Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1142 E. 2022/1145 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1142
KARAR NO: 2022/1145
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 17/07/2018
NUMARASI: 2016/94 E. 2018/295 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ödül almış olan fotoğraf eserinin, yapımcılığını davalı …’nın yaptığı, diğer davalı yayın kuruluşuna ait … logolu televizyon kanalında yayınlanan “…” isimli programda 08/03/2016 tarihinde izinsiz olarak kullanıldığından, FSEK. 68. madde kapsamında şimdilik 15.000 TL maddi tazminatın ve FSEK 70. madde kapsamında 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı … (… Prodüksiyon) vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu programın bir dış yapım olup, hazırlık, yapım ve sunumu dahil olmak üzere, tüm aşamalarının diğer davalı … tarafından gerçekleştirildiğini ve yayına hazır hale getirildiğinden, müvekkilinin hukuki sorumluluğu bulunmadığını, diğer davalı ile akdedilen 05.06.2015 tarihli program yapım sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca davalı yapımcının programın yasalara ve mevzuata uygunluğunu garanti ettiğini ve bu hususta sorumluluğun kendisine ait olduğunun açık olduğunu, müvekkilinin “…” logolu televizyon kanalında, 08.03.2016 tarihli “…” programında kullanıldığı iddia edilen fotoğrafın, eser mahiyetinde olup olmadığı ve eser olarak kabul edilip edilemeyeceği hususunun öncelikli olarak tartışılması gerektiğini, tazminat miktarının fahiş olduğunu, usul ve esas bakımından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili beyan dilekçesinde; Müvekkilinin yapımcılığını üstlendiği ve … kanalında yayınlanan ‘’…’’ programının 08.03.2016 tarihli yayınında, Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün anılması ve ülkede kadınları ilgilendiren sorunlara, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, cinsiyet ayrımcılığı yapılmaması gerektiğine dikkat çekebilmek amacıyla, internette bulunan bir dizi birbirine neredeyse tıpatıp benzer görsellerden bir slayt oluşturulduğunu ve günün anlam ve önemine binaen program başında stüdyonun arka planındaki ekranda yayınlandığını, bu görsellere internet aracılığıyla Google arama motorunun görseller kısmından ulaşıldığını, üzerinde … hakkına dair herhangi bir ibare olmadığından serbestçe kullanılabileceğine kanaat getirildiğini ve iyi niyetle kullanıldığını, alenileşmiş olan fotoğrafın kullanımından dolayı talep edilen maddi ve manevi zarar tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Talebin; davacının fotoğraf eserinin, yapımcılığını davalı …’nın yaptığı, diğer davalı yayın kuruluşuna ait … logolu televizyon kanalında yayınlanan “…” isimli programda 08/03/2016 tarihinde izinsiz olarak kullanıldığından bahisle FSEK. 68. madde kapsamında 15.000 TL maddi ve FSEK 70. madde kapsamında 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkin olduğu, Davalıların, davacıya ait eserler yönünden izin alındığına dair her hangi bir belge sunamadıkları, bilirkişilerce, eserin FSEK 4. madde kapsamında güzel sanat eseri olduğu, dava konusu fotoğrafın özelliği, kullanılan mecra ve kullanım adedi (… adlı programda tüm yayın süresi boyunca davacının eserinin 2-3 saniyelik zaman dilimlerinde parça parça olarak toplamda 35 saniye olarak eserin umuma iletilmesi), eserin ödüllü olması, eser sahibinin tanınmışlığı kriterlerine göre 2.302.82 TL nin rayiç olarak istenebileceğinin bildirilmiş olması, 3 . ve son heyetin aynı bedeli bildirmiş olmaları ve ulaştıkları rayiç bedel mahkemece denetime uygun bulunarak FSEK 68. maddesi kapsamında 