Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1190 E. 2022/1267 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1190
KARAR NO: 2022/1267
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2018
NUMARASI: 2017/808 E. -2018/977 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 14/05/2014 tarihli finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, ek sözleşme ile tadil edildiğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan kira bedellerini ödememesi üzerine ihtarname tebliğ edildiğini, ancak kira bedellerinin ödenmediğinden sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların aynen iadesini ve taşınmazlar üzerindeki finansal kiralama sözleşmesi şerhinin terkinine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkiline usulüne uygun ihtarname tebliğ etmediği için temerrüde düşürmediğini ve akti fesh hakkının doğmadığını, sözleşme ve tadil sözleşmeleri gereğince müvekkilinin davacıya ödemeler yaptığını savunarak davanın reddini dilemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın, taşınmaz üzerindeki Finansal Kiralama Şerhinin terkinine ilişkin olduğu, taraflar arasında Beyoğlu … Noterliği’nce onaylı 14/05/2014 tarihli finansal kiralama sözleşmesi ile İstanbul Esenyurt … Sok. … ada… parsel sayılı kat irtifaklı taşınmazda … Blok … kat …, … ve … nolu, … Blok …, … ve … nolu bağımsız bölümlerin davalıya kiralandığı ve tapu kaydına finansal kiralama şerhi verildiği, finansal kiralama aylık taksitlerinin ödenmemesi üzerine noter aracılığı ile gönderilen, 06/08/2015 tarihli 60 gün ödeme süreli ihtarın 10/08/2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, ihtara konu alacağın ödenmemesi sebebiyle davalının temerrüde düştüğü, noter aracılığı ile 24/03/2016 tarihinde gönderilen fesih ihtarının 29/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 09/10/2015 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, bilirkişi raporundan davalının 1.074.952,00 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, Temerrüt ihtarlarından sonra tarafların bir araya gelerek Beyoğlu … Noterliği’nin 04/05/2017 tarihli tadil sözleşmesi ile; 14/05/2014 tarihli finansal kiralama sözleşmesinde 49 olarak öngörülen taksit sayısını 36’ya indirdiklerinin saptandığı, tadil sözleşmesi ile tarafların, fesih bildirimi yapılmasına rağmen, taraflar arasındaki sözleşmenin devamını kabul etme iradesini gösterdikleri, tadil sözleşmesi ile taraflar arasında yeni bir finansal kiralama ilişkisinin kurulduğu, en azından ilişkinin devamını kararlaştırdıklarının kabulü gerektiği, Tadil sözleşmesi ile yeniden başlatılan finansal kiralama ilişkisinde de kiralama bedellerinin ödenmediği, tadil edilen finansal kiralama sözleşmesinden sonra davalıya yeniden temerrüt ihtarı çekilmeden eski ihtara dayanarak dava açıldığı, davacının tadilden sonraki dönem için gecikme sebebiyle yeni bir ihtarla davalıyı temerrüde düşürüp, fesih iradesini göstermiş olmasının yasal gereklilik olduğu, davalıyı temerrüde düşürmeden terkin talebinde bulunulmasının hukuken mümkün olmadığı, Davalı usulüne uygun temerrüde düşürülüp, fesih bildirimi yapılmadan terkin talebiyle aleyhine açılan davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile davalı arasında, Beyoğlu … Noterliği’nin 14.05.2014 tarih ve … yevmiye no.lu 14002485 sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, davalı şirket ödeme kurallarına uymadığından Beyoğlu … Noterliği’nin 06.08.2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklı, 19.07.2016 tarihi itibariyle vadesi gelen 84.190,18-EURO kira, 1.142,55- EURO kira temerrüt, 4.885,77-TL Sigorta, 1.286,42-TL Sigorta temerrüt borcu bulunduğu, 60 günlük sürede ödenmesi, bu süre içerisinde borcun ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedileceğinin belirtildiğini, verilen sürede ödenmediğinden, Beyoğlu … Noterliği’nin 24.03.017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini, Taraflar arasındaki tadil sözleşmesinde tüm hakların saklı tutulduğunu, tadil sözleşmesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin fesh edildiğine ilişkin konuda bir değişiklik yapılmadığını, Taraflar arasında özel yasa ile düzenlenen, kendine özgü sözleşme tipinden kaynaklanan ilişkiye uygulama yeri bulmayan borçların sona ermesi, fesih hakkı, sözleşmenin devamına ilişkin genel borçlar hukuku ilkelerinden hareketle karar verilmesinin isabetli olmadığını, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; davalı