Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1202 E. 2022/1271 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA N : 2020/1202
KARAR NO: 2022/1271
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI: 2015/631 E. – 2018/559 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalılardan …’a yaptırdığı işler karşılığında avans çeki verip, sonra bu çekleri ödemede kullanarak çalıştığını, dava konusu çekin 01/09/2014 tarihinde …’a teslim edildiğini, …’ın finansman sağlamak amacıyla çeki diğer davalı …’e verdiğini, 6361 sayılı kanun gereği bu işlemin fatura ile tevsik edilmesi gerektiği halde, davalı …’ın çeki fatura ile tevsik edilen mal veya hizmet karşılığı almadığını, müvekkilinin dava tarihi itibariyle davalı …’tan 54.342,87 TL alacaklı olduğunu, dava konusu çekin eklenmesiyle alacağının 87.880,75 TL’ye yükseldiğini, davalı …’ın müvekkiline mal veya hizmet taahhüdü bulunduğunu, çeke ilişkin bir mal satışı ve fatura düzenlenmediğinden ortada yasa ve yönetmelikte tanımlanan bir faktoring işlemi bulunmadığını, iki şirket arasında faturaya dayanmayan alacakların naklinin mümkün olamadığını, mahkeme ve Yargıtay kararları uyarınca, malın hiç teslim edilmemesinden ötürü müvekkilinin bütün şahsi def’i ve itirazlarını …’e de yöneltebileceğini, ayrıca davalılardan …’ın faktoring yönetmeliği gereği müşterisi diğer davalı … ve faturaları ile ilgili yeterli araştırma yapmadığını, istihbarat yükümlülüğünü yerine getirmediğini beyanla, bedelsiz kalan dava konusu … Bomonti Şubesi’nin … seri nolu, 25/06/2015 vadeli ve 30.000,00 TL bedelli çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, ödenmemesi ve takibe konu edilmemesi için tedbir tesisine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3. maddesine göre; ancak davacıya ait kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmesi halinde davacının def’ilerine muhatap olabileceğini, müvekkilinin kanun, yönetmelik ve BDDK kararlarına uyularak aktedilen faktoring sözleşmesi çerçevesinde dava konusu çeke faktoring işlemi yaptığını, davalı …’ın fatura asıllarına alacağın temlik edildiğini gösteren temlik yapışkan notu yapıştırılıp imzalanarak ve fotokopileri alınarak işleme başlandığını, sonradan davalı … yetkilisine ”Alacak Bildirim Formu” imzalatılarak, faturalardan kaynaklanan borç karşılığı almış olduğu çeklerin ciro ettirilerek devir ve temlik alındığını, müvekkilinin ciro yoluyla devir ve temlik alındığı tarihte çeklerin bedelsiz kaldığını bilmesi mümkün olmadığı gibi, gereksiz olduğu konusunda mahkeme ve Yargıtay kararları bulunduğunu, çeke tedavülde BK’nun alacağın temliki hükümlerinin uygulanabilmesi için nama yazılı olması ve ibraz süresinin geçmesi gerektiğini, dava konusu çekin emre yazılı olduğunu, faktoring işleminin ibraz süresi içerisinde yapıldığını, alacağın incelenmesi gerektiği düşüncesinin de faktoring mevzuatı gereği temlik alınması gereken şeyin alacağın esasından ibaret olduğunu gösterdiğini, alınan çeke uygulanacak mevzuatın TTK hükümleri olup, çekin ne zaman temlik hükümlerine tabi olacağına dair TTK maddelerine göre, dava konusu çekin özellikleri örtüşmediğinden, davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalı … San. Dış Tic. Ltd.Şti usule uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacının, … Bomonti Şubesi … Seri Nolu 25/06/2015 tarihli 30.000,00 TL bedelli çek sebebiyle davalılar … Dış Tic. Ltd.Şti ile … A.