Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/119 E. 2020/381 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/119 Esas
KARAR NO: 2020/381
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2017
NUMARASI: 2016/15 E. – 2017/908 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Söz. Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile aralarında franchise sözleşmesi yaptıklarını, ancak daha sonra sözleşmenin sona erdirildiğini, sözleşme kapsamında cari hesap alacaklarının bulunduğunu, ayrıca davalının kullanmış olduğu malzeme ve ekipmanların teslim edilmemesi nedeniyle sözleşme uyarınca bedelinin nakten ödenmesi gerektiğini, bu nedenle yürttükleri icra takibine hakısz yere itirazda bulunulduğunu beyan ederek itirazın iptali ile davalının inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; cari hesap alacağının ödendiğini, bedeli istenen malzeme ve ekipmanların davacı tarafından kendisine teslim edilmediğini, bu malzeme ve ekipmanların kendisinden önceki franchise alan dava dışı …’den fatura karşılığı alındığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, tarafların ticari kayıtlarına göre davacı cari hesap alacağının 400,16 TL olduğu, bedeli talep edilen malzemelerin davalıya tesliminin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dosyaya sundukları irsaliyeli fatura ile, bedeli talep edilen malzeme ve ekipmanların davalıdan önce franchise alan dava dışı …’e teslim ediliğini, davalının bu malzemeler olmaksızın iş yapamayacağını, bu nedenle davalıya yapılan teslimin ispatlanamadığı gerekçesiyle verilen mahkeme kararının hatalı olduğunu, Mahkemece cari hesap alacağının tespit edilmesine rağmen kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, franchise sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağı ile bir kısım malzeme ve ekipmanların iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin nakten ödenmesi istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Franchise sözleşmesi, bir ürün veya hizmetin imtiyaz hakkına sahip tarafın belirli bir süre şart ve sınırlamalar dâhilinde işin yönetim ve organizasyonuna ilişkin bilgi ve destek sağlamak suretiyle imtiyaz hakkına konu ticari işleri yürütmek üzere ikinci tarafa verdiği imtiyazdan doğan uzun dönemli ve sürekli bir iş ilişkileri bütününe dayanan, birbirinden bağımsız iki taraf arasında kurulan bir sözleşmedir. Franchise sisteminde, franchise verenin gayri maddi mallarının kullanımının franchise alana bırakılması yer almaktadır. Borçlar Kanunu’nda düzenlenmemiş olan franchise sözleşmesi, bir şey ya da hakka ilişkin kullanma, yararlanma hakkının devrini hedef tutar. Somut dava açısından önem arz eden ve franchise sözleşmesinin türlerinden olan hizmet franchisingi’ nde, hizmetlerin sunumu için gerekli olan malzeme, araç ve gereçlerin franchise veren tarafından sürekli olarak franchise alana teslimi gerekmektedir. Franchise sözleşmesi sona erdikten sonra, franchise alan, franchise verenin, kendisine sözleşme ile tanımış olduğu fikri ve sınaî unsurları kullanmaya son vermeli ve bunlara ilişkin markalar, tanıtıcı işaretler, sınaî resim ve modellerin, franchise verenin işletme adı ve işaretlerinin kullanımını bırakmalı, malzemeleri de iade etmelidir. Eldeki davada, davacı, franchise sözleşmesi kapsamında cari hesap alacağı ile birlikte davalı tarafından kullanılan makine ve ekipman ile stand kurulum bedelini talep etmiş, davalı ise iadesi talep edilen malları kendisinden önceki franchise alan …’den fatura karşılığında aldığını ileri sürmüştür. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, franchise sözleşmesinin bir yönüyle kullanma hakkını hedeflemesi dikkate alındığında, davalı tarafından kullanılan makine ve ekipmanların mülkiyetine yönelik karinenin davacı lehine olduğu, bu nedenle malzeme ve ekipmanların davalı tarafça kendisinden önceki franchise alandan satın alındığına yönelik iddianın dinlenemeyeceği, nitekim taraflar arasında yapılan yazılı franchise sözleşmesinin 8.6 maddesinde; sözleşmenin sona ermesinden sonra franchise alanın stand, masa, sandalye ve kahve makinelerini iade edeceği, iade edilmemesi halinde bedelinin nakten ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalının bir kısım malzeme ve ekipmanları kullandığının sabit olduğu, ancak basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü olan davacının, hangi malzemeleri ve hangi ekipmanları teslim ettiği hususunda açıklayıcı ve kesin bir delil sunmadığı, böyellilkle üzerine düşen ispat yükünü yerine getiremediği, bu hususta davalıdan önceki franchise alan sözleşme dışı kişiye teslim edilen malzemelere ait sevk irsaliyesinin ise, davalı ile davacı arasında yapılan sözleşme içeriğine dair bir ispat vasıtası olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmış olup, her ne kadar bu gerekçelerle malzeme ve ekipman bedeline yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken, davalıya malzeme teslim edildiğinin ispatlanamaması nedeniyle davanın reddi gerekçesiyle karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, kararın sonuç itibariyle isabetli olduğu anlaşılmış, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Ancak dosya kapsamında sunulan bilirkişi raporuna, tarafların ticari kayıt ve delilleri ile tarafların beyanlarına göre, davacının cari hesap alacağının varlığını ispatlayamamış olmasına ve davacının icra takibinde kötüniyetli olarak hareket ettiğine dair dosyaya yansıyan kesin bir delilin bulunmamasına rağmen davacı aleyhine tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, bu yönüyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu anlaşılmakla istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, anılan gerekçelerle ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, kısmen REDDİNE, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/15 esas, 2017/908 karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, – Davanın REDDİNE, -Davalının tazminat talebinin reddine, 2) İlk derece yargılaması yönünden; a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 662,79 TL’den mahsubuyla fazla yatırılan 608,39 TL harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, b- 6100 Sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, c- Davalı tarafından yargılama gideri olarak yapılan toplam 47,40 T.L posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre, 4.729,18 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, e- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine 3-İstinaf incelemesi yönünden; a- Davacı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine, b- İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 12,50 tebligat ve 28,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 126,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, d- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 03/12/2020