Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1235 E. 2022/1014 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1235
KARAR NO: 2022/1014
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 29/11/2018
NUMARASI: 2017/116 E. – 2018/463 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … San. Tic. Ltd. Şti vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin her türlü maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla; Müvekkili şirketten herhangi bir izin ya da icazet almaksızın, Müvekkili adına Türk Patent Enstitüsü nezdinde başvurusu yapılmış olan 10.07.2010 tarihli ve … başvuru sayılı, 4 adet çoklu tasarımlarından 4.1 numaralı Tencere Tava Kulpu tasarımını davalının izinsiz olarak kullandığını, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/53 D.İş dosyası ile tecavüzün tespit edildiğini, daha sonra tecavüzün durdurulması, müvekkile ait ürünlere, materyallere, reklam ve tanıtımlara el konulması, dava sonunda ise tasarım tecavüzü ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, müvekkile ait tecavüzlü ürünlerin, imhasına, müvekkile ait katalog, broşür, reklam ve internet sitesinden çıkartılmasına, silinmesine, tecavüz eylemlerinden doğan zararlarının tazmini için 10.000,00 TL manevi tazminat ile alacağın belirsiz olması dolayısıyla mahkemece yapılacak inceleme sonucunda ortaya çıkan zarar miktarının belirlenmesi halinde tamamlanmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesine,tedbire de karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili beyan dilekçesinde özetle; Davacının … numaralı çoklu endüstriyel tasarımının 4 numaralı tencere tava kulpu tasarımı yenilik ve ayırt edicilik unsurlarından yoksun olduğunu, Davacı taraf dava konusu, … numaralı çoklu endüstriyel tasarımının 4 numaralı tencere tava kulpu tasarımı ilk kez 04.06.2002 tarih ve … numaralı endüstriyel tasarım tescili ile koruma altına alındığını,ancak davacı taraf, yasal süre geçtikten sonra iş bu tasarım tescilini yenilememiş, bu sebeple kamuya arz gerçekleşmiş, söz konusu tasarım harcı alem bir hal aldığını, buna karşılık davacı taraf 20.07.2010 başvuru tarihli ve … numaralı çoklu endüstriyel tasarım tescilinin 4 nolu Tencere tava kulpu tasarımı ile, daha evvel yenilemediği, böylece harcı alem hale gelmiş tasarımı tekrardan kendisi adına tescil etmek istediğini, TPE tarafından tasarım tescilinde gerekli ve yeterli, incelemeler yapılmadığından, yenilik ve ayırt edicilik unsurundan yoksun … numaralı çoklu endüstriyel tasarım tescilinin 4 nolu Tencere tava kulpu tasarımı haksız ve hukuka aykırı biçimde TPE siciline tescil edildiğini, davacı her ne kadar 04.06.2002 tarih ve … numaralı endüstriyel tasarım tescili müracaatı ile yıllardır piyasada bulunan bir tava kulpu tasarımını kendisi adına tescil etmiş ise de, davacı iş bu tasarım tescilini yenilemediğinden, bu sebeple söz konusu tasarım tescili her halükarda harcı alem hale geldiğinden, iş bu davanın konusu edilen 20.07.2010 başvuru tarihli ve … numaralı çoklu endüstriyel tasarım tescilinin 4 nolu Tencere tava kulpu tasarımı yenilik ve ayırt edicilik unsurlarından yoksun bulunduğunu, İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/121 E. sayılı dosyası hükümsüzlük davası açtıklarını, … numaralı endüstriyel tasarım ve dava konusu 20.07.2010 başvuru tarihli ve … numaralı 4 numaralı endüstriyel tasarım tescilinin resimlerinin beyan dilekçelerinde görsellerine yer verdiklerini, bu resimlerden davacının aynı tasarımı sonradan kötü niyetli biçimde tescil ettiğinin görülebildiğini, asıl davanın reddine, birleşen hükümsüzlük davasının kabulüne karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır. Birleşen Davada; Davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti.vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 1978 yılından buyana mutfak eşyaları sektöründe faaliyet gösteren, sektörün önde gelen ve saygın firmalarından olduğunu, Müvekkilinin, Türkiye’ nin iç ve dış ticaretteki değişim ve gelişimine paralel olarak üretimini ve ürün yelpazesini geliştirerek, kaliteli malzemeden ve uluslararası standartlarda üretilmiş ürünleri piyasaya, müşterilerinin