Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1184 E. 2022/1074 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1184
KARAR NO: 2022/1074
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 23/10/2018
NUMARASI: 2017/18 E. 2018/307 K.
DAVANIN KONUSU : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın dava konusu … ve … tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmamasına rağmen kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, … ve … numaralı çoklu tasarımların asıl olarak davalının bir dönem ürünlerini sattığı ABD menşeili … firmasının tasarımlarının kopyası olduğunu, ürünlerin dava dışı … firması tarafından davalının başvuru tarihi olan 01.04.2014 tarihinden çok önce piyasaya sürüldüğünü, kaldı ki tasarımı ilk kullanan firmanın da dava dışı … firması olduğunu, davalının … markasını da haksız yere tescil ettirmek istediğini, ancak tescil başvurusunun reddedildiğini, bu sebeplerle davalıya ait … ve … numaralı endüstriyel tasarımların yenilik ve ayırt edicilik özelliklerini taşımaması nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davalıya ait … ve … tescil numaralı hidrolik tork anahtarı tasarımının, davacının aynı tasarım olduğunu iddia ettiği … ve … markalı tork anahtarlarının kopyası olmadığını, tasarımların birbirlerinden gözle görülür şekilde farklı olduğunu, hidrolik tork anahtarlarının mekanizmasının çok farklı biçimlere evrilmesi mümkün olmadığından, bu anahtarı üreten tüm firmaların tasarımlarının birbirine benzediğini, davalıya ait tasarımların ayırt edici özelliğe sahip olduğunu belirterek, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;”Mahkemece alınan her iki bilirkişi raporunda da, davalıya ait dava konusu “Hidrolik Tork Anahtarı” tasarımlarının daha önce kamuya sunuldukları iddia edilen tasarımlarla yapılan karşılaştırılmalarında, dava konusu … … faydalı modelin www…..com firmasına ait 2011 yılına ait ürün ile benzer olduğu, aralarındaki tek farkın yüzey üzerinde yer alan dikdörtgen kabartı olduğu, yine davalıya ait dava konusu … numaralı tasarımın “https://www…com/…” adresli Youtobe sayfasında yer alan 04 Ekim 2011 tarihli ürün görseli ile benzer olduğu, aralarındaki tek farkın yüzey üzerinde yer alan dikdörtgen kabartı olduğu, ancak davalıya ait … ve … numaralı “Hidrolik Tork Anahtarı Taşım Kolu” tasarımlarının “https://www….” adresinde yer alan ürünlerden farklı oldukları tespit edilmiştir. Birbirini doğrulayan bilirkişi raporları, raporlarda yer alan tasarım ve ürün görselleri ve tüm dosya kapsamı ile davalıya ait … numaralı endüstriyel tasarımın 1 sayılı tasarımının ve … numaralı endüstriyel tasarımın 1 sayılı tasarımın tescil tarihinden önce kamuya sunuldukları, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerinin bulunmadığı, bu nedenle hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, ancak … numaralı endüstriyel tasarımın 2 sayılı tasarımı ile … numaralı endüstriyel tasarımın 2 sayılı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip oldukları, hükümsüzlük koşullarının mevcut olmadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Dava dilekçemizde de bahsettiğimiz üzere dava konusu ürünlerin, asıl olarak davalı firma sahibinin, daha önce satış temsilciliğini yapmış olduğu dava dışı … firmasına ait ürünlerin kopyası olduğunu, davalının, bu ürünleri TR’de incelemesiz presedürde bir şekilde tescil ettirip haksız menfaat elde etmek amacıyla hareket ettiğini, hatta davalının, … markasını tescil ettirmek istediğini, buna karşılık benzerlik incelemesinden geçememesi sebebiyle başvurusunun (…) reddedildiğini, 2-Nitekim Mahkemeninde aldırmış olduğu bilirkişi raporuyla, 1 sayılı tasarımının hükümsüzlüğüne haklı olarak karar kıldığını, ne var ki, davanın, red edilen 2 nolu basit taşıma kolu bakımından da kabulünün gerekli olduğunu, 3-Şöyle ki, tasarımlar çok eski olduğundan, tüm katalog asıllarının Amerikadan bulunmasının mümkün olmadığını, ama buna karşılık dava konusu edilen 1 ve 2 nolu tasarımının kopyalandığı … ürünlerinin farklı bir dosyaya sunulduğunu, Mahkeme tarafından da ilgili dosyadan 01/11/2017 