Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1207 E. 2022/971 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1207
KARAR NO: 2022/971
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI: 2017/219 E. – 2018/320 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli)
Faydalı Model Belgesi (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … numaralı Balya Makinası Toplayıcı Parçası ürünü için endüstriyel tasarım tescil belgesi aldığını, yine aynı ürün için … numaralı faydalı model belgesinin de sahibi olduğunu, davalının ise müvekkiline ait faydalı model ve endüstriyel tasarımları taklit etmek suretiyle müvekkilini itibar kaybına ve zarara uğrattığını, müvekkilinin 554 ve 551 sayılı KHK’lardan kaynaklanan haklarını ihlal ettiğini, davalı tarafa bu hususta Beyoğlu …Noterliği kanalıyla ihtarname keşide edilerek hukuka aykırı kullanımını durdurmasının istendiğini, ancak davalının kullanıma son vermeyeceğini bildirdiğini, davalının eylemlerinin müvekkilinin tasarım ve faydalı model haklarına tecavüz teşkil ettiğini, bu sebeplerle tecavüzün tespitine ve önlenmesine, davalı tarafça üretilen ürünlere ve bu ürünlerin üretiminde kullanılan araçlara bulundukları her yerde el konulmasına ve imhasına, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu ettiği iki başvurunun 551 sayılı KHK ve 554 sayılı KHK’da yer alan yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olmadığını, söz konusu ürünlerin müvekkili tarafından uzun süredir kullanıldığını ve cevabi ihtarnamede de bu hususun belirtildiğini, … numaralı tasarımın yeni olmadığını, balyalama makinesinin icadıyla birlikte 1800’lü yıllardan itibaren kullanılmaya başlanan, diğer adı pikap sacı olarak da bilinen harc-ı alem bir balyalama makinesi parçası olduğunu, aynı şekilde … numaralı faydalı modelin de yeni olması ve sanayiye uygulanabilmesi şartlarının aranacak olduğunu ve ilgili ürünün yeni olmamasının bahsi geçen faydalı modeli de ihlali imkansız hale getireceğini, faydalı model belgesinin de yenilik unsuru taşımadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…Davalı tarafından davacı aleyhine Mahkememizin 2014/100 Esas sayılı davası açılarak, … numaralı faydalı modelin ve … numaralı endüstriyel tasarımın yenilik unsurunu taşımamaları sebebiyle hükümsüzlüklerine ve sicilden terkin edilmelerine karar verilmesi talep edilmiş, mahkememizce bu davanın sonucu bekletici mesele yapılarak sonucu beklenmiş, yapılan yargılama sonucunda 2014/100 Esas, 2015/160 Karar sayılı kararla, hükümsüzlüğü talep edilen faydalı modelin yenilik özelliğine sahip olmadığı, endüstriyel tasarımın da yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, … numaralı faydalı model belgesi ile … tescil numaralı endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmiş, kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 28.05.2018 tarih, 2016/12051 Esas ve 2018/3975 karar sayılı ilamları ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Toplanan deliller, mahkememizin 2014/100 Esas, 2015/160 Karar sayılı kesinleşmiş ilamı ve tüm dosya kapsamı ile davacının tecavüz davasına konu ettiği davacı adına tescilli … numaralı faydalı model belgesi ile … tescil numaralı endüstriyel tasarımın yenilik unsuru taşımamaları sebebiyle hükümsüzlüğüne karar verilmekle, davacının faydalı model ve endüstriyel tasarım tescilinden kaynaklanan korunacak bir hakkının kalmadığı, bu sebeple tecavüzün de söz konusu olamayacağı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” şeklinde gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı tarafın ikame ettiği hükümsüzlük davası işbu tecavüz davasından sonra açıldığından hükme esas alınamayacağını, Mahkemenin, sadece