ile aralarındaki Beyoğlu … Noterliği’nin 14.05.2014 tarih ve … yevmiye no.lu … sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesi uyarınca, sözleşmeye konu taşınmazlar davalı tarafa teslim edilmesine rağmen, davalı tarafça finansal kira bedelleri süresinde ödenmemesi üzerine gönderilen süreli ihtara rağmen ödeme yapılmadığından ve sözleşme feshedildiğinden, sözleşmeye konu taşınmazların davacı tarafa teslimi ile taşınmazlar üzerindeki finansal kiralama şerhinin terkinine ilişkindir. Mahkemece; Taraflar arasındaki Beyoğlu … Noterliği’nin 14/05/2014 tarihli finansal kiralama sözleşmesi ile davalıya kiralanan ve tapu kaydına finansal kiralama şerhi verilen taşınmazlar için tespit edilen taksitlerin ödememesi üzerine, davalının temerrüde düştüğü, fesih ihtarının davalıya 29/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 1.074.952,00 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, Temerrüt ihtarlarından sonra Beyoğlu … Noterliği’nin 04/05/2017 tarihli tadil sözleşmesi ile tarafların, fesih bildirimi yapılmasına rağmen, aralarındaki sözleşmenin devamını kabul etme iradesini gösterdikleri, tadil sözleşmesi ile taraflar arasında yeni bir finansal kiralama ilişkisinin kurulduğunun, en azından ilişkinin devamının kararlaştırdıklarının kabulü gerektiği, tadil sözleşmesinden sonra da kiralama bedelleri ödenmemiş ise de, davacının tadilden sonraki dönem için gecikme sebebiyle yeni bir ihtarla davalıyı temerrüde düşürüp, fesih iradesini göstermesinin yasal gereklilik olduğu, davalıyı temerrüde düşürmeden terkin talebinde bulunulmasının hukuken mümkün olmadığı, davacının ise tadil edilen finansal kiralama sözleşmesinden sonra davalıya yeniden temerrüt ihtarı çekmeden eski ihtara dayanarak dava açtığı, davalı usulüne uygun temerrüde düşürülüp, fesih bildirimi yapılmadan terkin talebiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir. Karar aleyhine davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı taraf; tadil sözleşmesi ile tüm haklar saklı tutulduğundan, taraflar arasındaki sözleşmenin fesh edildiğine ilişkin konuda bir değişiklik yapılmadığından, özel yasa ile düzenlenen, kendine özgü sözleşme tipinden kaynaklanan taraflar arasındaki ilişkiye, uygulama yeri bulmayan borçların sona ermesi, fesih hakkı, sözleşmenin devamına ilişkin genel borçlar hukuku ilkelerinin uygulanarak davanın reddine karar verilmesinin isabetli olmadığını ileri sürmüştür. Taraflar arasındaki Beyoğlu … Noterliği’nin 14.05.2014 tarih ve … yevmiye no.lu … sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesi ile; İstanbul Esenyurt … Sokağı … ada … parsel sayılı kat irtifaklı ana taşınmazda … Blok …. kat .., … ve .. nolu, … Blok …, … ve … nolu bağımsız bölümlerin davalıya kiralandığı ve tapu kaydına finansal kiralama şerhi verildiği, davalı kiralayanın da ödeme planında belirtilen şekilde finansal kira bedellerini ödemeyi taahhüt ettiği Sözleşmenin 16. maddesinde; “ödeme tarihinin önceden belirlendiği hallerde, başkaca ihtara gerek kalmaksızın bu tarihte, ödemesi ihtara bağlı hallerde tanınan süre içerisinde ödemede temerrüte düştüğü taktirde, vadenin veya sürenin sonunu takip eden tarihin temerrüt tarihi olacağı, 17. maddesinin; kiralayanın kira bedellerinin belirlenen vade ve miktarda ödenmemesi halinde Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun sözleşmenin feshine ilişkin düzenlemeleri uyarınca sözleşmeyi fesih hakkının olduğu, 45. maddesinin; kiralayan tarafından sözleşmenin feshi ihbarı yapıldıktan sonra, kiracının kiralayanın kabul ettiği ödeme ve teminatları vermesi durumunda kiralayanın feshi ihbardan rücu etme hakkı vardır. Kiralayan bu haktın rücu ettiğini zımni veya bir ihtarla veya yazılı beyanla kiracıya bildirebilir. Bu durumda sözleşme hükümlerinin mevcut ve ilave alınacak teminatlar kapsamı ile birlikte yürürlüğü devam eder.” hükmünü ihtiva ettiği tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki 04/05/2017 tarihli tadil sözleşmesi ile; “… arsa paylı … blok ….kat … numaralı bağımsız bölüme ilişkin … numaralı ödeme planı ile … arsa paylı … blok ….kat … numaralı bağımsız bölüme ilişkin … numaralı ödeme planındaki 49 ay olan kira süresinin 36 ay olarak tadil edildiği, sözleşmenin 3.maddesinde, … numaralı finansal kiralama sözleşmesine konu ve diğer taşınmazlara ilişkin …, …, …, …, …, … numaralı ödeme planlarındaki hususların ve anılan kiralama sözleşmesinde ve söz konusu ödeme planlarında herhangi bir değişiklik yapılmaksızın aynen devam edeceğinin taraflarca taahhüt edildiği, Beyoğlu … Noterliği’nin 14.05.2014 tarih ve … yevmiye no.lu … sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesinin diğer hükümlerinin aynen yürürlükte olduğunun belirtildiği” tespit edilmiştir. 