Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/11 E. 2020/20 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/11
KARAR NO: 2020/20
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2017
NUMARASI: 2015/340 E., 2017/453 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirket ile müvekkili arasında Tedarikçi Satınalma Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalının, davacının mağazalarında satışı yapılmak üzere faaliyet konusu üretimini/tedariğini yaptığı ürünleri davacının mağazalarına teslim etmeyi taahhüt ettiğini, ayrıca davalının teslimatı yapılacak ürünleri bildirilen mağazaya teslimini yapmak ve teslimata ilişkin nakliye bedelini de ödemek zorunda olduğunu, davalının genellikle … Ltd. Şti. Aracılığı ile sevkiyat yaptığını, davalı firmanın sevkiyat sırasında indirimli fiyatan faydalanabilmesi için sevkiyatı VSRM adlı sistem üzerinden taşıyıcı firmaya ve davacıya bildirmek ve onaylatmak zorunda olduğunu, davalının 25/02/2012 tarihinde yapılacak sevkiyatı VSRM sistemi üzerinden bildirmediğini, bu nedenle indirimden faydalanmadan sevkiyat yaptığını, sevkiyatın bedeli olan 7.773,49-TL’yi davacı firmanın … Ltd. Şti.’ye ödediğini ve sözleşme gereğince bu bedeli davalı firmaya fatura ettiğini, ancak davalı firmanın, sanki indirimli sevkiyat yapılmış gibi 3.193,28-TL tutarında ödeme yaptığını, kalan fatura bedelini ödemediğini, bunun üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının Gebze … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına karşı yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili firma ile davacı arasında tedarikçi satın alma sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca müvekkili firmanın ürettiği/tedarik ettiği malların, müvekkile ait fabrikalardan dava dışı lojistik şirket tarafından teslim alınmakta olduğunu ve davacının mağazalarına teslim edildiğini, çalışılacak olan lojistik firmasınnı sözleşmede kararlaştırılmadığını, ancak taşıma hizmetinin dava dışı … Ltd. Şti. firması tarafından yerine getirildiğini, müvekili şirket ile … Ltd. Şti. arasında herhangi bir sözleşme mevcut olmadığını, müvekkili firma ile davacı … arasında akdedilen sözleşmede müvekkilinin VSRM adı verilen sistem üzerinden lojistik firmasına indirimli taşıma yapılacağı bilgisini vermesi gerektiği gibi bir koşulun yer almamakta olduğunu, 25/02/2012 tarihli siparişe konu malların … Ltd. Şti. tarafından müvekkiline ait Adapazarı fabrikasından teslim alındığını, ancak müvekkinin … Ltd. Şti.’ne VSRM sistemi üzerinden indirimli taşıma yapılacağı bilgisini vermediğini, müvekkilinin bu ihmali nedeniyle kusurlu olduğunu, … Ltd. Şti.’nin de …’a indirimsiz fiyat üzerinden fatura kestiğini, …’ın bu nakliye bedelini müvekkiline fatura ettiğini, …’ın kestiği 7.611,21-TL tutarındaki faturanın müvekkilinin kayıtlarına alındığını, ancak haksız yere 3.193,28-TL tutarında iade faturası düzenlendiğinin ileri sürüldüğünü, müvekkilinin iade fatura düzenlemekte haklı olduğunu, davacının hiçbir alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; temin edilen 17/05/2016 havale tarihli bilirkişi raporu da dikkate alınarak, taraflar arasında düzenlenen Tedarikçi Satınalma Sözleşmesi ile satıma konu ürünlerin taşıma maliyetlerinin davalı tarafa ait olacağının kararlaştırıldığı, sözleşmede VSRM sisteminin kullanılacağına ilişkin bir bilginin yer almadığı, davalı firmanın, nakliye için davacı firma tarafından ödenen bedeli davacıya ödemek zorunda olduğu gerekçesiyle; “1-Davanın KABULÜNE, Davalı borçlunun Gebze … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin 3.211,02 TL asıl alacak, 155,97 TL işlemiş faiz ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak takibin devamına, 2-Davalı borçlu itirazında haksız ve kötüniyetli olduğundan takip konusu asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,” karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; delillerinin toplanmadığı, tanıklarının dinlenmediği, taraflar arasındaki mail yazışmalarının dikkate alınmadığı, davalının davacı firmaya herhangi bir borcunun bulunmadığı hususlarına ilişkindir. Dava, itirazın iptali talebine ilişkin bulunmaktadır. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, hükme esas alınan 17/05/2016 havale tarihli bilirkişi raporunun olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine, bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, söz konusu rapor ile davalının davacıya borcu olduğunun tespit edilmesine, taraflar arasında düzenlenen Tedarikçi Satınalma Sözleşmesi’nin “Diğer Detaylar” başlıklı bölümünde sevkiyatı yapılacak ürünlerin nakliye bedelinin davalı … Ltd. Şti.’ne ait olacağının kararlaştırılmış olmasına, sözleşmede VSRM sisteminin kullanılacağına ilişin bir bilgi bulunmamasına, VSRM sisteminin kullanılmasına ilişkin olarak düzenlenen 07/10/2011 tarihli “VSRM Servis Anlaşması”nda davacı firmanın taraf olmamasına, 25/02/2012 tarihinde yapılan sevkiyat bedelini ödeyen davacı firmanın bu bedeli davalıdan talep etme hakkı bulunmasına, taraflar arasındaki yazılı anlaşmalara ticari defter ve kayıtlar dikkate tanık beyanı veya mail yazışmalarının bir önemi bulunmamasına göre, Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usûl ve yasaya uygun Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2017 tarih ve 2015/340 E., 2017/453 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 200,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 39,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 160,75-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.24/09/2020