Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1186 E. 2022/915 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1186
KARAR NO: 2022/915
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 18/10/2018
NUMARASI: 2017/262 E. – 2018/386 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sanatçı …’in “… isimli eserine ait video klibin “http://www.youtube.com/… adresinde ve “…, …, …, …, …, …, …, …, …” isimli eserlerin kliplerininde Youtube üzerinden yayınlandığını, bu eserlerin görüntü haklarının müvekkiline ait olduğunu, söz konusu eserler üzerinde davalının hakkının bulunmadığını, davalı hakkında İstanbul 4. FSHHM’de açtıkları davanın husumet yokluğundan reddedildiğini ve bu durumun müvekkili haklarına tecavüz teşkil ettiğini iddia ederek, “…, …, …, …, …, …, …, …, …” isimli eserlerin video kliplerinin görüntü haklarının müvekkiline ait olduğunun tespitini, davalının FSEK 68/1 maddesi gereğince rayiç bedelin üç katını ödemesini, manevi tazminat talebinin saklı kalmasına karar verilmesini ve davalının elde ettiği karın müvekkiline verilmesini talep etmiştir. Davalı beyan dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davada pasif husumetinin bulunmadığını, davaya konu video kliplerin eser işletme belgelerin 90’lı yıllarda aralıklı olarak … Tic. A.Ş ve … Tic. A.Ş unvanlı şirketlerden devralma yolu ile kullanım haklarının alındığını ve davacı yanın haksız olarak hak iddia ettiğini, davaya konu şarkıların yer aldığı albümlerinin bahsi geçen şirketlere devredildiğini, devirler sonucunda davaya konu eserlerin şirketleri bünyesinde yer alan … Müzik Şirketine geçtiğini, … adlı esere ait video klibin youtube’de müzik play isimli kanalda “http://www.youtube.com/… URL adresinde yayınlandığını, müvekkili şirketin sahip olduğu haklar çerçevesinde, kullanımlarda bulunduğunu, dava konusu eserlerin hak tecavüzü olduğu iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemli açılan İstanbul 4. FSHHM de açılan davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, Kültür Bakanlığından gelen cevabi yazıya göre davanın … Müzik e yöneltilmesi gerektiğinden reddine karar verildiğini, bu sebeple davanın husumetten reddi gerektiğini, dava konusu eserler üzerinde ki kullanım hakkının … Müzik’e ait olduğunu, davacı yanın dayandığı sözleşmelerin sahte sözleşmeler olduğunu, davacı yanın tazminat talep edeceği şartların oluşmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Dosyada toplanan deliller, devir belgeleri ile eser işletme belgeleri kapsamına göre; davaya konu müzik eserlerinin yer aldığı fonogramların sahibinin davalının iddia ettiği şekliyle dava dışı … Tic.Ltd Şti olduğuna ilişkin herhangi bir müzik eseri işletme belgesine rastlanmamıştır. Dosyada davacı tarafça ibraz olunan davaya konu video kliplerin hak devrine ilişkin sözleşmeler ibraz edilmiş olup bu sözleşmelere göre davaya konu …, …, … (…), …, … ve … isimli video küplerin haklarının 15.11.1995 tarihli sözleşme ile … Tic.AŞ tarafından … AŞV®, … AŞ tarafından ise 28.03.2002 tarihli sözleşme ile … Ltd.