Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1121 E. 2022/1033 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1121
KARAR NO: 2022/1033
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 22/06/2018
NUMARASI: 2017/380 E. 2018/185 K.
DAVANIN KONUSU: Marka, (Tecavüzün Tespiti, Manevi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin İsviçre yasalarına göre kurulmuş ve tütün ürünleri üretimi yapan çok uluslu bir şirket olduğunu, Paris Sözleşmesi hükümleri gereği 556 sayılı KHK hükümlerinden yararlanacağını, … Şirketi’nin yan şirketi olduğunu, … markalı sigaraların 1924 yılından beri üretildiğini, 1955 yılında ABD’de yatay tepeli beş kenarlı figür ve yukarı ve aşağı doğru eğimli iki köşegen ile iki dikey kenarlı … şekli adaptasyonu ile başladığını, … ve … şekli markasının müvekkili ile ilişkilendirilen en değerli markası olduğunu, TPE tarafından … numarasıyla tanınmış marka olarak ilan edildiğini, … şeklinin … sayılı marka ile korunduğunu, davalı … A.Ş. nin müvekkili ile aynı sektörde, … markalı ürünlerin üreticisi olduğunu, … ürününün ticari takdim şeklinde kırmızı renk ile … şeklinin birleştirildiğini, davalının … şeklinin yana yatık halini kullanması sebebiyle tüketicilerin ihtilaflı ürünleri karıştırmasının kaçınılmaz olduğunu, bütün olarak görünüm ve hissinin … ürün ve markalarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığını, müvekkilinin markalarını taklit eden, iltibas ve ilişkilendirme ihtimali yaratan ve marka hakkına tecavüz eden, kırmızı renk ve … şeklinin kullanılma maksadının müvekkilinin tanınırlığından faydalanmak olduğunu, tesadüf olamayacağını, kötü niyet taşıdığını, emsal kararlarda kelime unsuru farklı olsa da, görsel benzerliklerin tecavüz olarak nitelendirildiğini belirterek, vaki fiillerin haksız olduğunun, davalıların fiillerinin müvekkilinin markasına tecavüz teşkil ettiğinin tespitini, önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, davalıların … şeklini içeren ürünleri sunmasının önlenmesini, davaya konu tecavüz teşkil eden ürünlere ait her tür tanıtım vasıtasının davalının işyerinden ve ticari amaçla bulundukları yerden toplanmasını, imhasını, ayrıca TTK m. 55 gereği haksız rekabet teşkil ettiğini, davalıların haksız rekabetinin men’ini, tecavüz ve haksız rekabet sebebiyle 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini, kararın tirajı en yüksek gazetenin Türkiye’de yayınlanan nüshalarında ilanını talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava ile ilişkilendirmesinin yapılmadığını, nasıl bir tecavüzü olduğunun, hangi fiille tecavüz yarattığının, sorumluluk kaynağının belirtilmediğini, müvekkilinin diğer davalı ile ticari ve organik bağı bulunmadığını, … markalı sigaraların üreticisi ve dağıtıcısı olmadığını, bu markaya ait tescil ve hakka sahip olmadığını, müvekkili hakkındaki davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Tic. A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; Sigara piyasasında içim zevklerinin niteliklerine göre bir çok sigara tipi olduğunu, tiryakilerin aradıkları özgün harmanı sunan markayı tercih ettiğini, kullandıkları sigaradan kolay kolay vazgeçmediğini, paketi görmese dahi sigaranın hangi markaya ait olduğunu bilebileceğini, her iki markanın okunuşu, yazılışı, algılanışı, logo ve renklerinin farklı olduğunu, benzerlik incelemesinde genel izlenime bakılacağını, sigara ürününün, tiryaki olarak tanımlanan 18 yaşını aşmış tüketici kitlesinin tükettiği ürünler olduğunu, tüketicilerin ürüne birebir ulaşamadığını, bu konuda yasal düzenlemeler olduğunu, satış üniteleri işyeri dışında olamayacağından, tüketicinin kasiyerden marka cins ve çeşit belirterek