2.302.82 TL nın 3 katı 6.908.46 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline, Davacının fotoğrafının kullanımında, eser sahibi olarak ismine yer verilmediğinden davacının FSEK 15 çerçevesinde manevi hakkının ihlal edildiği, takdir edilecek tazminat miktarının istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli miktar kadar olması gerektiği, somut olayın özelliği, fotoğrafın ödüllü olması da dikkate alınarak, yayında davacının adı belirtilmeden ve davacıdan izin almaksızın eserin yayınlanması sebebiyle davacının yaşadığı üzüntü dikkate alınarak, manevi tazminatın hak ve nasafet kuralları gereğince 10.000 – TL olarak takdiri ile tahsiline” karar verilmiştir. Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle;1-Davaya konu programın bir dış yapım olup, tüm aşamalarının diğer davalı yapım şirketi tarafından gerçekleştirildiğini ve yayına hazır hale getirildiğini, söz konusu yayının bir katalog içinde sunulmasına ilişkin düzenleme ve kontrol yetkisinin tümüyle yapımcı firmaya ait olduğunu, diğer davalı yapımcının editoryal sorumluluk alanında bulunan program sebebi ile müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, iddia edilen eylemler ile müvekkilinin hukuki sorumluluğu veya görevleri arasında illiyet bağı bulunmadığını, 2-Müvekkili ile diğer davalı arasında akdedilen 05.06.2015 tarihli program yapım sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca davalı yapımcının, programı yasalara ve mevzuata uygun oluşturacağını garanti edip, sorumluluğun kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, müvekkilinin dava konusu kullanımda herhangi bir kusuru bulunmadığını, 3-Yapımcı şirketin yasal çerçevede gerçekleştirmediği fiillerinden müvekkilinin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu varsayılsa dahi, müvekkili yönünden hükmedilecek tazminat miktarının, bilirkişilerin dayanaksız olarak belirledikleri rayiç bedele itibar edilmeden, müvekkilinin kusurunun bulunmadığı dikkate alınarak, hakkaniyete uygun belirlenmesi gerektiğini, 4-FSEK 68. madde ve yasal gerekçesinde, “eser sahibinin ancak tecavüzün ağırlığıyla uygun bir tazminat isteme hakkı” bulunduğunun ifade edildiğini, hak sahibine getirilen yasal düzenlemeyle her türlü hak ihlalinde 3 katı tazminat talep etme hakkı verilmediğini, talebin üst sınırını belirlemeye yönelik olduğunu, talep edilen üç kat bedel aşırı (fahiş) ise, hakimin devreye girerek ve FSEK 66/4 maddesinde yer alan “kusurun ağırlığını ve tazminat miktarını belirleme” yetkisini de kullanarak, bir talep olmasa dahi bunu makul bir miktara indirebileceğini, Yargıtay 11. HD’nin 22.1.1998 tarih ve 1997/9221 – 1998/246 Sayılı kararında mahkemenin rayiç bedelin belirlenmesi konusunda takdir hakkı bulunduğunun kabul edildiğini, Anayasa Mahkemesi’nin 28.2.2013 tarih ve 2012/133 E. – 2013/33 K. Sayılı kararında, tazminat oranının belirlenmesinde takdir hakkının mahkemeye ait olduğunun açık şekilde belirtildiğini, 2004/48 Sayılı Fikri Mülkiyet Haklarının Etkin Korunmasına İlişkin AB Uygulama Yönergesi’nin (Enforcement Directive) 26 no’lu başlangıç hükmünde de hak sahibine ödenecek tazminat miktarının, “hâkim tarafından, olayın bütün yönleri değerlendirilerek tespit edilmesi” gerektiğinin ifade edildiğini, (Yargıtay 11. HD’nin 2014/18483 E. 2015/8539 K. sayılı ve 19.06.2015 tarihli kararı) TBK’nın 51/1 maddesi uyarınca, mahkemenin kusura ilişkin hususları tartışmadan doğrudan, belirlenen rayiç bedelin üç katına hükmetmesinin isabetsiz olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığından, aleyhe tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, 