Ş ‘ye borçlu olmadığının tespitini,19.06.2015 dava tarihinden sonra ödenen 30.000,00 TL’nın 25/06/2015 ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte ödeme yapılan davalı … ‘den istirdadını talep ettiği, Faktoring işlemi ve sözleşmesi ile buna ilişkin mevzuat gereğince; kambiyo senedi düzenlenmesi sebeplerinden bağımsız olarak kambiyo senedi borçlusuna faktoring şirketine ödeme yapabilmesi için gerekli araştırmanın yapılması en azından fatura vb. belge araması gerektiği, davalı … tarafından davalı …’tan temlik alınan fatura alacaklarının kapsamında dava konusu çekin teminat amacıyla alındığı, 10.08.2016 tarihli raporda da belirtildiği üzere; davalı …’ın davacıya borçlu olduğu, davalı …’ın temlik aldığı alacaklara ilişkin ticari kaydın bulunmadığı, davacının ayrıca davalı …’a da borçlu olduğuna dair kaydın bulunmadığı, bu sebeple davacının borçlu olmadığı, çekin ihtilafsız şekilde teminat senedi olduğunun anlaşıldığı, tarafların tacir olması karşısında, senet bedeli ödenmekle davacının bedelsizlik def’i ileri sürebileceği, davacının senet bedelini ifadan kaçınabileceğine kanaat getirildiği, saptanan ve hukuksal durum karşısında davacının 13.12.2017 tarihli talebi de dikkate alınarak davanın kabulüne” karar verilmiştir. Davalı … Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkili şirketle akdedilen faktoring sözleşmesine istinaden 25.06.2015 keşide tarihli, 30.000,00-TL bedelli çek için 19.09.2014 tarihinde faktoring işlemi yapıldığını, işlemin, diğer davalı … müşterisi … San. Dış. Tic. Ltd. Şti (…) tarafından düzenlenen fatura asıllarına, alacağın temlik edildiğini gösteren temlik yapışkanları da yapıştırılarak üzeri müvekkili şirket yetkilisi huzurunda imzalanması sonrası faturanın “aslı gibidir” şeklinde onaylı suretinin müvekkili şirkete teslim edildiğini, davalı … tarafından imzalanan Alacak Bildirim Formu’nda söz konusu faturalardan kaynaklanan alacakları olduğu, alacağın başka bir şirket veya şahsa temlik edilmediği kabul edilerek ve çekin cirolanarak müvekkili şirkete devir ve temlik edildiğini, müvekkilinin, Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddesine uygun hareket ettiğini, mevzuat ile yüklenen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalı … müşterisi ile aralarında ticari ilişki olduğunun davacının kabulünde olduğunu, alacağın teyidine dayanak oluşturan faturaların, davacı tarafça mal tedarikleri esas alınarak düzenlenmiş faturalar olup, malların tedarik edilmediği ve işlerin tamamlanmadığına yönelik iddiaların davacı ile diğer davalı … müşterisi arasındaki ilişkinin konusu olduğunu, müvekkilinin faktoring işlemini yaparken alacağın faturaya dayalı olup olmadığını araştırmakla yükümlü olup, Yüksek Mahkeme kararlarına göre; faturalardaki malların teslim edilip edilmediğini yahut yüklenilmiş işlerin yapılıp yapılmadığını araştırma yükümlülüğü bulunmadığından, (Y. 19. HD. 2013/14983 E. 2013/19969 K.K.T. 17.12.2013) müvekkili aleyhine tesis edilen kararın temelsiz kaldığını, -Davacının, diğer davalı … müşterisine karşı sahip olabileceği defileri müvekkili şirkete ileri sürebilmesi için Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri kanunu’nun 9/3. maddesi ile TTK’nun 687. maddesi uyarınca; müvekkili şirketin davacıya ait çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini, kötü niyetli olduğunu çekin bedelsiz olduğunu bildiği halde devir ve temlik aldığını ispatlaması gerektiğini, davacının sunmuş olduğu delillerle müvekkil şirketin kötüniyetini ispat edemediğini, mahkemece; davacının ispat faaliyetini yerine getiremediğine yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, müvekkilinin sunduğu kanıtlar incelenmeksizin davanın kabulüne karar verildiğinden kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davaya konu çekin avans çeki olduğu, diğer davalı … müşterisi tarafından iş tesliminin gerçekleşmediği ve çekin bedelsiz kalmasından ötürü müvekkiline karşı borçlu olmadıkları, bilirkişilerin de, müvekkili şirketin yeterli istihbarat çalışması yapmaksızın devir ve temlik almış olduğu davaya konu edilen çek temelindeki, davacının bedelsizlik defilerini müvekkili şirkete karşı ileri sürebileceği yönündeki değerlendirmelerinin hükme esas alınmaması gerektiğini, avans çeki kavramının yasalarda tanımı bulunmadığını, hukuken çekin bir