Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1178 E. 2021/1491 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1178 Esas
KARAR NO: 2021/1491
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
NUMARASI: 2013/351 E. – 2018/187 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konulan 31/08/2013 keşide tarihli 4.500,00 TL bedelli çekin, davacılardan …LTD ŞTİ tarafından diğer davacı … LTD. ŞTİ.’ye keşide edildiğini, lehtar davacı …ŞTİ tarafından çek henüz cirolanmadan çekin kargo firması elinde iken çalındığını, ikinci ciranta olan … A.ş Şirketinin fiilen ve hukuken var olmayan bir şirket olup, sahte ciro ve imza ile çeki kullandığını, unvanı benzeyen ve ticaret sicil memurluğunda kaydı olan … A.ş’nin ciranta imiş gibi gösterildiğini beyan ederek diğer davalılar yanında davalı … A.ş’ye de borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekte cirosu bulunan … A.Ş ile müvekkili şirket arasında herhangi bir bağ bulunmadığını, dava konusu çek ve buna benzer diğer çeklerle ilgili daha önce ihtiyatı haciz kararları alınarak icra takipleri açıldığını, taraflarca açılan icra takiplerine ve alınan ihtiyati haciz kararlarına itirazlarda bulunduğunu, söz konusu çeklerdeki imzalanan müvekkiline ait olmadığının yapılan bilirkişi incelemeleri ile tespit edilerek takiplerin iptaline karar verildiğini, müvekkili şirkete ait vergi numaraları sahte kaşe kullanılarak, sahte imza ve isim benzeriliği de yaratmak suretiyle söz konusu çekin ciro edildiğini beyan ederek davada taraf olmayan müvekkili yönünden husumet itirazının kabulüne, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Kargoda kaybolduğu sabit olan dava konusu çekin sahte olarak düzenlenen 1.ciranta imzası ile davalı … A.Ş ye cironlandığı, bu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olmadığı, daha sonra … Ltd Şti şirketine cirolandığı, bu şirkete atılan imzanın da sahte olduğunun dosya arasındaki İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/1409 E.sayılı kararı ile belirlendiği, bu şirketten sonraki … olarak belirtilen cironun iptal edildiği, takip eden ciro olan …’e ait ciro ile davalı … şirketine çekin devredildiği, …’in bu çek bakımından herhangi bir alacağının bulunmadığının beyanları ile sabit olduğu, sonuç olarak çalıntı çeki dava dışı 3.kişiden hiçbir karşılığı olmadığı halde alıp sahte fatura ile davalı … şirketine temlik ettikleri, davacı …ŞTİ nin elinden iradesi dışında çalınmak suretiyle çıkan çek nedeniyle davacıların sonraki cirantalara herhangi bir hukuki ilişkisinin bulunmadığı, davalı … şirketinin gerekli dikkat ve özeni göstermeden herhangi bir detaylı inceleme ve soruşturma yapmadan sahte cirolar ile kendisine tevdi edilen çek bakımından ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğu, dava konusu çek nedeniyle davacıların davalılara borçlu olmadığının tespit edildiği gerekçeleriyle davanın kabulüne, çek nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, sebepsiz zenginleşe talebine ilişkin karşı davanın ise reddine” karar verilmiştir. İstinaf eden …San.ve Tic. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin unvanının ”… Aş.” olduğunu, davaya konu çekteki ciro silsilesi incelendiğinde, ikinci cirodaki şirket unvanının ”… Aş.” olduğunu, Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında fiilen ve hukuken var olmayan bir şirket olduğunu, sahte ciro ve imza ile çekin cirolandığını, ancak çek ile ilgili İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile açılan icra takibinde borçlu olarak müvekkili ”… a.ş.nin” gösterildiğini, bu sebeple Yerel Mahkemece de yanılgıya düşülerek müvekkili şirkete dava dilekçesinin tebliğ edildiğini, çekte cirosu bulunan ”… aş.” ile … Aş. arasında herhangi bir bağın bulunmadığını, davaya konu çekteki imzaların müvekkile ait olmadığını, Mahkemece husumet itirazının değerlendirilmediğini, hükümde de bu konuda bir karar verilmediğini, ayrıca asıl dava yönünden aleyhlerine vekalet ücretine hükmedildiğini, müvekkiline hüküm fıkrasında yer verilmesi gerektiğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. HMK.’nın 61. (HUMK 49) ve devamı maddelerinde düzenlendiği gibi, kendisine dava ihbar edilen veya yargılama sırasında davaya dahil edilen kişi hakkında usulüne uygun dava açılmadığı için davada taraf sıfatını kazanamaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14/12/2005 2005/17-736 Esas, 2005/722 Kararı) ise de, eldeki davada … AŞ.”nin UYAP sisteminde davalı sıfatıyla taraf olarak ekli olduğu, başlangıçta kendisine yöneltilmiş bir dava bulunmadığı, ancak 14.04.2015 tarihli