Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1090
KARAR NO: 2021/83
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19/04/2018
NUMARASI: 2016/726 E. 2018/432 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin firmasında ihtiyati haciz işlemi uygulanarak, baskı kurularak ödeme alındığını, ihtiyati haciz işlemleri sırasında müvekkilinin borçlu olmadığına itiraz ettiğini ve davalı ile aralarında sözleşme gereği 2020 vadeli 6.000,00 Euro miktarında borç olduğunu beyan ederek bu hususu da haciz tutanağına yazdırdığını, haciz baskısı ile karşı karşıya kalan müvekkilini ödeme yapmak zorunda bıraktıklarını, müvekkilinin takibe konu senetten dolayı davalıya yalnızca 6.000 Euro borcu bulunduğunu, bonodan kaynaklanan borcun vadesinin 2020 yılı olduğunu, nitekim takibe konu bono incelendiğinde vade kısmında 2020 yılı yazılı olduğu çıplak gözle görüldüğünü, aynı şekilde defter kayıtlarına yine taraflar arasında bu hususta bir de sözleşme yapıldığını, defter kayıtlarına da 2020 vadeli borç olarak girildiğini, alacaklı tarafın vadesi gelmeyen senedi icraya koyduğunu, bu nedenle borcu tamamına İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk mahkemesinin 2016/298 esas sayılı dosyası ile itirazda bulunduklarını, takibe konu bono incelendiğinde rakam ile yazılı bedel kısmında oynama yapıldığını, zira müvekkilinin de kabul ettiği üzere gerçek borcun 6.000 Euro olduğunu, fakat rakam kısmında da sonradan oynama yapıldığını, bu şekilde bedelin 16.000 Euro yapıldığını, müvekkilinin doldurduğu kısım ile sonradan doldurulan kısımlara bakıldığında yazılar arasında da fark olduğunu müvekkilinin iradesine uygun olmayan bir şekilde doldurulduğunu, müvekkilinin alacaklı görülen tarafa takipte belirtilen şekilde herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin borçlu olmadığının tespit edilerek haksız olarak alınan 41.691,00 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının tahrifat iddiasında bulunmasına rağmen bu iddiasını ispatlayacak herhangi bir delilini sunmadığını, takip talebi incelenecek olursa 16.000,00 Euro tutarlı senedin tamamı değil bakiye alacak miktarı olan 10.419,00 Euro üzerinden takibe geçildiğini, davacının tahrifat iddiasının herhangi bir temeli olmadığını, İstanbul Anadolu 15. Hukuk Mahkemesi’nin 2016/298 esas sayılı dosyasında imzaya borca ve tüm ferilerine itiraz etmiş olmakla yargılamanın devam ettiğini kötü niyetli takibin durdurulması talebini kabul etmediğini, hukuki yararı olmamasına rağmen icra yolu ile almış olduğu alacağını haksız ve kötü niyetli bir şekilde geri alma çabasında olduğunu belirterek davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/298 E., 2018/129 K. Sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının …, davalının … Ltd.Şti, olduğu, yapılan yargılama sonucunda davanın kabul edilerek İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin iptaline karar verildiği, kararın 20/03/2018 tarihinde kesinleştiği, bu dosyada grafoloji uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen kök ve ek raporlarda tetkike esas senette miktar rakamlarının başına sonradan ilave edildiği tespit edilen “1” rakamı ile senetteki miktar yazıları arasında mürekkep renk tonu, kalem ucu kalibresi ve fulaj itibari ile anlamlı uygunluklar ve benzerlikler saptandığı, “1” rakamının ve “Onaltıbin Euro” miktar yazılarının aynı kalemle oluşturulduğu, söz konusu senet miktarının evvelce sadece rakamla “6.000” olarak yazılmış iken yapılan “1” rakamı ilavesiyle ve söz konusu ilavenin yapıldığı kalem kullanılarak “Onaltıbin Euro” miktar yazılarının bir seferde yazılması ile halen görünür durumda olan “16.000- Onaltıbin Euro” haline dönüştürülmüş olduğunun belirtildiği, dolayısıyla davacının tahrifat iddiasının uzman bilirkişi raporu ile tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 41.691,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Eldeki davanın belirsiz dava olarak açılamayacağını, davacının davayı belirsiz alacak davası olarak açmakta hukuki yararının bulunmadığı, Mahkeme kararının gerekçesinde İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/198 Esas, 2018/129 Karar sayılı kararının kesinleştiğinden bahsedilmesine rağmen kararın kesinleşmediğini, Davacı tarafça dava konusu borcun 6.000,00 Euro’luk kısmı kabul ediliyor olmasına rağmen bu miktarın alacak miktarından mahsup edilmemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, Borcun varlığıyla ilgili mahkemece yapılmış bir tespit bulunmadığını, bu konuda bir inceleme gerçekleştirilmediğini beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında icra takibinin konusunu oluşturan 16.000 Euro bedelli bonoya