Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1150
KARAR NO: 2022/913
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2016/247 E. – 2018/358 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili şirket arasında imzalanan 08/07/2015 tarih … sözleşme numaralı ve 20/05/2018 tarih ve … sözleşme numaralı iki adet Finansal kiralama Sözleşmesi ile 1 ADET 2014 MODEL, … MARKA … DİZEL KOMPRESÖR, SERİ NUMARASI: … ve 2 ADET … MODELİ …OTOMATİK, KABİNLİ, SERİ NO: …, SERİ NO: … PANOLU DİZEL JENERATÖR’ün tüm aksesuarları ile birlikte, ekipmanların davalıya teslim edildiğini, davalı tarafın kendisine tebliğ edilen ödeme planına göre kira borçlarını vadelerinde ödemediğini ve temerrüte düştüğünü Beşiktaş … Noterliği 16/12/2015 tarihli ve … yevmiye sayılı ve 02/12/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnameler keşide edildiğini, ihtarlara rağmen borcunu ödemediğini, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/366 D. İş sayılı dosyadan kiralanın müvekkili şirkete tesliminin sağlanmasına yönelik olarak 08/03/2016 tarihli ihtiyati tedbir kararı verildiğini, Finansal kiralamaya konu malların müvekkiline aynen iadesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı. İlk derece mahkemesince; “Toplanan deliller, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesi uyarınca kiralanan malın davacı tarafından davalıya teslim edilmediği , kiracı davalı tarafından kira borçlarının zamanında ödenmemesi üzerine davacı tarafından gönderilen 60 gün süreli ihtarname üzerine ödeme yapıldığına ilişkin davalı tarafından dosyaya delil ibraz edilmediği, bilirkişi Serbest Mali Müşavir …’ten alınan usul ve yasaya uygun düzenlenen ve hüküm kurmaya elverişli olduğu Mahkememizce tespit edilen 17/01/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre de malın sahibine iadesi koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair dava konusu malın davalı tarafça davacıya aynen iadesine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkili şirketin, ihbar edilen şirket ile, İstanbul, Kağıthane İlçesi … ada ile … ve aynı ilçe … ada da … projelerinin amacına uygun dizaynı ve tüm imalatlara ilişkin inşaat, mimari, mekanik, elektrik, otopark, peyzaj, parsel içindeki çevre tanzimi vb. işlerin yapılması ile ilgili 28.01.2015 tarihinde sözleşme imzaladığını, İhbar edilen şirketin, sözleşmeye göre işin bitirilme tarihi 07.04.2016 olmasına rağmen, yani sözleşmenin süresi dolmadığı halde, göndermiş olduğu ihtarname ile müvekkili şirket ile imzaladığı sözleşmeyi haksız yere feshettiğini, sözleşmeyi feshettiği tarihten sonra, inşaat sahasındaki ve İstanbul ofisindeki, mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan ve davaya konu ekipmanlar da dahil olmak üzere finansal kiralama yoluyla kiralanan tüm ekipmanı, taşınır malları hapis ederek, sanki bu mallar rehinliymiş gibi ayrıca İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla taşınır rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, takibe de itiraz edildiğini ve ihbar edilen şirket tarafından, bu kez İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/197 E. sayılı dosya numarası ile görülen itirazın iptali davası açıldığını, iş bu davanın davacısı olan … A.Ş’nin, iş bu davaya konu malzemeleri ihbar edilen şirketten icra yolu ile teslim aldığını, davaya konu ekipmanları ihbar edilen şirketten teslim aldıktan sonra da dosyayı Temlik Alan davacı … A.Ş’ye teslim ettiğini, Temlik alan davacının dosyayı temlik aldığında dava konusu ekipmanların zaten davacı … A.ş. tarafından geri teslim alınmış olduğunu, dava konusu ekipmanların müvekkili şirketteymiş gibi hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, icra edilebilir bir hüküm olmadığını, -Davacı … A.ş.’nin, Manisa 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/ 507 E. sayılı dosyasıyla görülmekte olan dava ile müvekkili şirket hakkında aynı zamanda “Güveni Kötüye Kullanma” davası açtığını, bu dosyada Davacı … A.ş. Vekili Av. … 24.01.2017 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı uyarınca “Makinaların Manisaya götürülüp götürülmediği konusunda tarafımızda bir bilgi bulunmamaktadır. Malın iadesine ilişkin dava kapsamında ihtiyati tedbir kararı uyarınca söz konusu makinalar İstanbul’da … A.ş.’ye ait şantiyelerden icraen alınmıştır.” şeklinde beyanda bulunduğunu, Davacı … A.ş. vekilinin de belirttiği üzere dava konusu makine ve ekipmanlar icraen alındığından dolayı taraflarında kalan herhangi bir makine ve ekipman bulunmadığını, davacının ceza dosyasındaki beyanlarından da anlaşılacağı üzere; dava konusu makinaların davacının elinde olduğunu, Dava konusu malzemelerin davacı tarafından teslim alınması sebebiyle davanın konusuz kaldığını kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu makinaların iade alınmış olmasına rağmen tedbir kararı kapsamında olduğunu, istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, 6361 Sayılı Finansal Kiralama Factoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 31. ve 33. maddesi hükümlerine dayalı olarak, finansal kiralama konusu malın davalı kiracıdan alınarak davacı kiralayana verilmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında Finansal Kiralama Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmeye konu malın davacı tarafından kiracı davalıya teslim olunduğu, davalının kira bedellerini ödemeyerek temerrüde düştüğü ve malın iadesinin talep edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; Dava ve sözleşme konusu malın davacıya tesliminin gerekip gerekmediği ve sözleşmenin feshinin uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı vekilinin istinaf isteminin değerledirilmesi için Malın dava devam ederken teslimi olgusunun “rızai teslim” mi yoksa “ihtiyati tedbirin infazı yolu ile” teslim mi olduğu hususu aydınlatılması gerekmektedir. Teslim olgusu tarafların kabulündedir. Ayrıca toplanan delillere göre davacının sözleşmenin haklı sebeple feshi talebi yönünden davanın konusuz kaldığı da kabul edilemez. Somut olay incelendiğinde Davalı ayrıca İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla taşınır rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, takibe de itiraz edildiğini ve ihbar edilen şirket tarafından, bu kez İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/197 E. sayılı dosya numarası ile görülen itirazın iptali davası açıldığını, iş bu davanın davacısı olan … A.Ş’nin, iş bu davaya konu malzemeleri ihbar edilen şirketten icra yolu ile teslim aldığını beyan etmiş olmakla, tedbiren malların teslim alındığı her iki tarafın kabulündedir. 6100 Sayılı HMK’nın 397/2. maddesine göre ihtiyati tedbirin etkisi aksi belirtilmediği takdirde nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder. Nihai kararın kesinleşmesiyle tedbir ortadan kalkar. Davalı her ne kadar davanın konusuz kaldığını savunmuş ise de, Mahkemece davanın konusuz kalmasına karar verilir ise, dava ihtiyati tedbir kararının uygulanması sonucu konusuz kalmış olup malın iadesi talebinin kabul edilmemesi halinde konusuz kalma kararının kesinleşmesi ile davalı dava konusu malın kendisine teslimini isteyebileceğinden davacının malın iadesi talebinin kabulüne karar verilmelidir. Açıklanan bu yönler gözetilerek Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalı tarafça ödeme yapıldığına ve haksız feshe ilişkin bir savunma getirilmediği anlaşılmakla, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/05/2018 tarih ve 2016/247 E., 2018/358 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.197,20 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 2.049,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.147,30 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 07/06/2022