Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1174 E. 2022/1072 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1174
KARAR NO: 2022/1072
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2018
NUMARASI: 2016/803 E. 2018/638 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının bono alacağı olduğunu iddia ederek müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibe konu bononun müvekkili tarafından düzenlenmediğini ve imzalanmadığını, bonoda müvekkiline ait olan tek şeyin bono üzerindeki kaşe olduğunu, müvekkili ile davalı arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, müvekkilinin davalıdan borç almadığını ve davalıya 250.000,00 TL’lik bonoyu da vermediğini, davalı tarafından müvekkiline ait bir daireye ve araca haciz koydurduğunu, aracın 08/08/2016 günü 86.000,00 TL bedelle satıldığını beyanla belirlenecek bir teminat karşılığında icra veznesine yatan para üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkilinin 295.126,70 TL borçlu bulunmadığının tespitine, davalının takip konusu alacağın %20’si oranında tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafların işbu dava açıldıktan sonra 26/10/2016 tarihinde davaya ilişkin olarak protokol düzenlediklerini ve imzaladıklarını, davacının müvekkiline protokol gereği 50.000,00 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ancak davacının protokol gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, davacının eşinin de senedin arkasında imzasının bulunduğunu, davacının bonodaki imzaları reddetmesinin kötü niyetli olduğunu ve borçtan kurtulmak amaçlı olduğunu beyanla davanın reddine, davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;” Tüm dosya kapsamında; davalının davacıya karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında 30/01/2013 düzenleme 30/06/2013 vade tarihli, 250.000,00 TL bedelli bonoya dayanarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığı, davacının takibe konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek mahkememizde menfi tespit davası açtığı, yapılan inceleme sonucu senetteki imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığı, bu nedenle davanın kabulü ile davacının davalıya İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından ve takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, her ne kadar davacı davalıdan kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de dosya kapsamında taraflar arasında işbu dava sonrasında protokol yapıldığı görülmüş, yine davacı vekilinin son celse tutanağa geçen beyanı da dikkate alındığında davalının davacıya karşı takip yapmakta kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından bu konudaki talebin reddine,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Taraflar arasında dava açıldıktan sonra huzurdaki dava ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası hakkında PROTOKOL imzalanmış olup, huzurdaki davnın konusuz kaldığını, 2-Davacı tarafça dosyada mübrez protokolün imzalandığının, duruşma esnasında da kabul edildiğini, Protokol, huzurdaki dosya ve dava konusu icra dosyası hakkında olup, davacı tarafça, dava konusu borç için Protokol imzalandığını, davacı tarafın, davaya konu bono nedeniyle borçlu olduğunu kabul edip, Protokol imzalamasının akabinde huzurdaki davayı sürdürmesinin, hakkaniyete aykırı olup, davacının kötüniyetinin göstergesi olduğunu, 3-Kendilerince, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası’ndan davacıya ait … plakalı aracın haczedildiğini, kıymet takdiri yapıldığını ve satışı talep edildiğini, taraflar arasında 26.10.2016 tarihli imzalandıktan hemen 1 gün sonra protokol gereğince, taraflarınca İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası’na talep açılarak, davacı adına kayıtlı … plaka sayılı otosunun 27.10.2016 tarihindeki satışının düşürülmesinin talep edildiğini ve davacının akdedilen protokol hükümlerine uyacağına inanılarak satışın düşürüldüğünü, ancak davacı protokol hükümlerine aykırı davrandığını ve bugüne değin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, İmza Beyannamesininde Mahkemeye taraflar- ınca sunulduğunu, 4-Yerel Mahkemece alınan bilirkişi raporu sonucunda, davacı tarafın kötü niyetli olduğu, müvekkili aldattığının anlaşıldığını ve bu hususla ilgili olarak suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek, yukarıda açıkladığımız nedenlerle istinaf talebinin kabulü ile İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahk.’nin 12/06/2018 tarih ve 2016/803 E. ve 2018/638 K.sayılı hak ve hukuka aykırı kararının kaldırılarak, haksız davanın