istinaden ödenen 41.691,00 TL’nin istirdadına ilişkin davadır. Davacı davayı kısmi dava olarak açmış olup, bu nedenle davalı vekilinin, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar olmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Diğer yandan, davacı vekili her ne kadar Mahkeme kararının gerekçesinde İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/198 Esas, 2018/129 Karar sayılı kararının kesinleştiğinden bahsedilmesine rağmen kararın kesinleşmediğini ileri sürmüş ise de, mahkemece İcra Hukuk Mahkemesi kararının değil, İcra Hukuk Mahkemesi dosyasına sunulan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı görülmekle davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Davacı mezkur bono sebebiyle davalıya 6.000 Euro borçlu olduğunu, ”1” rakamının sonradan eklendiğini beyan ederek fazladan ödediği meblağın iadesini talep etmiştir. Benzer iddialarla taraflar arasında görülen İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/198 Esas, 2018/129 Karar sayılı dosyasında grafolog bilirkişi tarafından aldırılan raporda; söz konusu senet miktarının evvelce sadece rakamla “6.000” olarak yazılmış iken yapılan “1” rakamı ilavesiyle ve söz konusu ilavenin yapıldığı kalem kullanılarak “Onaltıbin Euro” miktar yazılarının bir seferde yazılması ile halen görünür durumda olan “16.000- Onaltıbin Euro” haline dönüştürülmüş olduğunun belirtildiği, aynı dosyada aldırılan alacak hesabına ilişkin raporda, davacının 16.269,21 TL fazladan ödeme yaptığı bildirilmiştir. Anılan raporda takip öncesi herhangi bir ihtar veya temerrüde ilişkin bildirim olmamasına rağmen faiz işletilmesi doğru görülmemiş ise de, raporun diğer yönlerden denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır. Buna göre, davaya konu 19.02.2015 tanzim, senet metnine göre 20.02.2016 ödeme tarihli, ancak 2020 vade tarihli olmasına rağmen gün ve ay yazılmaması nedeniyle 20.02.2016 ödeme tarihli olarak kabul edilen ve hakkında ihtiyati haciz kararı alınarak icra takibine konulan bono nedeniyle, yukarıda içeriği açıklanan imza incelemesine yönelik bilirkişi raporu da dikkate alınarak davacının davalıya 6.000,00 Euro borçlu olduğunun kabulü ile bu miktara ödeme günü olan 18.02.2016 tarihine kadar işleyen faiz tutarının 7,91 Euro olduğu, böylelikle asıl alacak ve asıl alacağa takip sonrası işleyen faizle birlikte masraflar haricinde davacının davalıya 6007,91 Euro borçlu olduğu, 1 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki TCMB verilerine göre TL karşılığının 3,3560 TL olduğu dikkate alındığında alacak miktarının masraflar hariç 20.162,546 TL olduğu, bu miktara ihtiyati haciz masrafı ile vekalet ücreti olan 481,00 TL, icra vekalet ücreti olan 2.513,14 TL, 1.801,08 TL tahsil harcı, 29,20 TL başvurma harcı, 4,30 vekalet harcı, 104,71 TL peşin harç eklenmesiyle birlikte toplam ödenmesi gereken borcun 25.095,98 TL olduğu, dosyaya sunulan ödeme dekontları dikkate alındığında, davacının toplam 41.691,00 TL ödemede bulunduğu, bu miktardan ödenmesi gereken borç miktarı mahsup edildiğinde davacının 16.595,02 TL fazladan ödemede bulunduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan sebeplerle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının fazladan ödeme yaptığı 16.595,02 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın tümden kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş, davalının bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmüştür. Sonuç olarak 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2- 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.04.2018 gün ve 2016/726 Esas, 2018/432 Karar sayılı KARARIN DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, 3- Buna göre; 3/a- Davanın KISMEN KABULÜ ile, 3/b- Davacının fazladan ödediği 16.595,02 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.133,60 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 711,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 421,62 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 711,98 TL peşin harç toplamı 741,18 TL ile 115,00 TL (tebligat ve müzekkere gideri) olmak üzere toplam 856,18 TL yargılama giderinin Davanın kabul-red oranına göre 705,57 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’nin 13/(1). maddesine göre, 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine 4/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’nin 13/(1). maddesine göre, 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 31,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 129,60 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/c- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 04/02/2021