Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1093 E. 2022/803 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1093 Esas
KARAR NO: 2022/803
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2018
NUMARASI: 2016/536 E. – 2018/614 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, davalı tarafça borcun ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkiline icra takibine konu faturaların kesildiğini fakat müvekkili tarafından içeriğin kabul edilmemesi sebebiyle faturaların iade edildiğini, faturaların ardiye ücretine ilişkin olarak kesildiklerini ve ardiye ücretinin başlangıç tarihinin 16/02/2015 olduğunu, ardiyeye konu mallara Küçükçekme 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/1093 D.İş sayılı dosyası ile el konulduğunu, bu sebeple müvekkilinin haklarının kısıtlandığını, bu eşyalar üzerindeki el koyma kararının henüz kaldırılmadığını, 5607 sayılı Kanunun 11/6.maddesi gereğince el konular eşyaların ardiye ücretlerinin …nın döner sermayesinden karşılanması gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “İddia, savunma, toplanan deliller ile dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davalı tarafından Çin Halk Cumhuriyetinden yüklenen malların teslim yerinin Ambarlı olduğu, 16/02/2015 tarihinde davacıya ait ardiyeye boşaltıldığı, 17/02/2015 tarihinde kaçak eşya tespit raporu düzenlendiği ve Bakırköy 5.sulh Ceza Hakimliğinin 2015/1313 D.İş sayılı kararı ile mallara el konulmasına karar verildiği, Küçükçekmece CBS tarafından 5607 sayılı yasaya muhalefet suçundan kamu davası açıldığı, Küçükçekmece 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/722 Esas, 2018/33 Karar sayılı ve 16/01/2018 tarihli kararı ile beraat kararı verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, davacı antrepo işletmesinin, davalı taraf adına tanzim edilmiş, değerli evrak olan deniz konşimentosundaki (…) … konteyner muhteviyatı 385 kap, 14091 kg, 53 m3 eşya için hizmet verdiği, vermiş olduğu hizmet karşılığında kesmiş olduğu ardiye ücretinin piyasa rayiçlerine göre uygun olduğu, eşyanın akıbetine ilişkin nihai karar verilmesi durumunda Gümrük İdaresince elkonulan ve alıkonulan her türlü eşya, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması, nakliyesi elkonulduğu andan itibaren yapılan masrafların, … döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanması gerekmektedir şeklinde mevzuat gereği, takip tarihi itibariyle verilen bir karar olmadığından davalının ardiye ücreti sebebiyle sorumlu olduğu kanaatine varıldığından 19.500,00 TL yönünden takibin iptaline, takip talebinin 19.500,00 TL olmasına rağmen davacının dava dilekçesinde bildirdiği harca esas dava değeri 22.778,77 olduğundan davanın kısmen kabulüne, alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirmesi sebebiyle tazminat isteminin reddine,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-El konulan eşyaya ait her türlü gider, el koyma tarihinden itibaren gümrük idaresinin sorumluluğunda olduğundan, davacı tarafından dava konusu el konulan eşyaya ilişkin olarak davalıya gönderilen ve el koyma tarihinden sonraki döneme ait ardiye ücretlerini içeren faturalardan dolayı davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, zira , 5607 sayılı Kanun’un “Elkonulan Eşyanın Muhafazası” başlıklı 11 inci maddesinin altıncı fıkrasının: “Kaçak akaryakıt hariç el konulan ve alıkonulan her türlü eşya, yük hayvanı ve taşıtların muhafazası, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması, nakliyesi ve imhası gibi sebeplerle el konulduğu andan itibaren yapılan masraflar, … döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanır. Bu kapsamda yapılacak her türlü mal, araç, gereç ve hizmet alımlarında 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz.”hükmünü havi olduğunu, 2- Yine, 14.11.2013 tarih ve 