isteyebildiğini, tüketicinin herhangi bir markete girip bir ürün seçip alamayacağını, satıcıya uzun-kısa, soft-hard, blue-black, normal-…-…-… sigara istiyorum diyeceğini, logo ve markalar farklı olduğundan haksız rekabet oluşmadığını,18 yaşından büyük herkesin ürünleri birbirinden ayırt edebileceğini, davanın müvekkili açısından reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacı adına; … numaralı (referans …) “…” markasının tanınmış marka kayıtlarında, … numaralı “şekil” markasının 27.04.2006 tarihi itibariyle 34. Sınıfta, … numaralı “…” markasının 21.10.2016 tarihi itibariyle 34. sınıfta başvuru 04.04.2017 tarihinde tescil edilmiş olduğu, Davacının yaygın olarak kullandığı markalarında “…” kelimesinin kullanıldığı, davalının kelime unsuru olarak “…” kelimesini kullandığı, markalarda kelime unsuru açısından bir benzerlik bulunmadığı, Davacı tarafça, “…” olarak ifade edilen şeklin, … numarasıyla kurum kayıtlarında davacı adına tescilli olup, marka sahibine münhasır hak sağladığı, Bilirkişi raporunda; her ne kadar marka kullanımları ve sınıf ayniyeti benzerliği sonucuna varılsa da halk tarafından karıştırılma ihtimali düzeyinin oluşmadığı, davalının TPMK’ta kayıtlı ‘…’ markalı 3 çeşit sigarasından bir çeşidinin paket dizaynında davacının … markasının tescilli ‘…’ üçgenimsi şeklinin benzeri bulunmakla birlikte, sigara tiryakilerinin benzer bir şekil görmekle alıştıkları sigara markasını değiştirmedikleri, sigaralarını markasıyla aradıkları, marka bağlılığının ve marka sadakatinin çok yoğun olduğu bir ürün pazarı olan tütün ürünleri pazarında “iltibas eşiğinin” diğer ürün pazarlarına nazaran çok daha yüksek olduğu; markalar arasındaki şekil ve/veya renk benzerliklerinin bu pazardaki ortalama tüketici nezdinde iltibasa yol açmayacağının belirtildiği, davacı vekili her ne kadar sigaranın ticari takdim şeklinin tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu belirterek yeni bir heyetten rapor alınmasını talep etmişse de, alınan bilirkişi raporunun kapsamlı, ayrıntılı ve ehil bilirkişi heyetinden alındığı, davacının … markasının davalı tarafından aynı şekilde kullanılmadığı, yatık olarak kullanılan üçgenimsi şeklin, … şekliyle benzerliğinin bulunmadığı, markaların tek başına ayırt edici olduğu ve sigara tüketicileri tarafından rahatlıkla markaların ve ürünlerin ayırt edilebileceği anlaşılmakla yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek duyulmadığı, toplanan deliller hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ışığında davacı tarafından açılan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması ve manevi tazminat talepli davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Mahkemenin kararında, müvekkilinin … sayılı tescilinin sahibi olduğunu, müvekkiline münhasır hak sağladığını, davalının seçme özgürlüğü bulunurken, müvekkiline ait ve tanınmış marka statüsüne ulaşmış bir markayı, özellikle de kırmızı renk ile kullanmasının benzerlik seviyesini arttırdığını, iki kullanım arasında ayniyete varan ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, 34. sınıftaki ihtilaflı markaların kapsamında yer alan malların da birebir aynı olduğunu tespit etmesine rağmen, hukuka aykırı olarak, ilgili tüketici nezdinde (yasal yaştaki sigara içicisi) karıştırılma ihtimali bulunmadığına karar verdiğini, davalı ürününün, müvekkilinin tanınmış … ürününün ticari takdim şeklinin taklidi, müvekkilinin ürünleri ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, iltibas ve ilişkilendirme yarattığını ve marka haklarına tecavüz edip, haksız rekabete sebebiyet verdiğini, Karıştırma ihtimali kavramına çağrıştırma suretiyle karıştırmanın da dahil