beğenisine sunduğunu, Müvekkilinin ürünleri başta yurt içi olmak üzere birçok Avrupa Ülkesi, Arap ülkeleri, İngiltere ve Amerika dahil yaklaşık 30 ülkeye ihraç edildiğini, TPMK siciline tescilli bir çok markanın, endüstriyel tasarımın maliki olduğunu, davalı tarafın da müvekkili aynı sektörde faaliyet gösterip … numaralı çoklu endüstriyel tasarımın maliki olduğunu, dava konusu … numaralı çoklu endüstriyel tasarımının 4 numaralı tencere tava kulpu tasarımı piyasada çok uzun yıllardan beri mevcut olan, bir çok üreticinin kullandığı harcı alem bir tasarım olduğunu, davalı tarafın … nolu tasarımı ilk kez 04.06.2002 tarih ve … numaralı endüstriyel tasarım tescili ile koruma altına aldırdığını, ancak davalı tarafın yasal süre geçtikten sonra bu tasarımı yenilmemediğini, bu sebeple kamuya arz gerçekleşmiş, söz konusu tasarım harcı alem bir hal aldığını, buna karşılık davalı taraf 20.07.2010 başvuru tarihli ve … numaralı çoklu endüstriyel tasarım tescilinin 4 nolu Tencere tava kulpu tasarımı ile, daha evvel yenilemediği, böylece harcı alem hale gelmiş tasarımı tekrardan kendisi adına tescil etmek istediğini, TPE tarafından tasarım tescilinde gerekli ve yeterli, incelemeler yapılmadığından, yenilik ve ayırt edicilik unsurundan yoksun … numaralı çoklu endüstriyel tasarım tescilinin 4 nolu Tencere tava kulpu tasarımı haksız ve hukuka aykırı biçimde TPE siciline tescil edildiğini, bu sebeple davalının … numaralı çoklu endüstriyel tasarım tescilinin “4 nolu tencere tava kulpu tasarımının” hükümsüzlüğüne ve TPMK sicilinden terkinine karar verilmesini, yargılama giderleri davalı üzerinde bırakılmasına, İstanbul 1. FSHHM’ nin 2017/116 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; Birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Dosyada toplanan tüm deliller, Türk Patent ve marka kurumundan tasarıma ait tescil belgesi bilirkişi raporları ve sunulu renkli görseller ile birlikte incelendiğinde; … numaralı çoklu endüstriyel tasarım tescilinin yenilik ve ayırt edicilik unsurlarından yoksun olduğu subut bulmuştur. Zira asıl davacı 12.07.2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde gerekse 17.07.2017 tarihli birleşen dava yönünden cevap dilekçesinde dava konusu tasarımın ilk defa 04.06.2002 tarihinde … numaralı endüstriyel tasarım olarak TPE siciline tescil edildiğini, daha sonra … numaralı çoklu endüstriyel tasarım tescili ile yenilendiğini, arada kalan 2 yıllık süreçte tasarımın yenilenmemesinin sebebinin mali sorunların kötü olmasından kaynaklandığını beyan etmiştir. Dolayısıyla davacının 2002 yılında tescil ettirdiği, ancak 5 yıl içerinde yenilemeyerek tescil hakkını yitirdiği bir tasarım ile ilgili yeniden … numaralı 4 nolu tencere tava kulpu tasarımını tescil ettirdiği mutlaktır. Zira davacı yenilememe iradesi ile artık bu tasarım yönünden üzerinde farklı firmaların üretim yapabileceğini de zimni olarak kabul ettiğinden somut olayda tasarıma tecavüz ve haksız rekabet söz konusu değildir. Aynı tasarım ile üretim yapmak isteyen tacirler bu zaman diliminde tasarımın artık koruma zırhından çıktığı düşüncesiyle üretim yapabilir, ticari faaliyette bulunabilir, 2 yıllık yenilememe iradesi uzun bir süre olup, aynen sessiz kalma yoluyla hak kaybı benzeri bir sonuç da doğuracaktır. Öte yandan davacı tacirdir, tacirlere yüklenen sorumluluk ve özen yükümlülüğü daha fazladır. Davacının aradan 2 yıl geçtikten sonra aynı tasarım için tescil belgesi alması sonuca etkili görülmemiş, asıl davada gerek haksız rekabet, gerekse tecavüzün şartlarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Toplanan deliller kapsamına göre; asıl davanın reddine, hükme dayanak alınan bilirkişilerin raporları da dikkate alınarak; birleşen davanın kabulüne, Davalı adına … nolu Endüstriyel tasarımın 4 nolu tasarım(tencere tava kulpu tasarımı) yönünden 6769 Sayılı SMK göre hükümsüzlüğüne” karar verilmiştir. Davacı birleşen dosya da davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davaya konu endüstriyel tasarımın, diğer tasarımlar gibi müvekkili şirket tarafından uzun yıllar süren bir emeğin sonucunda tasarlandığını, müvekkili şirketin, tava kulpu