tümden reddine, kötü niyetli olan davacı tarafın % 20′den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 30.09.2018 İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır Dava, İİk 72.maddesi gereğince açılan menfi tespit davasıdır. Davalının davacıya karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında 30/01/2013 düzenleme 30/06/2013 vade tarihli, 250.000,00 TL bedelli bonoya dayanarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığı, davacının takibe konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek iş bu menfi tespit davasını açtığı, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre senetteki imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığı, bu nedenle mahkemece davanın kabulü ile davacının davalıya İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında ve takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, kanıtlanamayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, davalı vekili bu kararı yukarıdaki sebeplerle istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda, taraflar arasında dava açıldıktan sonra huzurdaki dava ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası hakkında PROTOKOL imzalanmış olup, huzurdaki davanın konusuz kaldığını ileri sürmüş, 26.10.2016 tarihli protokolü dosyaya sunmuştur. Protokolün yapılan incelemesinde taraflar arasında ve dava tarihinden sonra dü- zenlendiği, protokolde bir takım karşılıklı edimlere ilişkin şartların yerine getirilmesi halinde davalının icra takibinden, davacınında işbu incelemesi yapılan dava dosyasından feragat edeceklerinin kararlaştırıldığı, davalının protokol gereğince davacıya 50.000, 00 TL ödemede bulunduğu, fakat daha sonra protokol şartlarının yerine getirilmediği anlaşılmak tadır. Mahkemece her ne kadar dava konusu senet altındaki imzanın davacıya ait olmadığına dair düzenlenen bilirkişi raporuna dayanarak davanın kabulüne karar verilmiş, ve imza inkarı mutlak defi olarak herkese karşı ileri sürülebilirse de, alacaklı taraf senetten dolayı borçluluğu aynı kuvvette başka bir kesin delille kanıtlama hakkına sahiptir. Davacının buna yönelik sunduğu 26.10.2016 tarihli protokol, davacının inkar edil- meyen imzasını içeren kesin mahiyette bir yazılı delil olup mahkemece değerlendirilmemiştir. Oysa, Protokol içeriğine göre, davacının bir takım şartları yerine getirmesi ve 65.000,00 TL’yi davalıya ödemesi halinde, senedin takibe konduğu icra dosyasından davalının feragat edeceğinin kararlaştırıldığı, davalı beyanına göre davacının bu protokol uyarınca 50.000,00TL ödeme yaptığı, protokolün davacı tarafından inkar edilmediği, buna göre, icra takibine konu edilen senedin gerçek olduğu, protokolün bu takipteki borcun tasfiyesine yönelik olarak düzenlendiği, bu durumda davacının senetteki imzanın kendisine ait olmadığı ve senetten dolayı borçlu olmadığı iddiasını kanıtlayamadığı, kaldı ki, senet arkasındaki imzanın davacının eşine ait olduğununda inkar edilmediği, bu durumda taraflar arasında protokole göre daire alım satımından kaynaklanan bir ticari ilişkininde var olduğunun anlaşıldığı, bu durumda davalı tarafça davacının takibe konu senetten dolayı borçlu olduğunun kanıtlandığı, davalı vekilinin istinaf başvurunda haklı olduğu, fakat dosya kapsamına göre davacının kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, fakat mahkemece yanlış değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla, maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına, fakat yapılan hata yeniden yargılamayı gerektirmediğinden resen davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 2- İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/06/2018 tarih, 2016/803 E., 2018/638 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,3- Davalı aleyhine açılan MENFİ TESPİT DAVASININ REDDİNE, 4- yasal koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının peşin alınan 5.040,03 TL’den mahsubu ile fazla alınan 4.959,33 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,5/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5/c-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5/d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(1). maddesine göre takdir edilen 29.108,87 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 6- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 6/b-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 33,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 131,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 6/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 23/06/2022