Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1226 E. 2022/1013 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1226 Esas
KARAR NO: 2022/1013
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI: 2014/930 E. – 2018/230 K.
DAVA: Menfi Tespit – İstirdat
BİRLEŞEN İSTANBUL KAPATILAN 50. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2013/194 E. SAYILI DOSYASI :
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde; Müvekkili lehine düzenlenen keşidecisi … Tic. A.Ş olan … bank A.Ş Fener Şubesi’ne ait, … nolu 22/05/2013 keşide tarihli, 15.941,80 TL bedelli çekin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ve müvekkili şirket lehine … Nak. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından keşide edilmiş … A.Ş Kepez Şubesi’ne ait … keşide tarihli 15.000-TL bedelli çekin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine davalı …Ş tarafından icra takiplerine konu edildiğini, takip ve dava konusu edilen çeklerin 17/04/2013 tarihinde kimliği belirsiz kişilerce müvekkili firmanın … Beldesi … Mah. … Cad. Konyaaltı Antalya adresinde bulunan fabrika işletmesinin idari bölümünden çalındığını, bu konuda Antalya CBS’nın 2013/24094 soruşturma nolu dosyasının olduğunu, müvekkili tarafından çeklerin iptali istemi ile Antalya 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/169 E. Sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkeme kararı ile ödeme yasağı kararı verildiğini buna rağmen davalılardan … Faktoring A.Ş’nin çekleri icra takibine konu ettiğini, müvekkilinin davalılar ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalı firma ve şahsın müvekkili tarafından tanınmadığını, müvekkilinin davalılara borcu bulunmadığını beyanla icra takibine konu edilen çeklerle davalılara borçlu olmadıklarının tespiti ile dava sonuçlanıncaya kadar icra takiplerinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının kötü niyetli olarak yaptığı icra takibi sebebiyle % 20 kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili asıl davada cevap dilekçesinde; Müvekkilinin davaya konu çeklerin meşru ve iyiniyetli hamili olduğunu, davalı tarafından yapılan faktoring işleminin 6361 sayılı Kanunun hükümlerine uygun olarak yapıldığını, gerek TTK, gerekse 6361 sayılı Yasa gereğince faktoring ilişkisine taraf olmayan keşideci, lehdar veya hamillerin kendi aralarındaki temel ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri iyi niyetli hamil olan faktoring şirketine karşı ileri sürmelerinin mümkün olmadığını, davacının öncelikle anılan çekte hak sahibi olduğunu kesin bir şekilde ispat etmesi gerektiğini, bilahare de hamilin iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu kanıtlaması gerektiğini, müvekkilinin çekleri iktisap tarihi itibariyle ödeme yasağı kararının olmadığını, çeklerin iyi niyetle iktisap edildiğini, çeklerin iktisabından sonra çekler hakkında ödeme yasağı kararı verilmesinin meşru hamilin icra takibi yapmasına engel olmadığı gibi kötü niyet göstergesi de olmadığını, müvekkilinin dava konusu çeklerle ilgili ödeme yasağını ibraz ile öğrendiğini ve ödeme yasağı kararı verilen dava dosyasına müdahale talebinde bulunulduğunu beyanla davanın reddine, davacının takibe konu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirket lehine keşidecisi … A.Ş olan … Bankası Aspendos Şubesi’ne ait, … nolu 30/06/2013 keşide tarihli, 14.818,10 TL bedelli çekin İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine davalı … tarafından icra takibine konu edildiğini, takip ve dava konusu edilen çekin 17/04/2013 tarihinde kimliği belirsiz kişilerce müvekkili firmanın … Beldesi … Mah. … Cad. Konyaaltı Antalya adresinde bulunan fabrika işletmesinin idari bölümünden çalındığını, bu konuda Antalya CBS’nın 2013/24094 soruşturma nolu dosyasının olduğunu, müvekkili tarafından çeklerin iptali istemi ile Antalya 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/169 E. Sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkeme kararı ile ödeme yasağı kararı verildiğini buna rağmen davalılardan … A.Ş’nin çekleri icra takibine konu ettiğini, müvekkilinin davalılar ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalı firma ve şahsın müvekkili tarafından tanınmadığını, müvekkilinin davalılara borcu bulunmadığını beyanla konusu ve tarafları aynı olan ve daha öncesinde taraflarınca İstannbul 29. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/171 E. Sayılı dosyasında açılan dava ile huzurdaki davanın birleştirilmesine, icra takibine konu edilen çeklerle davalılara borçlu olmadıklarının tespiti ile dava sonuçlanıncaya kadar icra takiplerinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının kötü niyetli olarak yaptığı icra takibi sebebiyle % 20 kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin davaya konu çeklerin meşru ve iyiniyetli hamili olduğunu, davalı tarafından yapılan faktoring işleminin 6361 sayılı Kanunun hükümlerine uygun olarak yapıldığını, gerek TTK, gerekse 6361 sayılı Yasa gereğince faktoring ilişkisine taraf olmayan keşideci, lehdar veya hamillerin kendi aralarındaki temel ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri iyi niyetli hamil olan faktoring şirketine karşı ileri sürmelerinin mümkün olmadığını, davacının öncelikle anılan çekte hak sahibi olduğunu kesin bir şekilde ispat etmesi gerektiğini, bilahare de hamilin iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu kanıtlaması gerektiğini, müvekkilinin çekleri iktisap tarihi itibariyle ödeme yasağı kararının olmadığını, çeklerin iyi niyetle iktisap edildiğini, çeklerin iktisabından sonra çekler hakkında ödeme yasağı kararı verilmesinin meşru hamilin icra takibi yapmasına engel olmadığı gibi kötü niyet göstergesi de olmadığını, müvekkilinin dava konusu çeklerle ilgili ödeme yasağını ibraz ile öğrendiğini ve ödeme yasağı kararı verilen dava dosyasına müdahale talebinde bulunulduğunu beyanla davanın reddine, davacının takibe konu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; “İddia, savunma, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları kapsamları birlikte değerlendirilmiş, davacı taraf ticari defter ve kayıtlarına göre dava konusu çeklerin satmış olduğu malların bedelleri karşılığı olarak dava dışı şirketlerden teslim alınmış çekler olduğu, davacı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede dava konusu olan çeklerin ciro silsilesi ile teslim edildiği belirtilen … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ve … Elektrik ve … -… ile davacının herhangi bir ticari ilişkisi olduğuna ve bu şirket ve firmaya davacı şirketin borcunun olduğuna dair bir kaydın olmadığı, aralarında herhangi bir ticari ilişkinin olduğuna ve dava konusu çeklerin adı geçen davalılara teslim edildiğine dair herhangi bir kaydın olmadığı, davalı …Ş’nin halihazırda çeklerin hamili olup bunları geçerli faktoring işlemleri çerçevesinde edindiği, TTK 790. Maddesindeki “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır” hükmü gereği davalı …’nin dava konusu çeklerin yetkili hamili durumunda olduğu, çekin çalınmış olması durumunu düzenleyen TTK 792. maddesi “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790.maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde olduğu, davalı hamil …A.Ş’nin çekleri kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğu da ispat edilmiş olmadığından bunları iade etmek zorunda olmadığı, bu durumda çeklerin yetkili hamili …A.Ş’nin çek bedellerini talep etmeye hakkı bulunduğu, diğer davalılar açısından çeklerin meşru hamilleri olduklarını yani çekleri yetkili kişilerden devir aldıklarını ispat etmedikçe çek bedellerinden dolayı davacıya karşı sorumlu oldukları, davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasındaki icra takibi gereğince 24/12/2013 tarihinde davalı … hesabına 21.965,00-TL, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasındaki icra takibi gereğince 06/12/2013 tarihinde davalı … hesabına 20.754,00 TL, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasındaki icra takibi gereğince de ilgili icra takip dosyası hesabına 02/08/2013 tarihinde 20.093,76 TL ödeme yaptığı saptanmış olmakla, asıl ve birleşen davada davalı … açısından davanın reddine, şartları oluşmadığından anılan davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin de reddine, asıl ve birleşen davada davacının yukarıda belirtilen ödeme miktarlarını diğer davalılardan istirdaten ödeme tarihlerinden itibaren istemesinin yerinde olduğundan diğer davalılar açısından istirdat davalarının kabulüne ancak şartları oluşmadığından davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ile … ve … -… hakkındaki yerel mahkeme kararının yerinde olduğunu ancak diğer davalı … Hizmetleri A.