Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1098 E. 2022/798 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1098 Esas
KARAR NO: 2022/798
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 19/07/2018
NUMARASI: 2017/289 E. – 2018/206 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Grubu bünyesinde bir şirket olduğunu ve uzun süredir Türkiye’de faaliyet gösterdiğini, tüm tasarımlarını kullandığı ülkelerde ve 554 sayılı KHK uyarınca Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescil ettirerek yasal koruma altına almış olduğunu, müvekkili firmanın işbu dava konusu tasarımım 02.08.2010 tarihinden beri TPE nezdinde … Tescil numaralı Endüstriyel Tasarım Tescil Belgesi ile korumakta olduğunu, davalı firmanın, müvekkili firma adına tescilli tasarımını taklit etmek suretiyle Radyant Isıtıcı üretip … markası altında kendi tasarımıymış gibi pazarlamakta olduğunu, davalı firmanın bu sayede haksız kazanç sağladığım, müvekkilinin tasarım tescil belgesinden doğan haklarına tecavüz ettiğini, müvekkiline ait … nolu çoklu tasarım tescilinin Radyant ısıtıcı tasarımına ilişkin olup 15 tasarım ve toplamda 90 ayrı resim ile tescil edilmiş olduğunu, davalı firmanın internet sitesinde yer alan ürün ile müvekkilinin tescilli tasarımının ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğunu, müvekkiline ait tasarımın arka kısmında dikdörtgen prizma şeklinde bir duvar bağlantı elemanı bulunduğunu, tasarımın ön yüzünde düz cam panel, yatay eksende yer alan alt ve üst kenarları kavisli bir panel tutucu ile bu panelin hemen arkasında kavisli bir kanat yer aldığını, davalıya ait üründe de bire bir benzer elemanların bulunduğunu, davalının kullanım kılavuzlarında da müvekkilinin çizimlerini bire bir taklit ettiğini, davalının, hem müvekkiline ait tescilli tasarımın aynısını haksız bir şekilde üretip satışa sunarak, hem de müvekkiline ait internet sitesi, kataloglar ve kullanım kılavuzlarında yer alan çizim ve görselleri kopyalayıp yapıştırmak suretiyle kullanarak, müşterilerin yanılmasına, dolayısıyla TTK bağlamında haksız rekabet şartlarının oluşmasına sebebiyet verdiğini, davacı adına TPE nezdinde … sayı ile tescilli olan tasarımdan doğan haklarına davalı tarafından gerçekleştirilen tecavüzün tespitine, durdurulmasına üretilen ve satışa sunulan ürünler ile bu ürünleri tanıtmaya yarayan her türlü yasal evrakın bulundukları her yerde el konulmasına ve imha edilmesine, davalının tasarımı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre hesaplanacak olan maddi tazminatın şimdilik 10.000 TL sinin davalıdan tahsili ile izinsiz ve haksız olarak kullanım nedeniyle doğmuş manevi zararların tazmini amacıyla 10.000 TL tutarındaki manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkisine itiraz ederek, yetkili mahkemenin Konya mahkemeleri olduğunu, davacının iddialarının zaman aşımına uğramış olduğunu, ilgili tasarımın TPE nezdindeki tarifname kısmının incelenmesinin gerektiğini, müvekkilinin dava konusu tasarım ile ürün üretmediğini, müvekkilinin bugüne değin ürettiği tüm ürünlerinin kendi özgün tasarımı olduğunu ve davacının … nolu tasarımlarına benzemediğini, gerçek anlamda müvekkiline ait ürünler ile davacıya ait tasarımın kıyaslanmasında gerek genel işlevselliği ve gerekse tasarımın oluşturuluş biçiminin birebir kıyaslanmasında hiçbir ortak özelliklerin olmadığının görüleceğini, ancak bu incelemede bizzat müvekkiline ait olduğu ispat edilen ürünlerin esas alınması gerektiğim, bunun ispat yükümlülüğünün de davacıya ait olduğunu, davacının haksız fiilin gerçekleşme tarihini ispat etmesi gerektiğini, manevi tazminat talebi açısından talep miktarının fahiş olduğunu, söz konusu ürünleri tanıtmaya yarayan her türlü yasal evrak ve vasıtalara el konulması için bu evrakların başkaca ürünlerde kullanılıp kullanılmadığının araştırılması gerektiğini, zira bu araçların yüzlerce çeşit ürünlerde