olduğunu, tüketicilerin sadece bir mal veya hizmet yerine başka mal veya hizmeti satın alması değil, mal veya hizmetlerin birbirinden farklı olduklarını anlayabilseler dahi, bunların kaynağının aynı işletme olduğuna veya işletmeler arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanmaları halinin de iltibas tehlikesi kapsamında ve tüketicilerin sadece bir kısmının bu zanna kapılması ihtimalinin dahi iltibas bulunduğunu kabule yeterli olduğunu, Perakende satış yerlerinde tütün mamullerinin bulundurulma şekline ilişkin yasal düzenlemenin gerekçe gösterilerek iltibas olmadığının ileri sürülmesin doğru olmadığını, müvekkilinin markasının ayırt edilemeyecek derecede benzerinin kullanılmasının müvekkilinin … şekli markasının ayırt edici niteliğini zedeleyeceği ve markayı sulandıracağını, Marka haklarına tecavüzden bahsetmek için karıştırılma ihtimali yeterli olup, fiili karıştırma olması gerekmediğini, Davalının müvekkilinin … şekli ürününe çok benzer bir ambalajı kullanımının, tütün ürünlerinin bulundurma şekline ilişkin düzenlemelere ve de tüketicilerin hususiyet ve tercihlerine bağlayarak meşrulaştırma çabalarını destekleyen bu görüşlerin, hukuki zeminden yoksun olduğunu, davalının sonsuz seçenek ve alternatif içerisinden, müvekkilinin ticari takdim şeklini ve tescilli markasının aynını kopyalamasının hiçbir haklı gerekçesi olmadığını, 2016/182E. sayılı benzer davada, sigara içicilerinin dikkat düzeylerinin yüksek olduğu ve alıştıkları içim tadına sahip sigaraları satın aldıklarından karıştırılma ihtimali bulunmadığı gerekçesi ile reddine dair kararın, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, tüm tüketici kitlesi bakımından karıştırma ihtimali bulunmasının zorunlu olmadığı, ortalama tüketici kitlesinin bir kısmının dahi davacı markası ile davalı ürünlerini karıştırması ya da aralarında işletmesel bir bağ kurması ve davalı ürünlerinin, davacı firmadan geldiğini veya onun bir farklı versiyonu olduğunu düşünmesi ihtimalinin dahi karıştırma ihtimali için yeterli olduğu, davalının, başkasına ait markanın yanına kendi markasını eklemesinin marka hakkını ortadan kaldırmayacağı gerekçesi ile kaldırıldığından, davalının … markasını müvekkilinin tescilli … şeklinin yanına eklemesinin, marka tecavüzünü ortadan kaldırmadığını, yasal yaştaki sigara tüketicisinin bu durumu pekala müvekkilinin … şekli markalarının bir varyasyonu, … şekli altında satılan markaların devamı olarak algılayabileceğini, 6100 sayılı HMK’nın 6754 sayılı yasa ile değişik 279/4 maddesi gereğince, bilirkişilerin raporlarında ve sözlü açıklamalarında çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamayacağını ve hakim tarafından yapılması gereken hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamayacağını, dosyada, 3 bilirkişiden 2’si hukukçu olduğundan bilirkişi olarak tayin edilemeyeceğini, Marka tecavüz davasında, sigara içicilerinin dikkat düzeylerinin yüksek olması, marka sadakati ve alıştıkları içim tadına sahip sigarayı satın alacakları sebepleri ile karıştırılma ihtimali bulunmadığına dair değerlendirmenin yerinde olmadığını, 2-Mahkemenin, müvekkilinin tanınmışlık seviyesine ulaştırdığı şekil markasını davalının yönünü değiştirerek kullanmasının benzerlik seviyesinde bir kullanım olduğunu ve müvekkilinin kelime unsuru olmaksızın … şekli ile tescilli markasının varlığının benzerliği artırdığını belirtmiş ise de, müvekkilinin markasının baskın unsurunun … olduğunu ve … şeklinin müvekkilinin markasındaki soyut bir unsur olduğunu tespit ettiğini, Bilirkişilerin, … markasının … şekli karşısında baskınlığını açıklamak için; müvekkilini geçmişte agresif reklam/pazarlama kampanyaları yapmakla