Ş. Yönünden verilen red kararının ise usul ve yasalara aykırı olduğunu, somut olayda çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın faktoring firmasının iktisapta ağır kusurunun ya da kötü niyetinin bulunup bulunmadığının doğru şekilde tespit edilmesi olduğunu, Faktoring firmasının 24.04.2013 tarihinde diğer davalı … ‘ün sözde 30.03.2013 tarihli faturadan kaynaklı alacağını dayanak kabul ederek dava konusu çek ile ilgili faktoring işlemini gerçekleştirdiğini, …’ün işlemi gerçekleştirdiği sırada aktif vergi kaydına sahip olmadığını, bu kişinin vergi kaydının 31.03.2013 tarihinde re’sen terkin edildiğini, faktoring şirketinin bu hususları araştırmadığını, faktoring firmalarının sıradan bir tacir gibi müşterilerinden doğrudan çek alamayacaklarını, faktoring firmalarının temlik aldığı alacağın ve dayanağını teşkil eden faturanın gerçekliği hususunda gerekli şekilde inceleme ve araştırma yapmak ile yükümlü olduğunu, faktoring işleminin yapıldığı 24.04.2013 tarihinde faktoring şirketinin fatura kestiği müşterisinin vergi kaydının dahi bulunmadığını, -Faktoring işlemine konu edilen faturanın aslının mahkeme dosyasına ibraz edilemediğini, faturanın herhangi bir yerinde muhatabının imzası ya da fatura içeriği mal ya da hizmetin alındığını gösteren başkaca bir ibare yer almadığını, bir alacağın fatura ile tesvik edilmesi için, o faturanın içeriğinde yer alan mal veya hizmet teslimine ilişkin irsaliyesinin bulunması ve teslim alanın da imzasının faturada yer alması gerektiğini, -Diğer davalı … Ltd.şti.’nin de … tarafından sözde düzenlenmiş olan faturayı kayıtlarına almadığını, -Faktoring firmalarının, uygulamada çek keşidecilerinden telefon ile teyit aldıklarını ancak davalı faktornig firmasının müvekkili firmadan teyit almadığını, -Faktoring işleminin ödeme yasağı kararından sonra gerçekleştirildiğini, ödeme yasağı kararı 19/04/2013 tarihinde verilmiş olup, faktoring işlemine konu çeklerin iktisap ve temlikinin 24/04/2013 tarihinden önce olduğunu, -Yargılama boyunca diğer davalılara hiç ulaşılamadığını, …A.Ş. tarafından işbu davaya konu çeklerin geçerli bir faktoring işlemi neticesinde edinilmediği, dolayısıyla …A.Ş.’nin çeklerin yetkili hamili durumunda bulunmadığı, Davalı … şirketinin gerek temlik işlemleri sırasında gerekli istihbarat araştırması yapmaması sebebiyle ağır kusurlu davranması gerekse de alacağa konu faturanın tesvik edilememesi ve söz konusu çeklerin ödeme yasağı kararından sonra faktoring işlemi çerçevesinde temlik alınmış olması hususları dikkate alındığında işbu davanın davalı … Yönünden de kabulüne karar verilmesi gerektiğini, bu sebeple kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacı tarafın asıl ve birleşen davaları istinaf ettiğine göre; asıl ve birleşen davalarda her bir istem için ayrı ayrı istinaf başvuru ve karar harcı yatırması gerektiğini, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız olup ayrı ayrı istinaf yoluna başvurma ve karar harcına tabi olup harcın eksik yatırılmış olması sebebi ile davacı vekiline hangi dava yönünden harçların yatırılmadığı hususunda yazılı açıklama alındıktan sonra HMK.344 gereği harcı yatırılmayan dava yönünden harçların yatırılması için davacı vekiline muhtıra çıkarılması gerektiğini, -Müvekkili şirketin, davaya konu çeklerin meşru ve iyiniyetli hamili olduğunu, faktoring işleminin 6361 sayılı kanun hükümlerine uygun olarak yapıldığını, 21/11/2012 tarih ve 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu 13/12/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Müvekkil şirket 6361 Sayılı yasanın 9/2. maddesi hükmüne tamamen uygun bir şekilde faktoring işlemi tesis ettiğini, yapılan faktoring işlemi ile … tarafından bir mal veya hizmet satışından doğmuş olduğu fatura ile tevsik edilmiş bulunan bir alacak ve bu alacağın ödenmesi amacıyla tanzim olunan kambiyo senetleri iktisap edildiğini, TTK. ve 6361 sayılı yasa gereği faktoring ilişkisine taraf olmayan keşideci, lehdar veya hamillerin kendi aralarındaki temel ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri iyiniyetli hamil olan faktoring şirketine karşı ileri sürmelerinin mümkün olmadığını, Faktoring işlemi üç taraflı bir ilişki olup, taraflarının 1-Temlik Alan (Faktor) 2-Temlik Eden (Satıcı-Faktoring Müşterisi) 2-Borçlu (Alıcı-Fatura Borçlusu) olduğunu, davaya konu faktoring işleminde tarafların, müvekkil … Faktoring (Faktor) ile davalı … (Temlik Eden Satıcı), davalı … San.Tic.Ltd.Şti.ise (Temlik Borçlusu Alıcı) olduğunu, davacı …Tic.A.