kullanıldığını, böyle bir niteliğe sahip üretim araçlarına el konulamayacağım beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dava konusu ürünler üzerinde talimat yoluyla tespit yapılamadığından ürünlerin kıyaslamasının, dava dosyasında sunulmuş bulunan belge ve bilgiler, yapılan araştırma ve incelemeler ile www…com.tr ve www…com.tr adlı internet sitelerinden elde edilen resimlerin değerlendirilmeleri neticesinde yapıldığı, bilirkişi raporlarına itibarla, ürünlerin görsel olarak benzer algılandıkları, davalının benzer tasarımı yapmak suretiyle endüstriyel tasarıma tecavüzde bulunduğu, yine bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının 2.011,94 TL net kazanç yönünden maddi tazminata, 3.000,00 TL manevi tazminata hak kazandığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, ayrıca davalının www…com.tr isimli internet sitesinde yer alan taklit ürün fotoğrafları çizimleri ve sairenin içerikten kaldırılmasına mümkün olmadığı takdirde siteye erişimin engellenmesine,” karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait herhangi bir somut ürün üzerinde inceleme yapılmadan dosyaya sunulan görseller üzerinden inceleme yapılmasının hatalı olduğunu, Davacının TPMK nezdindeki tescil evraklarında bulunan tasarım tarifinin dikkate alınmadığını, bilirkişiler tarafından tasarım belgelerinin incelenmediğini, bilirkişilerin TPMK dan gelen tasarım tescil evrakları ile sınırlı olarak davacının tasarımını yorumlaması gerekirken bunun yapılmadığını, Teknik zorunluluk ve seçenek özgürlüğü iddialarının dikkate alınmadığını, üründeki “ekranın cam panel olması, arka kısmında dikdörtgen prizma şeklinde bağlantı elemanının olması” hususlarının üreticiye seçenek özgürlüğü bırakmadığını, Davacının tasarımı ile müvekkiline ait olduğu iddia edilen ürünlerin benzer olmadığını, “düşeyde bulunan alt ve üst kenarları kavisli bir panel tutucu ve panelin arkasında da kavisli bir kanat” parçasına gelince, davacının ürününde bulunan kavisler ile müvekkiline ait olduğu iddia edilen resimlerdeki kavislerin kesinlikle benzer olmadığını, kavislerin yönleri ve açılarının farklı olduğunu, kavislerin içten dışa doğru olması, diğerinde ise içten dışa doğru olması, kavisin derinliği, şekli, ürüne kattığı derinlik vb hususlar değerlendirildiğinde her iki üründe de kavis vardır denilebileceğini ama benzer denilemeyeceğini, www…com.tr alan adlarında davaya konu tasarımın yer aldığı ilgili URL lere erişimin engellenmesi kararı yerine tamamen erişimin engellenmesi kararının hukuka aykırı olduğunu, 5651 sayılı kanunun 9/4 maddesinin “Hâkim, bu madde kapsamında vereceği erişimin engellenmesi kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verir. Zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez.” hükmünü içerdiğini, tüm ticari hayatı etkileyecek şekilde verilen kararın hatalı olduğunu, Maddi tazminat miktarının adil olmadığını, müvekkili şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemeye itiraz ettiklerini, belirlenen karlılık oranına da itiraz ettiklerini, karlılık oranının fahiş olduğunu, sektör gerçeklerine aykırı olduğunu, Manevi tazminatın fahiş olduğunu, 2.011,00 TL maddi tazminatın belirlendiği bir vakıada 3.000,00 TL gibi fahiş bir manevi tazminat belirlenmesinin kabul edilemeyeceğini, Mahkemece hüküm altına alınan el koyma kararının da hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 1-Dava, endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemli davadır. 2-Davacı, adına tescilli olan … no’lu tasarımın, davalı firma tarafından taklit edilerek ”…” markası adı altında üretilip pazarlandığını ve satıldığını iddia etmiştir. 