/20+ kategorisinde izlenme oram 3.5 ve altında olması halinde herhangi bir ihtara, ihbara gerek olmaksızın, herhangi bir zarar, ziyan, tazminat, cezai şart vs, ödemeden feshetme yetkisine sahip olduğunu, ancak iddia edildiği gibi çekimi tamamlanmamış iki bölüm kasedi ile çekimlerine başlanmış olması kaydı ile bir bölüm kasetinin yayına hazır şekilde müvekkiline teslim edilebileceği, ve bu bölümlerin ücretinin davacıya ödeneceği, 4, Bölümün yayınlanmasından önce fesih olamaz gibi hüküm doğuracak şekilde bir düzenleme bulunmadığını, 1. Bölüm beklenen rainting alamadığını,ara verme kararının davacının ifade ettiği gibi alınmadığını,yapımda aksaklıklar bulunduğunu, dizinin sözleşmenin 23.3 maddesi uyarınca fesih olunduğunu,30,05.2014 tarihînde müvekkili şirkete TMSF tarafından el konulduğunu, İlk bölümün 19.12,2013, 3. Bölümü 23.03,2014 gribinde yayınlanmış ve yayında kalktığı hususunun haberlere konu olduğunu, Davacıya mevcut sözleşmenin 23.3 maddesi uyarınca fesholunduğu ve bu maddede 3 bölüm daha ödeme yapılması yönünde bir hüküm bulunmadığı hususunun bir kez daha hatırlatıldığını,taraflar arasındaki sözleşmenin 23.3 maddesi uyarma dizinin 3. Bölümünden sonra fesholunduğunu, Davacı dizinin izleyici ilgisini çekmediğini bilmesine rağmen, müvekkili şirket yönetimine el konulduğu tarihte ihtarname ile eski görüntüleri yeniden montajlayarak teslim ettiğini, fatura yayınlayarak kendi lehine bir sonuç yaratmak istediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dosyaya sunulan her iki bilirkişi heyet raporuna da itibar edilerek; dava konusu dizinin 4, 5 ve 6. Bölümlerine ait video master bant kopyalarını içeren video kasetlerinin davalıya teslim edildiği ancak davalı yayıncının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği ve sözleşmeyi haksız olarak feshettiği, davalının hiç bir tanıtıcı faaliyette bulunmadığı gerekçeleriyle “…” isimli dizi filmin davalıya teslim edilen ve bedeli ödenmeyen 4,5,6, bölümlerine ilişkin bölüm başı 550.000 TL den 3 bölüm ücreti olan 1.650.000 TL ‘nin ve kdv bedeli 297.000 TL toplam 1.947.000 TL ‘nın davalının temerrüde düştüğü tarih olan 10.7.2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2. maddesine göre ticari işlerde mevduatlara uygulanan en yüksek ticari(avans) faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, dizinin haksız fesih ile yayından kaldırılması nedeniyle davacının ticari manevi değerlerinde zarar oluştuğu ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak 25.000 TL manevi tazminatın davalının temürrüde düştüğü tarih olan 10.7.2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2. maddesine göre ticari işlerde mevduatlara uygulanan en yüksek ticari(avans) faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı vekili yoksun kalınan kar kaybına ilişkin 28.000 TL tazminat isteminden feragat edildiğinden HMK 307 madde gereğince feragat nedeniyle bu talebe ilişkin isteminin reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı yanın 4,5 ve 6 inci bolüm ücreti olduğundan bahisle birden fazla fatura düzenlediğini ve bu faturaları değişik zamanlarda ancak her defasında şirket yönetimi TMSF atanmış yönetiminde iken tebliğ ettiğini, buna karşın 29.09.2014 tarihinde müvekkilinin gerçek yönetimi ile yapmış olduğu hesap mutabakatında işbu bölümlere ilişkin herhangi bir fatura alacağının ve/veya dava konusu bölümlere ait alacağın mutabakat metnin ve ekindeki muavin defter kayıtlarında yer almadığını, bilirkişi incelemesinin de bu durumu doğruladığı, Davacının davasını hesap mutabakatından sonra düzenlediği faturaya dayandırmakla birlikte temerrüt tarihi ve itiraz edilmediğinden kesinleştiğine dair iddialarını mutabakattan önce düzenleyip iptal ettiği faturaya dayandırdığını, keza tüm faturaları da yine kendi iradesi ile