Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1197 E. 2022/975 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1197
KARAR NO: 2022/975
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 27/09/2018
NUMARASI: 2018/89 E. – 2018/290 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 1952 yılından beri … marka ve ticaret unvanı ile Türkiye’de ve birçok ülkede baklava, lokum, pasta, kurabiye, sütlü tatlı gibi gıda ürünleri üretime ve pazarlamasını yapan büyük bir firma olduğunu, … markasının müvekkili sayesinde Türkiye’de ve dünyada tanındığını, … markasının TPMK da .., …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, sayılı belgeler ile 29./30./32./33./35./42. ve 43. sınıflarda tescil ettirerek 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nu uyarınca koruma altına alındığını, davalı tarafından müvekkil markasının görsel ve işitsel olarak aynı /ayırt edilemeyecek kadar benzeri, herhangi bir izne dayalı olmaksızın tüketiciler nezdinde iltibasa yol açacak şekilde davalı tarafından kullanıldığını, davalı tarafından, müvekkilinin tescilli markasının görsel ve işitsel olarak neredeyse aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzerini, aynı/benzer sektörde faaliyette bulunduğu işletmesindeki tabela, katalog, broşür ve benzeri materyallerde haksız bir şekilde kullanıldığını beyan ederek, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile, davalı markasının her türlü yayınlar, hizmetler ve mallar, ürünler; ambalajlar; tabela, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi; basılı kağıtlar, faturalar ve sair her türlü ticari evrak ile internet alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde, Türkiye’de ya da yurtdışında kullanmasının önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının müvekkiline ait tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve benzeri her türlü ürünün toplatılması için tedbir kararı verilmesine, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek 5 gazeteden biri ile ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafça dava açılmadan önce müvekkiline hitaben Üsküdar … Noterliği’nin 03 Ocak 2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek ”marka hakkına yapılan tecavüzün önlenmesi” ve kendi markaları ile müvekkilinin kullanmış olduğu markanın benzerlik göstermesi nedeniyle müvekkilince kullanılan … isminin değiştirilmesinin bildirildiğini, bu ihtara binaen müvekkilinin ihtarname tebliğ alınır alınmaz isim değişikliğine gidildiğini ve yeni isim olarak ”…” kullanılmaya başlayıp, derhal dükkan tabelasının değiştirildiğini bu durumu bildirir davacı taraf ihtarına cevabi ihtarın müvekili tarafından büyükçekmece 9. noterliği’nin 10 ocak 2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacı taraf vekiline tebliğ edildiğini, davacı tarafın söz konusu ihtarnameyi 17 ocak 2018 de vekili aracılığı ile tebliğ alındığını, müvekkiline ait marka isminin … olarak değiştirildiğini davacı tarafça bilinmesine rağmen haksız menfaat sağlama amacı ile iş bu davanın ikame edildiğini, davacının davaya konu talepleri konusuz kaldığını, davacı taleplerinin ve iddialarının dava tarihinden önce ortadan kaldırılmış olması nedeniyle korunan bir hak mevcut olmadığını beyan ederek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ve dava tarihi itibariyle aslında konusuz kalmasına rağmen ikame edilen iş bu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…Somut uyuşmazlıkta, taraflarca dosyaya sunulan deliller, bilirkişi raporu, davalı yana ait ürün ambalajı ve tüm dosya kapsamı topluca değerlendirildiğinde, mahallinde yaptırılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, davacı adına tescilli ve esas unsuru “…” ibaresini taşıyan markanın, davalının işyerinde bulunan dış mekan tabelasında, ürün ambalajlarında, tanıtım materyallerinde ve işyeri girişinde bulunan iki adet reklam bayrağında, davacı yandan herhangi bir izin alınmaksızın yoğun olarak kullanıldığı, davalının kullanmış olduğu buğday figürünün yan unsur niteliğinde olduğu ve her ne kadar davalı yan keşif sırasında, davacı tarafından kendilerine gönderilen ihtarnameden sonra marka kullanımlarını “…” olarak değiştirdiklerini beyan etmiş iseler de, “…” ibaresinin sadece dış mekan tabelasında kullanıldığı ve bu kullanımın “…” ibaresine nazaran küçük puntolarla