Ştine, en son da bu şirket tarafından 16 1.2013 tarihli sözleşme ile davacıya devredildiği tespit edilmiştir. Davaya konu müzik kliplerinin tamamen müziğin tanıtımına odaklanmış olup görüntülerin kurgu ve hususiyeti olmamakla birlikte müziğe görüntülerin eklenerek görüntülerle birlikte yeni bir ürün ortaya çıkmakla birlikte müzik görüntüden ayrıldığında görüntüler tek başına hususiyet arz etmediklerinden ve tek başlarına kullanılmaları halinde herhangi bir fayda, kazanım ortaya koyamadıklarından ve yapım süreçlerinin de tamamen müzik eserinin tanıtımına odaklı olmaları sebebiyle bu halleriyle davaya Konu müzik küplerinin FSEK 3 anlamında musiki eseri sayılması gerekeceğinden davaya konu musiki eserlerinin yer aldığı fonogramlar üzerinde ilk fonogram yapımcısı olan … Müzik şirketi tarafından … Müzik şirketine yapılan fonogram yapımcılığına İlişkin devrin kapsamına bu eserlere ilişkin müzik klipleri de girdiğinden davacının davaya konu müzik klipleri üzerinde hak sahibi olmadığı dolayısıyla işbu davayı açma ehliyetini haiz olmadığı toplanan deliller ile subuta ermiştir. Mahkememizce hak sahipliğinin Res’en incelenmesi gerekli olduğundan meslek birlikleri de yazı yazılmış ve MÜ-YAP tarafından 02.11.2016 tarih 2016^1357 sayılı yazıları ile dava konusu fonogramlann video kliplerinin uyuşmazlık konusu mecralannı kapsayan kullanım ve mali hak takip ve yetkilerinin, Kültür Bakanlığı kayıt tescil belgelerine dayanılarak … A.Ş. tarafından kendi meslek birliklerine devredildiğini ve adı geçen firmanın MÜ-YAP üyeliğinin sonlandığı 16.02.2005 tarihine kadar MÜ-YAP’ın koruması altında olduğu bildirilmiştir.. Bu durum, dava konusu fonogramlann yer aldığı yapımların çıkış tarihleri de dikkate alındığında (Kültür Bakanlığı Kayıt Tescil Belgeleri Tarihleri:1993-2000 yıllan arası) ilgili yıllar boyunca umuma iletim hak ve takip yetkisinin … Tic. A.Ş. tarafından kullanıldığı ve devredildiğini göstermektedir. Dolayısıyla Davaya konu musiki eserlerinin yer aldığı fonogramlar üzerinde ilk fonogram yapımcısı olan … Müzik şirketi tarafından … Müzik şirketine yapılan fonogram yapımcılığına ilişkin devrin kapsamına bu eserlere ilişkin müzik klipleri de girdiğinden davacının davaya konu müzik klipleri üzerinde hak sahibi olmadığı ve dolayısıyla işbu davayı açma ehliyetini haiz olmadığı anlaşılmış ve davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Açılan davada sanatçı …le (…) ait …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … isimli eserlerin video kliplerinin görüntü haklarının Müvekkil …’na ait olduğunun tespitine ve söz konusu kliplerin Davalı tarafından Müvekkil’den izinsiz olarak yayınlanması sebebiyle FSEK md. 68 gereğince tazminat talep edildiğini, Sanatçı …’in, müzik eserine yönelik haklarını … Müzik’e devrettiğini, … müzik, dava konusu eserlere video klip çekmek amacıyla, kast yapmış, yönetmen, sanat yönetmeni, kameramanlar ve oyuncular tuttuğunu, ve büyük masraflarla dava konusu video klipleri çektiğini, video klipler üzerindeki hakların 15.11.1995 tarihinde … Müzik ile … Reklam arasında imzalanan sözleşme uyarınca … Müzik tarafından … Reklam’a devredildiğini, müzik eserlerine yönelik eser işletme belgeleri, ses kaseti ile kompakt disk kanal kayıtları ve master kayıtlarının ise 04.05.1999 tarihinde … Müzik tarafından … Müzik’e devredildiğini, … Müzik ve … Müzik’in iflas etmesinden sonra aralarında …’in de bulunduğu birçok sanatçıya ait albüm haklarına yönelik eser işletme belgelerinin sözleşmesiz olarak iflas idaresi tarafından satışa çıkartıldığını, İhale sonucunda …’e (…) ait …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … isimli albümlerin eser işletme belgelerinde düzenlenen mali hakların Beyoğlu … İflas Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden yapılan ihale yoluyla … Tic. Ltd. Şti. tarafından iktisap edildiğini,bu iktisabın kapsamının, ihale listesinden ve eser işletme belgesinden de görüleceği üzere kaset ve cd basımı ile sınırlı olduğunu, … Müzik üzerinde kalan video klipler üzerindeki hakların ise 15.11.1995 tarihli sözleşme ile … Tic. A.