Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1118 E. 2022/795 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1118 Esas
KARAR NO: 2022/795
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 15/03/2018
NUMARASI: 2017/16 E. – 2018/94 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkiline ait ve müvekkili tarafından dünya genelinde meşhur hale getirdiği … markalı “…” modeli olarak bilinen ayakkabının ayırt edilemeyecek derecede benzerini ürettiğini, piyasaya sürdüğünü, kendisine ait lüks mağazalarda ve internette satışa sunduğunu beyan ederek, davalının eyleminin haksız rekabet ile dürüstlük kuralına aykırılığının tespitine, tecavüzün önlenmesine, şimdilik 1.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasını TTK haksız rekabet hükümlerine dayandırdığını, Türkiye de dava konusu ayakkabıya ilişkin tescilli bir markası ya da tasarımı bulunmadığını, bu dava bakımdan mahkemenin görevsiz olduğunu, dava konusu ayakkabı ile müvekkili tarafından satışa sunulan ayakkabının birbirlerinden farklı olduğunu, tüketici nezdinden karıştırılmaya sebep olmayacağını, müvekkilinin söz konusu ayakkabıların üreticisi veya tasarımcısı olmadığını, söz konusu ayakkabıların yurtdışında yerleşik bir şirketten seçtiği koleksiyon olduğunu, müvekkiline sorumluluk yüklenemeyeceğini beyan ederek, öncelikle davanın görevsizlik sebebiyle reddine, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacı ve davalı tarafa ait ürünler karşılaştırıldığında davalı tarafın satışa sunduğu ürünleri genel intibaa olarak tabanlardaki benzerlik dışında ayakkabı endüstrisinde yer alan doğal benzerlik dışında benzerliği olmayıp, davalı taraf marka ve tasarımına yönelik bir kullanım ve haksız rekabet ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, bildirilmeyen delillerin sunulması amacıyla kendilerine süre verilmesi üzerine, dava açılırken bildirilmeyen tasarım tescilinin dosyaya sunulduğunu, davalı ürünü ile tasarım tescili karşılaştırıldığında; hem ayakkabı tabanı hem de genel görünüm olarak davalı ürününün davacı tasarımına benzediğini, ancak Mahkemece tasarım tescilinin dikkate alınmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacıya ait ”…” isimli ayakkabı tasarımının davalı tarafça taklit edilerek piyasaya ürün sunulduğu iddiasıyla tasarım hakkına tecavüzün önlenmesi, haksız rekabetin tespiti ile maddi ve manevi tazminat istemli davadır. Davacının dava açarken sunmadığı tasarım tescil belgesinin kayıt numarasını bildirmek üzere 16.05.2017 tarihli celsede davacı vekiline süre verildiği, sonraki 19.10.2017 tarihli celsede ise, ”davacı tarafa ait tescil edildiği beyan edilen 2016/07122 sayılı tasarım kaydının celbi için TPE’ye müzekkere yazılmasına” karar verilerek ilgili tescil belgesinin celbedildiği görülmektedir. Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı adına kayıtlı … sayılı tasarım tescil belgesinde yer alan görseller ile davalı ürünü arasında karşılaştırma yapılmadan değerlendirmede bulunulduğu görülmüş olup, Mahkemece eksik değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporu hükme dayanak yapılmıştır. Mahkemece yapılacak iş; Davacı adına kayıtlı … sayılı tasarım tescil belgesi ile davalıya ait ürün görselleri arasında karşılaştırma yapılmak suretiyle, tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabetin koşulları yönünden değerlendirmeyi içeren bir ek rapor aldırılması, mümkün olmadığı taktirde yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılarak varılacak sonuca göre karar verilmesidir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/03/2018 tarih, 2017/16 E. 2018/94 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2022