tarihli dosya isteme yazısı ile istendiğini, netice olarak, hükümsüzlük iptali istedikleri ve buna karşılık iptal talebinin red edildiği kopyalama ürünün aslı dosyaya 01/11/2017 tarihinde girdiğini, kataloglarda gözüktüğünü ve yine asıl olarak bilirkişilerin ilgili alandaki bilgileri ışığında dahi yenilik unsuru taşımadığı malum olan ve dolayısıyla asıl olarak ispata dahi olmayan … numaralı endüstriyel tasarımının 2 nolu tasarım tescilinin hükümsüzlüğünün gerekli olduğunu belirterek İstanbul Anadolu Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/18E-2017/307K sayılı kararının davalı adına açılan … numaralı endüstriyel tasarımının 2 nolu tasarımı bakımından reddine ilişkin kısmının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Mahkemenin kararını bilirkişi raporları doğrultusunda aldığını, fakat her iki bilirkişi raporunda da ürünlerin fiziki incelemelerinin yapılmadığını, fotoğraflar ve videolar üzerinden bir inceleme yapıldığını, bu gibi ürünlerin bilinçli kullanıcı tarafından ayırt edilebilir olduğunun anlaşılmasının fotoğraflar üzerinden mümkün görünmediğini, zira belli kalıpları kullanması zorunlu olan ürünlerden bahsedildiğini, bilinçli kullanıcının fotoğraflardan veya videolardan farkı anlaması beklenmezken, bilirkişilerin incelemelerini bu şekilde yapıp hükmü etkileyen raporlar sunmalarının kabul edilemeyeceğini, 2-6769 sayılı Kanun md. 56/6 ‘da da belirtildiği üzere ayırtedici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesinin dikkate alınacağını, müvekkilinin bu özgürlük doğrultusunda davalının benzerlik olduğunu iddia ettiği ürünlere göre yeni şeyler denediğini, … nolu hidrolik tork anahtarında, rapora esas alınan tork anahtarının tork tabancası bağlantı kısmının düz, müvekkilinin tasarımında oval dikdörtgen olduğunu, yine aynı modelde müvekkilinin büyük bir taşıma kolu kullanmışken, diğerinde taşıma kolu dahi olmadığını, işin ilginç tarafının bilirkişinin bu ürüne ayırt edilemeyecek kadar benzer hükmünde bulunduğunu, oysa ki bu farkın, bilinçli olmayan tüketici tarafından dahi anlaşılabileceğini, … nolu hidrolik tork anahtarında da, müvekkilinin benzerlikten kaçınmak için, tabancanın dip kısmındaki tamamen dikkat çeken rengi, sarı yerine kırmızı renk yaptığını, bu anahtar açısından tasarımda değişebilir bir seçenek olmaması sebebiyle ayırt edilebilirliği böyle sağlama gayretinde bulunduğunu, zaten diğer ürünün tabanının sarı olmasının da bu üründe ayırt edici bir kısım bulmanın zor olduğunu gözler önüne serdiğini, eğer ki ayrıştırıcı başka bir özellik olsaydı, diğer markanın da kendi ürününü sarı renk ile özel kılmayacağını, zira bu ürünlerin renkli olmasının da, görüntü açısından bir şey ifade etmediğini, yine taşıma kolu açısından yukarıda bahsi geçen durumun burada da aynı olduğunu, ayrıca bu ürünün yan tarafında yaklaşık 7-8 adet yuvarlaktan oluşan ayırt edici başka bir husus daha olduğunu belirterek, yukarıda açıklanan ve re’sen tespit edilecek nedenlerle haksız ve hukuki sebeplerden yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğü ve sicilden terkini davasıdır. Davacı vekili, davalı tarafın, dava konusu … ve … tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmamasına rağmen kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, … ve . …numaralı çoklu tasarımların asıl olarak davalının bir dönem ürünlerini sattığı ABD menşeili … firmasının tasarımlarının kopyası olduğunu, ürünlerin dava dışı … firması tarafından davalının başvuru tarihi olan 01.04.2014 tarihinden çok önce piyasaya sürüldüğünü, kaldı ki tasarımı ilk kullanan firmanın da dava dışı … firması olduğunu, davalının … markasını da haksız yere tescil ettirmek istediğini, ancak tescil başvurusunun reddedildiğini, bu sebeplerle davalıya ait … ve … numaralı endüstriyel tasarımların yenilik ve ayırt edicilik özelliklerini taşımaması nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili, iddiaları kabul etmediklerini, tasarımların birbirlerinden gözle görülür şekilde farklı olduğunu, hidrolik tork anahtarlarının mekanizmasının çok farklı biçimlere evrilmesi mümkün olmadığından, bu