Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1208 E. 2022/1056 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1208
KARAR NO: 2022/1056
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2018
NUMARASI: 2015/527 E. – 2018/999 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, takibe konu yapılan çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını beyan ederek, takip dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatıyla cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya ve takibe konu çekin ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davacının kendisine takip yapılamayacağından bahisle açmış olduğu menfi tespit davasının haksız olduğunu, ciro silsilesinde kopukluk olmadığını, bu sebeple takip yapılmasında yasaya aykırılık olmadığını, senette imzası bulunan herkesin, hamile karşı müteselsilen sorumlu olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dava ve takibe konu çekteki davacı adına yapılmış olan cirodaki imzanın ATK raporuyla davacıya ait olmadığının tespit edildiği, takibe konu çekin davacı tarafından çekte kendisinden sonra gelen ciranta olan …’e aralarında ticari ilişki sebebiyle verdiğine dair bir ispatın da bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında takibe konu …bankası Gaziantep Sanayi Şubesinden verilme 23/11/2013 keşide tarihli, 9.000,00 TL bedelli, keşidecisi … lehtarı … olan çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunun yetersiz olduğunu, somut incelemede, Yargıtay uygulamalarına ve tekniğe uygun davranılmadığını, mukayese belgelerin asıl mı, fotokopi mi olduğunun anlaşılamadığını, asıl belgeler üzerinden inceleme yaptırılması gerektiğini, davacının İcra Mahkemesinde süresinde imzaya itiraz etmeyerek senet üzerindeki imzayı kabul ettiğini, borçlu olmadığına dair ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu ancak bu konuda ispat yükünün yerine getirilemediğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, icra takibinden sonra açılan, çeke dayalı menfi tespit davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklısının davalı … San. Tic. Ltd. Şti. borçluların … ve davacı … … olduğu, takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takip olduğu, 9.000,00 TL tutarlı 23/11/2013 tarihli çeke istinaden yapıldığı, takibe konu çekte; keşidecinin dava dışı …, lehtarın davacı … …, cirantaların sırasıyla …, … ayakkabıcılık (…) ve son hamil olarak davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğu görülmüştür. Davacının dava ve takibe konu çekteki imzayı inkâr etmiş olması sebebiyle Mahkemece, davacının, incelemeye esas olacak yazı ve imza örneklerinin bulunduğu kurumlardan getirtildiği, davacıdan yazı ve imza örnekleri alınarak dosyanın Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderildiği, sunulan raporda; inceleme konusu çekin arka yüzünde …’a atfen atılı birinci ciro imzası ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin rapor edildiği görülmüştür. Kambiyo senedindeki imzanın davacı borçluya ait olduğu yönündeki ispat yükü, senedi elinde bulundurup icra takibine girişen ve senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden davalı alacaklıya düşmektedir. (HGK’nun 24.06.2020 tarih, 2017/19-829 Esas, 2020/471 Karar) Bu kapsamda Mahkemece, davacının davaya konu senedin düzenleme tarihine yakın önceki ve sonraki tarihli samimi imzalarını içeren resmi kurumlarca da onaylatılmış belge asıllarının getirtilerek senet üzerinde imza incelemesi yaptırıldığı, mukayese belgelerin biri dışında diğerlerini belge asıllarının oluşturduğu, incelemenin Yargıtay uygulamaları ile örtüştüğü, raporun bu haliyle bilimsel ve teknik açıdan denetime elverişli olduğu, diğer yandan imzada sahtecilik mutlak def’ilerden olup, bu def’inin herkese karşı ileri sürülebileceği, davacı borçlunun ayrıca borçlu olmadığını ispatla yükümlü olmadığı, aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/10/2018 tarih ve 2015/527 E., 2018/999 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 565,10 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 141,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 423,83 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/06/2022