hükümsüzlük davasının sonucuna göre bu davayı karara çıkardığını, dosyada bilirkişi incelemesi dahi yapılmadığını, tecavüz davasından sonra açılan hükümsüzlük davası kötü niyetli açıldığını, Birisi yarım ay şeklinde bulunan diğeri düz olan iki ürününün benzer bulunduğunun ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, müvekkili tasarımının yeni olduğunu, başvuru tarihinden önce dünyanın hiçbir yerinde kamuya sunulmadığını, tasarımın özgün olup, bilgilenmiş kullanıcı gözünde de açık olarak ayırt edici niteliğe sahip olduğunu, müvekkiline ait 08.05.2013 Tarih ve … numaralı Faydalı Model belgesine bağlı Balya Makinası Toplayıcı Parçası başlıklı buluşun yeni ve sanayiye uygulanabilir nitelikte olduğunu, Müvekkiline ait 08.05.2013 tarih ve … numaralı Balya Makinası Toplayıcı Parçası başlıklı Faydalı Model Belgesine bağlı buluşun KHK m.154 ve m.156 anlamında yeni olduğunu, müvekkile ait faydalı modele konu buluşun başvuru tarihinden önce kesinlikle piyasaya sunulmadığını, Müvekkiline ait ürünün, benzerliği iddia edilen üründen çok daha farklı ve çok daha gelişmiş bir ürün olduğunu, davalı tarafın müvekkili ürününe tecavüz ettiğini ve bu şekilde haksız kazanç elde ettiğini, müvekkilinin, kendi adına başvuruda bulunduğu Faydalı Model ve Endüstriyel Tasarım Belgesi ile piyasada anılan ürün ile faaliyette bulunduğunu, davalı tarafın ise müvekkilinin geliştirdiği ve piyasaya sürdüğü anılan belgelere konu ürünü aynen taklit ederek piyasaya sürdüğünü, davalı tarafın bu fiilleri sebebiyle müvekkilinin çok ciddi şekilde maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkilinin yıllarca ve özenle ve çok yüksek maliyetlere katlanarak geliştirdiği ürünü, davalı tarafın hiçbir emek harcamadan aynen taklit ederek müvekkilinin emeğini sömürdüğünü, müvekkilinin onlarca personel çalıştırarak ve bir hayli para harcayarak, yatırım yaparak ürün geliştirdiğini, davalı tarafın ise, müvekkilimin ürününü taklit etmekle, çok ciddi haksız kazanç elde ettiğini beyan ederek, Yerel Mahkeme kararının istinaf incelemesi sonunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava konusu … numaralı “Balya Makinası Toplayıcı Parçası” isimli endüstriyel tasarımın 02.05.2013 tarihinde, … Y numaralı “Balya Makinası Toplayıcı Parçası” buluş başlıklı faydalı model belgesinin ise, 21.02.2014 tarihinde davacı şirket adına TPMK nezdinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı, kendi adına tescilli endüstriyel tasarım ve faydalı modele ilişkin ürünleri, davalının taklit edip piyasaya sunduğunu beyan ederek, tecavüzün tespitine ve önlenmesine karar verilmesini talep etmiş ise de; İstanbul Anadolu 1.Fikrî ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/100 Esas sayılı dosyasında, eldeki dava dosyasının konusu ile aynı olan tasarım ve faydalı modele ilişkin hükümsüzlük davasının görüldüğü, yapılan yargılama neticesinde, 2014/100 Esas, 2015/160 Karar sayılı kararla; davanın kabulüne, … numaralı faydalı modelin ve … numaralı endüstriyel tasarımın yenilik unsurunu taşımamaları sebebiyle hükümsüzlüklerine ve sicilden terkin edilmelerine karar verilmiş, bu karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 28.05.2018 tarih, 2016/12051 Esas ve 2018/3975 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Hükümsüzlük kararları geçmişe etkili olduğundan ve 554 ile 551 sayılı KHK tarafından sağlanan koruma, hükümsüzlük kapsamında hiç doğmamış sayıldığından eldeki davaya konu taleplerin incelenmesine ve tartışılmasına gerek bulunmadığı kanaatiyle, Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/11/2018 tarih ve 2017/219 E., 2018/320 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022