Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1206 E. 2022/1009 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1206
KARAR NO: 2022/1009
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/01/2018
NUMARASI: 2014/1083 E. – 2018/35 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … İstanbul adresinde bulunan merkezine ve adresine 25/11/2013 tarihinde hırsız girdiğini ve müvekkillerinden …’a ait …bank T.A.Ş. Mecidiyeköy şubesinden alınan … hesap numaralı …,…,…,…, … ve … numaralı boş çekleri ve çek koçanı ile diğer müvekkili …’ye ait… Bankası A.Ş. Ortaklar şubesinden alınan … hesap numaralı …, …, …, …, …, … ve … numaralı boş çekler ile müvekkilinin alacaklı olduğu … Tic. A.Ş.’den ciro ile alınan … Bankası A.Ş. Diyarbakır Kayapınar şubesine ait … hesap … numaralı 25/12/2013 keşide tarihli 4.600,00 TL bedelli, … Bank Şırnak şubesine ait … hesap … numaralı 20/12/2013 keşide tarihli 3.000,00 TL bedelli, … Bankası Mersin Kiremithane şubesine ait …hesap … numaralı 20/12/2013 keşide tarihli 5.000,00 TL bedelli ve … Bankası Siirt şubesine ait … hesap … numaralı 25/12/2013 keşide tarihli 4.000,00 TL bedelli 4 adet çekin çalındığını, müvekkilinin söz konusu dört adet çekin iptali için dava açtığını, dava devam ederken dava dışı … tarafından çeklerin kendisinde olduğundan bahisle müdahale talebinde bulunulduğunu, bu sebeple Mahkemece tarafların çeklerin iadesi hususunda dava açmak üzere süre verildiğini, davalının çeklerin meşru hamili olmadığını, çeklerde … A.Ş.’den sonra müvekkilinin cirosu bulunması gerekirken hiç ilgisi olmayan kişilerin isimlerinin olduğunu, bu sebeple ciro silsilesinin kopuk olduğunu, müvekkilinin çekte cirosu bulunan kişilerin hiçbirisi ile ticari ilişkisinin olmadığını, davalının faktoring şirketi olarak geniş bir istihbarat ağına sahip olması ve çekteki ciro silsilesinin kopuk olmasına rağmen çekleri kabul etmesinin kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunu ortaya koyduğunu beyanla mezkur çekler sebebiyle müvekkilinin davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çeklerin müvekkiline faktoring işlemleri neticesinde müşterisi … İnşaat-… tarafından kullanmış olduğu krediye karşılık ciro edilmek suretiyle verildiğini, müvekkilinin çeklerin meşru hamili olduğunu, çeklerin emre yazılı olmaları sebebiyle ciro silsilesinin muntazam olduğunu, müvekkilinin müşterisi … ile 20/11/2013 tarihinde faktoring sözleşmesi yaparak … seri numaralı 17/11/2013 tarihli faturayı temlik aldığını, buna karşılık müşterisine kredi kullandırdığını, kredinin teminatı olarak … tarafından müvekkiline yedi adet çek verildiğini, müvekkilinin kötü niyetli olmasının söz konusu olmadığını beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İhbar Olunan … Tic. A.Ş. vekili ihbara cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili arasında 25 seneyi aşkın bir süredir ticari ilişki olduğunu, dava konusu çeklerin de bu ticari ilişkiye bağlı cari hesaba dair ödemeler için verildiğini, müvekkilince çeklerin ciro edilerek davacıya verildiğini, müvekkilinin cirosundan sonra çekte cirosu bulunan … ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Açıklanan yasal düzenlemeler karşısında her ne kadar çeklerin davacının çekleri yasal hamili iken elinden rızası hilafına çıktığı anlaşılmış ise de bu iddiasını davalıya karşı ileri sürebilmesi için davalının çeklerin iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiği, davalının dava dışı … İnşaat -… ile yapmış olduğu faktoring işlemlerinin usulüne uygun olduğu, dava dışı … İnşaat -…’den çeklerin alındığı ve ödemenin yapıldığı tarih itibariyle çek iptali davasının ve ödeme yasağı kararının bulunmadığı, ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk olmadığı ve bu şekilde davalının çekleri iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun davacı tarafça ispat edilemediği anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Yerel mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde, bahse konu çeklerin yasal hamili olan müvekkili şirketin elinden rızası hilafına çıktığı doğru bir şekilde tespit edildiğini ancak hatalı bir biçimde davalı … Fakt. A.