Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1221 E. 2022/1446 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1221
KARAR NO: 2022/1446
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 23/10/2018
NUMARASI: 2016/122 E. – 2018/394 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.) Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Dernek ile davacı arasında yapılmış olan 14.01.2010 tarihli sözleşme gereğince, davacının davalı dernek tarafından hazırlanmakta olan … konulu sergi ve kitapta kutlanılacak fotoğrafların çekimini yapacağını ve buna karşılık derneğin de davacıya kullandığı her bir fotoğraf için 90.00 TL artı KDV oranında ödeme yapacağını, davacının sözleşme gereği üzerine düşen edimini yerine getirmiş olmasına rağmen davalının ödemede bulunmadığı için kendilerine 20.07.2011 tarih ve … yev. numaralı ihtarnameyi keşide ettiğini, ihtarnamenin kendilerine tebliğinden sonra davalı derneğin bir kısım ödemede bulunmuş ise de, halen kitabın bu birinci baskısından dolayı davacıya 2.040 TL borçlarının bulunduğunu, ayrıca kitabın RUMCA- TÜRKÇE versiyonunun ikinci baskısı ile RUMCA-İNGİLİZCE versiyonunun birinci baskılarını da yeniden yaptığını, davalının birinci baskıdan dolayı davacıya olan 2.000,00 TL bakiye borçlarını, … konulu kitabın Rumca-Türkçe versiyonunun 2. baskısında fotoğrafların izinsiz olarak kullanımını sebebiyle FSEK 68. Md, si gereğince sözleşme yapılsa idi talep edeceği bedel olan 10.000,00 TL’nin katı olan 30.000,00 TL ile 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, yine aynı kitabın Rumca, İngilizce versiyonunun birinci baskısında davacıdan iznini almadan kullandıkları fotoğraflar için de yine FSEK’nun 68. Md. si gereğince sözleşme yapılsa idi ödenmesi gereken bedel olan 10.000,00 TL’nin 3 katı olan 30.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere; 62.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın mayıs 2011 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; Huzurdaki davaya konu edilen fotoğrafların yer aldığı sergi ve kitap üzerinden davalının hiçbir maddi gelir elde etmediğini, derneğin bu projeye ilişkin yaptığı ödemeleri …nın denetiminde yapmış ve hiçbir şekilde söz konusu projeden kar elde etmemiş olduğunu, fotoğrafların eğitim-öğretim maksatlı proje kapsamında kullanılması amacıyla, davacı ile fotoğraf çekimi yapılması konusunda 14.01.2010 tarihinde yapılan yazılı sözleme ile anlaşıldığını, davacının proje boyunca özenli davranmadığını, fotoğrafları zamanında teslim etmediğini, Sözleşme gereği, davacı her ay sonunda çektiği fotoğrafları Müvekkiline teslim etmesi ve tüm çekimleri 30 Temmuz 2010’da tamamlamış olması gerekmekte iken, davacı fotoğrafları Eylül 2010’da hala teslim etmemiş olduğunu, Davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Sunulan sözleşme içeriği, sunulan kitap ve kataloğ bilirkişi raporları ile birlikte incelendiğinde; davacının fotoğraflarının eser niteliğinde bulunduğu, Dosyada mübrez taraflar arasındaki 14.01.2010 tarihli sözleşmeye göre davacının davalıya sergi ve/veya kitapta kullanılmak üzere fotoğraflar çekeceği kullanılan her bir fotoğraf karşılığında 90 TL + KDV’nin ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu, Taraflar arasındaki sözleşmede FSEK 52 hükmü gereği olarak fotoğrafların hangi süre ile kaç defa kullanılacağı hususunun sözleşmede belirtilmediğinden davacının İlk baskıdan sonraki her baskı için yeniden telif talep etmesinin mümkün olabileceği, Davacı her ne kadar kitabın izinsiz basılması sebebiyle, kendisine ödenmesi gereken telif bedelinin FSEK 68 çerçevesinde 3 katını talep etmişse de, FSEK 68 çerçevesinde 3 katı tutarında bedele hükmedilebilmesi için davaya konu eserin davacıların rızası dışında izinsiz olarak basılmış olması gerektiği oysa sözleşme ilişkisinde eserlerin kaç kullanım hakkının bulunduğu hususunun yoruma muhtaç olması, bu yönde bir düzenleme yapılmamış olması, dolayısıyla fotoğraflar için sözleşme yapılmış olduğundan bu durumda ortada sözleşmeye aykırı bir durumun söz konusu