tasarımının ilk olarak 04.06.2002 tarih ve … numaralı endüstriyel tasarım olarak TPE tescil ettirdiğini, daha sonra 20.07.2010 başvuru tarihli ve … numaralı çoklu endüstriyel tasarımın 4 numaralı tencere tava kulpu tasarımının tescili yenilendiğini, asıl dava yönünden, daha önce davalıya ait işyerinde İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/53 Değişik İş Sayılı dosyası ile tespit işlemi yapıldığını ve bu tespit neticesinde dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, aleyhine tespit istenen karşı tarafın keşifte tespit edilen tava kulpu aksesuarı; tespit isteyen tarafa ait 2010/03800 tescilin 4.1 nolu resimli endüstriyel tasarım “tencere tava kulpu” ile birebir aynı olduğunun tespit edildiğini, yapılan tespit incelemesi sonucunda tasarım hakkına tecavüzün sabit olduğunu, bilirkişi raporunda da asıl dava yönünden müvekkili şirket ile davalı şirkete ait tasarımların birebir aynı olduğunun belirlendiğini, davalının tecavüzünün sabit olduğu ve müvekkili şirketi zarara uğrattığı göz önünde bulundurularak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, -Birleşen dava yönünden, hükümsüzlüğüne karar verilen tasarımın tescili müvekkiline ait olduğunu, Türk Hukukunda tasarımların 25 yıl süreyle korunduğunu, bu sürenin sonunda tasarımların yenilenmezse serbest hale geleceğini, ilk kez müvekkili şirket tarafından 04.06.2002 tarih ve … numaralı endüstriyel tasarımın tescil edildiğini, daha sonra 20.07.2010 başvuru tarihli ve … numaralı çoklu endüstriyel tasarımın 4 numaralı tencere tava kulpu tasarımının tescili yenilendiğini ve 2010 yılında yapılan tescil başvurusunda kişi veya kişiler, kurum veya kurumlardan herhangi bir itiraz gelmediğini, arada kalan 2 yıllık süre yenilenmeme iradesi için uzun bir süre olmayıp, tasarımın 25 yıllık koruma süresini de etkilemediğini bu sebeple kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı birleşen dosya da davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacının 2002 yılında tescil ettirdiği, ancak 5 yıl içerinde yenilemeyerek tescil hakkını yitirdiği bir tasarım ile ilgili yeniden … numaralı 4 nolu tencere tava kulpu tasarımını tescil ettirdiğinin açık olduğunu, 6100 Sayılı HMK’nın 187/2. ve HMK’nın 188. maddesi uyarınca ikrardan dönülemeyeceğini, ikrar edilmiş hususların çekişmeli olmaktan çıkıp, ispatının gerekmediğini, tasarımların 5 yıllık sürelerle yenilerek 25 yıl boyunca korunmasının ancak süresinde yenileme talebinde bulunulması ile mümkün olduğunu, 25 yıllık süre, bir kez tescil yapıldığında elde edilen mutlak bir koruma olmadığını, ayrı bilirkişilerden alınan raporlarla, davacının tasarımının yenilik ve ayır edicilikten yoksun olduğunun subuta erdiğini istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Asıl dava, endüstriyel tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i, karşı dava ise, dava konusu endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. 554 Sayılı KHK’nın 3/1-a. maddesinde, “Tasarım; bir ürünün tümü veya bir parçası ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme ve esneklik gibi insan duyularıyla algılanan çeşitli unsur ve özelliklerinin oluşturduğu bütün” olarak tanımlanmıştır. Maddede bahsi geçen görünüm sadece gözle görülüp fark edilen görünüm olmayıp, insanın beş duyusu ile algılayıp farkına varabileceği ve maddede “her türlü bütün” olarak tanımlanan görünümdür. Yine KHK’nın 5, 6. ve 7. maddelerinde her hangi bir tasarımın tescil edilebilirlik koşulları düzenlenmiş olup, bu bağlamda bir tasarımın tescili için yeni ve ayırt edici nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. Yenilik mutlak, nitelikli ve objektif olmalı, ayrıca iki unsuru ihtiva etmelidir. Bunlardan birincisi karşılaştırılan tasarımın davalı tasarımla aynı olması, ikincisi ise önceki tasarımların kamuya sunulmuş olması gerektiğidir. Yenilik incelemesinde tasarımlar arasında bire-bir aynılık aranmakta, ayrıca benzerlik testinde, aynı izlenimi uyandırma, iltibas veya iltibas tehlikesi olguları araştırılmamaktadır. Ancak küçük ayrıntılardaki farklılıklar dikkate alınmayacaktır. (md. 6/2.cümle) Küçük farklılıkların neler oldukları ise yargıcın