28821 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre Elkonulan Eşya ve Alıkonulan Taşıtlara İlişkin Uygulama Yönetmeliği (“Uygulama Yönetmeliği”)’nin “Elkonulan Eşya ile Alıkonulan Taşıt İçin Yapılacak Masrafların Karşılanmasına İlişkin İşlemler” başlıklı dördüncü bölümünün; “Eşyanın muhafaza süresi ve ücret tarifesi” başlıklı 11 inci maddesi:“(1) 5607 sayılı Kanun uyarınca kaçak zannı ile elkonulan eşya ile alıkonulan taşıtın muhafaza edileceği yere teslim edildiği tarihten itibaren; a) Mahkemece sahibine iadesine karar verilen eşyanın, kararın gümrük müdürlüğünce eşya sahibine tebliğ edildiği tarihi takip eden 30 uncu gün dahil, b) Eşyanın müsaderesi veya tasfiyesi yönünde karar verilmesi durumunda, işletme müdürlüğünce teslim alındığı tarihe kadar, c) Eşya veya taşıtın satış suretiyle tasfiye edilmesi durumunda, satın alanın teslim alması için geçen ek süreler hariç, teslim alma tarihine kadar, geçen süre eşyanın muhafaza süresidir. “Elkonulan eşya ile alıkonulan taşıt için yapılacak masrafların karşılanması” başlıklı 14 üncü maddesi: “(1) Kaçak akaryakıt hariç elkonulan veya alıkonulan her türlü eşya ve taşıtın muhafazası, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması, nakliyesi ve imhası gibi sebeplerle el konulduğu andan itibaren yapılan masraflar, döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanır. Bu kapsamda yapılacak her türlü mal, araç, gereç ve hizmet alımlarında 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz. (2) Satılarak bedeli emanet hesabına alınan eşya ile taşıtın sahibine iadesine karar verilmesi halinde, satış bedeli 4458 sayılı Kanunun 180 inci maddesi ve 25/6/2013 tarihli ve 28688 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tasfiye Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde elkoyma tarihinden iade tarihine kadar geçen süre için kanuni faizi ile birlikte döner sermaye bütçesinden hak sahibine ödenir.”hükmünü havi olduğunu, 3- Uygulama Yönetmeliği’nin 11 inci maddesinde yer alan, “(1) 5607 sayılı Kanun uyarınca kaçak zannı ile elkonulan eşya ile alıkonulan taşıtın muhafaza edileceği yere teslim edildiği tarihten itibaren; a) Mahkemece sahibine iadesine karar verilen eşyanın, kararın gümrük müdürlüğünce eşya sahibine tebliğ edildiği tarihi takip eden 30 uncu gün dahil geçen süre eşyanın muhafaza süresidir.” hükmünde belirtilen “Mahkemece sahibine iadesine karar verilen eşyanın” ifadesinin, el konulan eşyaya ilişkin muhafaza süresinin hesaplanmasına ilişkin bir hüküm olup, el konulan eşyaya ilişkin el koyma tarihinden sonra doğan masrafların gümrük idaresince karşılanmasının bir koşulu olmadığını, söz konusu hükmün, sahibine iadesine karar verilen eşya hakkındaki kararın ilgiliye tebliğinden itibaren 30 günlük sürenin de muhafaza süresi sayılmasını ve bu süreye tekabül eden ücretlerin hesaplanmasını düzenlediğini, 4- El konulan eşyaya ilişkin el koyma tarihinden sonra doğan masraflarla alâkalı mevzuat hükümlerinin son derece açık olmasına rağmen, yerel mahkemece, nihai karar verilmemesi gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, 5-Yine, dava kapsamında alınan bilirkişi raporunda, davacı’nın, davalı’ya kesmiş olduğu ardiye ücretinin piyasa rayiçlerine uygun olduğu, 5607 sayılı Kanun’un “elkonulan ve alıkonulan her türlü eşya, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması, nakliyesi elkonulduğu andan itibaren yapılan masraflar, … döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanması gerekmektedir.” ifadelerine yer verdiğini, ancak, davalı tarafından ihbar edilen … İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nün İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunduğu beyanında, “5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre El Konulan Eşya ve Alıkonulan Taşıtlara İlişkin Uygulama Yönetmeliği, Mahkemece