olmadığı, fsek 68’e dayalı tazminat isteminin yerinde olmadığı, 31.01.2017 tarihli celsede davalı vekili anlaşma gereği ödemeyi yaptıklarını ve dekontlarını da sunduklarını, davacı vekili de, ödemenin 1. baskıya yönelik kısmi ödeme olduğunu bildirdiği, dosyaya sunulan ödeme belgelerine göre, … Firmasına 24.3.2010 tarihinde 1.888,00TL, 07.09.2010 tarihinde 3.540,00 TL, 08.09.2010 tarihinde 3.540,00 TL olmak üzere toplam 8.968,00 TL ödendiği, gerek 2014 yılında keşide edilen ihtarnamede ve gerekse dava dilekçesinde; 2011 yılındaki ihtarnamenin kendilerine tebliğinden sonra davalı derneğin davacıya bir kısım ödeme yaptığı, ancak, halen kitabın birinci baskısından davacıya 2.000,00 TL borçları bulunduğunun iddia olunduğu, oysa, davalının yapmış olduğu ödemelerin 2010 yılında yapılmış olup, 2011 yılındaki ihtarnamenin tebliğinden sonra yapılmış ödeme bulunmamakta olduğu,davalı tarafından yapılan ödemeler 2010 yılında yapılmış olmasına rağmen, davacı vekili tarafından 2011 yılında keşide edilen ihtarnamede; davalının müvekkiline bugüne kadar ödemesi gereken bedeli ödemediği, öncelikle müvekkiline ödenmemiş olan 8.300,00 TL’nin KDV’si ile birlikte 7 gün içerisinde ödenmesi gerektiğinin belirtildiği, davalının yapmış olduğu ödemeler, davacı vekilinin 31.01.2017 tarihli duruşmadaki beyanı, kitabın 1. baskısına yönelik ödemeler ise, 2011 yılında İhtarname ile talep edilen 8.300,00 TL’nin KDV’si ile birlikte 2010 yılında ödenmiş olduğu, kitabın l’nci baskısından dolayı davalının davacıya 2.000,00 TL bakiye borcunun bulunmadığı, Davaya konu edilen kitaplar bilirkişi heyetince incelenmiş ve 165. sayfada “…” Sergisinde Yer Alan Eserler başlığının bulunduğu ve aynı sayfanın alt tarafında Fotoğraflar : Dr … olarak belirtildiği ve bu sayfadan sonra 168 ile 184 sayfa arasında 51 adet fotoğraf bulunduğu, Kitabın 4. sayfasındaki İÇİNDEKİLER bölümünde “…” sergisinde yer alan eserlerin fotoğrafların 164’ncü sayfada olduğunun belirtildiği, “…” başlıklı l’nci sayfasından 164’ncü sayfaya kadar olan bölümde Dr … ismine yer verilmediği, ancak işaret konulmuş sayfalardaki fotoğrafların sayısının iç kapak sayfasındaki kapı fotoğrafı da dahil olmak üzere, 37 adet olduğu ve Dr … isminin belirtildiği 51 adet fotoğraflarla birlikte toplam fotoğraf sayısının 88 adet olduğunu, Taraflar arasında imzalanmış olan anlaşmaya göre, 88 adet fotoğrafın fiyatının KDV dahil 8.553,60 TL [(88 x 90) + (88 x 90 x 8 / 100)] olarak hesap edildiği, ancak davacının kitabın l’nci baskısı için KDV dahil 8.964,00 TL talep etmiş ve davalının da bu tutarı ödemiş olduğu ve bakiye borcunun da kalmamış bulunduğu dikkate alındığında, izinsiz olarak basılan her bir kitaba ait fotoğrafların hesabında da bu rakamın esas alınması gerektiği, ,davacının davaya konu edilen kitabın Rumca – Türkçe 2. baskısı için 8.300,00 TL (KDV dahil 8.964,00 TL) ve Rumca – İngilizce l’nci baskısı için 8.300,00 TL (KDV dahil 8.964,00 TL) olmak üzere, davalıdan alacaklı olduğu toplam tutarın 16.600,00 TL olduğu toplanan deliller ile subuta erdiğinden; 16.600 TL maddi tazminatın 23.7.2014 tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte hesaplanarak işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacı ticari faiz talep etmiş ise de; davalı dernek ticari işletme olmadığından ve yapılan iş ticari iş niteliğinde bulunmadığından, yasal faize hükmedilmiş, ayrıca toplanan delillere göre salt sözleşmeye aykırı davranışın varlığı, manevi tazminat isteminin kabulü için yeterli olmayıp, aykırılığın niteliğinden veya özel hal ve şartlar sebebiyle aynı zamanda davacının kişilik haklarının Medeni Kanunun 24. maddesi anlamında zedelenmesi ve bu sebeple de Borçlar Kanununun 41. maddesi hükmü uyarınca, haksız bir eylem olarak nitelendirilebilmesi gerekli olduğundan, somut olayda sözleşmeye aykırı davranış salt bir alacak hakkının yerine getirilmemesi durumu olup somut olayda manevi tazminatı gerektirir bir ihlalinin söz konusu olmadığı, manevi tazminat talep etme şartları oluşmadığı hususu sabit olmakla manevi tazminat