suçladıklarını, 80-90’lı yıllarda koyboylar gibi giyinen “…”ler tarafından caddelerde, kahvelerde, okul çevrelerinde çocuklara/büyüklere sigara dağıtıldığını belirttiklerini, gerekçede bu ifadelere yer verilmemiş ise de, … markasının “…”, “…” imgesi ile halkın hafızasına yerleştiğinin belirtildiğini, bilirkişilerin raporu, dosyanın tevdi amacı ve izin kapsamı dışında, müvekkili aleyhine kanıtlanmamış itham ve saldırılarda bulunmak için kullandıklarını, Mahkemelerin önceki kararlarında, ürün paketleri üzerindeki kelime markaları farklı olsa da, görsel benzerliklerinden ötürü markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, …. şirketi, 2010 senesinde … Tic. A.Ş.’nin … ve şekil markasını kullanımı aleyhine açılan İstanbul 3. FSHHM’nin 2006/512 E. 2008/123 K. sayılı kararında müvekkilinin tescilli markalarına tecavüz ettiği ve ticari takdim şekli üzerindeki haklarını ihlal ettiği gerekçeleri ile kabul edildiğini, kesinleştiğini, İstanbul 1. FSHHM 2009/100 E. 2010/16 K. sayılı kararında, … ve … kelimeleri arasında işitsel benzerlik olmamasına rağmen, … markasının, … markasındaki şekil unsuruna benzerliği sebebi ile hükümsüzlüğüne karar verdiğini, Avrupa Adalet Mahkemesi’nin (ATAD) 2009 yılında verdiği carbonell – la espanola kararında, huzurdaki davada olduğu gibi, her iki markanın sözcük unsurları, birbirinden çok farklı olsa ve işitsel benzerlik bulunmasa da, her iki markanın şekil unsuru olan yeşil bir alan, zeytin ağaçları ve oturan bir kadın figürünün, sözcük unsurlarının önüne geçerek, asli ve belirleyici unsur halini aldığına karar verildiğini, her iki markanın bıraktığı genel intiba sebebiyle karıştırma ihtimalinin mevcudiyetinin kabul edildiğini (atad, case c-498/07, aceıtes v. koıpe, carbonell – la espanola, paragraph 66-71 and 75-76) izah olunan ve re’sen nazara alınacak hususlar doğrultusunda, verilen red kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili … Tic. A.Ş. ile diğer davalı … A.Ş. aleyhine açılan “Markaya Teavüz ve Haksız Rekabetin Önlenmesi” davasında iki davalı da ayrı vekiller tarafından temsil ettirilmesine ve davanın reddine karar verilmesine rağmen, her bir davalı vekili için ayrı hüküm kurulması gerekirken tek hüküm kurulduğundan, kararın vekalet ücreti bakımından ortadan kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Karar aleyhine taraf vekilleri istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekilinin istinaf talebi yönünden; 1-Mahkemece bilirkişi olarak atanan, Yrd. Doç. Dr. … ve Yrd. Doç. Dr. … Marka ve Patent vekili, Metin Sarıçam ise, Tütün Eksperi/Tütün ve Teknoloji Mühendisi olup, davanın konusu sigaraya ilişkin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğundan, marka ve patent vekillerinin hukukçuluk sıfatı mevcut ise de; marka ve patent vekili olmaları sebebiyle bilirkişi olarak atandıklarından, inceleme ve değerlendirmelerini görsel-işitsel vs, benzerlik, bu benzerliğin ortalama düzeyde kullanıcıda karıştırılma ihtimali yaratması, tescilli marka ile aynı veya benzer sınıflarda kullanım yönünden yaptıklarından, usule aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 556 sayılı KHK, 9(1)/b maddesi (6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m. 7/2(b): Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması marka hakkına tecavüz oluşturacağından, marka hakkına tecavüzün tespiti talebinde yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca markaların görsel, işitsel ve anlamsal benzerlikleri, tescilli marka ile aynı veya benzer sınıflarda kullanımın varlığı araştırılıp, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucu, halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin varlığının araştırılması gerekir. Davacının markası; … şekil markası, davalının markası ise; …şekil markası olduğu, her iki markada da kırmızı rengin kullanıldığı dosya içerisindeki görsellerden tespit edilmiştir. Bilirkişiler raporlarında: davacı ve davalı markalarının kelime unsuru olarak benzer olmadıkları, … markası yönünden, şeklin yönünün değişik olması ayrtedicilik katmadığından benzer oldukları, davacı markasının tütün ürünlerini içeren 34. sınıfta olduğu, davalının ürünününde tütün olması sebebiyle aynı sınıfta yer aldıkları, karıştırılma ihtimali yönünden yapılan incelemede; sigara alış verişinde müşterilerin alacakları sigaranın marka adını, paket/ambalaj şeklini ve rengini söyleyerek satıcıdan istedikleri, satıcının istenen marka ve paket özelliklerine sahip olan sigarayı satış ünitesinden çıkartıp müşteriye verdiği, paketler üzerindeki renk/şekil benzerlikleri ile tüketicinin aldatılması iddiasının sigara piyasasındaki alışveriş sırasında geçerli olmadığı, sigara içicisinin marka bağımlılığının, sigaranın içine konulan (markadan markaya farklı olan özel reçetelerle düzenlenmiş) tütün ve yardımcı katkı maddelerinin (özel formüllü soslar) yanması ile oluşan dumanın akciğerlere çekilmesi ile dumanın içindeki nikotin ve diğer kimyasal maddelerin kana karışması sonucu kanda oluşan özel bileşiklerin, sinirler ve beyin hücrelerinde yarattığı uyuşturucu – rahatlama/keyif etkilerinin tekraren aranması ile oluştuğu, bu yüzden sigara tiryakisinin, alışkın olduğu markanın/sigara çeşidinin özel formüllü sigara harmanından elde ettiği dumanın onda oluşturduğu bağımlılığı – keyfi, başka markalı bir sigara çeşidinde bulmayacağını bildiğinden, paketler üzerinde benzer desenler – şekiller görse de başka markalı sigaraya yönelmeyeceği, zorunlu haller dışında aynı markanın başka çeşidini dahi istemeyeceği, sigaralarda “marka bağımlılığının” o sigaranın ambalajında yer aları desen – marka şekilleri ile oluşmayacağı, bayilerin sigara sattıkları raflı dolaplar / satış üniteleri hemen ki tümüyle (ücra köyler dışında) sigara dağıtımcısı şirketler tarafından özel olarak yaptırılarak bayilere verildiği, bayilerde sigaralar sergilenirken üniteyi veren firmanın ürünlerinin müşterilerin en iyi görecekleri göz hizasında dizildiği, davacı … firması piyasaya en çok satış ünitesi dağıtmış olan firma olduğundan, davacı firmanın … marka sigaraları ile davalı firmanın … sigaraları raflarda yan yana dizilemeyeceği, marka bağlılığının ve marka sadakatinin çok yoğun olduğu bir ürün (tekelci rekabet) pazarı olan tütün ürünleri pazarında “iltibas eşiğinin” diğer ürün pazarlarına nazaran çok daha yüksek olduğu; markalar arasındaki şekil ve/veya renk benzerliklerinin bu pazardaki ortalama tüketici nezdinde iltibasa (karıştırılmaya) yol açamayacağı tespit edilmiştir. Mahkemece gerekçeli kararda; davanın dayanağını oluşturan 556 Sayılı KHK’nin 9(1)/b maddesi (6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m. 7/2(b) uyarınca, markaların görsel, işitsel ve anlamsal benzerlikleri, tescilli marka ile aynı veya benzer sınıflarda kullanımın varlığı araştırılıp, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucu, “Davalının söz konusu şekli, yönünü değiştirerek kullanması, pek çok seçenek özgürlüğü bulunan marka şekil unsurlarında davacının tanınmışlık seviyesine ulaştırdığı şekli kullanması karşısında benzerlik seviyesinde bir kullanıma dönüştüğü, özellikle davacının “kırmızı” renk unsuruna ağırlık verdiği ürünlerdeki kullanımda, davalının kırmızı renkte … kullanımının, benzerlik algısının artmasına sebep olacağı, şekil unsuru taşıyan markalarda geometrik şekillerin yön değiştirerek kullanılmasının, ek