Ş.’nin, bu üçlü faktoring ilişkisinin tarafı olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirketin çekleri iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunu kanıtlayamadığını, çekin iktisabından 26 gün sonra verilen ödeme yasağı kararının hamilin iyiniyet veya kötüniyetinin tespitinde fonksiyonu olmadığını, müvekkilinin çekleri iktisap tarihi itibarıyla ödeme yasağı kararı olmadığını, çeklerin zayii ile ilgili ilanın ticaret sicil gazetesinde yayınlanması için yazılan müzekkerenin 08/05/2013 tarihli olduğunu, yine çeklerin iktisabından çok sonraki bir tarihte olduğunu, müvekkilinin dava konusu çeklerle ilgili ödeme yasağını ibraz ile öğrendiğini ve ödeme yasağı kararı verilen dava dosyasına müdahale talebinde bulunulduğunu, gerek 6361 Sayılı yasa da gerekse bu yasaya istinaden çıkarılan yasal düzenlemelerde fatura aslının faktoring şirketinde bulunması zorunluluğu bulunmadığını, davacının vergi dairelerinden celbini talep ettiği hususların iyiniyet ve kötüniyetin tespitinde dikkate alınmasının mümkün olmadığını, emsal olarak istinaf dilekçesi ekinde ibraz edilen kararın dava konusu olaya emsal olma niteliği bulunmadığını, -Müvekkili şirket yönünden davaların reddine karar verilmiş olması sebebi ile lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, Müvekkil şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmediğinden, bu eksiklik yeniden yargılamayı gerektirmediğinden asıl ve birleşen dosyalara ilişkin olarak mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmesini, -Davacı tarafın tedbir kararı sebebi ile müvekkili şirket alacağına geç ulaştığını, müvekkili şirket yönünden davaların reddine karar verilmesi ve alacağına geç ulaşması sebebi ile lehine cevap dilekçelerinde taleplerinin de bulunduğu gözetilerek kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekili istinaf talebi yönünden; 6102 Sayılı TTK’nın 790. maddesinde; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde yetkili hamil sayılır.” 6102 Sayılı TTK’nın 801. maddesinde; “Cirosu kabil bir çeki ödeyecek olan muhatap, cirolar arasında düzenli bir teselsülün var olup olmadığını incelemekle yükümlü ise de, cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir.” 6102 Sayılı TTK’nın 687. maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi adasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez, meğerki hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” düzenlemeleri mevcuttur. İstihbarat Çalışması başlıklı 5. maddesi gereğince faktoring şirketlerine faturaya dayalı alacağı temlik aldıklarında “Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan fatura tarifi şekli ve nizamına ilişkin düzenlemelerde dikkate alınarak faturadaki bilgileri kontrol etme” yükümlülüğü getiren Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 04/02/2015 tarihli 29257 sayılı resmi gazetede yayınlanarak 01/01/2015 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş olup, davalı … ile diğer davalı … arasında 24/03/2013 tarihinde faktoring sözleşmesi yapıldığı, dava konusu çeklerin sözleşme kapsamında davalı … şirketine teslim edildiğinin davalı tarafça dosyaya sunulan belgelerden tespit edildiğinden, 6361 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi gereğince faktoring işleminin yapıldığı tarih itibariyle olaya uygulanacak olan Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik’in 22/2. maddesidir. Faktoring işlemi sırasında henüz yayınlanarak yürürlüğe girmemiş yönetmelik hükümlerinden davalı sorumlu tutulamayacaktır. Davalı taraf ile diğer davalı … arasındaki faktoring sözleşmesi 24/03/2013 tarihli ve 6361 Sayılı Yasa’nın yürürlük tarihinden sonraki tarihli olup, yasanın geçici 1. maddesi gereğince faktoring işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan ve olaya uygulanması gereken Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik’in 22/2. maddesinde “…Faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş ve doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilmeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler…” düzenlemesine yer verilmiştir. Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik’in 22/2. maddesi faktoring şirketine, mal ve hizmet satışından doğan fatura ve ciro silsilesindeki şekli inceleme dışında başka denetim yükümlüğü getirmediğinden, davalı şirketin faturadaki alacağın gerçek olup olmadığını, faturaya konu ürünlerin teslim edilip edilmediğini araştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Davalı …’nin diğer davalı … (Temlik Eden Satıcı), davalı … Ltd.Şti. arasındaki ticari satıma ilişkin faturayı ibraz ettiği, ciro silsilesinin şeklen düzgün olduğu, çekin faktoring sözleşmesi, ticari satıma ilişkin fatura ile teslim alındığı anlaşılmakla, şirket yönetmeliğin 22/2. maddesi uyarınca yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Yönetmelikteki düzenleme uyarınca; İrsaliyeli faturaya konu malın teslim edildiğini denetleme yükümlülüğü bulunmadığından, bu sebeple kötü niyetli kabul edilmez. Faturaya ilişkin denetim yükümlülüğü sınırlı olarak tutulmuş olması sebebiyle vergi kaydı araştırmasının yapılmamış olması da denetim yükümlülüğünün yerine getirilmediği ve ağır kusurlu olduğu sonucunu ortaya çıkarmayacaktır. Dosyada davalının çeki bile bile borçlunun zararına