iptal etmiş olduğu gibi defter ve kayıtlarına da almamış olduğunu, Mahkemece bilirkişi raporlarındaki çelişkinin dikkate alınmadığını, davacı taleplerini birebir dikkate alarak hüküm tesis ettiğini, Taraflar arasında hesap mutabakatı yapıldıktan sonra yeni bir işlem, yayın, hizmet ya da mal alım satımı, tarafların yeni bir mutabakatı olmaksızın geçmişe yönelik yeni fatura düzenlenmesinin bu mutabakatın aksine bir alacak doğuramayacağını, Davacının 4, 5 ve 6. bölüm ücretleri olduğundan bahisle düzenlediği 1.650.000 TL+ 297.000 TL KDV tutarlı faturaların hiçbirini kendi defter ve kayıtlarına islemediğini, dahası defter kayıtlarına dayalı olarak hazırlayıp müvekkiline gönderdiği 29.09.2014 tarihli mutabakat yazısı ve ekindeki Muavin defterinde de bu faturaya ve/veya bu miktarda bir alacak tutarına yer vermediğini, mutabakatın aksinin yazılı delil ile ispatlanması gerektiğini, Mahkemece kararına gerekçe olarak kabul ettiği bilirkişi raporlarındaki tespitlere rağmen hesap mutabakatı ve iptal olunan faturaların görmezden gelindiğini, bu durumun yasa ve usule aykırı olduğunu, Davalının temerrüde düşürüldüğü yönündeki değerlendirmenin gerekçelendirilmediğini, Bilirkişilerin alanında uzman olmadığını, uzmanlığı olan bilirkişiler ile yeniden inceleme yaptırılması talep edilmesine rağmen bu taleplerinin reddedildiğini, uzman raporunun hiçbir şekilde değerlendirmeye alınmadığını, Dizinin ilk bölümünün yayın tarihinin 17-25 Aralık olaylarına denk gelmesinin reytingi düşürdüğü sonucuna varılmasının gerçekliğe uygun olmadığını, rakip kanalların hiçbirinin yayını bırakıp haber odaklı yayın yapmadığını, bu durumun reytinge olumsuz bir etkisinin olmadığını, Uzman Raporunda, … dizisinin yayın gün ve saati itibariyle kanallar arasında izleyici hareketleri ve izlenme payı (ekran başındaki İzleyicinin tercih oranı) raporlarının inceleme konusu edildiğini, neticede … dizi bölümlerinin başlangıcından sonuna kadar gelen seyircinin kısa süreli izleme yaparak değiştirdiğinin de tespit edildiğini, böylece davacının ve bilirkişilerin somut bir kanıta dayanmaksızın ileri sürdükleri gibi yeterli tanıtım yapılmadığı için dizinin izlenmediği görüşünün de verilerle çürütüldüğünü, Bilirkişi raporlarında müvekkiline atfedilen kusurun gerçekle bağdaşmadığını, izlenme başarısını yakalamanın yapımcının işi olduğunu, dizinin reyting oranlarının düşük olmasında müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını, dizinin gerekli tanıtımlarının yapıldığını, bununla birlikte dizinin birinci bölümü yayınlandığında aldığı çok düşük reyting üzerine davacının beyan ettiği gibi dizinin yayınına senaryoda değişiklikler yapılmak üzere bir süre ara verilmek zorunda kalındığını, Dizinin izleyici ilgisini çekmediğini, buna ilişkin dizi eleştirilerinin bu durumu doğruladığını, birinci bölümün bir asıl iki tekrar, ikinci bölümün bir asıl üç tekrar şeklinde yayınlandığını, tekrar yayınlarının davacı yan tarafından dahi inkâr edilmediğini, müvekkilinin dizinin izleyiciye ulaşması için diziyi reklam arası vermeksizin yayınlamak gibi bir yayıncı tarafından gösterilebilecek her türlü çabanın gösterildiğini, bu nedenle sözleşmenin 23.3 maddesi gereğince fesih yoluna gidildiğini, Davacının manevi tazminat talebinin ve keza hükmün ilanına ilişkin talebinin koşullan mevcut değil iken somut bir gerekçe oluşturulmaksızın kabulüne karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek hükmün belirtilen nedenlerle kaldırılmasına, davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı; Davacı yapımcının mali hak sahibi olduğu “…” isimli dizi filminin gösterimi için davalı şirketle yaptıkları sözleşme gereğince, davalı tarafından ilk 3 bölüm ücretinin ödenmesine rağmen teslim edilen 4, 5 ve 6.bölümün yayınlanmadığı ve ücretlerinin ödenmediği