Ş. tarafından … A.Ş.’ye, … A.Ş, tarafından 28.03.2002 tarihli devir sözleşmesi uyarınca … Tic. Ltd. Şti.’ne, … San. Müvekkil …’na devredildiğini, bilirkişi raporlarında varılan sonuçların birbiriyle çelişkili olduğunu, çelişkiler giderilmeden hüküm tesis edildiğini, 17.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda video kliplerin FSEK md.1/B ve FSEK md.5 bağlamında sinema Eseri olarak sayılması gerektiği görüşünden, davaya konu müzik kliplerinin hususiyetinin bulunmaması sebebiyle musiki eseri sayılması gerektiği sonucuna nasıl gelindiğini taraflarınca hala anlaşılamadığını, dava konusu müzik kliplerinin niteliği konusunda varsayımsal ve subjektif değerlendirmeler yapılmış olduğunu, bilirkişi heyetlerinde sinema sektöründen bir bilirkişinin olmamasının eksik değerlendirmeye yol açtığını, hükme dayanak yapılan 07.03.2018 tarihli son bilirkişi raporunda sinema eseri bakımından “hususiyet” tespiti yapılmadığını, itirazları dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, -Bilirkişilerin davaya konu müzik kliplerinin kurgu ve hususiyet içermediği sonucuna varmalarının anlaşılamadığını, kliplerin senaryo yazarları ve yönetmenleri, kendilerine has özellikleri, anlatımları, kompozisyonları ve teknikleri olduğunu, dava konusu kliplerin, 20 yılı aşkın süre önce çekilmiş olmasına rağmen, 4 yılda toplam 1.5 milyonun üzerinde izlendiğini, Bilirkişilerden …’in kitabından farklı olarak görüş bildirdiğini, -Müzik kliplerinin sinema eseri olarak kabul edildiği öğreti görüşleri ve yargıtay içtihatlarını dava dosyasına ibraz ettikleri halde yok sayıldığını, doktrinde video kliplerin video kliplerin, müzik eserlerinden bağımsız bir eser niteliğinde olduğu konusunda görüş ayrılığı olmadığını, video kliplerin sinema eseri olarak mı yoksa işleme eser olarak mı değerlendirileceği konusunda görüş ayrılığı olduğunu, 17.04.2017 tarihli çoğunluk bilirkişi raporunda da video kliplerin, müzik eserinden bağımsız olarak devre konu olabileceğinin belirtildiğini, dava konusu video kliplere bakıldığında görüntülerin, klip içerisindeki oyuncuların ve sanatçının belli bir olay örgüsü içerisinde hareket ettiğini, sinema eseri mahiyetinde olduğunu, doktrinde, müzik videoları çeşitli unsuların varlığına bağlı olarak işlenme eser veya sinema eseri olarak korunduğunu, davalı … Müzik’in, sanatçı …’in (…) müzik eserleri üzerinde maddi manevi hiçbir hakkı kalmadığını, …’in “görüntü hakları”, … ile müvekkili … arasında imzalanan 10.10.2013. tarihli sözleşme uyarınca müvekkiline ait olduğunu, Davalı … Müzik’in icradan aldığı eserlerin sahihi bile olsa, sadece CD, kaset gibi fiziki taşıyıcıların haklarını aldığını, bunun dışında ayrıca internet ve cep telefonlarında kullanma hakkına sahip olmadığını, Davalının, sanatçı … (…)’den görüntü haklarını ve icracı haklarını almadığını, …’in, … Müzik’e müzik eserlerini süreli olarak verdiğini, FSEK m. 58’den kaynaklanan cayma hakkını kullandığını, bu konuda müzik eserlerinin tüm mali haklarının …’e geri döndüğü konusunda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu 30.05.2017 tarih ve 2O15/15759 E, ve 2017/5200 K. sayılı bozma kararı olduğunu, Davalı …’in, artık …’in müzik eserleri üzerinde de mâli hiçbir hakka sahip olmadığını, durum böyleyken Davalı’nın, müzik klipleri üzerinde hak sahibi olduğunun düşünülemeyeceğini, albümler üzerindeki mali hakların tamamının …’e geri döndüğünü, -MÜ-YAP tarafından dava dosyasına verilen müzekkere cevabının gerekçeli karara dayanak kabul edilemeyeceğini, … A.