ödeme aracı olduğunu ve cirolamak suretiyle çok basit olarak tedavüle çıkabileceğini tacir olan davacının bilmesi gerektiğini, somut olayda çekin, diğer davalı … müşterisi şirket tarafından cirolanarak faktoring işlemine konu edildiğini, karşılığında kredi kullandırıldığını, çeki teslim ettikten sonra çekin bedelsiz kaldığından bahisle iyiniyetli üçüncü kişi konumundaki yetkili hamil müvekkili şirket’e karşı dava açmasının basiretli bir tacir gibi davranma ilkesine aykırı düştüğü gibi MK’un 2. maddesine de aykırı olduğunu, Yüksek Mahkeme kararlarıyla iyiniyetli müvekkili şirketin, davacının ileri sürmüş olduğu hukuki mesnetten yoksun bedelsizlik defilerine muhatap olmayacağı hususunun sabit olduğunu, (Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/126 E.2012/610 K. Sayılı İlamı, Yargıtay 15. HD’nin 2011/2192 E. 2012/136 K, ve . 11. HD. 2013/4239 E. 2013/19607 K. 04.11.2013 tarihli,. 19. HD. 2014/15175 E. 2015/50 K. 12.01.2015 tarihli, 19. H.D. 2016/2492 E 2016/9203 K, 23.05.2016 tarihli, 19. HD.2016/8709 E, 2016/15664 K, 12.12.2016 tarihli, 19. HD. 2016/9768 E. 2017/6973 K. 17.10.2017 tarihli, 19. HD. 2016/13392 E.2017/7514 K. 01.11.2017 tarihli, Yargıtay HGK’nun 2010/19-488, 2010/557 sayılı kararları,) izah olunan ve res’en dikkate alınacak sebeplerle kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; faktoring işlemi ile davalı … Şirketi’ne temlik edilen dava konusu … Bomonti Şubesi’nin … seri nolu, 25/06/2015 vadeli ve 30.000 TL bedelli çekin, davalı …’a yaptırdığı işler karşılığında avans olarak verilip karşılığında ürün alınmaması sebebiyle karşılıksız kaldığından bahisle, davalılara borçlu olmadığının tespiti ve çekin iptali, ödenmemesi ve takibe konu edilmemesi için tedbir tesisine ilişkindir. Mahkemece; Faktoring işlemi ve sözleşmesi ile buna ilişkin mevzuat gereğince; kambiyo senedi düzenlenmesi sebeplerinden bağımsız olarak kambiyo senedi borçlusuna faktoring şirketine ödeme yapabilmesi için gerekli araştırmanın yapılması, en azından fatura vb. belge araması gerektiği, davalı … tarafından davalı …’tan temlik alınan fatura alacaklarının kapsamında dava konusu çekin teminat amacıyla alındığı, 10.08.2016 tarihli raporda belirtildiği üzere; davalı …’ın davacıya borçlu olduğu, davalı …’ın temlik aldığı alacaklara ilişkin ticari kaydın bulunmadığı, davacının ayrıca davalı …’a borçlu olduğuna dair kaydın bulunmadığı, bu sebeple davacının borçlu olmadığı, çekin ihtilafsız şekilde teminat senedi olduğunun anlaşıldığı, tarafların tacir olması karşısında, senet bedeli ödenmekle davacının bedelsizlik def’i ileri sürebileceği, davacının senet bedelini ifadan kaçınabileceği, saptanan ve hukuksal durum karşısında davacının 13.12.2017 tarihli talebi dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar aleyhine davalı … Şirketi vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Şirketi ile diğer davalı … müşterisi … San. Dış. Tic. Ltd. Şti arasında 21/07/2014 tarihli faktoring sözleşmesi yapıldığı ve dava konusu 25/06/2015 keşide tarihli çekin verildiği dosya kapsamı ile sabittir. 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 13/12/2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olması sebebiyle ihtilafın 6361 Sayılı Yasa kapsamında olduğu tespit edilmiştir. Yasanın 9. maddesinde; ‘Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktöring şirketine devri halinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktöring şirketine karşı ileri süremez; meğer ki faktöring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun’ hükmü yer almaktadır. Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 04/02/2015 tarihli 29257 sayılı resmi gazetede yayınlanarak 01/01/2015 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş olan yönetmeliğin “İstihbarat Çalışması” başlıklı 5. maddesi gereğince faktoring şirketlerine faturaya dayalı alacağı temlik aldıklarında “Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan fatura tarifi şekli ve nizamına ilişkin düzenlemelerde dikkate alınarak faturadaki bilgileri kontrol etme” yükümlülüğü getirmiş ise de; davalı … şirketi ile diğer davalı arasında 21/07/2014 tarihinde faktoring sözleşmesi yapıldığı ve dava konusu çeklerin sözleşme kapsamında davalı … şirketine teslim edildiği davalı tarafça dosyaya sunulan belgelerden tespit edildiğinden, 6361 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi gereğince faktoring işleminin yapıldığı tarih itibariyle olaya uygulanacak olan, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik’in 22/2. maddesidir. Faktoring işlemi sırasında henüz yayınlanarak yürürlüğe girmemiş yönetmelik hükümlerinden davalının sorumlu tutulması mümkün değildir. Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2. maddesine göre; Birinci fıkrada belirtilen hususlara ilave olarak faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler düzenlemesi uyarınca, faktoring şirketlerinin devir aldığı alacak, bir kambiyo senedinden kaynaklanıyor olsa bile, alacağı doğuran temel ilişkiye ait fatura veya benzeri belgelerle bunu tevsik etmeleri gerekmektedir. Davanın dayanağını oluşturan 30.000,00 TL tutarlı çek, davacı …tarafından, diğer davalı … San. Dış. Tic. Ltd. Şti emrine keşide edilmiştir. Davalı … San. Dış. Tic. Ltd. Şti. tarafından faktoring şirketi olan davalı … Factoring Hiz. A.Ş.’ne 21/07/2014 tarihli faktorig sözleşmesi ve 18/05/2014 tarihli … sıra numaralı 14.485,50 TL ve 17/09/2014 tarihli, … sıra numaralı 17.700,00 TL tutarlı fatura karşılığı, Alacak Bildirim Formu -Çek/Senet Tevdii Bordrosu karşılığı teslim alındığı tespit edildiğinden, davalı … şirketinin davaya konu çeki bu temlik sözleşmesi gereğince, müşterisinden, yönetmeliğin 22/2. maddesine uygun olarak temliken aldığı, ciro silsilesinin şeklen kopuk olmadığı görüldüğünden, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni gösterdiği sübuta ermiştir. TBK 188.maddesinde ( Eski B.K. 167); “Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları devralana karşı da ileri sürebilir” TBK 189.maddesinde; “Alacağın devri ile devredenin kişiliğine özgü olanlar dışında öncelik hakları ve bağlı haklarda devralana geçer ” TTK 790.maddesinde; ” Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde yetkili hamil sayılır.” TTK 801.maddesinde; ” Cirosu kabil bir çeki ödeyecek olan muhatap, cirolar arasında düzenli bir teselsülün var olup olmadığını incelemekle yükümlü ise de, cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir.” TKK 683.maddesinde; ” Cironun poliçe veya poliçeye bağlı olan ve alonj denilen bir kağıt üzerine yazılması ve ciranta tarafından imzalanması gerekir.” düzenlemeleri mevcuttur. 6361 Sayılı Kanunu’nun 9. maddesinin 2. fıkrasındaki “Faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez” düzenlemesi karşısında yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca, faktoring sözleşmeleri alacağın devri hükmünde olup, Borçlar Kanunu’nda sayılmış sözleşmeler arasında yer almayan ve birden fazla sözleşme unsurunu kapsamına alan karma sözleşmelerdendir. Bu niteliği itibariyle faktoring sözleşmelerinde üçlü ilişki mevcut olup, işlemlerin taraflarını alacağı temlik alan faktoring şirketi, temlik eden önceki alacaklı (faktoring şirketinin müşterisi) ve önceki alacaklıyla arasında temel hukuki ilişki bulunan borçlu oluşturmaktadır. Faktoring sözleşmesinin alacağın devri hükmünü ihtiva etme niteliği gereği TBK md. 188/1 maddesi uyarınca kural olarak borçlu, önceki alacaklısına karşı ileri sürebileceği şahsi defileri temlik alan durumundaki faktoring şirketine karşı da ileri sürebilir. 