6361 sayılı yasanın 34. maddesinde uygulanmayacak hükümler; “Sözleşme hakkında 22/11/2001 tarihli ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 764, 765, 766.maddelerinin, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun İkinci Kısım Birinci Bölüm İkinci Ayrımınıda yer alan “Kısmi Ödemeli Satışlar”a ilişkin hükümleri ile İkinci Kısım Dördüncü Bölüm Dördüncü Ayrımınıda yer alan “Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarına ilişkin hükümler” olduğu belirtilmiştir. Yasal düzenlemenin mefhum-u muhalifinden, uygun düştüğü sürece finansal kiralama sözleşmelerinden kaynaklanan ihtilaflara Türk Borçlar Kanunu’nun diğer hükümlerinin uygulanabileceği anlaşılmaktadır. Toplanan deliller sonucu; davalının, finansal kiralama aylık taksitlerini ödememesi üzerine davacı tarafından 06/08/2015 tarihinde noter aracılığı ile 60 gün ödeme süresi verilerek ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin 10/08/2015 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği, ancak ihtara konu alacağın ödenmemesi sebebiyle davalının temerrüde düştüğü, bilahare davacının davalıya noter aracılığı ile 24/03/2016 tarihinde fesih ihtarnamesi gönderdiği ve bu fesih ihtarının da davalıya 29/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, fesih bildiriminden sonra tarafların 04/05/2017 tarihli tadil sözleşmesi ile aralarındaki 14.05.2014 tarih ve … yevmiye no.lu… sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesinin diğer hükümlerini aynen yürürlükte bırakarak, … ve … numaralı ödeme planlarının yeniden yapılandırıldığı, davacının fesih ihtarının davalıya tebliğ edildiği 29/03/2016 tarihinde dava açma hakkını elde etmesine rağmen bu hakkı kullanmadığı gibi, 04/05/2017 tarihli tadil sözleşmesi akdettiği ve bu sözleşmede 24/03/2016 tarihli fesih bildirimindeki hakkını saklı tuttuğunu açıkça beyan etmediği, aksine “Beyoğlu … Noterliği’nin 14.05.2014 tarih ve … yevmiye no.lu … sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesinin diğer hükümlerinin aynen yürürlükte olduğu” belirtilmek suretiyle sözleşme hükümlerinin aynen devam ettiğini taahhüt ettiği tespit edilmiştir. Davacının kazanmış olduğu dava hakkını uzun süre kullanmaması ve devamında tadil sözleşmesi yapması, iradesinin sözleşmenin devamı yönünde olduğunu göstereceğinden, ancak sözleşmedeki usule uymak şartı ile sözleşmeyi feshedebilir. Tadil sözleşmesinden sonra davalı temerrütünün gerçekleşmesi için, ödeme tablosundaki tarihte ödenmeyen finansal kira bedeli için süreli ihtar gönderilip, verilen süreye rağmen ödenmemesi halinde fesih hakkının kullanılması ve sözleşmeye konu taşınmazlar üzerindeki şerhin terkinin talep edilmesi gerekip, davacı tarafın tadil sözleşmesinden önce gönderdiği fesih bildirimine dayanarak dava açması mümkün değildir. Davacı taraf tadil sözleşmesi yapmakla davalı ile arasındaki 14.05.2014 tarih ve … yevmiye no.lu … sayılı finansal kiralama sözleşmesine dayanarak gönderdiği 24/03/2016 tarihli fesih bildirimindeki hakkını saklı tuttuğunu açıkça beyan etmediğinden, davalı tarafta sözleşmenin devam edeceği yönünde haklı güven oluşturduğu sabittir. Ticaret, taraflar arasındaki güvene dayalı bir hukuki ilişkidir. İyi niyet kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de re’sen nazara alınması gerekir. TMK 2. maddesi uyarınca taraflar hak ve yetkilerini kullanırken iyi niyetli davranmak zorunda olup, kötü niyetin hiç bir hukuk düzeninde korunması mümkün değildir. Davacı tarafın hak kazandığı fesih hakkını uzun süre kullanmamak ve daha sonraki tarihte tadil sözleşmesi yapmak suretiyle ” Beyoğlu …. Noterliği’nin 14.05.2014 tarih ve … yevmiye no.lu … sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesinin diğer hükümlerinin aynen yürürlükte olduğu”nu belirtilmek suretiyle davalıda sözleşmenin devamı yönünde güven oluşturduktan sonra, önceki ihtara dayanarak dava açması aynı zamanda iyi niyet kuralları ile de bağdaşmadığından, mahkemece verilen karar yasal düzenlemelere uygun olmakla, davacı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/10/2018 tarih ve 2017/808 E. 2018/977 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/09/2022