takdirine bırakılmıştır. Kural olarak önceki tasarıma görünüm anlamında bir ek yapmayan, ondan sapma sağlamayan farklılıklar küçük kabul edilmektedir. Ancak tüm bunlar tek başına yeterli olmamakta, önceki tasarımların ayrıca kamuya sunulmuş olması gerekmektedir. Kamuya sunma, “sergileme, satış, kullanma, tarif, yayım, tanıtım vb” şekillerde olabilir. (md. 6/2) Aksi halde davalı tasarım öncekiyle aynı olsa da yine yeni kabul edilecektir. Ayırt edici nitelik ise, KHK’nın 7/1. md’de;“Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenimle, kıyaslanan tasarımın bıraktığı izlenim arasındaki belirgin fark” şeklinde tanımlanmıştır. Yine md. 7/3 gereğince, ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özellikleri üzerinde durulmalı, tasarımcının tasarımını geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınmalıdır. Şu halde “Ayırt Edici Nitelik Testinde” üç unsur bulunduğunu söylemek mümkündür. Bunlardan birincisi tescili istenilen tasarımın rüçhan veya başvuru tarihinden önce piyasaya sunulan veya anılan tarihler itibariyle korunan tasarımlar olması(md. 7/2-a,b), ikincisi bilgilenmiş kullanıcıların tescili istenilen tasarımı kullanan, bu sebeple de bilgi ve deneyim sahibi olan ancak uzman olmayan kişiler olarak algılanması, üçüncüsü ise, kıyaslama yapılırken tasarımların bilgilenmiş kullanıcılar üzerinde bıraktıkları genel izlenim üzerinde yoğunlaşıp, tasarımların farklılıklardan ziyade ortak özelliklerinin dikkate alınması, tasarımın zorunlu kıldığı şeklin koruma dışı bırakıldığı hatırlanıp, tasarımcılara bırakılan seçenek özgürlüğünün açıklanan şekilde belirlenecek olmasıdır. KHK’nın 8. maddesine göre, Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden önceki oniki ay içerisinde veya rüçhan talebi varsa, rüçhan tarihinden önceki oniki ay içerisinde tasarımcı veya halefi veya bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından kamuya sunulur veya tasarımcı veya halefleri ile olan ilişkinin suistimali sonucu kamuya sunulursa, bu açıklama 6. ve 7. maddeleri çerçevesinde tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez. 554 Sayılı KHK’nın 11. maddesi gereğince bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, yedinci maddeye uygun olarak o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınır. 554 Sayılı KHK’nın 12. maddesi gereğince, Tescilli tasarımların koruma süresi başvuru tarihinden itibaren 5 yıldır. Anılan süre beşer yıllık dönemler halinde yenilenmek üzere toplam 25 yıla kadar uzatılır. 554 Sayılı KHK’nın 17. maddesi uyarınca, tasarımın kullanılması hak ve yetkileri münhasıran tasarım hakkı sahibinindir. Üçüncü kişiler, tasarım hakkı sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarlanan veya tasarımın uygulandığı bir ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, sözleşme yapmak için icapta bulunamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz. KHK’nın 48. Maddesine göre, Aşağıda yazılı fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır. a) Tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icapta bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama, elde bulundurmak; b) Tasarım belgesi sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devir etmek, c) Bu maddenin önceki a ila b bendlerinde yazılı fiillere iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak, d) Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret alanına çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak, e) Gasp. Tasarım başvurusu bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 34. maddesine göre yayınlandığı takdirde, başvuru sahibi, tasarıma vaki tecavüzlerden dolayı hukuk ve ceza davası açmaya yetkilidir. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise, başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötü niyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayından önce de tecavüzün varlığı kabul edilir.Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, eylemi tecavüz olmaktan çıkarmaz. 