Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1168 E. 2022/789 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1168
KARAR NO: 2022/789
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 18/09/2018
NUMARASI: 2017/208 E. – 2018/337 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Türk Patent Enstitüsü nezdinde … tescil numaralı faydalı model belgesinin bulunduğunu, davalı firmanın da, müvekkili ile aynı sektörde faaliyette bulunmakta olduğunu, davalının ayırt edilemeyecek kadar aynı bir ürünü üreterek satışa arz ettiğini, ürünün üretim ve satışa arzı, sözkonusu firmaya ait “www…com/…html”adresli internet sitesinden de açıkça görüldüğünü, ihlalin Bursa 4.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/111 değişik iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini beyan ederek, tescilli faydalı modele konu ürüne yapılan tecavüzün tespiti, ref’i ve men’i ile HMK’nun 107. maddesi çerçevesinde şimdilik 20.000,00 TL zararın tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Eldeki davada taraf olmayan dava dışı üçüncü kişinin taraf olduğu “değişik iş” dosyasının huzurdaki dava bakımından delil teşkil etmesinin kabul edilemeyeceğini, bilirkişi raporunun konusunda uzman bir bilirkişi tarafından tanzim edilmediğini, müvekkili firmanın tecavüz ettiği iddia edilen faydalı modelin uzun yıllardır sair firmalar tarafından kullanılmakta olduğunu ve yenilik unsurunu haiz olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…Davalı vekili zamanışımı itirazında bulunmuş ise de dosya kapsamında zamanışımının gerçekleşmediği hususu sabittir. Davalı her ne kadar dava konusu faydalı modelin yenilik unsuru içermediğini, dava konusu ürün ile ilgili mütalaa sunulduğunu ve dosyada alınan bilirkişi raporları ile bu hususa değinilmediğini savunmuş ise de bu yönde açılmış bir hükümsüzlük davası mevcut değildir, kaldiki davalı yanca yeniliği ortadan aldıran somut delil de sunulmamıştır, Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi 2013/111 D. İş sayılı dosyası celp edilmiş, dava dışı … aleyhine yapılan tespitte davalı ürünü ile davacının ürünü karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve tecavüzün varlığına dair rapor sunulduğu anlaşılmıştır. Tespit dosyasında taraf olan …’in mülkiyet haklarını 150.000,00.-TL karşılığında sahibi olduğu davacı şirketine devrettiği,davacı yanca dosyaya sunulan devir sözleşmesi kapsamından anlaşılmıştır. Dolayısıyla dava konusu ürünün davalı tarafından üretildiği, satış ve pazarlamasının yapıldığı anlaşılmıştır. Yine dava açılırken davacı yanca davalıya ait www. …com/…” internet adresinde yer alan ürün görseli, incelendiğinde davalının ihtilafa konu ürün için ticari faaliyette bulunduğu hususu da tespit edilmiş, bu açıdan davalının dosyaya davacı yana ürünü koyarak inceleme yaptırdığı iddiası da toplanan deliller kapsamına göre yerinde görülmemiştir. Zira delil tespiti dosyasında imalat sırasında elde edilen numune ürün, Davalı tarafından hazırlanan dava konusu ürüne ilişkin imzalı kaşeli teklif formu., internet sitesinde ürün görselinin bulunması hususları bir arada değerlendirildiğinde; faydalı modele tevacüz sabit görülmüştür. Davacı tazminat seçim istemini ıslah etmiş ve 551 SK 140/1-a kapsamında hesaplama yapılmasını talep etmiştir. Mali bilirkişi … ise 5.2.2018 tarihli raporlarında; Davacının seçim tarzına göre yapılan hesaplamada; 551 sayılı KHK’mn 140/a bendi uyarınca, “Patentten doğan hakka tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, patent sahibinin patenti kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre, ” yoksun kalınan kazancın 9.886,20 TL olarak hesap edildiğini bildirdiği anlaşılmıştır. 554 sayılı KHK 137,138. mad. Patent/faydalı model hakkı sahibinin izni olmaksızın üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icapda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama ve elde bulundurmak gerek KHK kapsamında tecavüz sayılmaktayken, 6769 sayılı SMK’nun 141. maddesi kapsamında da bu haklar aynı şekilde koruma altına alınmıştır.Davacı ıslah dilekçesi ile Patentten doğan hakka tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, patent sahibinin patenti kullanmasıyla elde edebileceği muhtemel gelire göre maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Dosya içeriğine göre: davacının faydalı modelinin başvuru tarihi, tescil aldığı tarih, şişli vergi dairesinin 1.dönem geçici vergi beyannamesine göre davacının yıllık cirosu, ticari bilançosuna göre kar, zarar, ödediği kurum vergisi, ürünlerin fiyat teklif formuna göre sıradan ürünlerden olmayıp belirli bir meblağ ile satılıyor olması,, keza BK hükümlerine görede eylemin işleyiş biçimi, davalının üretici firma olması, hususları hepbirlikte gözetildiğinde faydalı model belgesinden doğan hakka tecavüz edenin rekabeti olmasaydı ,davacının elde edebileceği muhtemel gelire göre keza hak ve nesafet ilkelerine göre davacıya 9.886.20 TL maddi tazminat ödenmesi gerektiği anlaşılmış, yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.” şeklinde gerekçeyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalıya ait olduğu iddiasıyla dosyaya sunulan ürünlerin davalı firmaya ait ürünler olmadığını, bu hususun bilirkişi raporunda dahi tespit edildiğini, davalıya ait olduğu iddia edilen ürünlerden ilkinin davacıya ait ürün olduğu ve sonradan sunulan ürünün de Çin malı olduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğunu, ayrıca Mahkemece delillerin ibrazına ilişkin sürelere riayet edilmediğini, bilirkişi raporunda görseller üzerinden yapılan değerlendirmenin biçimsel bir değerlendirme olduğunu, raporun eksik değerlendirme ve incelemeye dayalı olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; davacı adına … tescil numarasıyla tescilli faydalı model belgesine vaki tecavüzün tespiti, ref’i ve men’i ile şimdilik 20.000,00 TL yoksun kalınan kazancın tazmini talepli davadır. Davalı her ne kadar kendisine ait olduğu iddiasıyla dosyaya sunulan ürünlerin davalı firmaya ait ürünler olmadığını iddia etmiş ise de; delil tespiti dosyasında imalat sırasında elde edilen numune ürün, davalı tarafından hazırlanan dava konusu ürüne ilişkin imzalı kaşeli teklif formu ve internet sitesinde satışa sunulan ürün görselinin bir arada değerlendirilmesi sonucu kanaat içeren bilirkişi raporunun teknik ve bilimsel olarak denetime elverişli olduğu, Mahkemece buradan varılan sonuç itibariyle yapılan mali hesaplamaya itibar edilerek tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalının eyleminin, dava tarihinde yürürlükte olan ve somut olaya uygulanması gereken 554 sayılı KHK’nın 137 ve138. madelerinde sayılan; patent/faydalı model hakkı sahibinin izni olmaksızın üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icapda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama ve elde bulundurmak fiileri kapsamında tecavüz teşkil ettiği, sonradan dosyaya sunulan delillerin HMK’nun 145.madesi kapsamında yargılamayı geciktirme amacı taşıdığına veya zamanında ileri sürülmemesinin davacının kusurundan kaynaklandığına dair dosyaya yansıyan somut bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla, davalı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Açıklanan sebeplerle, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18/09/2018 tarih ve 2017/208 E., 2018/337 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 675,33 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 675,90 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 0,57 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.20/05/2022