celsede, Dış Ticaret Vergi Dairesinden gelen yazı cevabına göre, çekteki ciroda mevcut vergi numarasının … AŞ.’ye ait olduğu gerekçesiyle Mahkemece bu şirkete dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine karar verilerek HMK’nun 124.maddesi kapsamında husumette düzeltme yoluna gidildiği görülmektedir. Zira dava dilekçesinde … AŞ. davalı olarak gösterilmiş ise de, ticaret sicil memurluğundan gelen yazı cevabına göre, bu isimde bir şirketin kaydının bulunmadığı, dava konusu çekin … AŞ. Aleyhine icra takibine konulduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla eldeki davada … AŞ.’nin davalı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davaya konu çekte yer alan 2.ciro incelendiğinde, şirket kaşesi üzerindeki ünvanın … AŞ. olduğu, şirkete ait vergi numarasının ise, Vergi Dairesinden gelen yazı cevabına göre, … AŞ.’ye ait olduğu, Mahkemece de husumetin bu şekilde düzeltildiği, görülmektedir. Davalı şirket vekili, kendilerine yöneltilmiş davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalara göre, davalı şirketin … AŞ. olduğu, davanın da bu şirkete ikame edildiğinin kabulü gerektiği, bu itibarla davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değil ise de, hale göre dava açılmasına sebebiyet vermeyen davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı, hükmün bu yönüyle hatalı olduğu resen yapılan inceleme sonucunda anlaşılmıştır. Diğer yandan gerekçeli kararın başlığında davalı ”… A.Ş.” yerine … AŞ.’nin gösterilmemesi düzeltilebilir bir maddi hata olarak görülmüştür. Açıklanan sebeplerle 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/03/2018 tarih, 2013/351 E., 2018/187 K. sayılı kararına karşı davalı … San.ve Tic. A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Ancak re’sen gözetilen sebeplerle, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/03/2018 tarih, 2013/351 E., 2018/187 K. Sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Bu kapsamda; 3- Davacı karşı davalıların açtıkları asıl davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında takibe konulan 31/08/2013 tarih, … nolu 4.500,00 TL bedelli çek sebebiyle davacıların davalılara borçlu olmadığının tespitine, davacıların çekin iadesine yönelik talebin reddine, 4- 900,00 TL kötü niyet tazminatının davalı … ‘den tahsiliyle davacılara verilmesine, 5- Davalı- karşı davacı … tarafından davacı- karşı davalılar aleyhine açılan davanın reddine,
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6- Asıl dava yönünden; 6/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 368,87 TL karar harcından peşin alınan 91,25 TL’nin mahsubu ile bakiye 277,62 TL harcın davalılar …, … ve …den müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 24,30 TL başvurma harcı, 91,25 peşin harç, 7,50 TL vekalet harcı, 394,65 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 517,70 TL’nin davalılar …, … ve …’den müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, davalı … AŞ. İçin yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6/c- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1). maddesine göre, 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı …, … ve …’den müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/d- Dava açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılan davalı … aleyhine yargılama gideri ve vekaleti ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7- Karşı dava yönünden; 7/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, peşin alınan 91,25 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 31,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı- karşı davacı …’ye iadesine, 7/b- Davalı- karşı davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 7/c- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1). maddesine göre, 5.100 TL maktu vekalet ücretinin davalı- karşı davacı …’den tahsiliyle davacı- karşı davalılar … ve …’ye verilmesine, 8- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 8/a- İstinaf talebi re’sen kabul edilen ve dava açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılan davalı … tarafından yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 8/b- İstinaf yargılaması için davalı karşı davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8/c- İstinaf yargılaması için davalı … tarafından yapılan 86,00 TL tebligat, müzekkere ve posta giderinin davacı- karşı davalılar … ve …’den müteselsilen tahsiliyle işbu davalıya verilmesine, 8/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 9- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021