5-Mahkemenin, manevi tazminatı belirlerken “tatmin görüşü”nü benimsediğinden, zararın; yapılan haksız saldırının türü, boyutu, şiddet derecesi ve devam ettiği süre ile bunun zarar gören kişi üzerindeki olumsuz fiziki ve psikolojik etkilerini kapsayacağını, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, mahkemenin kararının eksik incelemeye dayalı ve hukuka aykırı şekilde tesis edildiğini, izah edilen ve re’sen kabul edilecek sebeplerle kararının istinaf incelemesi neticesinde bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Karar aleyhine davalı …. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurmuştur.1-FSEK madde 22’de çoğaltma hakkı, madde 23’de umuma yayma hakkının eser sahiplerinin mali hakları olduğu, FSEK Madde 15’te eserde ismin belirtilmesinin manevi hak olduğu ve münhasıran eser sahibine ait olduğu düzenlenmiştir. Mali ve manevi hakların ihlali halinde, tazminat talepli davanın bu hakları ihlal edene karşı açılması gerekir. FSEK Madde:25 ( Değişik 21/02/2001-4630/15 ) “Bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, radyo-televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanması ve yayınlanan eserlerin bu kuruluşların yayınlarından alınarak başka yayın kuruluşları tarafından yeniden yayınlanması suretiyle umuma iletilmesi hakkı münhasıran eser sahibine aittir” düzenlemesi mevcuttur. …’ın dava konusu fotoğraf güzel sanat eserinin, … Televizyon kanalında 08/03/2016 tarihinde … tarafından sunulan “8 Mart Dünya Kadınlar Günü“ içerikli programda yayın akışı içerisinde davacıdan izin alınmaksızın kullanıldığı tespit edilmiştir. İzinsiz kullanım FSEK 22. maddesindeki çoğaltma, 23. maddesindeki umuma yayma hakkının ihlali niteliğindedir. Eser sahibinin, FSEK tarafından kendisine tanınan mali ve manevi haklarına tecavüz mevcut olduğunda, FSEK 15. 22. 23. ve 25. maddesi delaleti ile 68. ve 70. madde uyarınca tecavüz edene karşı dava açma hakkı olduğundan, güzel sanat eser sahibi davacı tarafından eserinin, … Televizyon kanalında 08/03/2016 tarihinde … tarafından sunulan “8 Mart Dünya Kadınlar Günü“ içerikli programda yayın akışı içerisinde izin alınmaksızın kullanıldığından bahisle maddi ve manevi tazminat talep edildiğinden, … Televizyon kanalı ise davalı ….’ne ait olduğundan, davalı vekilinin, müvekkiline karşı dava açılamayacağına ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. 2-FSEK 68. maddesi uyarınca; eseri…hak sahiplerinden bu kanunda yazılı izni almadan işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshalarını yayan ….her türlü işaret, ses ve görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri, sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç katı fazlasını isteyebilir FSEK 15. maddesi gereği; eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak umuma arz etme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti münhasıran eser sahibine ait olup, bir güzel sanat eserinden çoğaltma yolu ile elde edilen nüshaları üzerinde eser sahibinin ad veya alametinin açıkça gösterilmesi şarttır. FSEK 70. Maddesindeki düzenlemeye göre, manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir. Davacı taraf, FSEK 15. 22. 