Ş.’nin çekleri kötüniyetle ve ağır kusurlu olarak iktisap etmiş olduğunun ispat edilemediğinden bahisle işbu davanın reddine karar verildiğini, davalı … Fakt. A.Ş.’nin, müvekkil şirketin yasal hamili olduğu çekleri kötüniyetle ve ağır kusurlu olarak kabul etmiş olduğunu gösterir nitelikte, dosyada mübrez birçok delil bulunduğunu, Davalı …Ş. ile … İnş. — … Firması arasındaki faktoring sözleşmesinin, dava konusu çeklerin çalındığı tarihten daha önceki bir tarihte imzalandığını, sözleşmesinin imza tarihinin 20.11.2013, çeklerin müvekkili şirketten çalındığı tarihin ise 25.11.2013 tarihi olduğunu, müvekkili şirketin 25.11.2013 tarihinde hırsızlık olayının yaşanması ile birlikte derhal kolluk kuvvetlerini konuyla ilgili bilgilendirerek şikayetçi olduğunu, akabinde de tedbir talepli olarak çek iptali davası ikame ettiğini, bu sebeple, mahkemenin “.. çeklerin alındığı ve ödemenin yapıldığı tarih itibariyle çek iptali davasının ve ödeme yasağının bulunmadığı..“ yönündeki gerekçesinin son derece hatalı bir gerekçe olduğunu, davalı şirketin, faktoring işlemine konu edilen çekleri çıplak gözle dahi görmeden ve bunların kanuna uygunluk şartlarını taşıyıp taşımadıklarını incelemeden faktoring sözleşmesini imzaladığını ve bu kapsamda bir ödeme gerçekleştirdiğini, faktoring şirketlerinin aldıkları kambiyo senetleri üzerinde detaylı bir inceleme yapmalarının gerektiğini -Dava konusu çeklerin ciro silsilesinde kopukluk mevcut olduğunu, bahse konu çeklerin ihbar olunan … firması tarafından aralarındaki ticari ilişki kapsamında müvekkili şirkete teslim edilmiş olduğunu, taraflar arasında münakid sözleşme ve çek çıkış bordrosunda yer alan kayıtlarda göründüğünü, bu belgeler ile müvekkili şirketin, çalınmadan evvel bu çekleri yetkili hamili olarak zilyedinde tuttuğunu ancak çekler üzerindeki ciro silsilesi incelendiğinde çekler üzerinde ihbar olunan … şirketinin cirosundan sonra müvekkili şirketin cirosu bulunmadığını, çeklerin çekte cirosu bulunan … Tic, A.Ş. tarafından müvekkiline teslim edildiğine ilişkin çek çıkış bordrosu ve müvekkili ile … A.Ş. arasında var olan sözleşmede müvekkilinin yetkili hamil olduğunun en büyük delili olduğunu, bu sebeple de dava konusu çeklere ilişkin ciro silsilesinin arada müvekkili olmaması sebebiyle kopuk olduğu ve bozuk ciro silsilesi sebebiyle de davalı …nin meşru hamil olmaması sebebiyle de müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalının araştırma yapmadığını ağır kusurlu olduğunu, -İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/134 E. sayılı dosyasındaki sanık ifadeleri ile, dava konusu çekler kapsamında faktoring sözleşmesine konu edilebilecek nitelikte bir borç ilişkisinin bulunmadığının sabit olduğunu, sanık sıfatıyla ifade veren faktoring sözleşmesinin tarafı … ve çekin üzerindeki cirantalardan Muammer Kemal’in beyanları incelendiğinde de davalı … şirketinin dava konusu çekleri kötüniyetli ve ağır kusurlu olarak teslim almış olduğunun açıkça ortaya koyulduğunu, faktoring sözleşmesinin tarafı …’ün, Muammer Kemal’in savunması ve çeklerin üzerindeki bilgilerle çelişen ifadesinin, dava konusu çeklerin müvekkili şirketten çalındıktan sonra sahte işlemlere konu edildiğini ve faktoring işlemine konu edilebilecek bir borç ilişkisinin bulunmadığını açıkça