Ş.’nin kendisine devredilmemiş bir hakkı MÜ-YAP’a devretmesinin hukuken mümkün olmadığını, MÜ-YAP’ın da meslek birliği olarak …’in video klipler üzerinde gerçekten bir hakkının olup olmadığını araştırmadan işlem yapmasının basiretsizlik olduğunu, MÜYAP Meslek Birliğinin, Sinema Eserleri ile ilgili görüntü haklarını takip ve tahsil haklarına sahip olmadığını ancak Sinema Filmi, Dizi Film, Çizgi Film, Reklam Filmi ve Klip gibi sinema eserlerinde, komşu hakları çerçevesinde Sinema Eserleri Umuma açık alanlarda yayına girdikten sonra Fonogram Haklarını tahsil etme hakkına sahip olduğunu, izin verme ve yasaklama haklarına sahip olmadığını, Sinema Eserleri ile ilgili hakları bu konu ile ilgili SESAM Türkiye Sinema Eserleri Meslek Birliği veya onun Muadili Meslek Birlikleri toplama hakkına sahip olduğunu, -Hem mevcut 5846 sayılı Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu Hem De 5846 Sayılı Fikir Ve Sanat Eserleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı’ndaki düzenlemeler gereği, eser işletme belgesinin, sadece ispat kolaylığı sağılayan ve hiç bir suretle hak ihdas etmeyen bir belge olduğunu, bu suretle, ne sanatçı, ne de yapımcı açısından hiçbir maddi değeri olmadığını, hak ihdas niteliği olan tek şeyin sanatçı ve devralan arasında yapılan yazılı sözleşme olduğunu, ilgili kanunda, eser işletme belgelerinin haciz, hapis, rehin ve diğer hukuki işlemlerin konusunu oluşturamayacağı düzenlemesinin bulunduğunu, sonuç olarak bir tarafta üzerinde sadece “CD”” ve “SES KASETİ” yazan, üzerinde video kliplere yönelik hiçbir ibare bulunmayan eser işletme belgesini elinde bulunduran Davalı, diğer tarafta gerçekliği savcılık yla da ispatlanmış yazılı sözleşmeleri yapmış olan Müvekkilinin bulunduğunu, doktrin ve Yargıtay görüşüne göre video kliplerin işleme eser olduğunu, video kliplerin müzik eserinden bağımsız bir sinema eseri veya işlenme eser olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu sebeplerle verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu hakların icra ihalesi sonucunda ilgili şirket tarafından iktisap edildiğini, … Müzik ile … arasında yapıldığı iddia edilen sözleşme altında imzaları bulunanların aynı şirketlerin çalışanları olduğunu ve 1 nolu klip listesinde bulunan şarkılara ve video kliplerin yapım tarihlerine bakıldığında bu kliplerin yapım tarihlerinin sözleşme tarihinden sonra olduğunu, henüz piyasaya bile çıkmamış ve yayınlanmamış şarkılara ait video kliplerinin çoğaltılması, dağıtılması internet ve digital ortamlarda yayınlanması haklarının 15.11.1995 tarihli bir anlaşma ile devredilmesinin mümkün olmadığını, 1995 tarihli sözleşme ve sözleşme eklerindeki listelerin geriye dönük olarak sonradan düzenlendiğini,1995 tarihli sözleşmeye bakıldığında sözleşmenin tarafı … Paz.A.Ş iken sözleşmenin … Pazarlama A.Ş isimli şirket ile imzalandığını, henüz unvanını değiştirmemiş ve ticaret siciline tescil edilmemiş olan bir şirket ile sözleşme yapılmış olduğunu, Video kliplerin kayıt tescil belgesinde hak sahibi olarak belirlenen hak sahipliğinden bağımsız ayrı bir kayıt olmayıp; orijinal ses kaydının görsel olarak da iletilebilmesini sağlamak amacı ile oluşturulduğunu, klibin ses ve müzik olmadan tek başına kullanıma uygun olmayacağını, video kliplerin kayıt tescilden bağımsız bir şekilde devrinin mümkün olmadığını, yasal mevzuat gereğince Bakanlık nezdinde kayıt ve tescil belgeleri kimin adına kayıtlı