23.ve 25.maddesi delaleti ile 68. ve 70. maddeye dayanarak tazminat talep etmiştir. FSEK 68 ve 70. maddede açıkça davanın, hakkı ihlal edene karşı açılacağı belirtildiğinden, yayının yapıldığı … logolu televizyonu davalı ….’ne ait olduğundan, davalıya husumet yöneltilmesinde usule aykırılık olmadığı gibi, 05.06.2015 tarihli program yapım sözleşmesindeki hükümler davalılar arasındaki iç ilişkiyi düzenlediğinden, sadece sözleşmenin taraflarını bağlayacağından, davacı eser sahibi 05.06.2015 tarihli program yapım sözleşmesinin tarafı olmadığından, davacıya karşı ileri sürülemeyeceğinden, diğer davalı yapımcının sözleşme uyarınca sorumluluğu kabul etmesi davacının dava hakkı üzerinde etkili olmadığından, bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30/06/2020 tarihli 2017/11-71 esas ve 2020/483 karar sayılı kararında vurgulandığı gibi; Mali haklara tecavüz hâlinde ref yöntemlerini belirleyen ve özel bir hüküm olan FSEK’in 68. maddesi gereğince açılacak “bedel” davası kusurlu davranış unsuru aranmadan açılan bir dava olup, haksız fiil sebebiyle açılan tazminat davalarıyla karıştırılmamalıdır. Zira mali haklara tecavüz hâlinde kusurlu davranış unsuruna bağlı olarak ve haksız fiile ilişkin hükümler çerçevesinde açılacak maddi tazminat davası FSEK’in 70/2 maddesinde düzenlenmiştir. FSEK’in 68. maddesine dayanılarak açılan bir davada ayrıca FSEK’in 70/2 maddesi gereğince maddi tazminat talep edilmesi mümkün değildir (Öztan, s. 650.). Çünkü FSEK’in 68/1 maddesi gereğince bedelinin üç katına hükmedilmesiyle hak sahibinin zararı rahatlıkla karşılanacaktır. Ancak FSEK’in 68/1 maddesi gereğince hükmedilen “medeni ceza” niteliğindeki bedel hak sahibinin zararının altında kalıyorsa, mütecavizin kusurunun ispat edilmesi şartıyla FSEK’in 70/2 maddesi gereğince maddi tazminat talebinde bulunulmasının önünde engel yoktur (Öztan, s. 650.). Davacı FSEK 68 madde uyarınca tazminat talep etmiş olup, yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca tazminat talep edilebilmek için mali hakların ihlal edilmesi yeterli olup kusur aranmadığından, 70. madde uyarınca tazminata karar verilebilmesi için kusur aranmakta ise de; davalı … televizyonunun sahibi …. tacir olup, tedbirli bir tacir gibi davranıp, yayınlayacağı programları denetleyerek, yasal düzenlemelere aykırı kullanım mevcut ise engellemesi gerekir. Davacıya ait eserin izni olmaksızın ve telif ücreti ödenmeden yayın akışında kullanılamayacağını bilmesi gerekip, bu yönde yeterli denetim yapmadığından kusurlu olup, davalı vekilinin müvekkilinin kusuru bulunmadığından tazminat istenemeyeceğine ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 3-Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca, dosyaya taraflarca emsal sözleşme sunulmadığından, varsayımsal olarak değerin belirlenmesi gerekir, Bilirkişiler tazminat miktarını, “davaya konu fotoğrafın özelliğini, sektörel piyasa rayiçleri ve fotoğrafın değer ölçülerini, kullanılan mecrayı, kullanım adedini, ticari amaçlı kullanılmasını, eser sahibinin tanınmışlığını, fotoğrafın ödüllü fotoğraf olmasını nazara alarak, fotoğrafın Tarım ve İnsan konulu fotoğraf yarışmasında kazandığı 1.500 TI nın dava tarihine uyarlanması neticesinde 2.302,82 TL olabileceğini dikkate alarak,” belirlemiş olduğundan, tazminatın dayanaksız olarak belirlendiğine ilişkin iddianın yerinde olmadığı tespit edilmiştir. Davalı … televizyonunun sahibi …. tacir olup, tedbirli bir tacir gibi davranarak, yayınlayacağı programları denetleyip, yasal düzenlemelere aykırı kullanım mevcut ise engellemesi gerekirken engellemediğinden, kusurlu olup, bilirkişiler tarafından doğru olarak tespit edildiği üzere; davalının bu yayın sebebi ile reytinginin arttığı ve kazanç sağladığı nazara alındığında, belirlenen miktar hakkaniyete uygun olduğundan, davalı vekilinin müvekkilinin kusurunun bulunmadığı dikkate alınarak, tazminat miktarının hakkaniyete uygun belirlenmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. 