eşyanın akıbetine ilişkin nihai karar verilmesi durumunda yönetmelikte belirtilen şekilde ardiye ücretinin idare tarafından karşılanmasını öngörmüştür” şeklinde bir açıklaması olduğu ifadelerine yer verilerek, dosyada henüz nihai karar verilmediği için ardiye ücretinin davalı tarafça ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, 6- Fakat bilirkişi raporunda yer verilen bu sonucun, 5607 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen 11 inci maddesi hükmüne tamamen aykırı olduğunu, çünkü, davanın seyrinde, davalı tarafından ihbar olunan …’nca verilen dilekçede, bilirkişinin yukarıda atıfta bulunduğu, “Mahkemece eşyanın akıbetine ilişkin nihai karar verilmesi durumunda yönetmelikte belirtilen şekilde ardiye ücretinin idare tarafından karşılanmasını öngörmüştür.” şeklinde bir açıklamasının yer aldığını, 7- Görüleceği üzere, yukarıda yer alan açıklamanın, kaçak eşyaya ait olarak el koyma tarihinden sonra doğan masrafların aidiyeti ile ilgili 5607 sayılı Kanun’nun ilgili hükmüne tamamen aykırı olduğunu, 5607 sayılı Kanun’da veya yukarıda yer verilen Uygulama Yönetmeliği’nin konu ile alâkalı hükümlerinin son derece açık olup, el koyma tarihinden sonra doğan masrafların gümrük idaresine ait olduğunu, kaldı ki, mevzuatta, el konulan eşyaya ilişkin el koyma tarihinden itibaren doğan masrafların, mahkemece eşyanın akıbetine ilişkin nihai karar verilmesi durumunda gümrük idaresine ait olacağı şeklinde bir düzenlemenin yer almadığını, bilirkişinin, bu yönüyle, kanunda açıkça yer alan hükme rağmen, idare avukatının dilekçesinde yer verdiği ifadeleri temel alarak hukuka aykırı rapor düzenlediğini, 8- Mevzuat hükümlerine açıkça aykırı ifadeler içeren bilirkişi raporunun ayrıca konunun uzmanı olmayan kişilerce tanzim edildiğini, yerel mahkemenin de, söz konusu bilirkişi raporunda yer alan ifadeler dışında herhangi bir ek gerekçe içermeyen kararında bu konuya ilişkin bir değerlendirmede bulunmadığını ve gerekçesiz bir şekilde hatalı bilirkişi raporunu temel aldığını, bu sebeple, uzman olmayan bilirkişilerce düzenlenen ve açık mevzuat hükümlerine aykırı ifadeler barındırmak suretiyle tamamıyla hukuka aykırı bir bilirkişi raporunun esas alınması ve hükmün bu şekilde tesis edilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, 9-İşbu davaya konu olay ile alâkalı olarak kaçakçılık davasında yargılanan müvekkili şirket yetkilisinin, söz konusu davadan beraat etmiş olup, dava konusu malların yargılama sırasında tasfiye edildiğini, 10-Keza, 25.06.2013 tarih ve 28688 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tasfiye Yönetmeliği’nin “Diğer Hükümler” başlıklı onuncu bölümünde düzenlenen ve “Satış sonrasında yapılacak işlemler” başlıklı 64 üncü maddesinin: “(1) 4458 sayılı Kanunun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (b), (e), (f), (g) ve (k) bentlerinde ve ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen eşyanın satış bedelinden sırasıyla; a) Hizmet karşılığı alacaklar ve yapılmış masraflar karşılığı olarak yüzde onbeşi, b) Gümrük vergileri, c) Satış için yapılmış masraflar karşılığı olarak yüzde ellisi, ç) Para cezaları, ayrılarak hak sahiplerine dağıtılır. Bu bedellerin dağıtımından sonra artan para olursa, eşya sahipleri adına emanet hesabına alınır. Emanete alındığı tarihten itibaren bir yıl içinde alınmayan para döner sermayeye gelir kaydedilir. (6) Gümrük idaresi ve diğer işletmeciler tarafından verilmiş olan ardiye ve diğer hizmetler karşılığı ücretler için ödeme yapılması gereken durumlarda, satış bedelinden ayrılacak tutar satış bedelinin yüzde on beşini geçemez. Gümrük idaresi tarafından verilmiş ardiye ve diğer hizmetler karşılığı olarak ayrılan tutar döner sermayeye gelir kaydedilir. Perakende satılan, özel yolla tasfiye edilen veya imha edilen eşyayı muhafaza eden kişi ve kuruluşlara ardiye ve diğer hizmetler için işletme müdürlüğünce bir ödeme yapılmaz.