bir unsur katılmaması halinde, markaya ayırt edicilik katmayacağı, davacı, kelime unsuru olmaksızın … şekli unsuruyla da ürün görseli oluşturduğundan, bu şekil üzerinde marka unsuru oluşturulması, benzerlik algısını güçlendirdiğinden, iki kullanım arasında ayniyete varan ayırt edilemeyecek kadar benzerlik olduğu, davacı markalarının, tütün ürünlerini içeren 34.sınıfı kapsadığı, davalının “…” adı ile piyasaya sunduğu dava konusu ürün de bir tütün ürünü olduğundan, aynı sınflarda oldukları” tespiti yapıldıktan sonra, marka tecavüzünün oluşması için gerekli olan iltibas unsuruna ilişkin olarak “her ne kadar marka kullanımları ve sınıf ayniyeti benzerliği sonucuna varılsa da, halk tarafından karıştırılma ihtimali düzeyinin oluşmadığı, davacının … şekil markasının davalı tarafından aynı şekilde kullanılmadığı, yatık olarak kullanılan üçgenimsi şeklin … şekliyle benzerliğinin bulunmadığı, markaların tek başına ayırt edici olduğu ve sigara tüketicileri tarafından rahatlıkla markaların ve ürünlerin ayırt edilebileceği” kanaati belirtildiğinden, marka hakkına tecavüz ve bu na bağlı olarak haksız rekabetin var olması için benzerlik yanında, halk tarafından karıştırılma ihtimalinin de bulunması gerekip, oluşa uygun bilirkişi raporu ile ortalama tüketici tarafından davacı ve davalı markalarının ve ürünlerinin karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı tespit edildiğinden, mahkemece bu unsurun yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesinde yasal düzenlemelere ve yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına aykırılık bulunmadığından istinaf sebebinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı markasındaki … şekil unsuru renk ve şekil olarak davacı markası ile ayniyet derecesinde benzer ise de; belirli bir renk ve geometrik şekil bir kişinin tekeline bırakılamayacağı gibi, kırmızı renk ve … şekil markası sigara sektöründe yaygın olarak kullanıldığından, her dava kendi kapsamı içerisindeki delillere ve taleplere göre değerlendirileceğinden, davacı vekili tarafından farklı markalar ile müvekkilinin markası arasında daha önce görülen ve emsal gösterilen başka mahkemelerden verilen kararlar, dava konusu olay ile birebir aynı mahiyette olmadığından ve İstanbul 1. FSHHM’nin 2009/100 E. 2010/16 K. sayılı kararı Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmediği sürece emsal olamayacağından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf talebi yönünden; Davacı vekili dava dilekçesinde, davalılardan … Tic. A.Ş.’nin müvekkiline ait markayı taklit ederek “…” markası ile ürettiği ürün sebebiyle her iki davalının marka hakkına tecavüz ettiği, eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu gerekçesi ile dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ve davalılar vekilleri için marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet taleplerinden dolayı vekalet ücreti taktir edilerek davalılar vekillerine ödenmesine karar verildiği tespit edilmiştir. Her iki davalı aleyhine aynı hukuki sebebe dayanılarak dava açıldığı tespit edilmiş olup, yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca, birden fazla davalı aleyhine aynı hukuki sebebe dayanılarak dava açılması halinde, ayrı vekiller ile temsil edilseler dahi tek vekalet ücreti taktiri gerektiğinden, davalı vekilinin her iki davalı vekili için ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/06/2018 tarih ve 2017/380 E. 2018/185 K. Sayılı kararına karşı davacı ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalıdan alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- Davacı ve davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 14/06/2022