3-Mahkemece, davalıya ait iş yerinde taklit olduğu iddia edilen ürünler üzerinde talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, 03.10.2016 tarihli tutanakta bilirkişi tarafından belirtilen nedenlerle keşfin yapılamadığı görülmüş ise de; davalıya ait internet adresinden alınan bir kısım görsellerin dosyaya sunulduğu, davalı yanın internet adresinin kullanımlarında olmadığı yönünde bir itirazının bulunmadığı, böylelikle gerek internet sitesinden alınan çıktılarda yer alan görseller, gerekse davacı yanca dosyaya sunulan davalıya ait ürün katalogları ve kılavuzlarının davacıya ait tasarım ile karşılaştırılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bu kapsamda, davalının dosyaya sunulan ürün görsellerinin kendilerine ait olmadığı yönündeki savunmasına itibar edilemeyeceği, aksi yöndeki istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. 4-Davacı vekilinin el koyma kararına yönelik istinaf başvuru nedenine gelince; 6100 Sayılı HMK’nın 342/2. maddesinde istinaf dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmış, (e) bendinde istinaf başvuru sebeplerinin ve gerekçesinin bulunması gerektiği öngörülmüş, aynı kanunun 352/1-d maddesinde de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde gerekli kararın verileceği düzenlenmiştir. Somut başvuruda, el koyma kararına yönelik istinaf başvuru nedenlerinin gösterilmediği anlaşıldığından bu yöndeki istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-d maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. 5-Ancak, her iki taraf görseline konu ürünün de ”Radyant Isıtıcı” olduğu, dava konusu ürünlerde bilgilenmiş kullanıcının bu ve benzer ürünleri daha önce yakından görmüş, temel teknik özellikleri ve genel teknik zorunlulukları hakkında bilgi sahibi olan ve bu ürünü kısmen de kullanan bir kişi olduğu, tasarım hukukunun nihai kullanım sırasındaki görünümleri koruması da dikkate alınarak, bu tip ürünlerde zorunlu unsurlar göz önünde bulundurulmak suretiyle seçenek özgürlüğünün değerlendirilmesi gerektiği, ancak dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında bu yönde bir değerlendirmenin yapılmadığı, hükme esas alınan raporların bu bakımdan eksik değerlendirmeye dayalı olduğu, dolayısıyla davalı istinaf başvuru nedeninin bu yönüyle yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. 6-Diğer yandan, her ne kadar Mahkemece, ”Davalının www…com.tr isimli internet sitesinde yer alan taklit ürün fotoğrafları çizimleri ve sairenin içerikten kaldırılmasına mümkün olmadığı takdirde siteye erişimin engellenmesine,” denilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, davacının, internet sitesinde yalnızca dava konusu taklit ürünlere ilişkin ticari faaliyette bulunup bulunmadığının eldeki delillere göre tespit edilmediği, başkaca ticari faaliyetlerin de internet sitesinde yürütülüyor olması halinde; davacı yanca URL adresi belirtilmemiş olsa dahi, bu hususun bilirkişi ile tespit edilmesinden sonra yalnızca URL adresine erişimin engellenmesi yönünde karar verilmesi gerekmesine rağmen, eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulmuş olması hatalı görülmüştür. 7-Davacı vekilinin maddi ve manevi tazminata ilişkin istinaf başvuru nedenlerinin 5 ve 6 no’lu paragraflarda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra Mahkemece varılacak sonuca göre değerlendirilmesi gerektiğinden bu aşamada incelenmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. 8-Kamu düzenine ilişkin olarak resen yapılan inceleme neticesinde ise; davacı vekilinin dava dilekçesinin sonuç kısmında, haksız rekabetin tespitine ve önlenmesine ilişkin bir talebi bulunmamasına rağmen Mahkemece ”taleple bağlılık” ilkesi gözetilmeksizin bu hususta karar verilmiş olması hatalı görülmüştür. Açıklanan sebeplerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5, 6 ve 8 no’lu paragraflarda açıklanan sebeplerle kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla ilk derece mahkemesinin kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 19/07/2018 tarih, 2017/289 E. 2018/206 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 85,59 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2022