anahtarı üreten tüm firmaların tasarımlarının birbirine benzediğini, davalıya ait tasarımların ayırt edici özelliğe sahip olduğunu belirterek, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, davalıya ait … numaralı endüstriyel tasarımın 1 sayılı tasarımının ve … numaralı endüstriyel tasarımın 1 sayılı tasarımın tescil tarihinden önce kamuya sunuldukları, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerinin bulunmadığı, bu nedenle hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, ancak … numaralı endüstriyel tasarımın 2 sayılı tasarımı ile … numaralı endüstriyel tasarımın 2 sayılı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip oldukları, hükümsüzlük koşullarının mevcut olmadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, her iki taraf vekili iş bu kararı yukarıdaki sebeplerle istinaf etmişlerdir. TPMK’dan gelen kayıtlara göre … ve … tescil nolu çoklu tasarımların 01.04.2014 tarihinde davalı adına tescile kayıtlı olduğu ve halen koruma altında olduğu görülmektedir. 6767 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 55. Madde de” Tasarım ürünün tümü veya bir parçasının yada üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.” SMK 56/1maddede “Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması koşuluyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur” hükmü ile tasarımlarda yenilik ve ayırt edicilik unsurunun arandığı düzenlenmiştir. Sınai Mülkiyet Kanunun 77. Maddesinde ise tasarımların hükümsüzlük halleri belirtilmiştir. Buna göre, bu Kanunun 56. ve 57. maddelerinde belirtilen şartlara sahip olmadığı ispat edilen tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilebilir. Kanunun 56. maddesinde yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımların belge verilerek korunacağı, birleşik ürünün parçasının tasarımının birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olması, parçanın görünür durumda olan özelliklerinin, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılaması halinde korunacağı belirtilmiştir. Bir tasarımın aynısı tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce tescilli tasarım için tasarım kamuya ilk sunulan tarihten önce, dünyanın her hangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarla farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim, tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce tescilsiz tasarım için kamuya ilk sunulduğu tarihten önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklı ise bu tasarım ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. Mahkemece iki ayrı bilirkişi raporu alınmış, ve her iki raporun birbiriyle uyumlu olduğu, benzer sonuçlara ulaşıldığı ve her iki raporda özetle, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 01.04.2014 tarihinden önce kamuya sunulduğu ve koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 01.04.2014 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik ve özelliklerine sahip olduğu, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 01.04.2014 tarihinden önce kamuya sunulduğu ve’koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı taşarım tescilinin başvuru tarihi olan 01,04.2014 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu tespitleri yapılmış, her ne kadar davalı tarafça bilirkişilerce incelemenin İnternet görüntüleri üzerinden yapıldığı, fiziki inceleme yapılmadığı, bu nedenle raporların yetersiz olduğu yönünde itirazda bulunmuşsa da, dosyada bulunan ve incelemeye esas alınan görüntülerin detaylı ve çok yönlü görünümleriyle bilgilenmiş tüketicide karşılaştırma yapabilecek kadar veri sağladığı ve algı oluşturmaya yeterli olduğu, inceleme için ürünlerin fiziki olarak incelenmesi halinde farklı bir sonuç yaratmayacağı, bu nedenlerle raporların dosya kapsamına uygun ve teknik yeterliliğe haiz olduğu, davalı tarafın bu yöndeki itirazları ile davacı tarafın itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/10/2018 tarih ve 2017/18 E. 2018/307 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- Davalı ve davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 23/06/2022