iddiasıyla 4, 5 ve 6 bölümlere ait 1.650.000 TL+KDV = 297,000 TL asıl alacak, itibar kaybı karşılığı 25.000 TL manevi tazminat ile kâr kaybına ilişkin olarak şimdilik 28.000 TL’nin 10.07.2014 tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı; dizinin izlenme oranının sözleşmede belirlenen oranın altında kalması nedeniyle sözleşmenin23.3 maddesi uyarınca sözleşmeyi feshettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar yukarıda belirtilen sebeplerle davalı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında yoksun kalınan kâr talebinden feragat etmiş olup, Mahkemece bu talepten feragat edilmesi sebebiyle talebin reddine karar verilmiş olup bu yönden kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Tarafların iddia ve savunmalarına, denetime elverişli bilirkişi raporlarına ve toplanan delillere göre; dizi film sektöründe, bir dizi filmin sürekliliğinin izlenme oranı ile ilişkili olması, televizyon yayıncılığında amaçlardan birinin kamu kâr elde etmek olması, kâr elde etmenin ise, dizi filmin izleyicinin beğenisini kazanması ve bu gerekçeyle diziye yerleştirilen reklamlar sayesinde olması, reyting oranının istenen seviyede veya daha üst seviyede oldukça dizinin müteakip bölümlerinin yayınlanmasına devam edilmesi, aksi halde yayınına son verilmesinin gerekmesi, ancak dizinin başarılı olması ve reyting oranının istenen seviyede veya daha yukarıda olması için senariste yönetmene, oyunculara, özgün müzik bestecisine, diyalog yazarına ve yapımcıya önemli görevler düştüğü gibi, yayın kuruluşuna da önemli görevler düşmesi, yayın kuruluşunun, dizinin tanıtımlarını kendi TV kanalında önceden defalarca ve uygun saatlerde yapması, gazete ve ilgili dergilerde dizinin reklamını yapması, izleyicinin dikkatinin çekilmesi için yayınlanan bölümlerin tekrar yayınının yapılmasının gerekmesi, gerektiğinde TV kanalında senaristle, oyuncularla, yönetmenle önceden söyleşi ve röportajlar ve dizinin reklamının yapılmasının gerekmesi karşısında, somut olayda dizinin tüm finansmanı ve her türlü sorumluluğunun davacı yapımcı tarafından yüklenmiş olması, yayıncının yayın stratejisi, pazarlama ve tanıtım gibi somut bir yayın sorumluluğu dahi almadan dava konusu dizinin, hikayesini, senaristlerini, senaryosunu, yönetmenini, oyuncularını, mekan, kostüm gibi her türlü detayını davalının kendisi onaylamasına rağmen, 2. ve 3. bölümleri beğenmeyerek sözleşmeyi feshetmiş olması, davalı yayıncının yeterli tanıtım yapmamış olması, ülkede gelişen olaylar nedeniyle dizinin yayın gününde toplumun habere odaklı yayın izlemiş olması, davalı yayıncının bu hususu bilmesine rağmen dizinin tanıtımı için sektörel bazda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemesi, davalının başarılı bir dizinin tanıtımı için gerekli tanıtıcı faaliyete bulunmaması sebebiyle davalı feshinin haklı bir gerekçeye dayanmadığı sonucuna varılmıştır. Dava konusu dizinin 4, 5 ve 6. bölümlerine ait video master bant kopyalarını içeren video kasetlerinin ihtarname ile davalıya teslim edildiği, dosya kapsamına göre, davacının sipariş ve yayın garantisi almadan keza davalı yandan bir talimat almadan masrafları yüklenerek ve oyuncu ile diğer görevli ve hak sahipleriyle birlikte yükümlülük altına girecek şekilde dizinin bölümlerini çekme işine girişmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu şüphesizdir. Bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre; dizi filmin davalıya teslim edilen ve bedeli ödenmeyen 4, 5, ve 6. bölümlerine ilişkin bölüm başı 550.000 TL’den 3 bölüm ücreti olan 1.650.000 TL ve KDV bedeli 297.000 TL olmak üzere toplam 1.947.000 TL’nin tahsili gerektiği, Mahkemece bu yöndeki kabulün yerinde olduğu, aksi yöndeki davalı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kanaatine varılmıştır. Davalının