ortaya koyduğunu, davalı …Ş.’nin somut olayda kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğunu, …’ün sözleşmeye dayanak gösterdiği faturaların irsaliyesi bulunmadığını, faturaların gerçekliği de tartışılır nitelikte olup bu sebeplerde davalının iyiniyetinden bahsedilemeyeceğini, …arasında ilişki bulunan … İnşaat – …’e herhangi bir başvuruda bulunmadan dava konusu çeklere ilişkin İstanbul 49 Asliye Ticaret Mahkemesinden taleplerde bulunmasının davalının kötüniyetini ve ağır kusurunu gösterdiğini, müvekkili şirketin diğer cirantalara borçlu olmadığı tespit edilmesi sebebiyle davalının müvekkili şirketten de herhangi bir alacağı bulunmadığını, tüm bu hususlar dışında davalı tarafın kötüniyetinin açıkça ortaya çıktığı İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/134 E sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmamasının da açıkça yasaya ve usule aykırı olduğunu bu sebeplerle istinaf incelemesi neticesinde kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit talepli davadır. Toplanan delillere, tarafların iddia ve savunmaları ile davalı … şirketinin, dava dışı … İnşaat-…. ile faktoring sözleşmesi imzaladığı, … Tic. A.Ş.’den ciro ile alınan … Bankası A.Ş. Diyarbakır Kayapınar şubesine ait … hesap … numaralı 25/12/2013 keşide tarihli 4.600,00 TL bedelli, … Bank Şırnak şubesine ait … hesap … numaralı 20/12/2013 keşide tarihli 3.000,00 TL bedelli, … Bankası Mersin Kiremithane şubesine ait … hesap … numaralı 20/12/2013 keşide tarihli 5.000,00 TL bedelli ve … Bankası Siirt şubesine ait … hesap … numaralı 25/12/2013 keşide tarihli 4.000,00 TL bedelli çeklerin faktoring sözleşmesi kapsamında … numaralı ve 17/11/2013 tarihli 52.038,00 TL bedelli fatura ile temlik edildiği, faturanın … İnşaat … tarafından … Makina Hırd. İnş. adına tanzim edildiği, faktoring işlemi teminatı olarak davalıya aralarında dava konusu çeklerin de olduğu toplam yedi adet çekin verildiği, yapılan işlemin davalı kayıtlarında yer aldığı, çek teslim bordrosu ile ve ticari defterlere kaydedildiği, yapılan işlemlerde herhangi bir usûlsüzlük bulunmadığı gibi faturanın da usûlüne uygun düzenlendiği, … ile yapılmış olan 20.11.2013 tarihli faktoring sözleşmesinin tarihi dikkate alındığında, 6361 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi gereğince faktoring işleminin yapıldığı tarih itibariyle olaya uygulanacak olan Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik’in 22/2. maddesi olup, Faktoring işlemi sırasında henüz yayınlanarak yürürlüğe girmemiş yönetmelik hükümlerinden davalı sorumlu tutulamayacağından, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik’in 22/2. maddesinin faktoring şirketine, mal ve hizmet satışından doğan fatura ve ciro silsilesindeki şekli inceleme dışında başka denetim yükümlüğü getirmediğinden, hükmün konuluş amacının sadece gerçek ticari ilişkilerden kaynaklanan ve belirli özellikleri ispat araçları ile tevsik edilebilen alacakların devir alınmasının sağlamak olduğu, bu sebeple faktoring şirketinin araştırma ve inceleme yükümlülüğünün alacağın dayandığı belgelerin denetlenmesi ile sınırlı tutulması gerektiği, dolayısıyla davacının ileri sürdüğü çekteki ciro silsilesi ve sanık ifadelerinde geçen hususların faktoring şirketine yüklenebilecek ağır bir kusur sayılamayacağı, faktoring şirketinin çeki kötü niyetli iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusurlu olduğunun TTK’nın 790. ve 792.maddeleri kapsamında eldeki delillere göre ispat edilemediği Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, aksi yöndeki davacı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/01/2018 tarih ve 2014/1083 E., 2018/35 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/06/2022