50-48. maddede sayılan fiilleri işleyen kusurlu kişiler Tasarım hakkı sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. KHK 51. maddeye göre, Tasarım hakkı sahibi, tasarımın kendi izni olmaksızın kullanılması sonucunda uğramış olduğu zarar miktarının belirlenmesi için tazminat yükümlüsünden tasarımın kullanılması ile ilgili belgeleri vermesini talep eder. 554 Sayılı KHK madde 49 gereğince tasarım hakkı sahibi aşağıdaki taleplerde bulunabilir: “Madde 49 – Tasarımdan doğan hakları tecavüze uğrayan tasarım hakkı sahibi, mahkemeden özellikle aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespitini; b) Tasarımdan doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesi talebi; 554 Sayılı KHK’nın 43/1-a. maddesi uyarınca, Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. ila 10. maddelerinde belirtilen koruma şartlarına sahip olmadığı ispat edilmişse tasarımın hükümsüz sayılmasına yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Endüstriyel Tasarımın Korunması Uygulama Yönetmeliğinin 22. maddesine göre, koruma süresi sona eren bir tasarımın tescili, tasarım hakkı sahibinin veya vekilinin talebi üzerine ücretin ödenmesi şartıyla yenilenir. Yenileme talebinin yapılması, koruma süresinin sona erdiği ayın son gününden önceki altı aylık süre içerisinde gerçekleştirilir. Bu sürenin kaçırılması durumunda, yenileme talebi ek ücretin ödenmesi şartıyla, koruma süresinin sona erdiği ayın son gününden itibaren altı aylık süre içerisinde de yapılabilir. Yenileme talebinde, talep dilekçesi ile birlikte yenileme ücretinin ödendiğini gösterir belgenin verilmesi zorunludur. Yenileme talebinde eksiklik bulunması halinde, süresi içerisinde eksiklikleri tamamlanan tasarımlar için yenileme şerhi sicile kaydedilir, yenileme belgesi düzenlenir ve Bültende yayımlanır. Çoklu başvurularda, kısmî yenileme işlemi yapılabilir. Davacı adına TPE nezdinde kayıtlı … tescilli numaralı endüstriyel tasarım tescil başvurulu tasarımın yenilenmeyerek hukuki korumasının sona erdiği, akabinde 2010 tarihinde aynı tasarımlar için tescil başvurusu yapıldığı tetkik edilmiştir. Davacı/karşı davalı tarafından davalı/karşı davacı aleyhine 554 s. KHK, Borçlar Kanunu, HMK, TTK ve ilgili mevzuat hükümlerine dayanılarak endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi talepleriyle huzurdaki davanın; davalı/karşı davacı tarafından ise … sayılı endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü talebiyle karşı davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu uyuşmazlığın öncelikle davalı/karşı davacının, davacı/karşı davalının davasına konu ettiği … sayılı endüstriyel tasarım hakkındaki hükümsüzlük talebinin değerlendirilmesi, söz konusu tasarımın, davaya mesnet olarak sunulabileceğinin kabulü halinde davacı/karşı davalı adına tescilli … sıra numaralı endüstriyel tasarım tescili kapsamında yer alan ürünlere karşı davalı/karşı davacının eylemleri sonucunda 554 s. KHK kapsamındaki hak ihlali ve tecavüz eylemlerinin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği araştırılabilecektir. Tasarımın hükümsüz kılınması halinde, hükümsüzlük kararı geçmişe etkili sonuç doğuracağından, hükümsüzlük halinde tasarıma tecavüz ve haksız rekabetten söz edilemeyecektir. Dosya kapsamındaki delillerden, davacının 04.06.2002 tarih ve … sayılı tasarımını yenilemediği, söz konusu tasarımın, bu tarih itibariyle 554 s. KHK’nın 36. maddesi gereği tescil korumasından yararlanamayacağı sonucuna varılmaktadır. Yine davacı/karşı davalının aynı tasarım için 20.07.2010 başvuru tarihinde yeniden başvuruda bulunduğu görülmektedir. Karşı dava yönünden … sayılı tasarım belgesinin hükümsüzlük istemi değerlendirildiğinde, davacı/karşı davalının … sayılı ikinci başvuruyu, yenilenmeyerek iptal olan … sayılı başvuruyu ikame etmek amacıyla gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. … Sayılı Tasarım ile … Sayılı Tasarım karşılaştırıldığında, davacı/karşı davalı adına başvurusu yapılmış tasarımların, birebir aynı oldukları anlaşılmıştır. Bu bakımdan davacı yan tarafından aynı tasarımın birden fazla defa KHK’nın 8. maddesi kapsamında değerlendirilemeyecek şekilde başvuru konusu edildiği hususunda tereddüt yoktur. Endüstriyel Tasarım Hukukunda benimsenen mutlak-objektif yenilik kriterine göre davacı/karşı davalının önceki