4-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30/06/2020 tarihli 2017/11-71 esas ve 2020/483 karar sayılı kararında; “FSEK’in 68/1 maddesi “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması hâlinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.” hükmünü haizdir. Buna göre, hak sahibi, mali haklarının ihlali durumunda, özel bir tecavüzün ref’i yöntemi olarak “bu hakların bir sözleşme ile kullanılması hâlinde isteyebileceği bedelin” veya “bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin” en çok üç kat fazlasını isteyebilecektir.” tespiti ile üç kat fazla istemin üst sınır olduğu vurgulanmış, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2019 tarihli 2018/11-998 esas ve 2019/373 karar sayılı kararında, “Kusur ve ağırlığı zararın takdirinde ve alınacak önlemlerde rol oynar” yönündeki tespiti ile 68. maddeye göre zararın takdirinde kusurun varlığının ve ağırlığının dikkate alınması gerektiği görüşü benimsenmiştir. Davacının güzel sanat eseri vasıflı ve ödüllü resmini izinsiz yayınlayan … televizyonunun sahibi …. tacir olup, TTK 18/2. maddesi uyarınca ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Davalı tacir olması sebebiyle faaliyet gösterdiği sektör nazara alındığında, bir sanat eserinin telif sözleşmesi olmasızın izinsiz yayınlanmayacağını bilmesi gerekir. Bu sebeple yayınlayacağı programları denetleyip, yasal düzenlemelere aykırı kullanım mevcut ise engellemesi gerekirken, davacının izni olmadan ve telif ücreti ödenmeden eserinin yayın akışında kullanılmasını engellemediğinden kusurludur. Zararın oluşmasında davalı tarafa yüklenecek hiçbir kusurlu davranış olmadığından, tespit edilen zarar miktarı ve davalı tarafın eserin yayınlanmasıyla bağlantılı olarak reytinginin artması sebebiyle sağladığı maddi kazanç nazara alındığında, mahkemece üç kat tazminata hükmedilmesinde yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığından istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 5-Manevi hakkın düzenlendiği FSEK 15. maddesi gereğince; eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak umuma arz etme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti münhasıran eser sahibine ait olup, bir güzel sanat eserinden çoğaltma yolu ile elde edilen nüshaları üzerinde eser sahibinin ad veya alametinin açıkça gösterilmesi şarttır. FSEK 70. maddesinde, manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir düzenlemeleri mevcuttur. Yargıtay 11. HD’nin 20/02/2015 tarihli 2014/17357 esas ve 2015/2311 karar sayılı kararında; FSEK 70/1 maddesi gereği 15. madde uyarınca adın belirtilmesi haklarının ihlali sebebiyle, ihlalin niteliği ve boyutuna göre takdiren manevi tazminat tayin edilmesinin hakkaniyete uygun düşeceği belirtilmiştir. Yerleşmiş Yargıtay uygulamalarında; manevi tazminatın, zarar görende tatmin duygusu oluşturacak, ancak sebepsiz zenginleşmeye meydan vermeyecek bir miktar paranın tahsiline ilişkin olduğu vurgulanmaktadır. Davacının eserinin, ödül almış bir sanat eseri olması, televizyonda yayınlandığı süre, paranın satın alma gücü, eylemin niteliği nazara alındığında mahkemece takdir edilen 10.000,00 TL manevi tazminat miktarı hakkaniyete uygun olduğundan, manevi tazminat miktarının fahiş olduğuna ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/07/2018 tarih ve 2016/94 E. 2018/295 K. Sayılı kararına karşı … Prodüksiyon vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 1.155,02 TL istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan (35,90 TL+ 252,89) toplam 288,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 866,23 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022