6361 Sayılı Kanunu’nun 9. maddesinin 3. fıkrasında”Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” Türk Ticaret Kanunu’nun “Defiler” başlıklı 687/1. maddesindeki “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” şeklindeki düzenleme 6361 sayılı Kanunun 9/3. maddesi ile paralel bir hüküm taşımaktadır. 6361 Sayılı yasanın 9/3 maddesi hükmü faktoring işleminin tarafları olan borçlu önceki alacaklı ve temlik alan faktoring şirketi dışındaki, kambiyo senedinde ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından getirilmiş bir hüküm olup, kanunun 9/3 maddesi hükmünün faktoring işleminin tarafları arasında yer almayan kambiyo borçlularını ilgilendirdiği gerekçenin son cümlesinde yer alan “Bu bağlamda 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun defiler başlıklı 687. maddesi ile paralellik sağlanması hedeflenmiştir” sözlerinden anlaşılmaktadır. 6102 Sayılı TTK’nun 687/2 maddesinde “Alacağın temliki hükümleri saklıdır” hükmü yer aldığından, 6361 Sayılı Kanun’un 9/2. maddesi hükmünden hareketle faktoring sözleşmelerinde alacağın temliki hükümleri uygulanacağından, 6102 Sayılı TTKnun 687/2. maddesi ve 6361 Sayılı Kanun’un 9/2 maddesi karşısında faktoring işleminin taraflarından olan kambiyo borçluları hakkında alacağın temliki hükümlerinin uygulanacağı aynı kanunun 9/3 maddesi hükmünün ise faktoring işleminin tarafı olmayan ve ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından uygulanabileceği tespit edilmektedir (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/1159 Esas – 2015/12752 Karar sayılı ve 201/3805 Esas -2020/215 Karar sayılı ilamı). Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu 10/08/2016 tarihli rapor ile; … Cari Kodlu, … 2014 ve 2015 Davacı yan Cari hesap ekstrelerine göre; dava konusu çekin kayıtlara girdiği 01.09.2014 tarihinde Davalı …’ın Davacı … mobilyaya 87.880,75 TL borçlandığı, ayrıca devam eden ilişkiye bağlı olarak cari hesap ekstresinde 26.12.2014 tarihinde Davalı …’ın Davacı … mobilyaya 71.581,30-TL ve 07.04.2015 tarihi itibariyle 54,342,87-TL borçlu olduğu, temlik alınan alacakların dayandırıldığı … ve … fatura numaralı, … ve … irsaliye numaralı 2 adet faturaya ilişkin olarak davacının muavin hesap dökümlerinde ve yevmiye defterlerinde bir kayda rastlanmadığı tespit edilmiştir. Bu açıklamalar karşısında davalı … şirketi yönünden yapılan değerlendirmede; faktoring şirketine ciro yoluyla devredilen çekte keşideci davacı … San.Tic.Ltd.Şti (borçlu), lehtar diğer davalı … San. Dış. Tic. Ltd. Şti (…) (önceki alacaklı), faktoring şirketi ise lehtardan çeki ciro yoluyla temlik alan son hamil durumunda olup, faktoring işleminin taraflarından olduğundan, 6361 sayılı yasanın 9/3 maddesi hükmünün uygulama yeri bulunmamaktadır. Davada 6361 Sayılı Kanun’un 9/2 maddesi hükmü ve 6098 Sayılı TBK nın 188/1 maddesi hükmünün uygulanarak, borçlu; önceki alacaklısına karşı aralarındaki temel hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri, alacağı önceki alacaklıdan faktoring sözleşmesi çerçevesinde temlik alan faktoring şirketine karşı da ileri sürebilecektir. Bu durumda, dava konusu çek karşılığı, fatura düzenlen malın tesliminin yapıldığının kanıtlanması gerekip, mevcut haliyle davalı tarafından ispatlanamadığı, aksine bilirkişi raporu ile davacının çek lehtarından alacaklı olduğu anlaşıldığından, davalı … şirketi vekilinin ihtilafa Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı, malların tedarik edilmediği ve işlerin tamamlanmadığına yönelik iddiaların davacı ile diğer davalı … müşterisi arasındaki ilişkinin konusu olduğu, müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğinin mahkemece dikkate alınmadığına ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarih ve 2015/631 E. 2018/559 K. Sayılı kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.049,30 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 512,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.536,97 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/09/2022