tarihli ve … tasarımının varlığı karşısında, yeniden tescile konu ettiği … sayılı tasarımın yeniliğinden söz edilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla davacı/karşı davalının … sayılı tasarımının yenileme işlemlerinin yapılmaması neticesinde 554 Sayılı KHK kapsamında mevcut olan korumasının ortadan kalktığı gibi bu korumanın sona ermesinden sonra aynı tasarımın bir kez daha başvuru konusu edilerek … sayılı tasarım belgesi kapsamında korunması mümkün olmadığından, dava konusu … sayılı tasarımın yine bizzat davacının önceki tarihli tasarımı sebebiyle hükümsüzlüğü şartlarının meydana geldiği anlaşılmıştır. Hal böyleyken davalı tarafından ticari faaliyetlerinde kullanıldığı tespit olunan ve davacı ürünleri ile birebir aynı görsel özelliklere haiz Tencere Tava Kulpu, davacı tasarımı ile aynıdır. Dolayısıyla davacı yanın davaya konu tasarımı ile davalı kullanımının, davacının … sayılı tasarımından doğan hakkına tecavüz edecek nitelikte olduğu kabul edilebilecek olsa bile tecavüze mesnet … sayılı tasarımın yenilik kriterine haiz olmaması sebebiyle hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde herhangi bir hak ihlalinden bahsedilmesi mümkün olmayacaktır. Davacının haksız rekabet iddialarına mesnet olarak gösterdiği tasarımın yenileme işlemlerinin yapılmadığı ve tasarımın bu tarihten itibaren 554 s. KHK’nın korumasından yararlanamaz hale gelerek kamuya mal olduğu, davacının aynı tasarımı daha sonra bir kez daha tescil başvurusuna konu etmiş olmasının, davacı yana tescile dayalı bir hak sağlayacağı kabul edilebilir olmakla birlikte bu hakkın anılan tasarımın, tescil başvuru tarihinden önce kamuya sunulmuş ve korumasının sona ererek mal olmuş bir tasarım olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği, davacının dava konusu tasarımının iptali şartlarının oluştuğu, davacının davalı aleyhine açmış olduğu davada, haksız rekabet hükümlerine dayalı olarak ürün kullanımını engellemesinin mümkün olmadığı, kaldı ki dava konusu ürünlerin orijinalliği üst düzey olmadığı gibi, tüketicinin görür görmez kaynağı ile özdeşleştirebileceği nitelikte bir ürün olduğundan da bahsedilemeyeceği, bu durumu belgeler dosya kapsamında hiçbir delilin mevcut olmadığı, yine bu ürünlerin alıcılarının da doğrudan ortalama bir tüketici olmayacağı için haksız rekabete dayalı olarak davacı yanın uğrayacağı bir zarar tehlikesinin mevcut olmayacağı anlaşılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında davacı/karşı davalıya ait … sayılı tasarımın, daha önce … sayısı ile tasarım başvurusuna konu edilmiş olması sebebiyle yenilik kriterine haiz olmadığı ve tasarımın hükümsüzlüğü şartlarının meydana geldiği, hükümsüzlüğün sonuçlarının geçmişe dönük etki doğuracak şekilde olması sebebiyle davalı/karşı davacının eylemlerinin 554 Sayılı KHK kapsamında davacının tasarım hakkına tecavüz olarak nitelendirilemeyeceği, hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, davalı eylemlerinin haksız rekabet olarak değerlendirilmesinin doğru olmayacağı anlaşılmış, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, karşı davada … sayılı tasarımın yeni ve ayırt edici olmaması sebebiyle hükümsüzlüğüne ve hükümsüzlüğüne karar verilen tasarıma bağlı olarak açılan asıl davanın reddine dair hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilinin asıl ve karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esas yönünden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/11/2018 tarih ve 2017/116 E., 2018/463 K. sayılı kararına karşı asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın asıl davada davacı birleşen davada davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince birleşen dava yönünden alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın asıl davada davacı birleşen davada davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- Asıl dava yönünden alınması gereken 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının asıl davada davacı birleşen davada davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 5- Asıl davada davacı birleşen davada davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 14/06/2022