yazılı olduğu, davacı markası ile benzerlik arzeden … ibaresinin daha baskın ve büyük puntolarla yazılı olduğu ve ayırt ediciliğin hem davacı markasında, hem de davalı kullanımında kelime unsuru olup, davacı markalarında “…”, davalı kullanımında ise …/…” ibareleri olduğu ve davalı yanın işbu markasal kullanımının görsel, işitsel ve kavramsal olarak davacı markalarına benzerlik arzettiği ve bu durumun tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açabileceği hususları nazara alındığında, aşağıda da yazılı olduğu üzere, davalı kullanımlarının davacının tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu anlaşılmakla, davalının davacı yana ait markaya tecavüzünün ve haksız rekabetinin tesipit ile men’ine, davalının … ibarelerini reklam, reklam, tabela, fotoğraf ,afiş, broşür, fatura ve internet alan adları dahil olmak üzere logolarının benzer kullanımların engellenmesine, logo broşür, kartvizit ve tanıtım evrakına el konulmasına, kaldırılmasına, imhasına ve hükmün ilanına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde gerekçeyle davanın kabulüne ve marka hakkına tecavüzün tespitine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı markası ile müvekkili kullanımlarının görsel ve işitsel yönden farklı olduğunu, davacının bir hak kaybının bulunmadığını, davalı tarafça dava açılmadan önce müvekkiline hitaben Üsküdar … Noterliği’nin 03 Ocak 2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek ”marka hakkına yapılan tecavüzün önlenmesi” ve kendi markaları ile müvekkilinin kullanmış olduğu markanın benzerlik göstermesi nedeniyle müvekkilince kullanılan … isminin değiştirilmesinin bildirildiğini, bu ihtara binaen müvekkilinin ihtarname tebliğ alınır alınmaz isim değişikliğine gidildiğini ve yeni isim olarak ” …” kullanılmaya başlayıp, derhal dükkan tabelasının değiştirildiğini bu durumu bildirir davacı taraf ihtarına cevabi ihtarın müvekili tarafından büyükçekmece … noterliği’nin 10 ocak 2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacı taraf vekiline tebliğ edildiğini, davacı tarafın söz konusu ihtarnameyi 17 ocak 2018 de vekili aracılığı ile tebliğ alındığını, müvekkiline ait marka isminin … olarak değiştirildiğini davacı tarafça bilinmesine rağmen haksız menfaat sağlama amacı ile iş bu davanın ikame edildiğini, davacının davaya konu taleplerin konusuz kaldığını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı kullanımlarının, davacı adına TPMK nezdinde …, …, …, …, …, …,  …, …, …, , …, … tescil numaralarıyla tescilli ”…” ibareli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediğinin tespitine yöneliktir. Davacı markası 29., 30., 32., 33., 35., 42. ve 43. sınıflarda tescilli olup, davalının, davacı markasının tescilli olduğu sınıflardan ”ekmek ve pasta satışı ile cafe işletmeciliği” alanında faaliyet gösterdiği, toplanan delillere ve denetime elverişli tespit raporuna göre, davacı adına tescilli ve esas unsuru “…” ibaresini taşıyan markanın, davalının işyerinde bulunan dış mekan tabelasında, ürün ambalajlarında, tanıtım materyallerinde ve işyeri girişinde bulunan iki adet reklam bayrağında, davacı yandan herhangi bir izin alınmaksızın kullanıldığı, davalının kullanmış olduğu buğday figürünün yan unsur niteliğinde olduğu ve her ne kadar davalı yan, davacı tarafından kendilerine gönderilen ihtarnameden sonra marka kullanımlarını “…” olarak değiştirdiklerini beyan etmiş iseler de, “…” ibaresinin sadece dış mekan tabelasında kullanıldığı ve bu kullanımın “…” ibaresine nazaran küçük puntolarla yazılı olduğu, davacı markası ile benzerlik arzeden ”…” ibaresinin daha baskın ve büyük puntolarla yazılı olduğu, ayırt ediciliğin hem davacı markasında, hem de davalı kullanımında kelime unsuru olduğu, davacı markalarında “…”, ibaresinin davalı kullanımında ise, ”…/…” ibarelerinin bulunduğu, davalı yanın işbu markasal kullanımının görsel, işitsel ve kavramsal olarak davacı markaları ile benzerlik gösterdiği, bu durumun ise, ortalama tüketici nezdinde iltibasa yol açabileceği anlaşılmakla 6769 sayılı SMK’nun 29/2-b,c maddesi kapsamında marka hakkına tecavüzün tespiti yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olup, davalı yanın istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27/09/2018 tarih ve 2018/89 E., 2018/290 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022