isteminin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davanın davalı dernek ile davacı arasında 14.01.2010 tarihli sözleşme konusu işten dolayı 2.000,00 TL eksik ödenen bedelin tahsili ile basılan kitap için çekilmiş fotoğrafların müvekkilinden izin alınmaksızın yeniden iki kitap şeklinde basılarak çoğaltılmasından dolayı her kitap için 10.000,00 TL 3 kat maddi tazminat olarak 30.000,00 TL ve 30.000,00 TL manevi tazminat olarak toplam 122.000,00 TL istemine ilişkin olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede müvekkilinin çekerek davalıya teslim ettiği sanat eseri vasfında 275 adet resim için 24.750,00 TL bedel tesbit edildiğini bunun 8.964,00 TL’sinin ödendiğini ve ara ödemelerin de olduğunu, bakiyesi için 2011 yılında ihtarname çekilerek bakiye borç için 8.300,00 TL talep edildiğini, kayıtlara geçmeyen ödemeler yapıldığından borcun 2.000,00 TL’ye düştüğünü, dava dilekçelerinde bunu faiziyle talep ettiklerini, bilirkişinin ek raporunda bunun ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, buna rağmen yerel Mahkeme kararında metinde 2010 yılında yapılan ödemelerle bunun karşılandığı davalının ilk basımdan dolayı borcu olmadığı belirtilmişse de hükümde yer almadığını, ancak, bilirkişi raporunda ilk ödemelerden sonra çekilen ihtarnameden sonra bir ödeme görülmediğini, kayıtlara göre 15.782,00 TL’nin müvekkilinin alacaklı olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği 2.000,00 TL borç kaldığı kanaati açıklandığını, İhtarnamenin çekildiği tarih olan 20.07.2011 tarihinden itibaren faziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi gerekirken bu yönde hüküm kurulmamasının eksik olduğunu, -Müvekkilinin “İstanbul’un Rum Mimarları” konulu sergi ve kitapta kullanılacak bu mimarlara ait eserlerini fotoğraflarını çekip, yayımlanmaya ve sergilenmeye hazır olarak 275 adet fotoğraf teslim ettiğini, Davalının bu fotoğraflara ve miktarına bir itirazı olmadığını, müvekkili ile yapılan sözleşmede bu fotoğrafların tekrar basılıp, çoğaltılması için telif hakkının davalıya bırakılmadığını, bu durumda yeni baskılarda bu fotoğraflar kullanılacaksa mutlaka müvekkilinin izninin alınması ve telif bedelinin ödenmesi gerektiğini, Yerel Mahkemece de bu hususun kabul edildiğini ancak hüküm kurulurken telif hakkı olarak eksik bir bedele hükmederken FSEK 68 gereğince bunun üç katına da hükmetmesi gerektiğini, -İzinsiz basılan iki kitapta kullanılan fotoğraflar için hem sayı hem de bedel bakımından 2010 yılı sözleşmesi esas alınarak değerlendirme yapıldığını, ancak aradan geçen zaman ekonomik koşullar, ÜFE- TÜFE artışları vs. hususlar dikkate alınmadığını, kitaplarda 110 adet fotoğraf ki bunlar bina, kapı , harita fotoğrafları olup hepsi teknik bilgi ve beceri istediğini, sadece bina fotoğraflarının hesaba dahil edilerek 88 adet olduğu kabul edilerek hesap yapılmasının hatalı olduğunu, -Manevi tazminat hususunda ise, müvekkilinin rızası dışında yapılan baskıların haksız fiil olduğu kabul edilmekte iken Mahkemece kişilik haklarının zedelenmediğinden bahisle manevi tazminata hak kazanmadığı zira alacak hakkının yerine getirilmemesinin haksız fiil olmadığını belirterek red ettiğini, oysa ki, kişilik hakkının bir bölümü sahip olduğu mülkiyet hakkından oluştuğunu, burada işlenen haksız fiilin mülkiyet hakkına haksız müdahale niteliğinde olduğunu, sadece bir alacak meselesi olarak değerlendirilemeyeceğini mahkeme hükmünün kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap ve istinaf dilekçesinde özetle; -Kitabın bir proje kapsamında ortaya çıktığını ve hiçbir zaman Müvekkili tarafından satışa çıkarılmadığını, proje kapsamında Müvekkili derneğin, davacıya taraflar arasında akdedilmiş olan 14.01.2010 tarihli sözleşme gereği ödeme yaptığını, “…” başlıklı proje ve proje kapsamındaki kitap üzerinde hiçbir maddi gelir sağlanmadığını, bu projeye ilişkin yapılan tüm ödemelerin …nın denetiminde yapıldığını ve hiçbir şekilde söz konusu projeden kar elde etmediğini, satışa çıkarılmadığını, Müvekkilinin proje kapsamında davacıya