…” hükmünü havi olup buradan da görüleceği üzere, tasfiye edilen bir malın ardiye ücreti, söz konusu malın satış bedeli içerisine dâhil edildiğini, davacı’nın, tasfiye edilen dava konusu mallara ilişkin ardiye ücretini gümrük idaresinden talep etmesi gerekirken haksız yere davalı’dan talep etmesi üzerine açılan işbu davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini belirterek İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E: 2016/536, K: 2018/614 sayılı ve 21.06.2018 tarihli kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK 67.maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı tarafça, davalının el konan eşyalarının ardiyesinde bekletilmesi sebebiyle depo ücretinin ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine faturaya dayalı olarak, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasında toplam 19.500,00-TL üzerinden icra takibi başlatılmış, davalının itirazı üzerine, iş bu itirazın iptali davası açılmış, davalı tarafından, gümrük idaresince haksız yere el konulan eşyalarının davacı ardiyesinde bekletilmesinden kendisinin değil, idarenin sorumlu olduğu ve depo ücretinin idareden tahsili gerektiği, ceza davasından beraat ettiği savunmasında bulunulmuş, yargılama devam ederken davalıya ait eşyaların idarece satılarak tasfiye edildiği, uyuşmazlığın, depo ücretinden davalının mı yoksa idarenin mi sorumlu olduğu ve icra takibinin haklı olup olmadığı, itirazın iptali şartlarının bulunup bulunmadığı noktalarında olduğu anlaşılmaktadır. Konuyla ilgili mevzuata bakıldığında, 5607 sayılı Kanun’un “Elkonulan Eşyanın Muhafazası” başlıklı 11/6 maddesinin; “Kaçak akaryakıt hariç el konulan ve alıkonulan her türlü eşya, yük hayvanı ve taşıtların muhafazası, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması, nakliyesi ve imhası gibi sebeplerle el konulduğu andan itibaren yapılan masraflar, … döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanır. Bu kapsamda yapılacak her türlü mal, araç, gereç ve hizmet alımlarında 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz.” hükmünü havi olduğunu, 14.11.2013 tarih ve 28821 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre Elkonulan Eşya ve Alıkonulan Taşıtlara İlişkin Uygulama Yönetmeliği (“Uygulama Yönetmeliği”)’nin “Elkonulan Eşya ile Alıkonulan Taşıt İçin Yapılacak Masrafların Karşılanmasına İlişkin İşlemler” başlıklı dördüncü bölümünün; “Eşyanın muhafaza süresi ve ücret tarifesi” başlıklı 11 inci maddesinin; “(1) 5607 sayılı Kanun uyarınca kaçak zannı ile elkonulan eşya ile alıkonulan taşıtın muhafaza edileceği yere teslim edildiği tarihten itibaren; a) Mahkemece sahibine iadesine karar verilen eşyanın, kararın gümrük müdürlüğünce eşya sahibine tebliğ edildiği tarihi takip eden 30 uncu gün dahil, b) Eşyanın müsaderesi veya tasfiyesi yönünde karar verilmesi durumunda, işletme müdürlüğünce teslim alındığı tarihe kadar, c) Eşya veya taşıtın satış suretiyle tasfiye edilmesi durumunda, satın alanın teslim alması için geçen ek süreler hariç, teslim alma tarihine kadar geçen süre eşyanın muhafaza süresidir.…” hükmünü, “Elkonulan eşya ile alıkonulan taşıt için yapılacak masrafların karşılanması” başlıklı 14 üncü maddesinin: “(1) Kaçak akaryakıt hariç elkonulan veya alıkonulan her türlü eşya ve taşıtın muhafazası, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması, nakliyesi ve imhası gibi sebeplerle el konulduğu andan itibaren yapılan masraflar, döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanır. Bu kapsamda yapılacak her türlü mal, araç, gereç ve hizmet alımlarında 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz. (2) Satılarak bedeli emanet hesabına alınan eşya ile taşıtın sahibine iadesine karar verilmesi halinde, satış bedeli 4458 sayılı Kanunun 180 inci maddesi ve 25/6/2013 tarihli ve 28688 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tasfiye Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde elkoyma tarihinden iade tarihine kadar geçen süre için kanuni faizi ile birlikte döner sermaye bütçesinden hak sahibine ödenir.” hükmünü havi olduğu görülmektedir. Somut olay incelendiğinde, davalı tarafından Çin Halk Cumhuriyetinden yüklenen malların teslim yerinin Ambarlı olduğu, 16/02/2015 tarihinde davacıya ait ardiyeye boşaltıldığı, Küçükçekmece 1.Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/1093 D.İş sayılı kararı ile mallara el konulmasına karar verildiği, Küçükçekmece CBS tarafından 5607 sayılı yasaya muhalefet suçundan kamu davası açıldığı, Küçükçekmece 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/722 Esas, 2018/33 Karar sayılı ve 16/01/2018 tarihli kararı ile beraat kararı verildiği, bu durumda kamu otoritelerince eşya hakkında el koyma kararı verdiği tarihinden itibaren, davalının antrepo ücretinden sorumlu olmayacağı kabul edilmelidir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 02/10/2012 tarih 2011/8065 E. 2012/14804 K. Sayılı kararı ) Zira bu andan sonra kamu otoriteleri tarafından el konulan emtia üzerinden davalının herhangi bir tasarruf yetkisi bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla, teslim tarihinden el koyma tarihine kadar geçen süre yönünden saklama ücretinden davalı, bu tarihten itibaren ise idare sorumludur. Somut olayda, davalıya ait mallara, davacı ardiyesine boşaltıldığı 16.02.2015 tarihinden Küçükçekmece 1.Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/1093 D.İş sayılı el koyma kararına kadar gecen 16 günlük ardiye ücretinden sorumlu tutulması gerekirken, mahkemece hatalı değerlendirmeyle tüm saklama süresi ücretinden davalının sorumlu tutulması doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunda haklı olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına, fakat yapılan hata yeniden yargılama gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüyle, davalının 16 günlük saklama ücretinin bilirkişi raporunda 1. ardiye hesabında uygulanan yöntemle bulunan olan 257,60 TL üzerinden İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasında yapılan takibin iptaline, takibin 257,6 TL üzerinden devamına, alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 2- İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/06/2018 tarih, 2016/536 E., 2018/614 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3- Davanın kısmen kabulüyle, davalının 16 günlük saklama ücretinin bilirkişi raporunda 1.ardiye hesabında uygulanan yöntemle bulunan olan 257,60 TL üzerinden İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasında yapılan takibin iptaline, takibin 257,6 TL üzerinden devamına, 4- Alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, icra inkar tazminat talebinin reddine 5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 291,51 TL’den mahsubu ile fazla alınan 210,81 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine, 5/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 80,70 peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 118,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 1.732,70 TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre 19,58 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 5/c-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(1)-(2). maddesine göre 257,60 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(3) maddesine göre 257,60 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 6- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 6/b-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 6/c-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6/d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2022