ise hak sahibinin o kişi olacağını, dava konusu eserler üzerinde hak sahibi olmadan hakları devreden … Müzikten hakları devralan …-… Müzik-…’nun bu hakları hukuken kabuledilebilir bir şekilde devralmalarının da mümkün olmadığını, -Davalının … Müzik firmasının Sanatçı …’in müzik eserleri üzerinde maddi ve manevi hakkının kalmadığı, bu durumun Yargıtay (11.) Hukuk Dairesinin 30.05.2017 tarihli bozma kararı ile ortaya çıktığı, dolayısı ile … Müzik firmasının müzik klipleri üzerinde de hak sahibi olamayacağının ifade edildiğini, bahsedilen davanın konusu ve tarafları farklı olduğunu, davacının eser sahibi olmadığı, hakları devralmadığı halde icracı sanatçı olan … üzerinden bir takım iddialarda bulunduğunu, … isimli icracı sanatçının da söz konusu eserlerin- fonogramların- albümlerin- eser işletme belgelerinin sahibi olmadığını, dava konusu ile ilgisi bulunmasa da bir icracı olan …’in seslendirmiş olduğu şarkıların eser sahibi olarak değerlendirmesinin mümkün olmadığını istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava dosyasında yer alan müzik eseri işletme belgelerine göre müzik eserlerinin yer aldığı fonogramlar üzerinde ilk hak sahibinin … Tic.AŞ olduğu, bu şirketin fonogram üzerindeki haklarını … San.Tic. ve AŞ’ye devrettiği sonrasında Beyoğlu … İflas Müdürlüğü’nün … sayılı 16.12.2009 tarihli yazısına göre devralan … Tic AŞ’nin iflası üzerine yapılan ihalede davaya konu müzik eserlerinin yer aldığı fonogramlar üzerindeki hakların … Tic. Ltd. Şti adına tescil edildiği, dosyada davacı tarafça ibraz olunan davaya konu video kliplerin hak devrine ilişkin sözleşmeler ibraz edilmiş olup bu sözleşmelere göre davaya konu …, …, … (…), … … ve … isimli video küplerin haklarının 15.11.1995 tarihli sözleşme ile … Tic.AŞ tarafından … Paz.AŞV®, … Paz.AŞ tarafından ise 28.03.2002 tarihli sözleşme ile … Tic Ltd.Ştine, en son da bu şirket tarafından 16 1.2013 tarihli sözleşme ile davacıya devredildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık video klipler üzerindeki hakların 15.11.1995 tarihinde … Müzik ile … Reklam arasında imzalanan sözleşme uyarınca … Müzik tarafından … Reklam’a devredildiği, müzik eserlerine yönelik eser işletme belgeleri, ses kaseti ile kompakt disk kanal kayıtları ve master kayıtlarının ise 04.05.1999 tarihinde … Müzik tarafından … Müzik’e devredildiği, … Müzik ve … Müzik’in iflas etmesinden sonra aralarında …’in de bulunduğu birçok sanatçıya ait albüm haklarına yönelik eser işletme belgelerinin sözleşmesiz olarak iflas idaresi tarafından satışa çıkartıldığı, İhale sonucunda …’e (…) ait …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … isimli albümlerin eser işletme belgelerinde düzenlenen mali hakların Beyoğlu … İflas Müdürlüğü’nün 2006/10 sayılı dosyası üzerinden yapılan ihale yoluyla … Tic. Ltd. Şti. tarafından iktisap edildiği konusunda olmayıp,bu iktisabın kapsamının kaset ve cd basımı ile sınırlı olup olmadığı, video kliplerin ayrı eser vasfına sahip olduğu gerekçesiyle ayrı bir devrin olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, Beyoğlu … İflas Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden yapılan ihale yoluyla yapılan hak devirlerinin video klipleri de kapsadığına yönelik Mahkeme kabulü ve bilirkişi raporlarında aykırılık bulunmadığı, iflas aşamasında ileri sürülmüş bir itiraza dosya kapsamında rastlanılmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18/10/2018 tarih ve 2017/262 E., 2018/386 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 07/06/2022