sair istinaf sebepleri yerinde görülmemekle birlikte, Mahkemece temerrüt tarihi olarak 08.07.2014 tarihli … numaralı faturanın tebliğ tarihi olan 10.07.2014 tarihi kabul edilmiş, bilirkişi raporunda ise, 4, 5, ve 6. bölümlere ilişkin video bantlarının davalıya ihtarname ile tebliğ edildiği tarih olan 30.06.2014 tarihini izleyen 01.07.2014 tarihinde davalının temerrüde düşürüldüğü kabul edilmiş ise de; taraflar tacir olup, 6102 Sayılı TTK’nın 18/3 maddesi uyarınca, tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbar ve ihtarların noter arcılığı ile, taahhütlü mektupla, telgrafla veya elektronik imza kullanılarak elektronik posta ile yapılması gerektiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı tarafından davalıya gönderilmiş bu yönde bir ihbar veya yazılı ihtar bulunmadığı, davalının dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğü dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı görülmüştür. Dosya kapsamına ve somut olayın özelliklerine göre dizinin haksız fesih ile yayından kaldırılması sebebiyle davacının ticari manevi değerlerinde zarar oluştuğu ve somut olayın özellikleri ile tarafların sosyal ve ekonomik durumuna göre 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kabulüne, temerrütün dava tarihinden itibaren başlayacak şekilde tazminatlara faiz yürütülmesi yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 2- İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 06/12/2018 tarih, 2015/223 E., 2018/477 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda; 2- DAVANIN KABULÜNE, “…” isimli dizi filmin davalıya teslim edilen ve bedeli ödenmeyen 4,5,6, bölümlerine ilişkin bölüm başı 550.000,00 TL den 3 bölüm ücreti olan 1.650.000,00 TL‘nin ve KDV bedeli 297.000,00 TL toplam 1.947.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2. maddesine göre ticari işlerde mevduatlara uygulanan en yüksek ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 3- 25.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2. maddesine göre ticari işlerde mevduatlara uygulanan en yüksek ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4- Yoksun kalınan kâr kaybına ilişkin 28.000,00 TL tazminat isteminden feragat edildiğinden 6100 Sayılı HMK’nın 307. maddesi gereğince feragat sebebiyle bu talebe ilişkin istemin REDDİNE, 5- Karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınarak karar özetinin Türkiye çapında yayın yapan ve kararın kesinleşeceği tarih itibariyle ilk derece mahkemesince tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez İLANINA, 6- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 134.707,32 TL nispi karar harcından peşin alınan 34.155,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 100.552,32 TL nispi harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 27,70 TL başvurma harcı, 34.155,00 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 486,10 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 36.172,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre sözleşmeden kaynaklı alacak yönünden 98.871,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/(1). ve 13/(1). maddelerine göre manevi tazminat talebi yönünden 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine, 6/f- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili tarafından yoksun kalınan kar kaybına ilişkin talepten feragat edildiğinden 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 7- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 7/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 7/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 54,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 175,30 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 7/c- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/02/2022