aldığını kanıtlayacak başka delil sunularak kanıtlanmadığından, yetkili yasal hamil olduğunun kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı taraf çek lehtarı ve ilk ciranta olup, imzasını inkar etmemiştir. Çeklerin rızası dışında elinden çıktığını, ciro silsilesinde kendisinden sonra gelen şirket ile arasında ticari ilişki bulunmadığını, dayanak faturanın kendisinden sadır olmadığını iddia ettiğinden, iddia bu şekli ile çekin bedelsiz kaldığına ilişkindir. Çekin bedelsiz kaldığı iddiası şahsi def’i olup, TTK’nın 687. ve 6361 Sayılı yasanın 9/3. maddesi uyarınca bile bile borçlunun zararına hareket ettiği kanıtlanmadığı sürece iyi niyetli yasal hamil faktoring şirketine karşı ileri sürülemez. Davalı, çekte 3. ciranta olup, ciro silsilesi şeklen düzgün olan çekleri, fatura ibrazı karşılığı, ödeme yasağı karar tarihi olan 19/04/2013 tarihinden önce, 24/03/2013 tarihinde teslim aldığından, faktoring sözleşmesinin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan yönetmeliğin 220/2. maddesindeki usule uygun şekilde çeki ciro yolu ile devir aldığından, iyi niyetli yasal hamil olup, bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlamak davacı tarafa aittir. Davacı taraf dosya kapsamı ile davalının çeki iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlamadığından davacı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar vermek gerekmiştir. 6102 Sayılı TTK 792. maddesinde; “Çek, herhangi bir surette hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamiline, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu taktirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” düzenlemesi mevcuttur. Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin, BDDK tarafından 04/02/2015 tarihli ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı ve Yönetmelik 11. maddeye göre 01/01/2015 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir. Davalı … ile diğer davalılar arasında yapılan faktoring sözleşmesi 2013 tarihli olup buna göre sözleşme tarihinden sonra 01/01/2015 tarihinde yürürlüğe giren Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 5. maddesinin bu tarihten önce yapılan faktoring sözleşmeleri için geçerli olmadığı anlaşılmıştır. 6361 sayılı Yasa’nın 9/2. maddesi hükmü faktoring şirketlerine, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile temlike konu alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu fatura ile tevsik etme ve kambiyo senedi ile faturanın uyumlu olduğunu araştırma, 6102 Sayılı TTK’nın 790. maddesi ise ciro silsilinde dış görünüş itibari ile kopukluk olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü getirmiştir. Sözleşme tarihine göre Faktoring şirketlerine bunların dışında daha fazla yükümlülük yükleyen bir mevzuat hükmü bulunmadığından, (Yargıtay HGK’nun 2017/19-900 esas ve 2019/591 karar sayılı kararı ve Yargıtay 19.HD’nin 2016/10538 esas 2017/4836 karar sayılı ilamı) Faktoring şirketinin temlik aldığı çeklerle ilgili asıl ilişkileri de tetkik etmek yükümlülüğünden söz edilemez. Davaya konu çeklerin davalı tarafça iktisap tarihi 24.03.2013 olup, ödeme yasağı kararı 19.04.2013 tarihinde verildiğinden, iktisap tarihi itibariyle çeklerin çalıntı olduğunu bildiği iddia edilemez. Dava konusu çekler, faktoring sözleşmesi ile davalı tarafa çekleri devreden … ‘den ciro yolu ile geçtiğinden, davalıda Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2. maddesindeki usule uyarak çekleri temlik aldığından, 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3. maddesinde belirtilen kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği kanıtlanmadan çeki iade ile yükümlü değildir. Davalı … şirketinin davaya konu çekleri kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunda davacı tarafça yeterli ve inandırıcı delil sunulamadığı anlaşıldığından, 6102 Sayılı TTK’nın 792. maddesindeki koşul gerçekleşmediğinden, çek bedelinin istirdadına ilişkin talebin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Davalı vekili istinaf talebi yönünden; Mahkemece dava ve birleşen dava yönünden, davalı … yönünden davalı yararına reddedilen miktar için vekalet ücreti hükmedilmemiştir. Mahkemece kararın verildiği 2018 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1. maddesinde; “bu tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ili değerlendirilebiliyorsa avukatlık ücreti davanın görüldüğü mahkeme için bu tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretin altına kalmamak kaydıyla ( 7.maddenin ikinci fıkrası, 10.maddenin 3.fıkrası,12.maddenin 1. fıkrası, 16.maddenin 2. fıkrası saklı kalmak kaydıyla) bu tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir” hükümlerini ihtiva etmektedir. Mahkemece asıl ve birleşen davada davalı … yönünden talepleri reddedildiğinden, davalı vekili yararına AAÜT uyarınca reddedilen kısım için vekalet ücreti takdiri gerektiği halde hüküm kurulmaması usule aykırı olduğundan, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. Diğer yandan mevcut delil durumuna göre, davacının dava açmakta kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda açıklanan sebepler gereğince davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebi yönünden istinaf talebinin reddine, vekalet ücreti yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına, kaldırma sebebi nazara alınarak yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden reddedilen dava yönünden davalı lehine vekalet ücreti verilmesi yönünden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalı vekilinin istinaf isteminin asıl dava ve birleşen dava yönünden KISMEN KABULÜ ile, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/930 E, 2018/230 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 3- Asıl Davada; 3/a- Davanın davalı … yönünden yerinde görülmediğinden REDDİNE, 3/b- Şartları oluşmadığından davalı … vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 3/c- Davanın davalılar …. Ltd. Şti. ve … – … açısından kabulü ile 42.719,00 TL nin bu davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bu miktarın 21.965,00 TL sine 24/12/2013 tarihinden itibaren kalan 20.754,00 TL’sine 06/12/2013 tarihinden itibaren değişebilir oranlarda işleyecek avans faizi yürütülmesine, 3/ç- Yasal şartları oluşmadığından davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.918,13 TL nispi karar harcından peşin alınan 650,45 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.267,68 TL harcın davalılar … Ltd. Şti. ve … – …’ten müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 24,30 TL başvurma harcı, 650,45 peşin harç, 505,95 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri, 1.700,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.880,70 TL yargılama giderinin davalılar … Ltd. Şti. ve … – …’ten müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/c- Davalı …Ş. için davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4/ç- Davalı …Ş. tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 54,00 TL posta giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(1). maddesine göre 6.353,47 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Ltd. Şti. ve … – …’ten tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 6.353,47 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı …Ş.’ye verilmesine, 5- Birleşen Davada; 5/a- Davanın davalı … yönünden yerinde görülmediğinden REDDİNE, 5/b- Şartları oluşmadığından davalı … vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 5/c- Davanın davalılar … Ltd. Şti.ve … – … açısından kabulü ile 20.093,76 TL’nin 02/08/2013 tarihinden itibaren değişebilir oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/ç- Yasal şartları oluşmadığından davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 6- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.372,60-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 351,40 TL ‘nin mahsubu ile 1.021,20 TL harcın davalılar … Ltd. Şti. ve … – …’ten müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 24,30 TL başvurma harcı, 351,40 TL peşin harç, 443,45 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 819,15 TL yargılama giderinin davalılar … Ltd. Şti. ve … – …’ten müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/c- Davalı …Ş. için davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6/ç- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(1). maddesine göre 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … Ltd. Şti. ve … – …’ten müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı …Ş.’ye verilmesine, 7- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 7/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden asıl ve birleşen dava yönünden davalı … tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 7/b- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 7/c- İstinaf yargılaması için davalı … tarafından asıl ve birleşen dava yönünden yapılan 196,20 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 37,90 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 234,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalı …’ye verilmesine, 7/ç- İstinaf yargılaması için davacı tarafından asıl ve birleşen dava yönünden yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/06/2022