taraflar arasında akdedilmiş olan 14.01.2010 tarihli sözleşme gereği ödeme yaptığını, taraflar arasında bulunan 14.01.2010 tarihli sözleşme ile fotoğraf başına “90 TL KDV dâhil fatura karşılığı” ödeme yapılacağının belirlendiğini, davacının istinaf dilekçesinde yer alan, “275 adet resim için 24.750 TL bedel tespit edilmiştir” iddiasının tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, davacının fotoğrafları zamanında teslim etmediğini, buna rağmen ödemenin yapıldığını, davaya konu olayda, 275 adet fotoğrafın söz konusu olmadığını, davacı tarafın “kayıtlara geçmeyen ödemeler yapıldığı” iddiasının da doğru olmadığını, davaya konu kitaplarda kullanılan fotoğraf sayısı hususunda, davacı tarafın beyanlarının çelişkili ve tamamen gerçek dışı olduğunu, bilirkişilerin, davaya konu kitapları tetkik ederek fotoğrafları tek tek saydıklarını ve 88 adet fotoğrafın varlığını teyit ettiklerini, ancak davacının çelişkili beyanlarda bulunduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi mevcut olmaması durumunda FSEK madde 68 uygulamasının söz konusu olacağını ancak dava konusu olayda taraflar arasında sözleşme olduğunu, sözleşme bedelinin belirli ve somutlaş olduğunu, davacının kendisine yapılan ödemelerin ardından, 62.000 TL tutarındaki fahiş miktardaki maddi tazminat talebinin mesnetsiz olduğunu, proje kapsamında uygulanan sözleşme gereği ödemelerin yapıldığını, bunun ardından davalının kendisine ait fotoğrafların izinsiz kullanıldığı gerekçesiyle, hiçbir şekilde satışa sunulmamış sadece kültürel bir faaliyet olarak bir proje kapsamında ortaya konulmuş kitabı bahane ederek yıllar sonra talepte bulunmasının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, davacının manevi haklarının zarara uğradığı yönünde ki iddiasının kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, -İlk derece mahkemesi’nin “reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” karar vermesinin hatalı ve kanuna aykırı olduğunu, davacının 62.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunduğunu, Mahkeme talebin fazlaya ilişkin kısmını yani 45.400,00 TL tutarındaki talebini reddettiğini, reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca hükmedilmesi gereken ücretin 3.145,00 TL olmadığını, Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 13. maddesi hükmü gereğince hükmedilmesi gerektiğini kararın Müvekkil Davalı … Mezunlar Derneği aleyhine hükmedilen kısmının istinaf kapsamında incelenerek kaldırılmasına, kabul edilen kısmın reddine, bu talep kabul edilmediği halde ilk derece Mahkemesi’nde müvekkili lehine hükmedilen vekâlet ücreti eksik hesaplandığından hükmedilecek vekalet ücretinin düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava eserden doğan telif hakkından kaynaklı maddi, manevi tazminat istemine ilişkindir. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda, eser sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eseri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri eser niteliğinde sayılmıştır. Eserin ifade biçimi yada yöntemi ne olursa olsun edebiyat, müzik, grafik sanatlar, mimarlık, tiyatro, sinema alanında yaratıcı nitelik taşıyan düşünce ürünü olması gerekir. Bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsurun olması gerekir. Birincisi fikir ve sanat ürününün sahibinin hasiyetini taşıması ikincisi ise kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması lazımdır. Fotoğraflar eser türü açısından bir yandan FSEK’in 2. maddesinde ilim ve edebiyat eserlerinin alt grupları arasında, diğer yandan FSEK’in 4. maddesinde güzel sanat eserleri arasında sayılmıştır. Somut olay açısından Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu fotoğrafların, teknik ve estetik yönden eser olma vasfını taşıdığı sabittir. Bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Fotoğraflar üzerindeki mali hakların devredilip devredilmediği hususundaki istinaf istemine yönelik yapılan incelemede ise, FSEK’nın 52. maddesi uyarınca mali hakların kullanılması ve devrine ilişkin her türlü sözleşme ve tasarrufların yazılı şekilde yapılması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi zorunludur. Bu anlamda taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunduğu ancak yazılı sözleşmenin açık olmaması sebebiyle Mahkemece yorum yapılarak sözleşmenin uyarlandığı anlaşılmıştır. Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmede FSEK 52. hükmü gereği olarak fotoğrafların hangi süre ile kaç defa kullanılacağı hususunun sözleşmede belirtilmediğinden davacının ilk baskıdan sonraki her baskı için yeniden telif talep etmesinin mümkün olabileceği, davacı her ne kadar kitabın izinsiz basılması sebebiyle, kendisine ödenmesi gereken telif bedelinin FSEK 68 çerçevesinde 3 katını talep etmişse de, FSEK 68 çerçevesinde 3 katı tutarında bedele hükmedilebilmesi için davaya konu eserin davacıların rızası dışında izinsiz olarak basılmış olması gerektiği oysa sözleşme ilişkisinde eserlerin kaç kullanım hakkının bulunduğu hususunun yoruma muhtaç olması, bu yönde bir düzenleme yapılmamış olması, dolayısıyla fotoğraflar için sözleşme yapılmış olduğundan bu durumda ortada sözleşmeye aykırı bir durumun söz konusu olmadığı sonucuna varılmıştır. Dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olmasına ve 2. Basım kitap için usûlünce gerçekleşmiş bir mali hak devri bulunmaması sebebiyle davacının fotoğraflar üzerindeki telif hakkının sahibi olmasına göre, tazminata yönelik yapılan değerlendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır. 2. Basım kitap her ne kadar satış amacı ile kullanılmamış ise de, yasanın sadece satış hususunu düzenlemediği, çoğaltma yayma haklarının da düzenleme altına alındığı, bu kapsamda maddi kazanç sağlanmamasının hukuka aykırılığı ortadan kaldırmayacağı anlaşılmıştır. Davalının eyleminin FSEK’in 22. ve 23.maddeleri kapsamında çoğaltma ve yayma hakkının ihlali niteliğinde olduğu maddi tazminatın somut olaya uygun düştüğü, davacı her ne kadar ilk Rumca-Türkçe baskısı yönünden 275 adet fotoğraf üzerinden hesap yapılmasını talep etmiş ise de, bilirkişi raporunda 88 adet fotoğrafın tespit edildiği, buna göre yapılan hesaplamada ise ilk baskı ve sözleşme yönünden ödenmemiş miktarın kalmadığının anlaşıldığı, 2010 yılında yapılan ödemelerin ilk baskı için bedeli karşıladığı, ilk derece mahkemesince ilk baskı yönünden yapılan hesaplamada hata bulunmadığı, Rumca -Türkçe ve Rumca-İngizce baskıları yönünden ise yine 88 adet fotoğraf üzerinden yapılan maddi tazminat hesabında bir isabetsizlik bulunmadığı, aksi yöndeki davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporuna da fotoğraf sayısı yönünden itiraz edilmediği de anlaşılmıştır. Davaya konu kitapta fotoğrafların sahibi olarak davacının ismine yer verilmiş olması, fotoğrafların FSEK’in 16. maddesi anlamında değiştirilmemiş olması, FSEK’in 14. vd düzenlenen manevi haklarının ihlaline ilişkin tazminat koşullarının gerçekleşmemiş olması hususları dikkate alınarak, davacının manevi tazminata hak kazanmadığı yönündeki değerlendirmenin yerinde olduğu, aksi yöndeki davacı istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde “Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7. maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12. maddenin birinci fıkrası, 16. maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Yukarıdaki düzenleme dikkate alındığında, Mahkemece reddedilen 45.400,00 TL maddi tazminat sebebiyle davalı lehine hükmedilecek vekâlet ücretinin, reddedilen kısmı geçemeyeceği anlaşılmakla, reddedilen maddi tazminat talebi bakımından davalı lehine hükmedilmesi gereken vekâlet ücretinin davacı lehine hükmedilen ile aynı olması gerektiği, buna göre yapılan vekalet ücreti hesabında hata bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/10/2018 tarih ve 2016/122 E., 2018/394 K. sayılı kararına karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.133,94 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 283,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 850,44 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 20/10/2022